Müşterilerinin özel -ve hatta gizli- bilgilerini Rus istihbaratına aktardığına yönelik iddialarla zor günler yaşayan siber güvenlik şirketi Kaspersky Lab hakkında bu iddiaları destekleyen bir yazı yayınlandı. BuzzFeed’in Rusya merkezli Medusa sitesinden aktardığı habere göre, şirketin kontrolü için Batılı yatırımcılar, işine odaklanmış mühendisler ve Rus istihbarat servisine yakın odaklar arasındaki mücadele sonuçlandı. Ancak şirketin, Rusya dışında 1998’den bu yana inşa ettiği her şeyi mahvetmek pahasına…
Habere göre, söz konusu 3 grup arasındaki mücadele 2010 yılında başladı. Şirketin CEO’su Eugene Kaspersky’nin 20 yaşındaki oğlu Ivan’ın Moskova’da kaçırıldığı 19 Nisan 2011’de gün yüzüne çıktı. O sırada Londra’da olan Eugene, olaydan bir telefonla haberdar oldu. Oğlunu kaçıranlar, 3 milyon Euro fidye istiyordu. Eugene Kaspersky hemen şirketin avukatı – ve eski bir KGB çalışanı olduğu iddia edilen – Igor Chekunov’u arayarak yardım istedi. Ivan dört gün sonra kurtarılsa da bu olaydan sonra Kaspersky Lab şirketindeki mücadelede Rus istihbaratı ağır basmaya başladı.
İlgili haber>> ABD’nin kapı dışarı ettiği Kaspersky güven tazeleme arayışında
Sovyetler Birliği’nin istihbarat servisi KGB’nin açtığı bir liseden mezun olan Eugene Kaspersky, zaten bu yönüyle şimdi adı FSB olan Rus istihbaratıyla birlikte anılan bir isimdi. Medusa’nın haberi Kaspersky’nin Rus ajanlarıyla olan yakınlığına dair başka iddiaları da ortaya çıkardı. Eski bir Kaspersky Lab yöneticisinin verdiği bilgiye göre, FSB görevlileri günü olarak kutlanan bir 20 Aralık günü çalışma arkadaşlarına “Haydi beni kutlasanız ya” demiş. Yine iddiaya göre, bu özel günü Moskova’da ajanlarla birlikte kadeh kaldırarak kutlamak için iş seyahatlerini de buna göre ayarlıyordu.
Şirketin antivirüs yazılımının mimarı olan Eugene Kaspersky, aslında işine odaklanan mühendislerin başını çeken kişiydi. Batılı finans uzmanlarından oluşan diğer etkili grup ise şirketin küresel piyasada daha aktif olması ve halka açılmasını savunuyordu. Üçüncü grupta ise Chekunov liderliğindeki eski istihbaratçılar vardı.
Ivan’ın kaçırılmasının ardından yakalanan şüpheli, kendisini azmettiren kişinin, üst düzey devlet görevlilerini koruyan FSO çalışanı Aleksey Ustimchuk olduğunu söyledi ve Ustimchuk’un 4,5 yıl ceza aldığı açıklandı. Kaspersky ailesi için konu kapanmış gibi görünse de şirket için öyle olmadı. Habere göre, kaçırılma olayından sonra şirkette ilk tasfiye edilen Amerikalı yatırımcılar ve üst düzey yabancılar oldu. Sonra halka arz projesi iptal edildi; ABD merkezli bir yatırım fonuna satılan hisseler geri alındı. Kaspersky millileştiriliyordu.
2011 yazında Eugene’nin eski eşi Natalya Kasperksy, yönetim kurulu başkanlığına yeniden seçilmedi. Kasımda Kaspersky, FSO’ya hizmet vermek üzere bu kuruluşla anlaşma imzaladı. İki ay sonra Natalya şirketteki tüm hisselerini elden çıkardı. FSB ile çalışmalar yapan Kaspersky’nin, siber suçlara karşı istihbarat servisiyle yaptığı ortak operasyonların sayısı ise 2015’te 330’a yükselmişti.
İlgili haber>> “Siber casusluk bizim için intihar olur”
Kaspersky bünyesindeki işine odaklanan mühendisle grubunun tasfiyesi ise Kaspersky Güvenlik Ağı (KSN) üzerindeki kontrolle ilgili yaşanan tartışmalardan sonra yaşandı. İddiaya göre, şirketin teknik müdürü Nikolay Grebennikov, istihbarat kökenli yöneticilerin bu ağa erişimine izin vermiyordu. Kaspersky’nin, halefi olarak gösterdiği Grebennikov; istihbarat kökenlileri tasfiye etmeye çalışınca kendi koltuğundan oldu. İstihbaratçılarla sık sık banya (Rus hamamı) toplantıları yapan Eugene Kaspersky, eski yoldaşına eski bir Rus geleneğini hatırlatacaktı: “Devrimcinin önünde iki yol vardır. Ya tahta çıkmak ya da Sibirya’ya sürülmek.”
2012’de devreye alınan KSN, yeni virüslerin yayılmadan önce tespit edilmesi amacıyla, kullanıcıların bilgisayarındaki potansiyel tehditleri belirleyerek bu dosyaları Rusya’daki Kaspersky sunucularına iletiyordu. İşte ABD’nin devlet kuruluşlarında Kaspersky ürünlerini yasaklamasının başlıca sebebi de KSN’nin bu özelliği oldu. Kaspersky Lab her ne kadar hiçbir gizli servisle uygun olmayan bir ilişki içinde olmadığını savunsa da hakkındaki ciddi iddiaların küresel piyasadaki performansını etkilemesi kaçınılmaz görünüyor.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz