Yakın zamanda Fransa’daki seçimleri kazanan Emmanuel Macron’un partisine başkanlık yarışında yapılan saldırı ve mail sızıntılarının herkese duyurulması, “Sırada İsrail olabilir mi?” korkusunu gün yüzüne çıkardı. Tıpkı diğer ülkeler gibi hedef tahtasında bulunan ‘İsrail bu saldırıyı önleyemezse?’ tedirginliği ikinci bir soru işareti olarak akıllarda yer ediniyor.
Geçtiğimiz Kasım ayında ABD ‘de patlak veren seçim sızıntıları büyük gürültü koparmış ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ın Demokratların adayı Hillary Clinton’a karşı kazandığı zaferde etkili olduğu tartışılmıştı. Seçim güvenliğinin yapısını temelinden sarsacak önemdeki bu olaydan sonra diğer ülkeler de hemen önlem almaya başladı.
İlgili haber >> Trump’a ait bilgiler Rus hackerların elinde
Ancak Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Siber Direktörü Gabi Siboni, seçimleri hedef alan saldırıların şirketlere yapılan siber saldırılardan farksız olduğunu iddia ederek seçim korsanlığına karşı alınan önlemleri gerçekçi bulmadığını savundu. Siboni’ye göre bu korsanlar Rusya ya da Çin gibi devletler tarafından destekleniyorsa bunu engellemek için bir organizasyondan daha fazlası gerekiyor.
Fransa’nın ABD seçimlerine yapılan saldırılardan sonra neden Macron’un başkanlık kampanyasını korumak için yatırım yapmadığı sorulduğunda ise, sızmanın zamana yayıldığı ve belki Macron’un kazanmaya yaklaşmasından bile önce gerçekleştiği söyledi. Ayrıca korsanların istedikleri kadar adayın bilgilerine erişebileceğini ve hepsini birden savunmak için yeterli donanıma sahip olunmadığını da ekledi.
İlgili haber >> Rus hackerlar, Fransız lider Macron’u hedef almış
Bunların yanı sıra seçim sistemlerinin hack’lenmesi demek, oy sayım araçlarının değil aday iletişim ağlarının hack’lenmesi anlamına geliyor. Diğer bir deyişle ne Rusya ne de başka bir ülke tam olarak başarıya ulaşmış değil. Kaldı ki bundan daha önemli olan problem ‘propaganda’: Çünkü siyaset dışı aktörlerin etki gücü ve seçmenlere oy verirken sahte haberleri dikkate aldırması büyük bir tehlike arz ediyor.
Peki seçim kampanyaları bu tür saldırılardan nasıl korunur? İsrail İstihbarat Birimi’nin daha geniş bir seçim bölgesinde bilgi paylaşımı yapması, özel uyarılar yapması ve partilere zafiyetleriyle ilgili danışmanlık yapması gerekiyor. Siboni ek olarak siber güvenliğin zorunlu hale getirilmesi ve ‘gönülllülükten’ çıkılması gerektiğini ancak maalesef buna yalnızca büyük şirketlerin dikkat ettiğini belirtiyor.
Bütün bu önlemlerin İsrail’i saldırı yapılması imkansız hale getirmeyeceğini ekleyen Siboni, bu filtreden geçemeyen korsanların bile maliyet olarak İsrail devletinin yükünü azaltacağını ifade ediyor.