Etiket arşivi: Trump

‘Bütün önemli savaşları kazanan’ ABD’li komutan, NSA’nın başına geçiyor

ABD’li General Paul Nakasone’un Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın başına geçeceği yönündeki tahminler güç kazanıyor. Bu da Nakasone’in bir değil iki ‘çok önemli’ kurumun başkanlığını yapacağı anlamına geliyor. Nitekim dünyanın en güçlü casusluk faaliyetlerini yürüten NSA’nın koltuğuna geçmesi beklenen Nakasone aynı zamanda dünyanın en güçlü askeri hacker kuvveti ABD Siber Komutanlığı başkanlığını da yürütecek. Bu iki pozisyonun 2010 yılında birleştirilmesinn sonra iki kuruma da aynı kişi başkanlık yapıyor.

Nakasone’un başkanlığının kesinleşmesi ile de ilk kez, iki kurumu da yönetecek kişinin Siber Komutanlık görevini çok daha rahat bir şekilde yürüteceği düşünülüyor. Çünkü Nakasone, siber komutanlık alanında büyük tecrübe sahibi bir isim.

NSA ile Siber Komutanlığı’nın birleştirilmesi, Siber Komutanlık biriminin oluşturulduğu 2009 yılında gerçekleşti ve o tarihten beri iki kurum aynı kişi tarafından ve aynı merkezden idare ediliyor. Ancak geçen yıllarda Siber Komutanlığın misyonu savunmadan düşman bilgisayar ağlarına saldırmaya doğru kaymış durumda. Kurumun operasyonları arasında bulunan ‘savaş zamanlarında düşmanların komuta kontrol sistemlerine sızma ve sekteye uğratma’ gibi eylemler NSA’nın ‘muhabere elektronik istihbaratı’ olarak adlandırılan daha genel casusluk misyonundan oldukça farklı.

İlgili haber>> ABD siber komutanlığı saldırı ve savunma arasındaki sınırı kaldırdı

Nakasone’un kariyeri askeri siber operasyonlarına ilişkin başarılarla dolu. Bunlar arasında ‘ordunun siber komutanlığını yönetmek ve IŞİD’in  internet yoluyla gerçekleştirdiği operasyonları sekmeye uğratma misyonuna sahip Ares adlı ‘Birleşik Görev Gücü’nü yaratmak var. Bütün bunların Nakasone’u NSA’nın Sigint misyonundan ziyade Siber Komutanlık’ın görev alanında daha yetkin hale getireceğe benziyor.

Aynı zamanda Nakasone’un iki kuruma eşit davranmayabileceği yönünde endişeler de mevcut. Bush döneminde Beyaz Saray’da görev yapan şimdi de Columbia Üniversitesi’nde siber karışıklıklar konusunda araştırmacılık yapan Jason Healey, Nakasone’un ilk yıldızından bu yana istihbarat görevlerinden ziyade siber komutanlık görev alanına giren konularda çalıştığını söylerken şöyle devam ediyor: “Ben NSA’da olsaydım NSA’nın işlerinden anlayan ve bu konuda deneyim sahibi olan birinin başa getirilmesini isterdim”

Nakasone’un Siber Komutanlık’tan ziyade NSA’da aktif olduğu son dönemi 2007-2010 arasını kapsıyor. Nakasone bu dönemde NSA’nın Fort  Meade’deki operasyon merkezini komuta etmişti. Ancak eski bir istihbarat elemanının WIRED’a yaptığı açıklama da Nakasone’un NSA’daki görevinin Siber Komutanlık başkanlığının gölgesinde kalacağı görüşleri ile paralellik gösteriyor: “Nakasone Cybercom (Siber Komutanlık) için çok büyük bir lider. Ancak hiçbir zaman SIGINT (sinyal istihbaratı) için çok da fazla bir misyon yüklenmedi ve DIRNSA (NSA Direktörü için kullanılan bir kısaltma) için zayıf bir seçim.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Rusya ile ABD arasında soğuk savaşı andıran ajan bilmecesi

Donald Trump’ın seçilmesiyle sonuçlanan 2016 seçimleri manipüle ettiği suçlaması ile karşı karşıya olan Rusya’nın bir ajanının karmaşık ilişkileri dikkat çekti.

Kıdemli Rus ajan, FBI ile işbirliği yaptığı iddiasına rağmen seçimlerin manipülasyonunda rol oynadığı suçlaması ile FBI tarafından aranıyor. Rusya da bu ajanı başka haber alma teşkilatları ile işbirliği yaptığı suçlamasını yöneltiyor. Ama bu ajan, hâlâ Rusya’da serbest bir şekilde yaşıyor.

Rus haber sitesi RBC geçtiğimiz pazartesi günü Rus FSB istihbarat servisinde üst düzey yönetici olarak görev yapan Dmitry Dokuchaev’in yabancı istihbarat birimleri ile dolaylı olarak bilgi paylaşımı yaptığını kabul ettiğini bildirdi. Söz konusu yabancı istihbarat biriminin de ABD’ye ait olduğu tahmin ediliyor.

İlgili haber>> Putin’in ‘hackleme’ manevrası

Bahsi geçen haber, geçtiğimiz yıl başka bir Rus haber kaynağının söyledikleri ile çelişiyor. Geçtiğimiz yıl yayınlanan haberde Dokuchaev’in hakkında bilgi paylaşımı yaptığı kişilerden birinin sözde Rus hacker Yevgeniy Nikulin olduğu belirtilmişti. Geçtiğimiz hafta cuma günü ABD’nin Nikulin’i Çek Cumhuriyeti’nden iade edilmesi konusunda yaptığı girişimlerde başarılı olduğu ortaya çıkmıştı. Nikulin LinkedIn, Dropbox ve Formspring’deki veri tabanlarını hacklediği iddiasıyla Kaliforniya’da yargılanıyor.

FSB’nin siber suçları araştıran biriminde üst düzey yetkili olan 34 yaşındaki Dokuchaev için de ABD’de tutuklama emri bulunuyor. FBI, Rus ajanını Şubat 2017’de hackerleri, 500 milyon Yahoo kullanıcısının bilgilerini çalmaya yönlendirmekle suçluyor.

Nikulin ve Dokuchaev’in Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine müdahale etme girişiminde ne şekilde rol aldığı tam olarak bilinmiyor. FSB, yasadışı eylemlerinden fayda görmesi halinde siber suçluları göz ardı etmesi ile tanınıyor.

Amerikan istihbaratı, ABD’li teknoloji firmalarının veri tabanlarına yönelik siber saldırıların, Rusya’nın seçim yetkilileri ve ABD’li politik aktivistler hakkındaki kişisel bilgiler için yüz milyonlarca kullanıcı hesabını mayınlamasına olanak sağladığını düşünüyor. Bu veri tabanı güvenli web sitelerine giriş için ya da usulsüz bilgi toplamakta kullanılıyor.

Dokuchaev’in mahkeme öncesi imzaladığı ve RBC tarafından yayınlanan anlaşmanın, bu kişinin aleyhine toplanan delillerin kamuoyuna açıklanmayabileceği ve böylece daha hafif bir ceza alabileceği anlamına geldiği belirtiliyor. Kremlin Dokuchaev hakkında kısıtlı açıklama yaparken, hackerlerle bağlantısı olduğu iddiası Rusya’nın ABD seçimlerine müdahil olduğu yönündeki spekülasyonları artırdı.

Dokuchaev ve Siber Suçlar Birimi Direktör Yardımcısı Sergey Mikhaliov, vatan hainliği suçlaması  ile tutuklanmış 2016 Aralık ayında FSB’nin genel merkezinden başlarında çuval geçirilmiş bir halde serbest bırakılmışlardı. Bu durumun, Christopher Steele tarafından hazırlandığı iddia edilen ve Trump’ın kampanya ekibinin Rusya ile ilişkilerinin yanı sıra, Kremlin’in elinde Trump’ın özel hayatına dair şantajlık belge ve görüntüler olduğu öne sürülen Trump Dosyası’nın basına sızmasından kısa bir süre sonra açıklanması dikkat çekici bir nokta.

Tamamı 10 Ocak 2017’de BuzzFeed haber sitesinde yayınlanan belge, kongre soruşturmasına yol açmış ve soruşturmayı yürütme görevi eski FBI direktörü Robert Mueller’e verilmişti. Bu yılın başlarında Mueller Rus istihbarat görevlisi olduğu iddia edilen 13 kişi hakkında ABD seçim sonuçlarına olan güveni bozmak suçlamasıyla yasal işlem başlatmıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Moskova’nın parmağı, Amerikan enerji sistemlerinin kapatma düğmesinde

Amerika’nın başı yine Rus hackerlerle dertte. Üstelik bu kez ülkenin karanlığa gömülmesi ve tüm üretimin durma noktasına gelmesi de söz konusu. Rusların, nükleer santraller ile su ve elektrik şebekelerine sızdığı ve istedikleri zaman bir sabotaj düzenleyebilecekleri ya da bu sistemleri işlemez hale getirebilecekleri iddia ediliyor.

New York Times gazetesinin haberine göre, söz konusu şebekelere yönelik saldırılar 2015 yılında başlamıştı. Aynı dönemde Amerikan başkanlık seçimleri için kampanyalar sürüyordu. Rus hackerlerin bu seçimlere yönelik müdahalesi de hararetle tartışılmaya devam ediyor. Trump’ın başkanlığa gelmesiyle birkaç ay ara verilen bu saldırılar, Moskova’nın yeni Amerikan yönetimiyle yakınlaşma beklentisinin karşılanmamasıyla yeniden hız kazanmışa benziyor.

İlgili haber>> Kritik altyapıların çoğu 40 yıllık protokolü kullanıyor

Amerikan İç Güvenlik Bakanlığı’nın geçtiğimiz hafta yayınladığı raporda, Rus hackerlerin bazı santrallerinin kritik kontrol sistemlerine erişim sağladığı belirtildi. Raporun başlığında, “Rus Hükümetinin Siber Faaliyeti” ifadesiyle ilk kez doğrudan ve açıkça Moskova yönetimi suçlandı. Söz konusu santrallere yönelik henüz bir sabotaj girişimi tespit edilmedi. Fakat dijital güvenlik firması Symantec’in yöneticilerinden Eric Chien’e göre hackerler istedikleri zaman şalterleri indirebilir ve bunun için siyasi bir emrin gelmesi yeterli.

Fakat ABD’nin de hasım ülkelere karşı benzer yöntemler kullandığı sır değil. Washington’un 2015’teki nükleer anlaşmadan önce İran’ın nükleer altyapısına sızdığı ve herhangi bir kriz durumunda tesislerdeki kontrol sistemlerini devre dışı bırakabilecek pozisyona geldiği iddia ediliyor.

Rusya’nın ise 2015 ve 2016’da 200 binden fazla Ukraynalıyı karanlıkta bıraktığı bir siber operasyonun benzerinin ABD ve Avrupa’da gerçekleştirmesinden endişe ediliyor. Fakat Rusların Amerikan misillemesine yol açacak böyle bir adımı gerçekten atıp atmayacakları bilinmiyor.

Ulusal Güvenlik Ajansı başkanlığına aday gösterilen ve halen Amerikan Ordusu’nda Siber Komuta Merkezi’ne başkanlık yapan General Paul Nakasone’ye göre ABD henüz hasımlarını bu konuda caydırabilmiş değil. Senato oturumda konuşan Nakasone, “Kendilerine pek de bir şey olacağını düşünmüyorlar. Bizden korkmuyorlar.” demişti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

Cambridge Skandalı, Facebook’a pahalıya mal oluyor: Soruşturmalar başladı

İngiliz şirket Cambridge Analytica’nın Facebook’ta 50 milyon kullanıcının kişisel verilerini usulsüz bir şekilde kullandığının ortaya çıkmasıyla başlayan skandal kar topu gibi büyüyor.

İngiltere ve Avrupa Birliği parlamentoları, Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg’i ifade vermeye çağırdı.

ABD Federal Ticaret Komisyonu, Facebook’un kullanıcıların verilerini üçüncü parti kurumlarla paylaşarak kullanıcı sözleşmesini ihlal ettiğine dair haberlerin ortaya çıkmasının ardından soruşturma başlatıldığını duyurdu.

Facebook hisseleri çakılırken, şirket piyasa değerinden 20 milyar dolar kaybetti.

Soruşturmaların hedefinde olan sadece Facebook değil. İngiltere Bilgi Komisyonu, Cambridge Analytica hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Skandal, Channel 4 televizyon kanalının Cambridge Analytica ile haberi ile ortaya çıktı. Televizyon kanalının yaptığı gizli kamera çekimlerinde şirketin yöneticileri, siyasetçilerin itibarını sarsmak için ‘aşk tuzakları’ hazırlanabileceğini ve rüşvet verilebileceğini söylerken görülüyordu. Şirket usulsüzlük yapıldığı iddialarını reddediyor.

Channel 4 News’un Pazartesi günü yayınlanan programında, zengin bir Sri Lankalı müşteri kılığında şirketle iletişime geçen muhabirleri Cambridge Analytica Yöneticisi Alexander Nix ile buluşuyor. Gizli kamerayla kaydedilen görüşmede Nix, internette siyasetçilerin nasıl itibarsızlaştırılabileceğine dair taktiklerini anlatıyor. Nix, hedef alınan bireye ‘gerçek olamayacak kadar iyi bir anlaşma sunulabileceğini ve bu görüntülerin kayıt altına alınabileceğini’ söylüyor.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Nix ayrıca, ‘adayın evine çok güzel Ukraynalı kızlar gönderilebileceğini ve bu taktiğin işe yaradığını’ anlatıyor. Şirketin yöneticisi, “Size neler yapılabileceği ve daha önce neler yapıldığıyla ilgili örnekler veriyorum” diyor.

Cambridge Analytica şirketi ise kameralara yansıyan konuşmayla ilgili haberin ‘saptırıldığını’ savundu. Şirket yazılı açıklamasında “Kısmen müşterimizi mahcup etmemek için yapılan bu konuşmada, bir dizi gülünç farazi senaryolarla eğlendik. Cambridge Analytica, tuzaklara, rüşvete veya ‘aşk tuzağı’ denilen taktiklere müdahil olmaz ve göz yummaz” dedi. BBC Newsnight programına konuşan Nix, Channel 4’daki haberde ‘verilerin saptırıldığını’ ve şirketin ‘kasten tuzağa düşürüldüğünü’ söyledi.

İngiltere Bilgi Komisyonu Başkanı Elizabeth Denham, kişisel veriler kullanılarak ABD başkanlık seçimlerinin manipüle edildiği iddiaları için Cambridge Analytica’nın soruşturulduğunu açıkladı. Şirketin eski çalışanı Christopher Wylie, bir akademisyen tarafından tasarlanan ve Facebook’ta kişisel bilgilerin sorulduğu bir form aracılığıyla Cambridge Analytica’nın milyonlarca kişinin verilerini topladığını söyledi.

Facebook dijital denetçileri görevlendirdi

İngiltere Bilgi Komisyonu Başkanı Denham, şirketin veri tabanına ve ağ sunucularına erişim talebinde bulundu. Channel 4’a konuşan Denham, “Yanıtlarını kabul etmiyorum, yetki için mahkemeye başvuracağım” dedi. Denham, Cambridge Analytica’nın ‘verileri nasıl işlediği veya nasıl sildiğini’ anlamak istediğini söyledi. Cambridge Analytica ise verilerin toplanmasında doğru prosedürleri izlediklerini savunsa da Facebook şirketin faaliyetlerini geçen hafta askıya aldı.

Teknoloji haberleri internet sitesi The Verge, Facebook’un ayrıca çalışanlarıyla bir araya gelip olayın nasıl yaşandığıyla ilgili açık bir toplantı yapılacağını duyurdu. Facebook, Cambridge Analytica’nın faaliyetlerinin incelenmesi için kendi dijital adli bilişim uzmanlarından oluşan bir ekibi görevlendirdiğini açıkladı.

Facebook açıklamasında ‘verilerin usulüne uygun kullanılmadığıyla ilgili iddiaların gözden geçirileceğini’ belirtip “Eğer bu veriler hala duruyorsa bu Facebook’un yönetmeliklerinin, güvenin yanı sıra bu grubun üstlendiği yükümlülüklerin de ihlali olur” dedi. Facebook ayrıca, kişisel verilerin toplandığı formun yaratıcısı akademisyen Aleksandr Kogan’ın denetlenmeyi kabul ettiğini, verilerin nasıl toplandığı ve kullanıldığıyla ilgili iddiaları ortaya atan şirketin eski çalışanı Wylie’nin ise denetlenmeyi reddettiğini duyurdu.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD-Rusya pazarlığında Trump ikilemi

Amerikan istihbarat kuruluşlarının, Rus hackerlerin çaldığı iddia edilen gizli bilgileri geri almak için bir dizi görüşmelerde bulunduğu iddia edildi. Fakat pazarlıklar sürerken geri alınması istenen belgelerin arasında ABD Başkanı Donald Trump ve 2016 başkanlık seçimlerine Rus müdahalesiyle ilgili bilgilerin de bulunması ABD istihbaratını ikilemde bıraktı.

The Intercept’ten James Risen’ın haberine göre;  Ulusal Güvenlik Ajansı’ndan (NSA) çalınan materyalleri geri almak için bir yıldır gizli görüşmeler yapan ajanlar, karşılarında Donald Trump ile bilgileri de vermeye istekli muhataplar buldu. Söz konusu muhatapların, Rus istihbaratı içindeki bazı unsurları temsil ettiği öne sürülüyor.

Kaçırılmayacak etkinlik >> Siber Güvenlikte Başarılı Kariyer -Mentor Burak Sadıç

NSA’nın çok gizli hackleme araçlarıyla ilgili bilgiler Shadow Brokers adlı gizemli grup tarafından ele geçirilmiş ve 2016’nın yaz aylarında internette yayınlanmaya başlamıştı. Habere göre, bilgileri geri almaktan umudunu kesen NSA’in, en azından hangi bilgileri çaldırdığını öğrenip zararı tespit edebilmek üzere bir iletişim kanalı kurdu. Fakat pazarlığın diğer tarafındaki Ruslar, NSA belgeleriyle birlikte ellerinde Trump ile ilgili bazı bilgiler de olduğunu belirtiyordu. Amerikalılar bu gelişme üzerine durumdan şüphelendi.  Bu kişilerin arkasında Moskova yönetiminin olup olmadığını bilmeyen Amerikan istihbaratı, sözü edilen bilgilerin Trump’ı mı yoksa Amerikan başkanı hakkında önceden soruşturma açmış bulunan görevlileri mi itibarsızlaştırmayı hedeflediği konusunda emin olamadı.

İlgili haber>> Trump’tan Rusya ile siber ortaklıkta geri adım

İddiaya göre, Trump’ın sadık adamlarından Mike Pompeo, CIA başkanlığına atanınca söz konusu operasyona dâhil olmamayı tercih etti. CIA de bu dosyaların satın alınması konusundaki fikrini sürekli olarak değiştirdi. Hatta ödemenin yapılması için Berlin’deki CIA hesabına para transferi yapılmışken, bu alışverişten son anda vazgeçildi. CIA yetkilileri, Trump’a zarar verebilecek bilgileri devralmak istemiyordu. Bu sebeple de devreye NSA girdi. Ancak sadece çaldırdığı bilgileri kurtarmak amacıyla.

Bu arada, pazarlıklar sürerken, Amerikan yönetiminin bu operasyona hâlâ destek verdiğinden emin olmak isteyen Rusların, bunun için NSA’in twitter hesabından bazı mesajların paylaşılmasını istedikleri belirtildi. Örneğin 17 Ağustos 2017’de ilk telgraf gönderisinin kimler arasında yapıldığı hakkında bilgi veren tweet, Rusların isteği üzerine atılmıştı. Ruslar, NSA’in twitter hesabından hangi mesajın hangi tarih ve saatte atılması gerektiğini aracılara bildiriyordu. Ve bu mesaj NSA tarafından tam vaktinde atılıyordu. Böylece aracıların NSA adına pazarlık yapmaya devam ettikleri anlaşılmış oluyordu. Bazen de aracılar, görüşmelerden hemen önce belirli bir tweet’in atılacağını kendileri bildiriyordu.

Habere göre, Trump’a dair bilgilerle ilgilenmediklerini belirten Amerikalılara Rusların verdiği cevap, bunları basına verebilecekleri oldu. Gizli görüşmelerin yapıldığı bilgisinin de basına sızması, Amerikalıların istemeseler de bu bilgi ve belgeleri satın almak zorunda kalabileceklerini gösteriyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun