Kategori arşivi: Sektörel

Sistemindeki bilgileri çaldıran restoran zinciri 45 yıl öncesine döndü

Amerika’da Çin yemekleri satan P.F. Chang’s adlı restoran zincirinin sistemindeki kredi kartı bilgilerinin çalınması üzerine, firmanın CEO’su Rick Federico güvenlik için 70’lerde kullanılan kredi kartı basım makinelerini kullanacaklarını açıkladı.

P.F Chang’s’ın sisteminde bulunan binlerce kredi kartı numarasını çalan hackerlar Çin mutfağının müdavimlerinin paniklemesine sebep olurken, firmanın müşterilerinden özür dilememesi tepki çekti.

Restoran zincirinin sistemine 2014’ün Mart ve Mayıs ayları arasında defalarca girip çıkıldığı tespit edildi. Firma ise bundan sonra kredi kartı ile alışverişlerin daha güvenli şekilde yapılabilmesi için 45 yıl önce ABD’de kısıtlı şekilde piyasaya sürülen ‘kredi kartı baskı makinelerini’ kullanmaya başladığını duyurdu.

TÜBİTAK Siber Güvenlik Yaz Okulu Başladı

TÜBİTAK tarafından düzenlenen Siber Güvenlik Yaz Okulu, Ankara Büyük Anadolu Oteli’nde başladı. 1 hafta sürecek olan eğitim, TÜBİTAK’ın düzenlediği 3. yaz okulu olma özelliği gösteriyor.

Yaz okulunda bu yıl mühendislik kökenli öğrenciler ve sosyal bilimler öğrenciler şeklinde iki farklı grup eğitimi bulunuyor. Bu şekilde, uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk gibi alanlarda siber güvenliğin öneminden ve detaylarından bahsediliyor. Sosyal bilimler öğrencileri için, temel internet altyapısı, siber saldırı yöntemleri, ülkelerin kritik altyapılarının güvenliği, ülkemizdeki siber güvenlik çalışmaları, siber savaş ve geleneksel savaş, siber güvenlik ve dış politika gibi konularda TÜBİTAK uzmanları tarafından dersler veriliyor.

Teknik kısımdaki öğrenciler, siber güvenliğin temel kavramları ile birlikte, ileri aşama kod yazım yöntemleri öğreniyorlar. Yaz okulu süresince ve sonrasında, öğrenilen konuları uygulama fırsatı bulan öğrenciler, sosyal etkinliklerle de dinlenme fırsatı buluyor. Siber güvenlik konusunda farkındalık oluşturmak için önemli bir fonksiyon icra eden siber güvenlik yaz okulu, Türkiye’nin siber güvenlik eylem planında da TÜBİTAK’ın görevlendirildiği konulardan biri.

ABD bankalarına saldırıda Rus şüphesi

 

ABD’nin kritik finans kurumlarına son zamanlarda düzenlenen siber saldırıların arkasında Rus hackerların olduğu tahmin ediliyor. FBI’dan yapılan açıklamada siber saldırıların boyutunu belirlemeye çalıştıklarını ve istihbarat servisleriyle işbirliği yapıldığı belirtildi.

Hangi kurumların saldırıya uğradığı konusu herhangi bir netlik kazanmazken, çeşitli medya organlarında çıkan haberlere göre JP Morgan’ın hedefler arasında bulunduğu kaydedildi. Kaynaklar, kurumun kendi içerisinde de bir soruşturma yürüttüğünü söyledi. Bu durum saldırının kurum ağlarını kullanan bir çalışana yönelik oltalama saldırısı sonucu olabileceğini akla getirdi.

Çarşamba günü Bloomberg’de çıkan bir haberde Rus hackerların aralarında JPMorgan’ın da bulunduğu ABD bankalarını hedef alan siber saldırılar düzenlediği yer almıştı. Habere göre JPMorgan saldırı sonucunda hassas bilgilerini çaldırdı.
Konuyla ilgili New York Times’da çıkan haberde de ABD bankalarına yapılan saldırının kısa bir zaman önce Avrupa bankalarının sistemlerine sızmayı başaran hackerların düzenlediği saldırıyla ilişkisi olup olmadığı araştırıldığı ifade edildi.

Saldırganların müşteri hesap numaraları ve şifrelerini çalmasından endişe ediliyor. Fakat saldırıların siyasi motivasyonla yapılması durumunda hackerların sadece bir güç gösterisi ve siber espiyonaj için böyle bir eylem düzenlediği de seçenekler arasında yer alıyor.

Geçtiğimiz yıllarda İranlı olduğu düşünülen hackerlar ABD’nin Tahran yönetimine karşı aldığı yaptırım kararına karşılık olarak dev Amerikan bankalarının sistemlerini belirli bir süre kullanılmaz hale getirmişti.

Amazon, Microsoft 2.0 mı?

 

Kurulduğundan bu yana kalıcı değişimlere öncülük eden Amazon’un, bugün rakiplerinin gerisinde kalan fakat bir zamanların efsanevi şirketi Microsoft’un izlediği stratejiye benzer bir iş modeli takip etmesi dikkat çekiyor.

Jeff Bezos’un kurduğu şirket bir yandan ABD medyasında gazete satın alarak kendisinden bahsettirirken, diğer taraftan piyasaya sürdüğü özgün tablet modeli Kindle ile yayıncılık dünyasında yeni bir sayfa açtı. Tüm bu sıradışı işlere rağmen, online ticaret dünyasının en büyük şirketine biraz yakın bir bakış, iş modelinin Microsoft’unkiyle aynı kilometre taşlarından geçtiğini gösteriyor.

İlk özellik olarak piyasada monopol olma özelliğini bu iki dev şirket için doğru olduğunu söyleyebiliriz. Microsoft yazılım dünyası için bir tekel oluştururken, Amazon’un bulut bilişim şirketi AWS de bulut dünyasının sarsılmaz lideri olarak görülüyor. Fiyat kırma konusundaki cesaretiyle bilinen AWS rakipleri tarafından uzun süredir alt edilemiyor. Piyasaya sonradan girmesine rağmen AWS bulut bilişimde liderliğini uzun süre koruyacağa benziyor.

Microsoft’un piyasada tekel olması, yazılım endüstrisinin diğer aktörleri tarafından tehdit olarak algılanıp, Linux’un oluşmasına ve güçlenmesine katkı sağladığı gibi, aynı şekilde AWS’nin rakipleri de açık kaynak kodlu bulut bilişim araçları etrafında toplanıyor. OpenStack adlı ücretsiz ve açık kaynak kodlu bulut bilişim aracı, geçmişte Linux’un Microsot’a yapmaya çalıştığını bugün AWS’ye yapmaya çalışıyor.

1990’ların sonuna kadar Microsoft tüketici piyasasına yönelik ürünlerinin başarısının keyfini sürdü. Windows 98 ve Office 98 şirketin piyasa liderliğini güçlendiren tüketici ürünleriydi. 2000’lerin ortalarından itibaren şirket firmalara yönelik ürünler geliştirmeye başladı. IBM, Oracle ve SAP gibi firmaların pazar paylarını daraltan Active Directory, SQL Server ve SharePoint gibi ürünler piyasaya sürdü. Fakat o zamana kadar ihmal ettiği tüketici piyasasında, Apple çıkardığı iPod ve iPad gibi ürünler Microsoft’un Zune, Windows Phone 7 gibi ürünlerini geride bıraktı. Büyük umutlar bağlanan Xbox ürünü için bugün analistler piyasadan çekilmesi tavsiyesinde bulunuyor.

Bugün Amazon da Microsoft’un izlediği fakat başarısız olduğu yolu takip ediyor. Tüm ürün piyasalarında en iyi olmaya çalışmak oldukça ihtiraslı bir hedef. Ürün çeşitliliği gittikçe artıyor ve şirketin rekabet gücü giderek azalıyor. Firmalara yönelik ürünlere ve bulut bilişime yöneldi. Fakat Kindle dünya çapında bir başarı elde edemedi. Microsoft’un 90’larda yaptığı gibi, Amazon da bugün mevcut ürün yelpazesine odaklanmak yerine, yeni ürün ve servisler geliştirmeye daha fazla kaynak ayırıyor.

Her iki şirket de dünyanın sayılı beyinlerini istihdam ediyor. Pazarlama konusunda ise Amazon’un Microsoft’dan öğreneceği birçok şey var. Microsoft’un sihirli pazarlama stratejisi Zune gibi kaliteli olmayan bir ürünü bile, en çarpıcı innovasyon olarak sunabiliyordu. Microsoft’un pazarlama konusunda bilişim konferanslarını kullanması ve sunduğu eğitim programları şüphesiz etkili olmuştur. Amazon da aynı yolu izleyerek, iş dünyasında çekici hale gelmeye başlayan AWS sertifikası vermeye başladı.

Tabi başka bir ortak özellik olarak, iki şirketin de Seattle’da bulunduğunu belirtmek gerek.

Amazon’un Microsoft ile bu kadar ortak özelliği bulunmasının ilerleyen yıllarda benzer zorluklarla yüzleşeceği tahminini yapmak yanlış olmaz.

 

‘Sadece devletler değil şirketler de siber saldırı düzenliyor’

Dünyanın önde gelen güvenlik şirketlerinden Symantec’in CEO’su Steve Bennet, hackerlerın yanı sıra birçok büyük şirketin de rakiplerinin ticari sırlarını çalmak için diğer firmalara siber saldırılar düzenlediğini açıkladı. Araştırma şirketi Kroll da 2013 yılında, ticari sırlarının çalındığını bildiren şirketlerin sayısının bir önceki yıla göre ikiye katlandığını duyurmuştu.

 

steve bennet

Kaynak: Financial Times

25/11/2013