Siber casusluğa yatırım yapan gelişmiş ülkeler sayesinde artık az gelişmiş ülkeler de bu teknolojik uçurumu kapatabiliyor. Hem ucuz hem de etkili bir yolla savunma kabiliyetlerini güçlendiren bu ülkeler artık sadece Kuzey Kore’den ibaret değil.
Güvenlik devi Symantec yetkilisi Jon DiMaggio, bu ülkelerin hızlı bir şekilde evrildiğini ve rakiplerine karşı kendilerini koruma altına almaya çalıştıkları ifade etti. Komşusu Hindistan’a karşı geliştirdiği teknolojik silahı olan Pakistan ile Makedonya ve Etiyopya bu ülkelerden sadece birkaçı.
Siber güvenlik analisti Kenneth Geers’ın ‘bilgi hırsızlığında altın çağ’ olarak nitelendirdiği günümüzde artık pek çok devlet can ve mal kaybı riski düşük olan siber casusluk peşinde koşuyor. İstihbarat Başkanı James Clapper’a, Obama yönetiminin ABD hükümet yetkililerine yapılan Çin destekli saldırılara neden karşılık verilmediği sorulunca, “Camdan evlerde yaşayanların taş fırlatmadan önce düşünmesi gerekir.” benzetmesiyle yanıtlaması, savunma anlayışının değişmekte olduğunu kanıtlıyor.
Çin’in ardından Rusya’nın seçim sistemine karıştığı soruşturmaları ve yine Rusya’nın Avrupalı ülkelerdeki şaibeli müdahaleleri çokça tartışıldı. Peki küçük devletler ne yapabilir?
Siber güvenlik şirketi Kaspersky, ‘görünmez ülkelerin’ siber saldırılardaki yükselişine dikkat çekerek finansal olarak beslenen korsanların gün geçtikçe karmaşıklaşan saldırı yöntemlerini gözlemlediklerini aktarıyor.
Symantec yıllık raporları, devlet destekli korsan gruplarının verdiği hasarın günden güne arttığını kaydederek, bu haberlerin artık duyurulmadığını da ekliyor. DiMaggio, bu durumu “Yeni bir casusluk vakası yaşandıysa, -Eh ne var bunda?- denilebiliyor.” diye eleştiriyor.
Gelecekteki mücadelenin oldukça hareketli olacağından ve uluslararası hukukta siber casusluğa dair bir yasaklama olmadığından bu boşluğa karşın her ülkenin hazırlıklı olması gerekiyor. Çünkü bunun adı ‘görünmez bir silahlanma yarışı.’