Kategori arşivi: Sektörel

Siber Güvenlik sektöründe büyük iş birliği: Cyberwise ve Innovera güçlerini birleştirecek

Biznet ve Securrent’in birleşmesinden doğan Türkiye’nin önemli siber güvenlik şirketlerinden Cyberwise, sektörün en güçlü oyuncularından Innovera ile Cyberwise bünyesinde bir araya gelecek.

Cyberwise’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki en büyük birleşmesi olarak nitelendirilen iş birliğini hayata geçirmek için anlaşmaya varan iki firma, müşterileri için uluslararası standartlarda uçtan uca siber güvenlik çözümleri sunmaya ve sektöre değer katmayı hedefliyor.

Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu anlaşmaya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Cyberwise vizyonunu oluşturduğumuzda siber güvenlik sektöründe dinamikleri değiştireceğimizi ve bunu büyük bir hızla hayata geçirmek istediğimizi belirtmiştik. Bu çerçevede sektörün önemli oyuncularından Innovera ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda hedeflerimizin örtüştüğünü gördük ve güçlerimizi birleştirmek üzere anlaşmaya vardık. Bu anlaşmaya göre iki firma Cyberwise bünyesinde bir araya gelecek. Innovera’nın da aramıza katılımı ile hem Türkiye’deki hem de bölgedeki konumumuzu daha da sağlamlaştırma ve genişletme yolunda büyük bir adım atmış olacağız. Cyberwise olarak ulaştığımız müşteri portföyümüzü, sunduğumuz çözümlerin çeşitliliğini ve ürün geliştirme kabiliyetlerimizi sürekli geliştirirken, hedeflerimiz doğrultusunda birleşme ve satın alma yatırımlarımız devam edecek.”

Harvard, 30 ülkenin siber gücünü hesapladı: Türkiye ilk 20’ye giremedi

​HEDEF SİBER GÜVENLİK ALANIN BÖLGENİN EN BÜYÜK GÜCÜ OLMAK

Bu anlaşmanın Türkiye siber güvenlik sektöründe bu ölçekte gerçekleşen en büyük birleşme olacağını ifade eden Innovera Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Murat Tora ise : “2019 yılı başında kendimize hedef olarak koyduğumuz ‘Bölgesel genişleme ve inorganik büyüme’ stratejimiz doğrultusunda uzun zamandır çalışmaktaydık. Atılan bu adım ile her iki firmanın tüm paydaşları; çalışanları, müşterileri ve iş ortakları açısından çok olumlu sonuçlar doğacağına inanıyoruz. Birbirini tamamlayan bu iki firmanın güçlerini birleştirmesi ile ilk hedefimiz, siber güvenlik alanında Türkiye’nin en geniş uzman kadrosuna, en geniş ürün ve hizmet ağına, en güçlü ekonomik yapısına sahip firmayı oluşturmak olacak. Hedef siber güvenlik alanında sadece Türkiye’nin değil bölgenin en büyük gücü olmak. Süreçte M&A danışmanımız olarak çalışan Core Finans ve emek veren herkese teşekkür ederiz.” ifadelerini kullandı.

İki şirket arasında 4 Aralık 2020 tarihinde imzalanan anlaşma ile süreç resmen başladı. Her iki şirkette de iş süreçleri mevcut haliyle 1 Ocak 2021 tarihine kadar devam edecek. Rekabet Kurumu onayının ardından süreç tamamlandığında Cyberwise çatısı altında harmonizasyon sürecine başlanacak.

CYBERWISE VE INNOVERA’NIN HANGİ ALANLARDA HİZMET VERİYOR?

Cyberwise, siber güvenlikte 30 yılı aşkın tecrübeye sahip iki firma Biznet ve Securrent’in birleşmesiyle çatı marka olarak 2020 yılında duyuruldu. Özel sermayeli fon yönetim şirketi Taxim Capital’in de ortaklık yapısına dahil olduğu Cyberwise; siber güvenlik alanında, danışmanlık, ürün satışı, teknik destek ve yönetilen hizmetlerden oluşan bir iş modeliyle hizmet veren bir siber güvenlik çözüm sağlayıcı olarak İstanbul ve Ankara’nın yanı sıra Dubai ve Hollanda ofisleri ile 3 ülkede 130’un üzerinde çalışanıyla 500’den fazla kurumsal müşteriye hizmet veriyor.

Innovera ise 2007 yılından bu yana Türkiye’de siber güvenlik sektöründe 120 kişilik güçlü ekibi ile danışmanlık ve entegrasyon hizmetleri sunuyor. Siber Güvenlik teknolojilerinin küresel liderleri ile çözüm ortağı olan Innovera, müşterilerine sağladığı uçtan uca siber güvenlik teknolojileri, siber güvenlik danışmanlık servisleri ve yedekleme, depolama, felaket kurtarma çözümleri ve hizmetleri ile 500’ün üzerinde kurumsal müşteriye hizmet veriyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

ABD, Huawei’nin Türkiye’deki yatırımlarından rahatsız

ABD’nin Çinli telekomünikasyon devi Huawei’nin küresel pazar payını daraltma girişimleri devam ederken, şirketin Türkiye yatırımlarının ABD’yi rahatsız ettiği üst düzey yetkililerce dile getirildi.

Geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanı Mile Pompeo, Huawei ve Çinli firmaların Türkiye’de göstermiş olduğu faaliyetten dolayı rahatsız olduğunu dile getirmişti. Yasaklamaların ve yaptırımların odağında olan Huawei, konu hakkında açıklamasını yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Washington Examiner’a Çin’in Huawei üzerinden dünyadaki nüfuzunu arttırma çabalarına ilişkin geçen hafta verdiği röportajda, “Şu anda Türkiye’de önemli miktarda veriye sahip olmanız ve bu verilerin Çin Komünist Partisi’nin elinde olduğu gerçeği her zamankinden daha dikkatli olmamız gerektiği anlamına geliyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Şarj kablosu deyip geçmeyin, bilgisayarınız hackerların eline geçmiş olabilir

TÜRKİYE’DEKİ YATIRIM MİKTARI 520 MİLYON TL

Konuyla ilgili açıklama yapan Huawei Türkiye, Çinli şirketin Türkiye ile ilişkilerine vugu yaparak Ar-Ge Merkezinin 10. yılında olduğunu belirtti. Ayrıca bu merkezin Çin’den sonra en büyük ikinci Huawei Ar-Ge merkezi olduğu aktarıldı. Yine Ar-Ge merkezinin Türkiye’de telekomünikasyon alanında çalışan 17 merkezden biri olduğu ifade edildi.

Türkiye’deki yatırım miktarının 520 milyon TL olduğu aktarılırken, istihdama dair önemli çalışmaların da yapıldığı aktarıldı. Bununla birlikte diğer Türk firmalarında da danışmanlık verildiği belirtildi. Şu ana kadar 1.500 mühendis ve araştırmacının çalıştığı belirtilirken, 620 aktif profesyonel çalışanın olduğu aktarıldı. Bu sayının önümüzdeki yıl yüzde 10 artması hedeflendiği belirtildi.

Huawei, İstanbul Üniversitesi’nde Ağ Akademisi kurdu

Ayrıca Türkiye’de geliştirilen ürün ve sistemlerin 30 ülkeye de ihraç edildiği aktarıldı. İstanbul Ümraniye’deki mühendisler tarafından geliştirilen teknolojilerin Avrupa, Güney Amerika, Orta Doğu ve Asya’da alıcı bulduğu belirtildi. Bu yazılım ihracatıyla birlikte Türkiye’ye 260 milyon dolar girişin sağlandığı söylendi.

Şu anki çalışmalarda da 5G, AI ve HMS kendini gösteriyor. 15 üniversite ve 28 akademisyenle çalışma yaptığını belirten merkezin, yüzde 23 oranında kadın çalışana sahip olduğu da belirtildi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

ABD 5G İHALESİNDE HUAWEİ GÖRMEK İSTEMİYOR

ABD Yönetimi müttefiklerine 5G altyapı ihalelerine Huawei’nin sokulmaması gerektiği konusunda uzun zamandır uyarılarda bulunuyor. 5G altyapısı konusunda Çinli şirketin önemli fiyat avantajları bulunuyor. İngiltere, ABD, Yeni Zelanda, Avustralya ve Kanada’dan oluşan ve 5 Göz olarak bilinen istihbarat ortaklığının üyeleri Huawei’yi 5G ihalesine sokmama kararı almıştı.

Amerika’nın öne sürdüğü iddialar arasında Huawei’nin elindeki verileri Çin Yönetimi ile paylaşması öne çıkıyor. Huawei’nin yatırımlarını artırdığı Türkiye’de ise hükümetin 5G ihalesinde güvenlik ile ilgili bir endişesi bulunmadığı açıklanmıştı.

Türkiye, 5G teknolojisinde güvenlik endişesi taşımıyor

TikTok’un sahibi Bytedance Trump’ı yalanladı: ABD’ye bağış yaptığımızdan haberimiz yok!

Çinli sosyal medya devi TikTok’un sahibi Bytedance, ABD Başkanı Donald Trump’ın Amerikan ortaklığıyla yeni kurulacak olan TikTok Global şirketinin ülkeye 5 milyar dolarlık eğitim fonu sağlayacağına ilişkin iddiayı yalanladı.

Çin’in tartışmalı sosyal medya platformu TikTok’un Oracle’ın da dahil olduğu bazı ABD’li şirketlerle ortaklık kuracağı yönündeki haberlerin yankısı sürüyor. Başkan Trump Amerika’da yasaklanması gündemde olan TikTok’un faaliyetlerine devam edebilmesi karşılığında ABD’ye eğitim bağışında bulunma sözü verdiğini bildirmişti. Reuters ise TikTok’un sahibi Bytedance’ın sosyal medya postunda yapılan açıklamada Trump’ın bu iddiasını yalanladığını açıkladı. Postta ‘TikTok’un ABD’ye eğitim bağışı kapsamında 5 milyar dolarlık bir fon sağlayacağına ilişkin iddiaları biz de gazetelerden öğrendik” açıklaması yer aldı.

EĞİTİME YATIRIM YAPACAĞIZ

Şirketin resmi Toutiao hesabında şu ifadeler yer aldı: “Şirket, eğitim alanında yatırım yapacağını taahhüt etti. Ayrıca ortakları ve dünya çapında hissedarları ile birlikte öğrencilere yönelik yapay zekaya ve video teknolojisine dayalı bir çevrimiçi sınıf projesi hayata geçirme planları da var.

Trump, TikTok ile yürütülen pazarlığın bir parçası olarak yeni kurulacak şirketin eğitime 5 milyar dolar katkıda bulunacağını ve bu fonun Amerikan gençliğinin eğitiminde kullanılacağını söylemişti. Ancak ne TikTok ne de Oracle’ın açıklamalarında söz konusu fondan bahsedilmemesi dikkat çekti.

ByteDance, ABD Ticaret Bakanlığı’nın geçtiğimiz hafta, uygulamanın yeni indirmelerini ve güncellemelerini engelleyeceklerini açıklamasının ardından TikTok’a yönelik olabilecek herhangi bir baskıyı önlemeye çalışıyordu. ABD’li yetkililer, uygulamayı kullanan 100 milyon kadar Amerikalının kişisel verilerinin Çin Komünist Parti hükümetine aktarılmasından endişe duyuyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

Harvard, 30 ülkenin siber gücünü hesapladı: Türkiye ilk 20’ye giremedi

Siber alanda en güçlü devlet kim?
Bu soruya cevap arayan Harvard Üniversitesi bünyesindeki araştırmacılar geliştirdikleri metodolojiye göre devletlerin siber alandaki güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koydu.
Harvard Üniversitesi Belfer Center for Science and International Affairs tarafından yayınlanan raporda 30 ülkenin 7 farklı alandaki siber gücü ölçüldü. Cyber Power Index 2020 araştırmasında kriter olarak 32 niyet göstergesi ve 27 tane de kabiliyet göstergesi belirlenerek sıralama için ülkelere uygulandı.
Raporda araştırmacılar, siber gücün belirlenmesinde tek bir göstergenin yeterli olamayacağını belirterek ülkelerin niyetlerinin de siber gücü belirleyen faktörler arasında yer aldığını savundu.
Ülkelere uygulanan 7 farklı kriter olarak aşağıdaki kabiliyet göstergeleri belirlendi:
Yurt içi grupların çevrimiçi gözetlenmesi
Ulusal siber savunmanın güçlendirilmesi
Enformasyon ortamının kontrolü ve manipülasyonu
Ulusal savunma için yabancı istihbarat toplanması
Siber alan üzerinden milli gelir elde edilmesi
Düşman sistemlerinin yok edilmesi veya devre dışı bırakılması
Siber normların ve teknik standartların belirlenmesi
Bu objektiflere göre oluşturulan farklı endekslerin sonuçlarına göre siber alanda güçlü devletler sıralaması aşağıdaki şekilde oldu:

TÜRKİYE’NİN DURUMU

Raporda incelenen 30 ülke arasında Türkiye’de bulunuyor. Belirlenen kriterlere göre değerlendirildiğinde Türkiye ülkeler arasında Hindistan’ın hemen altında ve İran’ın bir sıra üstünde, 22. sırada yer aldı. Türkiye’nin altındaki ülkeler arasında Avrupa’dan sadece İtalya ve Litvanya var.
Rapordaki sıralamanın en büyük dezavantajlarından biri araştırma yapılırken araştırmacıların açık kaynaklardan ulaşabildikleri bilgilerle bir değerlendirme yapması olarak öne çıkıyor. Harvard araştırmacıları böyle bir engele sahip olduklarını açıkça ifade etmekten kaçınmamışlar. Örneğin Kuzey Kore’nin sıralamada bulunmamasının nedeni ülkenin siber kabiliyetleri hakkında doğrulanabilir bilginin açık kaynaklarda çok az yer alması. Benzer bir durum sıralamada 11. olan İsrail için de geçerli olabilir.
Yedi endeksin her birinin ayrı ayrı sıralamasına bakıldığından konulara göre Türkiye’nin sıralaması da değişiyor.
Genel sıralamada 22. olan Türkiye,
Yabancı devletlerden istihbarat kapasitesi değerlendirildiğinde 27
Gözetleme (Sürveyans) değerlendirilmesinde 20
Ticari faaliyetlerle kazanç geliştirmede 29
Ulusal siber savunmada 21
Ofansif siber operasyon kabiliyetlerinde 20
Enformasyon ortamının kontrolünde 28
Norm geliştirme ve uluslararası işbirliklerinde 22. sırada yer aldı.

FİRMALARIN GÜCÜ

Raporda küresel teknoloji firmalarının bulundukları ülkenin siber gücüne katkı yaptıklarının da altı çizildi. Google, Microsoft, Baidu ve Huawei gibi firmaların ülkelerinin inovasyon ekosistemine yaptıkları katkının siber güç hesaplamasına dahil edildiği belirtildi. Raporda bu firmaların tek başına sıralamaya girdiğinde birçok ülkeyi geride bırakacağı da ifade edildi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

Covid-19 sonrası için bir zorunluluk: Siber güvenlik okul müfredatlarına girmeli

Sonuçlarını kimsenin önceden kestiremediği Covid-19, sadece sağlık alanındaki yıkıcı etkisiyle değil ekonomik anlamda da dünya çapında büyük bir etki yarattı. Şirket çalışanları neredeyse bir gecede uzaktan çalışmaya başladı. Bu durum benzeri görülmemiş değişiklikleri zorunlu kıldı ve binlerce kuruluşu açmaza soktu.

Ülkeler arasında, kurumsal ağlara bağlanmak için binlerce uç noktaya ihtiyaç duyuldu. Bu talep artışı ise uzaktan çalışanları çok daha büyük bir risk grubuna soktu. Birleşik Krallık’ta yapılan bir araştırmada işletmelerin %92’si siber saldırı yaşadığını ve saldırılarda bir artış olduğunu söyledi.

SİBER ZAFİYETLERİ ÖNLEMENİN YOLU

Peki salgın döneminde ve daha sonrasında oluşacak siber güvenlik zafiyetlerini önlemenin yolu nedir? Yeni nesil siber güvenlik uzmanlarının yarının zorluklarını ele alması için nasıl bir hazırlık yapmaları gerekir? Bu tarz soruların cevabı ise eğitim sisteminde yatmakta. Yapabileceğimiz en iyi şey, okullarda ve üniversitelerde gençlere Covid-19 salgını sonrasındaki dünyada gerekli olacak teknik becerileri vermektir.

https://siberbulten.com/haber/veri-bilimine-giris-icin-aradiginiz-her-sey-5-saatlik-ucretsiz-egitimde/

DAHA ÇOK SİBER GÜVENLİK UZMANI YETİŞTİRMELİ

Avrupa ve ABD’de siber güvenlik uzmanı eksikliği olduğu biliniyor. Mevcut siber güvenlik personelleri üzerindeki iş yükü ise gün geçtikçe artıyor. Çoğu şirket siber güvenliği yabana atsa da Covid-19’la beraber artan siber saldırılar, siber güvenliği bir kenara bırakan şirketleri hedefliyor. Böylece ne kadar büyük olursa olsun güvenlik açığı bulunan şirketler mali zarar ve itibar kayıplarıyla yüzleşmek zorunda kalıyor.

Pandemi süreci tekrar gösteriyor ki siber güvenlik alanına yatırım yapmak hem kısa hem de uzun vadede kar sağlıyor. Ancak bu açmazı çözmek için daha fazla siber güvenlik uzmanını yetiştirmek gerekiyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde üniversite müfredatlarına siber güvenlik alanının eklenmesi ve bu alandaki çalışmaların geliştirilmesi bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.

MÜFREDATA SİBER GÜVENLİK EKLENMELİ

Önceki nesillerin aksine günümüz öğrencileri dijital dünyada doğmuş gençlerden oluşmaktadır. Dijital dünyaya erişim şimdiki nesil için bu kadar kolayken aynı gençlerin siber güvenlik becerilerini geliştirmek ise bu alana dair bir sistem geliştirmedikçe zor. Ulusal Siber Güvenlik İttifakı ve Microsoft tarafından ABD’de yapılan bir anket, öğretmenlerin %91’inin siber güvenliğin öğretilmesi gerektiğine inandığını ortaya koyuyor. Siber güvenliğin okul müfredatlarına girmesi ise konuya dair ilginin artmasına ve daha fazla öğrencinin bu alanda istihdam edilmesine yol açabilir.

İşletim sistemlerini, veri merkezlerini, kodlamayı ve diğer birçok konuyu içinde barındıracak bir eğitim, siber güvenlik adaylarının teknik alanda gelişmesini sağlayabilir. Ancak “sosyal beceriler” de unutulmamalıdır. Güvenlik uzmanları, karmaşık konuları çok fazla teknik geçmişi olmayan insanlara iletmek zorunda oldukları için bu eğitim sosyal alanı da kapsamalıdır.

Siber güvenliğe ilgi duyanların olabildiğince çok “gerçek dünya” deneyimi kazanma fırsatına sahip olmalarını sağlamak da önemlidir. Pek çok farklı güvenlik alanı olmakla beraber geleceğin uzmanları da en çok hangi alanlarla ilgilendiklerini ancak farklı güvenlik alanlarını deneyerek anlayabilirler. Geleceğin siber güvenlik uzman adaylarına bu konularda deneyim kazandırmak, önlerini açmak ve yol göstermek de bu müfredatın içermesi gereken bir konu olmalıdır.

https://siberbulten.com/sektorel/trky/iste-turkiyedeki-siber-guvenlik-yuksek-lisans-programlari/

YENİ NORMALE ALIŞMAK

Covid-19 salgınıyla beraber “yeni normal” koşulları birçok alanın çalışma düzenini değiştirmekle beraber geleneksel mesai düzenini de değiştirdi. Evden çalışma ortamı esnek çalışmayı da beraberinde getirdi. Bu zorlu koşullara adapte olabilecek teknik becerilere sahip, var olduğu koşulları değiştirebilecek kapasitesi olan yeni siber güvenlik uzmanlarına ihtiyaç var. Öğrencilere bu yeni normal koşullarını öğretmek de gelecekte oluşabilecek risklerin de önüne geçebilir.

GELECEĞE BAKMAK

Zaman geçtikçe ve tehdit ortamı geliştikçe, siber güvenlik sektörü katlanarak büyümeye devam edecek. Önemli olan şirketleri, kurumları, kişileri siber güvenlik alanında eğitmek, önemini anlatabilmek. Eğitim sisteminde siber güvenlik konusunu müfredata sokabilmek. Bunları yapabildiğimiz takdirde gelecekte karşımıza çıkacak saldırılara karşı daha tedbirli olabilir, yaşadığımız dünyayı daha güvenli bir yer haline çevirebiliriz.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz