İngiltere’de son iki yıldır polis ve internet servis sağlayıcı şirketler ülkedeki herkesin internet tarayıcı geçmişinin kaydını tutacak gözetleme teknolojisini test ediyor.
Testler, İngiltere İç İşleri Bakanlığı, Ulusal Suç İdaresi ve adı geçmeyen iki internet servis sağlayıcı şirket tarafından 2016 yılının sonunda yürürlüğe giren ‘tartışmalı’ gözetleme yasasına dayanarak yürütülüyor. Söz konusu testler başarıya ulaşırsa, veri toplama sistemleri ulusal kullanıma sunulacak ve herhangi bir demokratik ulus tarafından kullanılan en güçlü ve en tartışmalı gözetleme araçlarından biri olacak.
Test aşamasında olan gözetleme teknolojisi için yürütülen çalışmalara yargı izni gerekiyor. Mahkemelerden izin alındıkça kullanıma giren teknolojinin kapsamı genişletilmek isteniyor. Ulusal Suç İdaresi ise mahkemeye ‘önemli işler’ ortaya koyduğunu söyledi. Ancak davalar gizlilik tedbirleriyle yürütülüyor. Gözetleme yasası unsurlarına mahkemede itiraz edilirken, davayla ilgili kamuoyuna herhangi bir duyuru yapılmadı. Endüstri şirketleri de teknoloji konusundaki güvenlik endişeleri nedeniyle herhangi bir yorumda bulunmadılar.
Söz konusu dava, Snooper’s Charter olarak adlandırılan ve 2016’da yürürlüğe giren Investigatory Powers Act (Soruşturma Yetkileri Yasası) kapsamında sürdürülüyor. Dava ise İnternet Bağlantı Kayıtları (Internet Connection Records), kısa ismiyle ICR’ların oluşturulmasını içeriyor. Bu kayıtlar çevrimiçi olarak yaptığınız işlemleri kayıt altına alıyor. Kısaca, çevrimiçi hayatınıza dair yani kim olduğunuz, ne yaptığınız, nerede olduğunuz, neden yaptığınız veya ne zaman yaptığınız gibi tüm dijital meta verileri içeriyor.
Gözetleme yasasının izin verdiği bir başka şey de internet ve telefon şirketlerinin tarama geçmişlerini 12 ay boyunca saklı tutabilmesi. Tabii bunun olması için başka emirlere, örneğin hukuksal olarak ‘tutulabilir’ denebilecek bir karara ihtiyaç var.
Kolay Erişim
2019 YILINDA İKİ DAVA SONUÇLANDI
Ancak bu kararlar verilmeye çoktan başlandı. İlk olarak 2019’un haziran ayında, sonrasında ise aynı yılın ekim ayında çıkan kararla ICR’lar gerçek hayatta denenmeye başlandı. “Investigatory Powers Commissioner Office” yetkililerinin yaptığı açıklamada “toplanan verilerin gerekli ve uygun ölçülerde kalmasını sağlamak” için düzenli incelemeler yapıldığı duyuruldu.
Sivil toplum örgütleri ise ICR’lar için yapılan duruşmaların gizli olmasından ötürü ICR’ların uygun olmayan şekillerde yürütüldüğünü düşünüyor. İngiltere merkezli kuruluş Open Rights Group adına konuşan Heather Burns, “İzin verilen ICR’lar için bir duruşmanın sona ermesi neredeyse iki yıl sürüyor. Bu da sistemdeki çatlaklara işaret ediyor” dedi.
ICR duruşmalarının, internet servis sağlayıcıları için ‘samanlıktaki iğneyi bulabilmek için tüm samanlığı araştırmak’ anlamına geldiğini söyleyen Burns, “Hangi verilerin toplandığı, toplanan verilerin ifade edilen kapsamın dışına çıkıp çıkmadığı belirsiz olmasının yanında duruşmaların doğası da şeffaflıktan yoksundur.” açıklamasını yaptı.
HANGİ VERİLERİN TOPLANDIĞI BELİRSİZ
Sürmekte olan davalar bir giz olarak saklanıyor. Hangi verilerin toplandığı, hangi şirketlerin işin içinde olduğu ve toplanan verilerin nasıl kullanıldığı da merak edilen başka bir konu. İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, toplanan verilerin ‘küçük ölçekli’ olduğu ifade edilse de sivil toplum örgütlerinin yönelttiği sorular cevapsız bırakıldı.
Ulusal Suç Dairesi sözcüsü ise ICR’lara destek açıklaması yaparak ‘önemli işler’ yapıldığını vurguladı. Ulusal Suç Dairesi, ICR’lar için testler yapan şirketlerin teknik sistemler inşa etmelerine sponsor olarak 130.000 sterlin harcadı.
İngiltere’nin en büyük internet sağlayıcılarından Vodafone, kişilerin internet verilerini toplamayı içeren herhangi bir testte yer almadığını açıkladı. BT, Virgin Media ve Sky’ın sözcüleri ise konu hakkında yorum yapmayı reddetti. Daha küçük internet servis sağlayıcıları ise Vodafone gibi herhangi bir denemeye dahil olmadıklarını belirtti.
SORUŞTURMA YETKİLERİ YASASINA YÖNELİK TARTIŞMALAR SÜRÜYOR
Soruşturma Yetkileri Yasası, İngiltere’deki suç faaliyetleriyle bağlantılı olabilecek verilerin nasıl toplanacağını ve işleyebileceğini ifade eden geniş kapsamlı bir yasa olarak 2016 yılında kabul edildi. O süreçten bugüne ise gözetim yetkilerine çeşitli eklemeler yapıldı. Kolluk kuvvetlerinin, istihbarat kurumlarının neler yapabileceğine dair çeşitli ek yasalar getirildi. Değişikliklerin bir parçası olan ICR’lar güvenlik amacıyla toplanabilecek ve depolanabilecek yeni bir ‘veri türü’ olarak kayıtlara geçti.
Böylelikle kişilerin internet kayıtları, kullandıkları uygulamalar, ziyaret ettikleri siteler, IP adresleri, cihazdan cihaza aktardıkları veri miktarları toplanabiliyor. Kişilerin çevrimi içi dünyalarında neleri görüntüledikleri görünmese de toplanan meta veriler kişilerin profillerini oluşturmada büyük ölçüde yardımcı oluyor. İçişleri Bakanlığı’na göre ise ICR’ları oluşturan tek bir veri kümesi olmaması, akla gelebilecek tüm verilerin toplanabileceğine işaret ediyor.
Edward Snowden’ın “batı demokrasi tarihindeki en aşırı gözetim” olarak nitelendirdiği Soruşturma Yetkileri Yasası hakkındaki tartışmalar ve yargı süreci devam etse de o zamandan bugüne yasanın kapsamının artırılması, İngiltere’nin giderek ‘gözetlemeci’ bir devlete dönüştüğü sinyallerini veriyor.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz