İnsanlığı “Terminatör” veya “Ben, Robot” adlı filmlerin anlattığı bir gelecek mi yoksa yapay zekaların insanların hayatlarını kolaylaştırıcı bir rol oynadıkları bir gelecek mi bekliyor? Yapay zeka ile ilgili tartışmalarda iki uç arasındaki gelgitler her daim oldu. Bu filmlere de bir şekilde yansıdı.
ABD Savunma Bakanlığı da bu tartışmanın peşine düşmüş gözüküyor. Amerika merkezli National Journal dergisinin haberine göre, Savunma Bakanlığı Müsteşarı Frank Kendall, tarihe geçecek bir adım atarak bakanlıktaki Bilim Bürosu’na bir bilgi notu gönderdi. Nota göre, Kendall, bilim bürosunun yapay zeka ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlamasını ve yapay zekaya ne kadar “otonomi” verilebileceği üzerine.
Dergiye konuşan bakanlıktan bir yetkili, “Otonomi için gerçek bir rol haritası istiyoruz.” diyerek bilgi notunun amacını da ortaya koyuyor aslında. Dergiye göre, bilim bürosunun, 2015 yılı sonunda ortaya koyacağı rapor, yapay zekanın tehdit olup olmadığına yönelik yıllardır devam eden tartışmalarda bir dönüm noktası olacak.
Yapay zeka tartışmalarda uçlardan biri, bu alandaki gelişmelerin insanlığın sonunu getireceğini savunuyor. Ünlü bilim adamı Stephen Hawking ile tanınmış girişimci Elon Musk, bu fikri savunan iki isim. Musk, ağustos ayında attığı bir twitinde, yapay zekanın nükleerden bile daha büyük bir tehdit olduğunu savunurken ekim ayındaki bir twitinde de yapay zekayı geliştirmenin “şeytanı çağırmakla” eş değer olduğunu söylemişti. Stephen Hawking de İngiliz BBC kanalına aralık ayındaki açıklamasında, insani bir yapay zekanın, insan ırkının sonunu getireceğine işaret etmişti.
Bu karamsar gelecek tahayyüllerinin aksine Google’da çalışan yapay zeka uzmanı Ray Kurzweil, insani bir yapay zekanın ancak beynin tam bir haritasının çıkarılmasıyla mümkün olabileceğini savunuyor ki bu da çok uzak bir geleceği işaret ediyor Kurzweil’e göre. ABD’nin ünlü üniversitesi MIT’de robot araştırmaları yapan Rodney Brooks, Kurzweil’e benzer bir görüş taşıyor. Brooks, karamsar bir gelecek öngörüsüne sahip olanların “yapay zeka alanındaki ilerlemeler ile insani bir yapay zeka üretme arasındaki farkı gözetmemekle” eleştiriyor.
“Ahlaki Makineler” adlı kitabın yazarlarından Wendell Wallach ise tartışmaların temelinde bulunan zeka yerine irade kavramını koymayı tercih ediyor. Wallach, “Birkaç yıl içinde insani gözetimde bulunmayan makinelerin verdikleri kararların meydana getireceği yıkıcı bir olay olacağını tahmin ediyoruz.” diyor. Bu geleceği erken örneklerinden biri olarak da Güney Afrika’da Ekim 2007’de meydana gelen kazadan bahsediyor: “Yarı-otomatik robot bir silah hatayla 9 askeri öldürüp bazılarını yaraladı. Makineler böyle otonom hale geldikçe benzer olaylar da yaşanacaktır.”
Dergiye göre insanlar, makinelerin bazı işleri üstlenmeleri istedikleri için trend bu yönde ilerliyor. Yoksa makineler istedikleri için değil. Dergi, bu trendin en rahat görülebileceği yer olarak da Amerikan ordusunu gösteriyor.
Artan personel giderleri ve kamuoyunda yükselen savaş karşıtı atmosfer karşısında ABD ordusunun, yükselen tehditleri de bertaraf etmesi gerekiyor. Bu ikilem, orduyu daha çok yapay zekaya yönlendiriyor.
Son model savaş uçağı F-35’lerde bulunan yazılım, pilotun yapmak zorunda olduğu zorlu görevlerin bir kısmını halledebiliyor. Deniz Kuvvetleri’nin kasım ayında yaptığı bir test uçuşu sonucunda, yeni nesil savaş uçağındaki yazılım sayesinde uçak gemilerine inişin artık çok kolaylaştığı ortaya çıktı.
Bu yükselen trend kendini, insansız hava araçlarında da gösteriyor. Drone’ları uçurmak için iki personel gerekiyor. Ancak yeni geliştirilen sistemler sayesinde artık bir kişinin yeteceği ifade ediliyor. Yeni tip araçların, pilotla iletişim kesilse bile kendi başlarına iş görebilecekleri ve radara yakalanma ihtimallerinin de düşürüleceği kaydediliyor.
Pilotsuz dahi görev yapabilme özelliğinin, en büyük nedenlerinden bir olarak da sanal tehditler gösteriliyor. İletişim şifreli olmasına rağmen bu sanal tehditleri tamamen olanak dışı bırakmıyor. Hackerlar bir şekilde sistemi tehdit edebilir. Bu yüzden otonom insansız araçlar daha fazla revaçta oluyor. Ancak yetkililer, öldürücü robotların gündemde olmadığının da altını çiziyor.
Yapay zekaya ilişkin tartışmalarda, gelecek yıllarda da sürecek. Ancak Savunma Bakanlığı’ndan bu yıl sonuna kadar çıkması beklenen cevap, bir yol gösterici olacak gibi duruyor.