Evde geçirilen oldukça sönük bir akşam bile kişisel bilgilerimizin teknoloji şirketlerine devredilmesi anlamına gelebilir. Akıllı telefonlar, Facebook hesapları ve bizi modern hayata bağlayan diğer teknolojik ürünler her geçen gün insanlara daha çok şey yapmaları noktasında yardımcı oluyor. Ancak aynı zamanda hakkımızda, düşündüğümüzden çok daha fazla bilgi topluyor.
Facebook’un kullanıcı bilgilerini usulsüz kullanımına ilişkin yaşanan kriz, kendi kendimize şu soruyu sormamıza neden oldu: “Hangi bilgilerimi teslim ediyorum?”
The Wall Street Journal gazetesi sadece pizza siparişi yaparken bile, dış dünya ile farkında olmadan ne kadar çok bilgi paylaşımı yapıldığını ortaya koyan bir analiz yayınladı. Gazete, analizi yaparken Sally ve Kristen adını verdiği rastgele iki arkadaşın pizza-sinema akşamı yapmak üzere bir araya gelmesi üzerine bir senaryo kurguladı. İki arkadaşın birlikte bir akşam geçirmesinin bilgi paylaşımı açısından bedeli şu şekilde özetlenmiş.
Planlama süreci: Sally, akıllı cep telefonu ile Kristen ile mesajlaşmaya başlar. Sally ve Kristen mesajlaşırken Apple’ın iMessage uygulamasını kullanmaktadır. Mesajlar şifreli olduğu için Apple mesaj içeriğini asla göremez. Mesajlar gönderildiğinde Apple ‘zaman damgası gibi’ bilinmeyen üst verileri yakalar ve analiz eder. Bu sunucuların gelecekteki trafik için yeterli bant genişliği olduğuna emin olmak için kullanılır.
Sipariş süreci: Kristen dairesini temizleyince Amazon Echo cihazına döner ve şöyle der: “Alexa Domino’s’u aç ve bir sipariş ver. Echo’da yüklü olan Domino’s uygulaması Kristen’in kayıtlı kredi kartı bilgilerini alır. Alexa, “1234 ile biten Visa kartını mı kullanmak istiyorsun?” diye sorar. Kayıtlı kredi kartı bilgisi pizza alımını tamamlamak üzere kullanılır. Alexa etkileşime giriş yapar ve Domino’s Alexa’nın söylediklerini deşifre edip bir metin oluşturur.
Yolculuk süreci: Sally arabasına atlar ve Google Maps uygulamasını açıp Kristen’ın evine doğru yol alır. Uygulama, Sally’nin yolculuk sırasında bulunduğu konumları belirlemek için iPhone’un sensörlerini kullanır. Hız için ivme ölçer, yön için cayroskoptan faydalanır. Google çok trafik olup olmadığını belirlemek için yakınlardaki sürücülere dair bilgilerin yanı sıra Sally’nin hız ve konumuna ilişkin verileri de toplar.
Fotoğraf: Sally, Kristen’in evine ulaşır ve birlikte bir fotoğraf çektirmeyi teklif eder. Sally fotoğrafı Facebook’a yükledikten sonra uygulama Kristen’in kullanılmasına izin verdiği yüz tanıma sistemine dayanarak onu etiketlemeyi önerir. Facebook fotoğraf yüklemek için kullanılan IP adresine dayanarak Sally’nin konum bilgisini toplayabilmiştir. Ki bu, yakınlarda gerçekleşen ve Sally’yi ilgilendirebilecek etkinlikleri kendisine önermek için kullanılabilmektedir. Bu konum bilgisi yine o lokasyondaki kişileri ilgilendirebilecek reklamları Sally’ye önermek için de kullanılabilmektedir. Sistem ayrıca uygunsuz bir içerik olmadığından emin olmak için fotoğrafı analiz etmektedir.
Film sırasında…
Kristen, Apple Tv’sini açar ve ‘Wonder Woman’ için arama yapar. Filmi satın alırlar. Apple daha sonra Kristen’in mutlaka satın alması gereken ‘Batman ve Superman: Dawn of Justice” gibi diğer filmleri önerir. Varsayılan ayar olarak Apple kişiselleştirilmiş öneriler sunmaktadır fakat kullanıcıların bu özelliği kapatması mümkün.
Apple, Kristen’in Apple kimliğini kontrol eder ve kayıtlı kredi kartı bilgisinden kendisini ücretlendirir. Apple ayrıca film indirmenin uygun hızda yapıldığından emin olmak için internet bant genişliği bilgisini de kullanır.
Sally ve Kristen bütün bu süreç boyunca potansiyel olarak en az 53 bilgiyi feda etmiş oluyor.
Senaryoda detaylandırılan veriler şirketlerin kullanım şartları ve gizlilik bildirimleri ve ilgili belgelere göre topladığı bilgileri yansıtıyor. Apple, Amazon, Google, Facebook ve Domino’s’un gizlilik ilkeleri toplamda 76 bin 69 kelime içeriyor. Bu kadar kelimeyi okumak, bir kişinin ortalama bir hızda okunduğunda 5 saatten fazla bir süreyi geçirmesi demek. Yani pratikte okunması pek mümkün olmayan bir uzunlukta…
Şirketler genelde bu bilgileri farklı amaçlarla topluyorlar. Mesela Apple sıklıkla kullanıcılardan bilgileri cihazlarını iyileştirmek için topluyor. Facebook ve Google ise hizmetlerini iyileştirmek ve reklam faaliyetlerini desteklemek için kişisel bilgileri topluyor.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz