Gündem her ne kadar COVID-19 haberleri ile işgal edilmiş olsa da tüm dünyanın sonucunu merakla beklediği ABD seçimlerine yabancı aktörlerin müdahalesi kritik bir öneme sahip. 2016 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimlerde de dünyanın farklı ülkelerinden süreci baltalamaya yönelik girişimler olduğu iddia ediliyor. İstihbarat yetkilileri bu girişimlerin daha da artacağı konusunda uyarıyor. Digitalshadows.com sitesinde yayınlanan bir blog yazısında ABD seçimlerine müdahale noktasında bilinmesi gereken dört temel çıkarıma vurgu yapıldı. İşte bu çıkarımlar:
Kolay Erişim
RUSYA BAŞ AKTÖR
Rus devleti, dezenformasyon kampanyaları yürütme konusunda en başarılı aktörlerden biri. Rusya adına faaliyet gösteren iyi eğitimli siber suçlular 2020’de etki operasyonlarını gerçekleştirmiş durumda. Bu kampanyalar, devlete ait geleneksel medya, bot hesaplar, “hack ve sızma” operasyonları ve organize suç grupları ile Rus hükümet kurumları arasındaki ilişki ile mümkün olabiliyor. ABD’li ve İngiliz istihbarat toplulukları tarafından ortaya çıkarılan operasyonlar, Rusya’nın Dış İstihbarat Servisi (SVR) ve Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı istihbarat örgütü GRU ile ilişkilendiriliyor. Sıradan bir internet kullanıcısının sosyal medya akışlarında karşılaşabileceği dezenformasyonu tetikleyenler ise onların adına faaliyet gösteren iyi eğitimli, sofistike siber suçlular.
PEACE DATA’DAN YANLIŞ, YALAN VE UYDURMA HABERLER
Eylül 2020’de Facebook fake haberler yayınladığı bilinen haber kuruluşu Peace Data’ya bağlı grupları ve hesapları kapattı. Ancak seçimleri etkileyebilecek yüzlerce haber paylaşılmıştı bile. Peace Data yanlış anlaşılan ya da tamamen yanlış olan aşırı sol içerikli haberleri yayınlamasıyla bilinen bir kuruluş. FBI’a göre, söz konusu dezenformasyonu yaymaktan daha önce IRA ile bağlantılı kişiler sorumluydu. Peace Data için çalışan troller, Amerikalı serbest gazetecileri kandırarak Peace Data için haber yazmaya ikna ettiler ve bu kişilerin bilmeden Amerikalıları daha da bölmeye yönelik bir Rus kampanyasının aktörü haline gelmelerine neden oldu.
QANON’DAN ÇOCUK KAÇAKÇILIĞI VE COVID İLE İLGİLİ DEZENFORMASYON
Sosyal medya şirketleri dezenformasyon yayan grupları ve makaleleri kaldırsa da aşırı QAnon gibi kuruluşlar, yalan haber yaymanın ve takipçi kazanmanın yollarını buldu. Twitter, Temmuz 2020’de en tehlikeli QAnon hesaplarını kaldırdıklarını duyurdu, ancak bazı tahminlere göre, QAnon ile bağlantılı 93 binden fazla hesap Twitter’da kalmaya devam etti. Facebook ve Youtube da Ekim ayına kadar QAnon içeriğini yasakladı. Ancak teknoloji devleri dezenformasyonu bastırmaya çalışmadan önce, Rus siber suçlular boş durmadı ve QAnon’un ürettiği komplo teorileri yayma noktasında yardımcı faaliyette bulundu. Komplo teorilerini “ABD dağılıyor, bakın ne kadar bölünme var” tarzı haberlere uydurmak için kullandılar. Rusya’nın IRA’sına kadar uzanan hesaplar “QAnon”etiketi ile çocuk kaçakçılığı ve COVID-19 ile ilgili yanıltıcı veya yanlış haberlerin yayılmasına yardımcı oldu. RT ve Sputnik gibi Rus hükümetinin desteklediği medya kuruluşları da QAnon’un etki düzeyini artırdı.
İRAN DA DEZENFORMASYONDAN FAYDALANDI
Seçimler öncesinde ABD’li yetkililer, İran’ın ABD’nin demokratik kurumlarını baltalamayı ve ülkeyi bölmeyi planladığını iddia etti. İranlı siber suçlular, sosyal medyadaki dezenformasyon kampanyalarından yararlanarak ve Amerikan karşıtı içeren paylaşımları teşvik ederek çevrimiçi etki operasyonlarına odaklanıyor gibi görünüyor. ABD Ulusal Karşı İstihbarat ve Güvenlik Merkezi (NCSC) Direktörü William Evanina’ya göre, İran, ABD’nin demokratik kurumlarını baltalamayı ve ülkeyi 2020 seçimlerinden önce bölmeyi hedefliyor. Evanina hatta İran’ı seçimler için “ilk üç” tehditten biri olarak adlandırıyor. İranlı siber suçlular daha çok sosyal medyadaki dezenformasyon kampanyaları ve Amerikan karşıtı içeriğin paylaşılması dahil çevrimiçi etki operasyonlarına odaklanıyor. Bu operasyonlar, Ekim ayı başında Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan ve İran’ın İslam Devrim Muhafızları’nın ABD iç ve dış politikasını etkilemek için ABD’yi hedef aldığını doğrulayan bir raporda açıkça görülüyordu.
ÇİN TWITTER VE YOUTUBE HESAPLARI İLE KAMUOYUNU ETKİLİYOR
Çin Halk Cumhuriyeti, Çin Komünist Partisi lehine olan paylaşımları yaymak ve ABD’deki tartışmalı güncel olaylara vurgu yapmak için kullanılan Twitter ve YouTube hesapları aracılığıyla kamuoyunu etkilemeye çalışıyor. Bu yılın başlarında, Twitter ve Google’daki siber güvenlik ekipleri, başta Twitter ve YouTube olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında Çinli siber suçluların geniş kapsamlı bir kampanya yürüttüğünü gözlemledi. Twitter’da, ele geçirilen hesaplar Çin Komünist Partisi’nin propagandasını yapan paylaşımları yaydı ve Hong Kong’daki siyasi dinamikler hakkında haberler çıkardı. YouTube’da, siber saldırganlar mevcut hesapları ele geçirdi ve bir kısmı hayvanlar, müzik veya yiyeceklerle ilgili zararsız içerikler olmakla birlikte çoğu Twitter’daki propaganda içeriklerine benzer paylaşımlar yaptı. Ayrıca, protestolar, orman yangınları ve COVID-19 dahil ABD’deki tartışmalı güncel olaylara vurgu yapıldı.
ÇIKARLARINA HİZMET EDEN BAŞKAN ADAYINA DESTEK
İstihbarat yetkilileri, düşman ülkelerin kendi ulusal çıkarlarına veya dış politikalarına daha iyi hizmet edebilecek cumhurbaşkanı adayını destekleme eğiliminde olduğu konusunda uyarıyor. Bu unsurlar siber saldırılar gerçekleştirerek amaçlarına ulaşmaya çalışıyor. Tüm girişimleri başarılı olmasa da seçimi baltalama niyetleri bariz bir şekilde hissediliyor. Dolayısıyla ulus devlet aktörlerinin taktiklerinden biri, Joe Biden ve Donald Trump başkanlık kampanyalarını hedefleyen hack ve sızıntı operasyonları.
Eyalet aktörlerinin kampanya çalışanlarına kimlik avı e-postaları gönderildiği ve böylece dahili ağlara ve gizli bilgilere erişilmeye çalışıldığı gözlemlendi. Rusya’nın “Fancy Bear ” (APT28) adlı hacker grubunun siyasi kampanyalar, destek grupları, partiler ve siyasi danışmanlar dahil olmak üzere 200’den fazla örgüte saldırdığı biliniyor. Çin devletiyle ilişkili bir APT grubu olan “Judgment Panda” (APT31 olarak da bilinir) ise Demokratların (Joe Biden) kampanyasından bazı yüksek profilli kişilerin e-posta hesaplarına saldırdı.
İran ile bağlantılı bir APT grubu olan “Charming Kitten”ın (APT35 olarak da bilinir) ise Cumhuriyetçilerin (Donald Trump) kampanyasıyla bağlantılı kişilerin kişisel hesaplarına saldırmak için birçok girişimde bulunduğu biliniyor. Tüm girişimler başarılı olmasa da bu saldırılar demokratik süreci bozma ve etkileme niyetini bariz bir şekilde gösteriyor. Zira bu saldırılar yoluyla elde edilen bilgiler gelecekteki dezenformasyon kampanyalarında veya kimlik avı saldırılarında kullanılabilir.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz