ABD İç Güvenlik Bakanlığı, ‘Gelişmiş Tanıma Teknolojisi’ (HART) yardımıyla, ülkeye giriş çıkış yapan yüz milyonlarca kişiyi gerçek zamanlı olarak takip altında tutmayı hedefliyor.
Yaklaşık 30 yıl kadar önce başlatılan ve Amerika’ya giriş yapan yabancıların parmak izleriyle fotoğraflarının beslediği Otomatik Biometrik Tanıma Sistemi’ne (IDENT) benzer bir veri tabanına sahip olan HART, bu verileri gerçek zamanlı yüz tanımlama ve biyometrik bilgilerle eşleştirmek için kullanılabilecek.
Sistem, aralarında bazı Amerikan vatandaşlarının da olduğu 500 milyon kişiyi takip etme kapasitesine sahip olacak. Sisteme girilen veriler arasında iris tarama sonuçları, avuç izi, ses örnekleri, yara izleri, dövmeler ve hatta DNA örnekleri yer alacak. Bu bilgiler; ad, adres, araç plakası gibi her türlü bilgiyle eşleştirilecek. Böylece milyonlarca insan gerçek zamanlı olarak sürekli takip altında tutulabilecek.
WASHINGTON, PEKİN’İN İZİNDEN GİDİYOR
Söz konusu uygulamaya karşı kampanya yürüten Elektronik Sınır Derneği’ne (EFF) göre, hedef alınan insanların ilişki ağları da değerlendirilecek. Ülkeye giren olan tüm yabancıların sosyal medyadaki kullanıcı adlarının talep edilmesi, böyle bir planın söz konusu olduğunu destekler nitelikte.
Amerikan hükümetinin bu politikası özgürlük-güvenlik dengesinin ikinci kavram lehine bozulmaya başladığını ortaya koyuyor. Söz konusu uygulamaları eleştirenler, ABD’nin özgürlükler ülkesi imajına zarar verdiğini savunuyor.
Washington’ın Çin gibi baskıcı rejimlere karşı eleştirilerinin de bir anlamı kalmadığına dikkat çekiyorlar. Uygulamayla ilgili daha büyük bir endişe ise Amerikan hükümetinin elindeki bu bilgileri üçüncü taraflara kaptırma ihtimali. Washington yönetiminin kısa vadede bu eleştirilere kulak vermesi beklenmese de verilerin yönetilmesi ve güvenliğiyle ilgili sorunların uzun yıllar daha gündemde kalacağı tahmin ediliyor.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz