Kategori arşivi: Sektörel

YouTuberlardan sonra sıra yazılımcılara geldi: Maliye vergi incelemesi başlattı

Maliye Bakanlığının, video paylaşım uygulaması YouTube’a içerik yükleyenlerden sonra, bir şirkete bağlı olmadan çalışan yazılımcılara da vergi incelemesi başlattığı öğrenildi.

Bakanlık, İrlanda merkezli Google Ireland’dan, Google Adsense (Google’un reklam uygulaması) kapsamında Türkiye’deki yerleşik kişilere yapılan ödemelere ilişkin bilgileri isteyerek, bu kapsamda gelir elde edenlere yönelik Türkiye genelinde vergi incelemesi başlattı.

Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı, Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ. Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı, yaptığı değerlendirmede bu incelemelerin Türkiye’nin bu alandaki en büyük başarısı olan Peakgames’e yenilerinin eklenmesini önlediğini kaydetti.

Yapılan vergi incelemelerinde, söz konusu gelirlerin reklam geliri olarak değerlendirildiğini belirten Karyağdı, bunların ticari kazanç olarak vergi inceleme raporuna konu edilerek gelir vergisi mükellefiyeti tesis edildiğini aktardı. Fatura düzenlenmediği için özel usulsüzlük cezası yanı sıra, hizmetten Türkiye’den yararlanıldığı için toplam hasılat üzerinden KDV’nin de hesaplandığı bilgisini veren Karyağdı, “Bunlara bağlı olarak eksik ödendiği ileri sürülen vergi tutarının 1 katı kadar vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi de talep ediliyor.” dedi.

“ELDE EDİLEN TİCARİ DEĞİL SERBEST MESLEK KAZANCI”

Yazılımcıların ana faaliyetinin reklam geliri elde etmek değil, oyun geliştirmek olduğunun altını çizen Karyağdı, “Ticari kazancın olabilmesi için organizasyona parasal bir sermayenin hasredilmiş olması gerekir. Bireysel ve bağımsız yazılım geliştirme faaliyeti ise bir bilgisayar üzerinde geliştirilen, sermayeden ziyade kişisel ve bilimsel bilgiye ve gayrete dayalı bir iştir.” diye konuştu.

Milyonlarca satırlık yazılımın ara yüzünde bir alanın Google’a kiralandığını ifade eden Karyağdı, “Buradaki faaliyet ticari bir faaliyet değil ve serbest meslek faaliyetidir. Dolayısıyla da elde edilen kazanç serbest meslek kazancıdır.” ifadelerini kullandı.

Serbest meslek kazancının, Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesinde tanımlandığına vurgu yapan Karyağdı, 18’inci maddede ise bilgisayar programcıları ve kanuni mirasçılarının elde ettikleri gelirin gelir vergisinden müstesna kılındığına değindi. Sürekli veya arızi olarak yapılan yazılım faaliyetinin bu istisnadan yararlanması gerektiğini kaydeden Karyağdı, 2020 için 600 bin lira, 2021 için ise 650 bin lirayı aşan gelirlere ilişkin beyanname verilmesi gerektiğini söyledi.

‘Sosyal Medya Yasası’ yürürlüğe girdi, hayatımızda neler değişecek?  

“GELİR TÜRÜNE AÇIKLIK GETİRİLMELİ”

Hakkında vergi inceleme raporu düzenlenen yazılımların çoğunun vergi mahkemelerine başvurarak tarhiyatların iptalini istediğini dile getiren Karyağdı, bir kısım incelemenin ise devam ettiğini aktardı. Karyağdı, bu kapsamda 2015 ve 2017’de toplam 168 bin lira gelir elden bir yazılımcıya inceleme sonucunda 173 bin liralık bir fatura çıkarıldığını belirtti.

Sorunun çözümüne yönelik önerilerini de sıralayan Karyağdı, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bir Gelir Vergisi Sirküleri yayınlanarak, bağımsız ve kişisel olarak yazılım geliştirenlerin faaliyetlerinin net bir şekilde serbest meslek faaliyeti olduğunun belirlenmesi gerektiğini bildirdi.

Bu kazançların GVK’nın 18’nci maddesi kapsamında telif kazançlarından istisna hükümlerine tabi olması gerektiğinin altını çizen Karyağdı, 2021 geliri 650 bin liraya aşanların masrafları düşüldükten sonra beyanname verileceğinin belirtilmesini önerdi. Karyağdı, vergi müfettişlerince geriye yönelik olarak devam ettirilen ya da tamamlanmış olup da uzlaşma aşamasında olan incelemelerin yayınlanacak Sirküler kapsamında yeniden değerlendirilmesi ve haddin altına kalanlara işlem yapılmaması gerektiğini aktardı.

“YAPICI VE KALICI BİR ÇÖZÜM GETİRECEKTİR”

Google Ireland tarafından yazılımcıların banka hesaplarına yapılan ödemelerin otomatik kesinti (stopaj, Tevkifat) yoluyla vergilendirilmesi yönünde GVK Md. 18’de bir düzenleme yapılmasını da öneren Karyağdı, “Böylece hem gençlerimiz gönül rahatlığıyla vergilerini ödemiş olurlar hem de rahat bir şekilde yazılım geliştirmeye devam ederler.” ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın Başbakan Yardımcılığı ve daha önce bakanlık yaptığı dönemlerde, toplumsal ve ekonomik duyarlılığı yüksek, teknolojik gelişmeleri destekleyen uygulamalara imza attığına dikkat çeken Nazmi Karyağdı, “İnanıyorum ki Sayın Elvan, gençlerin bize ilettiği, bizim de tercüman olduğumuz soruna maliyemizin değerli bürokratlarıyla birlikte yapıcı ve kalıcı bir çözüm getirecektir.” diye konuştu.

Kaynak: Sputnik

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Fransa’dan Google’a rekabet cezası: 1,1 milyon avro ceza ödemeyi kabul ettiler

Fransa Rekabet Kurumu, ABD’li teknoloji devi Google’a arama motorunda otellerin sınıflandırması konusunda tüketiciyi yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle 1,1 milyon avro ceza verdi. 

Kurumdan yapılan açıklamada, Google İrlanda et Google Fransa’nın hotellerle ilgili soruşturma çerçevesinde açılan soruşturma sonucunda 1,1 milyon avro cezayı ödemeyi kabul ettiği duyuruldu.

 

 

Soruşturma otel sahiplerinin Google arama motorundaki otel sınıflandırmalarına ilişkin şikayetleri üzerine açılmıştı.

“Uygurların toplandığı kamplarda gözetim sistemi kurdu” iddiası Huawei’nin başını derde soktu

Fransa’da 1-5 arası yıldız verme sistemine dahil olan otellerin mevcut yıldızları arama motoruna yansıtılmıyordu.

Son düzenlemeyle Google’un puanlandırma sistemini düzelteceği bildirildi.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Zuckerberg’in kayıp not defteri: Yıllar öncesinden bugünleri yazmış

Wired.com’dan Steven Levy, Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in şirketin ilk kurulduğu yıllarda tuttuğu notların ışığında ilginç bir yazı kaleme aldı.

Levy’ye göre Zuckerberg, kendi el yazısı ile tuttuğu notlarda teknoloji dünyasını nasıl hakimiyeti altına alacağına dair planlarına yer vermiş ve daha sonra onları yok etmiş. Bugüne ancak birkaç sayfa ulaşabildiğinden bahseden Levy, wired.com için bu  notları değerlendirdi. 

Yazısına “2006’dan beri Zuckerberg’i izliyorum ve son üç yıldır da şirketin tarihini yazmakla meşgulüm.” sözleriyle başlayan Levy’nin Zuckerberg ile dokuz kez yüz yüze görüşen bir kişi olarak kaleme aldıkları dikkate değer. Levy’ye göre halkın Facebook’a yönelik tutumlarındaki değişim, aslında teknoloji sektörünün itibarındaki düşüşü de yansıtıyor. Ancak Facebook’un kendine özgü koşulları büyük ölçüde kurucusunun kişiliğinden, vizyonundan ve yönetime yaklaşımından kaynaklanmakta. Dolayısıyla Facebook’u anlamak için Zuckerberg’i anlamak gerekiyor. 

Zuckerberg ile ilk tanıştığı zamanlardan bahseden teknoloji yazarı, kişisel serveti 100 milyon doları aşan genç patronun o dönemde Facebook ofislerine kısa bir yürüyüş mesafesindeki tek yatak odalı bir dairede yaşadığından bahsediyor ve ekliyor: “Her zaman yanında olan şeylerden biri de not defteriydi.  Dairesini ziyaret edenler, yerde bir şilte ve neredeyse hiç kullanılmamış bir mutfak ile, üzeri notlarla dolu kağıt yığınını fark ederdi. Ancak zamanının çoğunu, kalabalık, kaotik Facebook ofislerinde not defterine gömülmüş bir şeyler karalarken görünüyordu Zuckerberg. Ürünlerine dair fikirlerini, kodlamaya ilişkin yaklaşımlarını ve felsefesini karalıyordu. Sayfalar dolusu metinler, madde made yazılmış listeler ve şemalar bulunuyordu günlüklerinde.” 

Zuckerberg o dönemde artık çok fazla kodlama yapmıyor, daha çok büyük resme odaklanıyordu. Yani artık sürekli fikir üretme ve bunları hayata geçirme noktasına odaklanmış durumdaydı. Bunu yaparken de sürekli günlük tutuyordu. Levy, bu notların bugün büyük oranda ortadan kaybolduğunu ve Zuckerberg’in kendisi tarafından yok edildiğini belirtiyor. Facebook’un genç patronunun notları yok etmesinin nedeni “gizlilik” endişesi. Zira 2010 yılında, anlık iletileri ve e-postalarının çoğu sızdırılan Zuckerberg’in o dönemde büyük hayal kırıklığına uğradığı bilinen bir gerçek. Hatta Levy’ye bizzat şu açıklamayı yapmış bu konuyla ilgili: “Birisine geçmişte yaptığınız bir şakanın yayınlanmasını ve sonradan bağlam dışı kullanılmasını kim ister? Gençlik döneminde yaptığı yazışmaların sızdırılmasının daha sonra Facebook’un ürünlerine şifreleme ve geçicilik kazandırmasında önemli etkileri olduğunu da belirtmiş Zuckerberg. Levy, teknoloji tarihinde muhtemelen çok önemli bir yere sahip olma potansiyeli bulunan bu notların 17 sayfalık bir kısmına ulaşmayı başarmış. Facebook’un gelişimi açısından önem taşıyan günlüklere Zuckerberg “Değişimin Kitabı” adını vermiş.

NOTLAR ZUCKERBERG’İN İLETİŞİM BİLGİLERİYLE BAŞLIYOR

Notların 28 Mayıs 2006 tarihli ilk sayfasında Zuckerberg’in adresi ve telefon numarası yer alıyor ve kaybolması halinde bulana notları iade etmesi karşılığında 1000 dolar ödül verileceği belirtiliyor.  Hatta notlarda kendisine de bir mesajı var Zuckerberg’in: “Dünyada görmek istediğin değişimin ta kendisi ol.” Mahatma Gandhi.

Levy’ye göre notlar, sahibinin oldukça konsantre ve disiplin sahibi bir kişi olduğuna işaret ediyor.  Neredeyse her sayfada tarih var.  Maddelerin bazıları tek bir enerji patlamasıyla yaratılmış gibi görünüyor. Notlar, oldukça düzgün eskizler ve üç veya dört sayfalık ayrıntılı yol haritalarını kapsamakta. Hiçbir şeyin üstü çizilmemiş. Maksimum trans halindeki birinin çalışması olduğu çok belli. 

FACEBOOK’UN ABC’Sİ YA DA DEĞİŞİMİN KİTABI

Değişim Kitabı, Facebook’u lise ve üniversite ağından çıkarıp daha geniş kitleleri kapsayan bir internet devine dönüştürecek iki projeyi özetliyor. 29 Mayıs’ta Open Reg (Açık Kayıt) adlı bir sayfaya başlamış. Bu noktaya kadar Facebook, yalnızca sınıf arkadaşlarının profilinize göz atabileceği kapalı bir topluluk olan öğrencilerle sınırlı.

Zuckerberg’in planı Facebook’u herkese açmak. Notlarda, herhangi bir kullanıcının nasıl hesap oluşturabileceğinin şemasını da çizmiş Zuckerberg. Buna göre, kullanıcıya üniversitede mi, lisede mi yoksa “dünyanın herhangi bir yerinden mi” sorusu yöneltilecekti.  Zuckerberg notlarında mahremiyet konusunu da ele almış. Kullanıcılar sadece bulundukları bölgedeki “ikinci derece” arkadaşların profillerini mi görebilmeliler?  Yoksa herhangi bir yerdeki herkes olabilir mi? Bir yerde “Belki de ağınızı sadece yakınlarınızdakileri değil her yerdeki kişileri kapsamalı” diye not almış Zuckerberg. “Bu, siteyi gerçek anlamda açık hale getirecek bir şey, ancak muhtemelen henüz iyi bir fikir değil.” diye de eklemiş.

AMAÇ FACEBOOK’U ÜNİVERSİTE AĞINDAN ÇIKARIP DÜNYAYA AÇMAK

Sonuç olarak, Zuckerberg, Facebook’un daha geniş bir alanda herkese açık olmasını istedi, ancak not defterinin sayfalarında, bunun olası sonuçlarıyla zihnen boğuştuğu görülebiliyor. Facebook’u diğer sosyal ağlardan ayıran şey, kapalı kurulumunun sağladığı “varsayılan” gizlilikti. Zuckerberg’in Açık Kayıt dediği şey, bu kapıları kitlelere açacaktı.  Peki insanlar bundan böyle Facebook’u güvenli bir alan olarak görmeyecek miydi? Zuckerberg, Open Reg’i (Açık Kayıt) tasarlarken, kendisine de son bir soru sormuş: “Gerçek olsun olmasın olmasın, bu sitenin güvenli görünmesini sağlayacak olan şey ne?  Bu soru, Zuckerberg’in en azından “algılanan” mahremiyet konusu üzerine kafa yormuş olduğunu gösteriyor. 

ZUCKERBERG GİZLİLİĞE KAFA YORMUŞ

Facebook’un sınırlarını genişletmek ve mahremiyeti korumak arasındaki çelişki, Zuckerberg’in zihnini meşgul etmiş. “Karanlık profiller ” olarak adlandırdığı kavrama ilişkin bir vizyon ortaya koymak adına da üç sayfa ayırmış notlarında. Bunlar, bilmeden ya da bilinçli bir şekilde Facebook’a kaydolmamış kişiler için düşünülen Facebook sayfaları. Buradaki amaç, kullanıcıların bu profilleri arkadaşları için—ya da Facebook hesabı olmayan herhangi biri için—bir isim ve e-posta adresinden başka bir şeyi içermeyen hesaplar oluşturmasına izin vermekti. Profil oluşturulduğunda herhangi bir kişi, kişisel bilgileri veya ilgi alanları gibi veriler ekleyebilecekti. 

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

ÜZEERİNDE ÇOK DÜŞÜNÜLMÜŞ SONRASINDA RAFA KALKMIŞ BİR PROJE: KARANLIK PROFİLLER

Değişim kitabında belirtildiği üzere, bahsi geçen “karanlık profiller” ile insanlar Facebook’ta kendileri hakkında profil oluşturulduğuna ilişkin e-posta uyarısı alacak ve böylece Facebook’a üye olmaya motive edilecekti.  Öte yandan Zuckerberg, Facebook’ta olmak istemeyen kişiler adına profil oluşturulmasına izin vermenin gizlilik endişelerini tetikleyebileceğinin farkındaydı. Bunun “ürpertici” olmaktan nasıl çıkarılabileceği üzerine kafa yorduğu kesin.  Bu noktada karanlık hesapların arama motorlarında görünmemesi özelliğini düşünmüş olabileceğinden bahsediyor Levy.  

Facebook’un eski bir çalışanı olan Katherine Losse, 2006 yılında “henüz Facebook kullanıcısı olmayan ancak fotoğrafları sitede etiketlenmiş insanlar için gizli profiller oluşturan” bir proje üzerinde çalıştığını yazmıştı.  Yakın zamanda bu kişi Levy’ye şunları söylemiş: “Facebook’ta arkadaşları olan ancak kendisi henüz üye olmamış insanlara yönelik hazırlanan bir tür peer-to-peer metodu idi.” Peer to Peer” müşteriyi markanın elçisini konumuna getiren bir pazarlama tekniği. Başka bir Facebook çalışanı da bunu doğruluyor ve Facebook’un “Zuckerberg’in insanların Wikipedia tarzında “karanlık arkadaş profilleri” oluşturmasına ve düzenlemesine izin verme fikrini tartışmaya açtığını ancak sonrasında projenin rafa kaldırıldığını söylüyor. 

2006 yılında, Zuckerberg, değişim kitabında karanlık profillerin uygulanmasından bahsederken, kullanıcıların işe alımından, Facebook’un dizinine daha fazla veri eklenmesinden ve “bunun ne kadar eğlenceli ve çılgın bir şey ” olduğuna dair hislerinden de bahsetmiş.  

İşin ilginç yanı bundan on iki yıl sonra, Zuckerberg, Facebook’un hizmete kaydolmamış olan kişileri takip edip etmediği konusunda Kongre’de sorgulandı. Facebook daha sonra bu konuyu açıklığa kavuşturdu. Şirket, güvenlik amacıyla ve dış geliştiricilere uygulamalarını veya web sitelerini kaç kişinin kullandığını göstermek için kullanıcı olmayanlar hakkında belirli verileri sakladığını söyledi. “Ancak, Facebook olmayan kullanıcılar için profil oluşturmuyoruz.” diye ekledi.

NOTLARDA EN ÇOK GEÇEN DİĞER KONU: HABER AKIŞI

Zuckerberg’in değişim kitabında dile getirdiği diğer endişesi, Feed adlı bir ürün hakkındaydı. (bugünkü bilinen ismiyle news feed (haber akışı)) Feed aslında, tüm Facebook deneyinin dramatik bir şekilde yeniden düşünülmesi anlamına geliyordu.2006 yılında, arkadaşlarınızın güncelleme yayınlayıp yayınlamadığını görmek için bir profilden diğerine atlamanız gerekiyordu. Haber akışı ile bu güncellemeler size bir akışta getirilecek ve Facebook’un yeni ön sayfası haline gelecekti.

Zuckerberg, not defterinde haber akışında ne görünüp ne görünmeyeceği üzerinde çok düşündü. Önceliği, insanların Facebook’ta bilinçli olarak bağlandıkları arkadaşlar arasında neyin önemli olduğunu görmelerini kolaylaştırmaktı. Feed’e dahil edilmek için bir kıstas olarak göze çarpan şey “ilginçlik”ti. Bu, kulağa oldukça masum geliyordu. Zuckerberg notlarında “Hikayelerin içeriğe ihtiyacı var” diye yazmış. “Bir hikaye sadece ilginç bir bilgi parçası değildir. İlginç bilgiler ve bu bilgiyle ve neden ilginç olduğuyla ilgili diğer ilginç şeyler”

İNSANLARI MERAK VE NARSİZM DUYGULARI YÖNLENDİRİYOR

Zuckerberg, insanların temelde merak ve narsisizm duygularının karışımı tarafından yönlendirildiği düşüncesiyle hikayeleri zorlayıcı kılan şeyin üç katmanlı bir hiyerarşisini öngördü. En üst seviyede “hesabın sahibiyle ilgili hikayeler” bulunuyordu. İkinci seviyede “bu kişinin sosyal çevresine ilişkin hikayeler ” içeriyordu.” Zuckerberg not defterinde, bu seviyenin içerebileceği noktaları şu örneklerle açıklıyordu: Arkadaşlarınızın ilişkilerindeki değişiklikler, hayati olaylar, “arkadaşlık eğilimleri (sosyal çevrelere giren ve çıkan insanlar)” ve “yeniden ilişki kurmayı unuttuğunuz insanlar.”

Hiyerarşideki en az önemli olan katman ise Zuckerberg’in “kişinin önemsediği şeyler ve diğer ilginç şeyler hakkındaki hikayeler” olarak adlandırdığı bir kategoriydi. “İlginç olabilecek olaylar”, “harici içerik”, “ücretli içerik”ler bu kategoriye dahil olabilir.  Zuckerberg’in haber akışı vizyonunu bir tür kişiselleştirilmiş gazete olarak çizdiği yer tam da burası. 

Zuckerberg’in artan müdahalesi, Instagram kurucularını istifaya sürükledi

MİNİ AKIŞ ASLINDA BİR STALKER CENNETİ

Zuckerberg işe sadece bu defterle başlamıştı. Sonraki dönemde gizlilik ve Facebook’un üniversite ve liselerin ötesine, yaşlı ve genç herkesi içine alacak şekilde nasıl genişleyeceği ile ilgili fikirleri ateşli bir şekilde ortaya koydu. Profil sayfasında, kullanıcıların faaliyetlerini takip edecek bir “mini akışının” (esasında bir stalker cenneti) tasarımını tanımladı. Zuckerberg şöyle bir not daha düştü: “Ana fikir, bir kişinin hayatının çizelgesini sunmak, ancak umarım ürpertici bir şekilde olmaz” 

Not defterinde belirttiği gibi, Zuckerberg Facebook’un insanların bilgilerini paylaştıkça büyüyeceğini  düşünüyordu ve insanlar eninde sonunda bu paylaşımın değerini görmeye gelecekti. Gizlilik konusuna gelince, Facebook kullanıcılara gizlilik kontrolleri sunuyor, ancak tüm yazılımlarda olduğu gibi, gizlilik kontrolleri sağlamak gizlilik sağlamakla aynı şey değil. Bu noktada Zuckerberg’in aldığı şu not dikkat çekiyor: “Gerçek olsun olmasın olmasın, bu sitenin güvenli görünmesini ne sağlar? 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Twitter’dan beklentileri alt üst eden rekor: Son çeyrekte gelirleri 1,29 milyar dolara çıktı

Popüler sosyal paylaşım sitesi Twitter, geçen yıl beklentileri alt üst ederek rekor düzeyde gelir elde etti. Platform geçen yılın son çeyreğinde 1,29 milyar dolar gelir kazandığını açıkladı

Şirketin Ekim-Aralık ayları arasındaki geliri, önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 28 arttı. Analistlerin beklentilerini aşan bu rekor artışla Twitter’ın yıllık geliri 3,72 milyar dolar oldu.

Twitter, son çeyrekte, “gelir elde edilebilecek” günlük aktif kullanıcı sayısının da üçüncü çeyreğe göre 5 milyon artarak 192 milyona çıktığını duyurdu.

Uzmanların beklentisi Twitter’ın kullanıcı sayısının 193,5 milyona çıkacağı yönündeki beklentisini aksine yüzde 26’lık bir artış kaydedildi.

Şirketin CEO’su Jack Dorsey, sonuçlarla ilgili olarak “Olağanüstü bir yıl yaşadık” dedi.

Twitter 6 Ocak’taki Kongre baskınından iki gün sonra eski ABD Başkanı Donald Trump’a yasak getirmişti. Hesabı askıya alınmadan önce aktif bir Twitter kullanıcısı olan Trump’ın 88 milyon takipçisi vardı.

“SADECE HABERLERE VE SİYASETE BAĞIMLI DEĞİLİZ”

Bazı analistler kararın Twitter’ın bu çeyrek sonuçlarını ve popülaritesini etkileyebileceğini söylemişti. Dorsey ise “Biz şüphesiz bir konudan ya da hesaptan daha büyük bir platformuz” diye konuştu. Jack Dorsey, kullanıcıların platformda 6.000’den fazla konuyu takip edebileceklerini belirterek “Biz küresel bir platformuz. Sadece haberlere ve siyasete bağımlı değiliz” ifadelerini kullandı.

Twitter’dan Soylu’nun mesajına erişim kısıtlaması: Nefret davranışına ilişkin kurallar gerekçe gösterildi

Dorsey, kullanıcılarının yüzde 80’inin ABD dışından olduğunu söyledi. 2020’de 5.500 çalışanı olan şirket bu yıl personel sayısını yüzde 20 oranında artırmayı planlıyor.

Şirket yetkilileri, bunun şirketin maliyet ve harcamalarını bu yıl en az yüzde 25 artırabileceğini ön görüyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

 

Elektronik cihazlar ucuzlar diye beklemeyin: Küresel çip krizi kapıda

Dijital ürünlerin en önemli parçaları olan çiplerde yaşanan tedarik sıkıntısı, elektronik araçların üretiminde yeni bir krizin işareti olarak görülüyor.

Geçen sene yeni iPhone modelinin lansmanının ertelenmesi, popüler oyun konsollarının artan talebi karşılayamaması ve oyun meraklılarının piyasada yeni ekran kartları bulmakta zorlanması çip sektöründeki sıkıntıların göstergesiydi.

Otomobil sektöründe de çip temininde problemlerin yaşanması üretime büyük darbe vurdu. Zira yeni model otomobillerde 100’den fazla mikroişlemci bulunuyor ve bunların hepsi tedarik edilemiyor.

Samsung ve Qualcomm gibi teknoloji devleri de hafıza çipi üretimi siparişlerine yetişemediğini açıkladı.

PANDEMİ TEDARİK KRİZİNİ TETİKLEDİ

Dünyada şu anda birçok alanda yaşanan krizde olduğu gibi, sorunun nedeninin kısmen pandemi olduğu düşünülüyor. Zira kısıtlamalarda insanların evden çalışabilmesine olanak sağlamak için bilgisayar ve diğer cihazların satışında büyük artış oldu.

Ayrıca, evde geçen boş vakitlerini değerlendirmek için yeni cihazlar satın aldılar. Bu arada, otomotiv endüstrisinin satışlarında ilk dönemlerde büyük düşüş oldu ve çip siparişlerinde kesintiye gittiler. Ancak 2020’nin üçüncü çeyreğinde otomobillere talep beklenenden daha da çok arttı ve tüketici elektroniğine olan talep de azalmadan sürdü. 5G altyapısının oluşturulması da talep üzerindeki baskıyı artırıyor. 

ABD’nin ticaret kısıtlamalarının yeni sipariş vermesine engel olmasından önce Huawei büyük bir sipariş verdi. Üretim için genelde stok yapmayan otomotiv endüstrisi ise şu anda sıkıntı yaşıyor.

Son dönemde önde gelen çip üreticileri TSMC ve Samsung, son teknoloji ürünleri için bir hayli karmaşık yeni 5 nanometre çip üretim süreci için milyarlarca dolar harcadı. 

 

Intel çiplerde zafiyet ortaya çıktı, yama performansı %19 düşürüyor

 

Ancak uzmanlar, genel anlamda sektörün yatırım eksikliğinden muzdarip olduğunu belirtiyor. Counterpoint Araştırma’nın geçtiğimiz günlerdeki raporunda, “İkinci sınıf üreticiler son birkaç yılda, düşük kazanç, az kar marjları ve yüksek borçluluk bildirimi yaptı. Karlılık anlamında küçük kuruluşlar için yeni tesisler açılması zor” denildi. Ve bu çip üreticilerinin bir çoğu, ek talebe üretimi değil, fiyatlarını artırarak yanıt verdi.

Bir çip üreticisi, Wall Street Journal gazetesine yaptığı açıklamada, siparişlere yetişemediklerini, bir otomobil üreticisinin bugün vereceği siparişi, ancak 40 hafta sonra teslim edebileceklerini söyledi. 

Bunun pahalıya patlayabilecek zincirleme etkileri de olabilir. Danışmanlık şirketi AlixPartners, üretimi kısmak zorunda kalacağı için otomotiv endüstrisinin satış gelirinin 64 milyar dolar azalacağını tahmin ediyor. Endüstrinin satışlardan yılda 2 trilyon dolar ciro yapıyor.

 

JEOPOLİTİK SONUÇLAR DOĞURABİLİR

Krizin jeopolitik etkileri de var. ABD hala parça tasarımında lider ülke. Ancak çip üretimi endüstrisinde Tayvan ve Güney Kore hakim.

Ekonomi uzmanı Rory Green, bu iki Asya ülkesinin işlemci çiplerinin yüzde 83’ünü, hafıza çiplerinin ise yüzde 70’ini ürettiğini tahmin ediyor. Green, “OPEC petrol için neyse, Tayvan ve Güney Kore de çip üretiminin tekeli” diyor. 

Tayvan’ın pandemiyi hackleyen Dijital Bakanı: Audrey Tang

Bu durum, ABD’de kaygıları artırdı ve bir lobi grubu şu anda krizi gelecekteki tedarik sorunlarının habercisi diye tanımladı. 15 senatör de, ABD Başkanı Joe Biden’a mektup yazıp, iç piyasadaki üretimi teşvik etme çağrısı yaptı.

Ancak bu durumdan en kötü etkilenen, tüm ülkelerden daha çok sayıda otomobil üreten Çin. Araştırma şirketi IHS, yılın ilk çeyreğinde normalden 250 bin daha az araç üretileceğini tahmin ediyor.

Pekin yönetimi, uzun süredir her durumda ülkeyi bu alanda kendi kendine yeter hale getirmek istiyor. Ancak ABD, Çin şirketlerinin Amerikan teknolojisini kullanarak Çin ordusunu güçlendirmelerini engellemek için adımlar attı. Mevcut kriz, Çin yönetimini bu alanda çabalarını artırmak için teşvik etti.

Bazı otomobil modelleri için bekleme süresi uzaması ve bazı cihazların piyasada tükenecek seviyeye gelmesi bekleniyor.Samsung ve Apple gibi en büyük oyuncuların kendilerini öncelik listesinde ön sıralara çıkartabilecek satın alma güçleri bulunuyor. 

Ancak daha küçük markalar orantısız şekilde etkilenebilir. CSS Insight Danışmanlık’tan Ben Wood, ürünlerin daha da pahalanabileceğini ya da normalde olduğu gibi zamanla ucuzlayamayabileceğini söylüyor. Wood, “Yani gerçekten almak istediğiniz bir cihaz varsa, birkaç aya ucuzlar diye beklemekten kaçının” diyor.

Kaynak: BBC Türkçe

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz