Etiket arşivi: İngiltere

İngiltere siber güvenlik şefinin son röportajı: ‘Bir sonraki siber kriz saldırganın ne yaptığını bilmemesinin sonucu olacak’

Covid 19 kaynaklı karantina uygulamasının başlamasından birkaç gün sonra, Ciaran Martin’in telefonuna bir mesaj gelir. Mesajda, Martin üç kez evden çıktığı için para cezası ödemek zorunda olduğu konusunda uyarılıyordur. Martin, İngiltere’yi siber tehditlere karşı savunmaktan sorumlu üst düzey yetkili olarak, mesajın gerçek mi sahte mi olduğunu tespit edecek kadar deneyim sahibidir neyse ki. Fakat bu, aynı zamanda İngiltere Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’nin (NSCS) görevi devretmeye hazırlanan başkanı olarak, gidişinin hiç de sessiz sedasız olmayacağının da bir işaretidir.

Nitekim Martin, görevi bırakmasına kısa bir süre kala BBC’ye yaptığı açıklamada, son olayların bir süredir gündemlerinde olan bağımsız bir Birleşik Krallık siber güvenlik kurumu oluşturma kararının beklenmedik bir teyidi olduğunu açıkladı. Martin, özellikle Covid 19 sırasında gerçekleştirilen saldırıların, bu durumun üzerine çok ciddi eğilinmesi gereken bir mesele olduğunun kanıtı olduğunu düşünüyor.

Siber suçluların, Covid-19’u fırsat bilerek, büyük kuruluşların yanı sıra internet kullanıcılarını dolandırma yoluna gittiği hepimizin malumu. Bu durum, siber savunmaları otomatik hale getirmek ve sahte mesajları tespit etmek için oluşturulmuş sistemlere olan talebi artırdı. Aynı zamanda, ‘video konferans yoluyla gerçekleşen kabine toplantıları’ ya da ‘hükümetin halka çevrimiçi mesajlar göndermesi’ gibi devletin ‘teknolojiye bağımlı’hale gelmesi ile başa çıkmada NSCS’nin hükümete ve kamu kuruluşlarına yardım etmesini de zaruri hale getirdi.

https://siberbulten.com/makale-analiz/coronavirus-gunlerinde-sosyal-alandan-siber-alana-italyanin-kabusu-devam-ediyor/

RUS İSTİHBARATI AŞI ARAŞTIRMALARINI ÇALDI

Ancak, saldırı halinde olan tek grup siber suçlular değildi. Yabancı istihbarat servisleri için çalışan casuslar da Covid 19’u fırsat bilerek yeni hedefler bulma peşinde hızla ilerliyor. Bu noktada, aşı çalışmaları yapan üniversiteleri ve araştırmacıları korumak, öncelikli bir konu haline geldi. Temmuz ayında Birleşik Krallık, ABD ve Kanada ile birlikte Rus istihbaratını araştırmaları çalmaya çalışmakla suçladı. Görev süresinin son dönemlerini BBC’ye değerlendiren Martin, açıklamalarında en çok Rusya’yı hedef aldı. Martin, “Rusya dahil olmak üzere büyük ulus devletlere ait bazı büyük saldırı grupları hakkında yirmi yıldan fazla bir süredir önemli bilgiler biriktirdik” diyor.

Sağlık hizmetleri de genel olarak,  herhangi bir aksaklık yaşanmaması için ekstra korumaya muhtaç bir alan. Sağlık sektörü, 2017 yılında gerçekleşen WannaCry saldırısı ile Martin’in görev süresinde karşılaştığı en büyük krizin kurbanı olmuştu. WannaCry saldırısı, kasıtlı olarak NHS’yi hedef almadı, aksine Kuzey Kore’de ortaya çıktı ve dünyaya yayıldı. Martin bunun büyük bir risk olmaya devam ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Tahminimce, bir sonraki siber kriz muhtemelen, kısmen de olsa bir saldırganın gerçek manada ne yaptığını bilmemesinin neticesi olarak ortaya çıkacak” diyor.

Martin, özel bir şirkette ya da resmi dairede çalışan birinin yapacağı küçük bir hatanın, önemli bir sistemi fidye yazılımına maruz bırakacak olmasından endişe ediyor. Martin’in NCSC’de geçirdiği sürede, siber güvenliğin jeopolitik ve daha kapsamlı ulusal güvenlik meseleleriyle iç içe geçerek, siyasi tartışmaların merkezine doğru hareket ettiğini gördü.

https://siberbulten.com/dijitalguvenlik/rus-istihbaratina-bagli-hackerlar-covid-19-asisinin-pesine-dustu/

TİKTOK İÇİN ÖZEL GÜNDEMİMİZ YOK

Bu yıl, NCSC, ABD’nin yaptırımlarının ardından, hükümetin Çinli şirket Huawei’in 5G telekomünikasyon ağındaki rolü konusunda rotayı tersine çevirmesinde merkezi konumdaydı. Martin, “Çinli teknolojilerin getirdiği riskler konusunda hiçbir zaman saf olmadık” diyor. Bu durum, özellikle kuantum hesaplaması gibi stratejik açıdan önemli alanlarda kendi teknoloji endüstrisini korumak adına daha fazla çaba sarf etmeyi de kapsıyor.

Martin, NCSC’nin Trump yönetiminin ABD ulusal güvenliği için bir tehdit olduğunu iddia ettiği Çinli şirket TikTok hakkında özel bir bilgilendirme yayınlama ihtiyacını görmediğini de ekledi. İnsanların TikTok’un topladığı kişisel veri miktarının farkında olarak hareket etmesi gerektiğini söyleyen Martin, ancak bunun diğerlerinden çok olmadığını ileri sürüyor.

https://siberbulten.com/makale-analiz/seytanlastirilan-tiktoka-bir-de-bm-gozunden-bakin/

ASIL TEHDİT RUSYA

Çin ile ilgili endişeler bu şekildeyken, Rusya NSCS için çok daha büyük bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Martin’in görev süresi boyunca Rusya’nın konumu ile ilgili değerlendirmesi ise şu şekilde: “Yüksek tempoluydu, amansızdı, farklı bir yöne evrildi. Şimdilerde, 2014 yılına göre daha fazla ‘Rusların politik müdahelesinden’ bahsediyoruz”

Rusya, gizli ticari belgeleri hackleyerek ve sızdırarak, 2019 genel seçimlerine müdahale etmekle suçlanmıştı. Martin, bunun demokrasiye yönelik devam eden bir tehditin göstergesi olduğunu belirtiyor ancak şunu da ekliyor:  “‘İngiltere siyaseti Ruslar tarafından sürekli olarak  kesintiye uğratılıyor’ gibi bir şey diyemeyiz”

Martin ayrıca, son Rusya raporunda yer alan ve Moskova’dan gelen tehditlere yeterince odaklanmadıklarına ilişkin suçlamalara karşı istihbarat servislerini koruyor ve şu ifadeleri kullanıyor: “Politik tartışmaları düzene koymak, istihbarat ajanslarının işi olmamalı”

23 yıllık devlet memurluğu görevini bırakarak Oxford Üniversitesi’nde ders vermeye hazırlanan Martin, teknoloji konusunda ise temkinli bir iyimserliğe sahip. Martin’e göre özellikle teknolojiye bağımlılığımız artmaya devam ettikçe, interneti daha güvenli bir şekilde kullanmak önceliğimiz olacak.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

https://siberbulten.com/disinformation/rusya-brexit-ve-iskocya-secimlerine-ne-kadar-mudahale-etti/

Rus istihbaratına bağlı hackerlar Covid-19 aşısının peşine düştü

Rus bilgisayar korsanlarının, koronavirüs aşı çalışmalarını sürdüren organizasyonları hedef aldığı uyarısı yapıldı.

İngiltere’nin Ulusal Siber Güvenlik Merkezi (NCSC) yetkilileri, korsanların, Rus istihbarat servisine bağlı olarak çalıştıklarından da “neredeyse emin” olduklarını açıkladı.

Korsanların, zararlı yazılım kullanarak, Covid 19 aşısının gelişimi ile ilgili bilgi hırsızlığı yapmaya çalıştığı belirtiliyor.

NCSC’nin operasyonlar müdürü olan Paul Chichester, veri hırsızlığı çabasını “alçaklık” olarak tanımladı.

İNGİLTERE’DEN SERT TEPKİ

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab da konu ile ilgili olarka, “Rus istihbarat örgütlerinin, salgınla mücadele eden çalışmaları hedef alması kabul edilemez” şeklinde konuştu.

Rusya ise aşı çalışmalarının bilgi hırsızlığı amaçlı olarak hedef alındığı iddiasını reddediyor.

Tass haber ajansına konuşan Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dimitri Peskov, “İngiltere’deki klinikleri kimlerin hacklemeye çalıştığı hakkında bilgimiz yok ama şunu söyleyebilirim ki, Rusya’nın bu tür girişimlerle ilgisi yok” dedi.

FBI, Rus hackerın yakalanması için 5 milyon dolar ödül koydu

Konu ile ilgili olarak aşağıdaki siber güvenlik kurumları da uyarı yayımladı:

  • İngiltere’nin Ulusal Siber Güvenlik Merkezi
  • Kanada İletişim Güvenliği Kurumu
  • ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Siber Güvenlik Altyapısı Ajansı ve Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA)

Bilgisayar korsanlığı yapan grubun, APT29 ismiyle anıldığı, “Dükler” ve “Rahat Ayı” lakapları ile de bilindikleri belirtiliyor.

Grubun, WellMess ve WellMail ismindeki zararlı yazılımları kullanarak, bilgisayar sistemlerine sızmaya çalışıyor.

Hackerler, çeşitli yem taktikler uygulayarak, hedefledikleri sistemlere girişi olan kişilerin, bağlantı bilgilerini de elde etmeye çalışıyor.

Yem taktikleri arasında, hedeflenen kişilere güvendikleri üçüncü kişilerden elektronik posta aldıkları izlenimi vermek yer alıyor.

Herhangi bir bilginin çalınıp çalınmadığı ile ilgili bir bilgi verilmeyen raporda, APT29’un, “2020 yılı boyunca Covid 19 aşısının test ve geliştirme süreçlerine ilişkin farklı organizasyonları hedef aldığı, çok yüksek ihtimalle bilgi hırsızlığı yapmaya çalıştığı” ifade ediliyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İngiltere Huawei’yi yasaklıyor: 5G ağından çıkartılacak

Amerika ve Avustralya’nın ardından İngiltere’de Çinli teknoloji devi Huawei’e yönelik önemli bir yasak getirdi. Buna göre Huawei’in 2027 yılına kadar İngiltere’nin 5G telefon ağlarına kit tedarik etmesinin önü kesilecek. Huawei İngiltere’nin başındaki isim Lord Browne Madingley’in erken gelen istifası da İngiltere ile Huawei ile iplerin kopma noktasına geldiğini gösteriyor. Ancak İngiltere’nin bu radikal kararı daha hızlı ve etkili yasaklar uygulanması gerektiğini öne süren Muhafazakarları tatmin olmuş gözükmüyor.

Küresel düzeyde yaptırımlara maruz bırakılan Huawei, 2027 yılına kadar İngiltere’nin 5G telefon ağlarından çıkarılacak. Söz konusu tarih, Çinli teknoloji devinin çok daha hızlı bir şekilde ekarte edilmesi gerektiğini düşünen bir grup muhafazakarla Boris Johnson’ı karşı karşıya getirdi.

Huawei, İstanbul Üniversitesi’nde Ağ Akademisi kurdu

İngiltere Kültür Bakanı Oliver Dowden da önümüzdeki yılın başından itibaren Huawei’den yeni bir 5G kitinin satın alınamayacağını açıkladı. Bununla birlikte Dowden’ın eski 2G, 3G ve 4G kitlerinin artık ihtiyaç duyulamayacak duruma gelene kadar kalabileceğini söylemesi, aynı grup muhafazakarı hayal kırıklığına uğrattı.

Bakan, İngiltere’nin 2024’teki genel seçimlere kadar Huawei gibi “yüksek riskli tedarikçileri” ekarte etmek için “geri dönüşü olmayan bir yola” gireceğini açıkladı.

MUHAFAZAKARLAR: TAMAMEN YASAKLANMALI

Ancak Muhafazakar siyasetçi Iain Duncan Smith, Dowden’ın açıklamasında çelişkiler bulunduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Madem 5G’de riskler var, neden bizim için genel olarak risk oluşturmuyor” Smith bu açıklamasına binaen Huawei’in tamamen yasaklanması çağrısında bulundu.

Kültür Bakanı, Smith’e cevaben “5G ağının temelde farklı olduğunu” belirterek 5G’nin yerini 6g’nin alacağını ve Huawei’in burada yer almayacağını açıkladı.

Dünya’ya 5G döşeyen Çin, 6G için çalışmalara başladı

Bakan milletvekillerine, açıkladığı değişikliklerin “5G’ye iki ila üç yıl arasında bir gecikme ile 2 milyar sterline kadar” bir maliyet anlamına geleceğini söyledi – ki bunlar teorik olarak faturalar yoluyla tüketicilere yansıyacak.

Karar, Huawei’in İngiltere’nin 5G ekipmanının yüzde 35’ini tedarik etmesine izin verilmesine ilişkin önceden verilmiş olan bir karardan zorunlu bir U-dönüşü anlamına geliyor ve kararda uygulanan U-dönüşünü ve daha erken hareket etmeye zorlanırlarsa telefon “kesintileri” olabileceği konusunda uyaran BT ve Vodafone ile bir uzlaşmayı temsil ediyor.

ABD KARARDAN MEMNUN

İngiltere’nin aldığı karar ABD tarafından olumlu karşılandı. Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, ABD başkanının kararı onayladığını açıkça belirterek şunları ifade etti: “İngiltere’nin tavrı, Huawei ve diğer güvenli olmayan tedarikçilerin Çin Komünist Partisi’ne bağlı hareket ettiklerinden dolayı ulusal güvenlik için bir tehdit oluşturdukları konusunda uluslararası bir konsensüs olduğunu ortaya koyuyor”

O’brien şöyle devam etti: “İnovasyonu takip etmek, 5G tedarik zincirinde tedarikçi çeşitliliğini teşvik etmek ve 5G güvenliğinin tehlikeli manipülasyonlardan arındırılmasını sağlamak için İngiltere’nin yanı sıra diğer birçok ortak ve müttefikimizle birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”

Çin’in İngiltere Büyükelçisi Liu Xiaoming, konuyla ilgili attığı tweette “İngiltere’nin Huawei hakkında verdiği yanlış karar ve hayal kırıklığı. İngiltere’nin diğer ülkelerdeki şirketler için açık, adil ve ayrımcı olmayan bir  ortam sağlayıp sağlayamayacağı tartışmalı hale geldi.”

İngiltere’nin Huawei’den geri çekilmesi kararına rağmen Muhafazakârlar telekomünikasyon devinin hala ciddi bir ulusal güvenlik riski oluşturduğuna ve İngiltere’nin daha net yasaklar uygulayan ABD ve Avustralya’yı takip etmesi gerektiğine inanıyor.

Lord Browne Madingley

Öte yandan, Huawei İngiltere’nin başındaki isim de hükümetin verdiği kararların ardından görevinden istifa etti. Sky News’in haberine göre, Browne’nin görev süresi normalde önümüzdeki Mart ayında sona ermiş olacaktı. İş adamının erken istifa haberi, kültür bakanı Oliver Dowden’in hükümetten milletvekillerine Huawei’in 5G şebekelerinde kullanılmak üzere kit tedarik etmesini yasaklama kararını bildirmesinden hemen önce gerçekleşti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

KARARIN ARDINDAN İNGİLTERE VE ÇİN İLİŞKİLERİNİN GERİLMESİ BEKLENİYOR

İngiltere Başbakanı Johnson’dan büyük hata: Online kabine toplantısını Twitter’dan paylaştı

Koronavirüs salgınına geç tepki vermekle eleştirilen Britanya Başbakanı Boris Johnson, Covid-19 testinin pozitif çıkmasının ardından alındığı karantinada ilk kabine toplantısını Zoom üzerinden yaptı. Johnson kabine toplantısının ekran görüntüsünü Twitter’dan paylaşınca güvenlik uzmanlarının tepkisini çekti.

Johnson, internet üzerinden yapılan kabine toplantısı sırasında telekonferansa katılımı sağlayan kimlik numarasını sosyal medya üzerinden paylaştı.

Koronavirüs salgınından sonra yoğun bir şekilde kullanımı başlayan Zoom uygulamasının çeşitli güvenlik sorunları da gündeme geliyor. Geçtiğimiz günlerde Zoom yayınladığı bir güvenlik yamasıyla Facebook’a kişisel veri gönderen bir açığını kapadı. Ayrıca İngiltere Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada milli güvenlikle ilgili toplantıların Zoom üzerinden yapılmadığını bildirmişti.

JOHNSON DALGA KONUSU OLDU

Kısa süre sonra Twitter kullanıcıları Başbakan’ın “Zoom toplantı ID numarasını” silmediğini ve bazı bakanların kullanıcı adlarının görüldüğünü fark etti.

Birçok kişi, “bir sonraki kabine toplantısına” katılabilmek için telekonferansın şifresini bulmaya çalıştı. ID numarası öğrenilse de toplantılara katılmak için hâlâ şifre gerekiyor.

Başbakanlık, dijital kabine toplantılarının güvenli olduğunu ve ID’nin şifre ile korunduğunu ifade etti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD’ye en yakın müttefikinden Huawei darbesi: İngiltere’den Huawei’ye yeşil ışık

Huawei’yi yeni nesil  5G ağından dışlama konusunda ısrarını sürdüren ABD’ye en yakın müttefikinden darbe geldi. İngiltere’nin Çin teknoloji devine 5G mobil ağlarında sınırlı bir rol vereceğini açıklaması, Beyaz Saray’da şok etkisi yarattı. ABD Huawei’ye verilen sınırlı iznin güvenli hiçbir tarafının bulunmadığını belirtirken, bazı kesimler durumu, soğuk savaş dönemindeki Sovyet düşmanlığına benzetiyor.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın Çin cep telefonu devi Huawei’e İngiltere’nin 5G mobil ağında sınırlı bir yer vermesi, ABD’nin Çin telekomünikasyon devini Batı’nın yeni nesil haberleşme ağından dışlamaya yönelik girişimlerine meydan okuma olarak değerlendirildi.

İngiltere’nin Brexit arifesinde, en yakın müttefikine Çin için meydan okuyan Johnson, Huawei gibi yüksek riskli tedarikçilerin ‘5G ağının ulusal güvenlikle ilgili olmayan kısımlarında yer almasına izin verilmesine karar verdi.

Bu şekildeki riskli şirketlerin katılımı, yüzde 35 ile sınırlı olacak ve verilerin işlendiği hassas bölümlerden hariç tutulacaklar, ayrıca nükleer tesisler ve askeri üsler gibi tüm kritik ağlara ve lokasyonlara girişleri yasak olacak. ABD’nin Huawei’in bu yolla Batı’daki sırları çalabileceğine ilişkin endişelerinin net bir şekilde reddedilmiş olması, eski bir Çin Halk Kurtuluş Ordusu mühendisi tarafından 1987 yılında kurulan Huawei tarafından memnuniyetle karşılanırken Trump yönetiminde şok etkisi yarattı.

“Uygurların toplandığı kamplarda gözetim sistemi kurdu” iddiası Huawei’nin başını derde soktu

Kararın basına açıklanmasından kısa bir süre sonra Johnson ve Trump telefonda görüştüler. İngiltere hükümeti tarafından yapılan açıklamada “Başbakan, sektörü çeşitlendirmek ve az sayıda şirketin hakimiyetini kırmak için birlikte hareket eden  benzer düşünceleri paylaşan ülkelerin öneminin altını çizdi”

YENİ TİCARET SÖZLEŞMESİNİ ZORA SOKACAK

Görüşmeden önce açıklama yapan Trump yönetiminden bir yetkili, “Güvenilir olmayan tedarikçilerin 5G ağının herhangi bir bölümünü kontrol etmesinin güvenli olan hiçbir yolu bulunmamaktadır.  Güvenilmeyen tedarikçilerin parçalarının 5G ağlarından dışlandığı bir ortamda İngiltere ile çalışmayı dört gözle bekliyoruz.”

Cumhuriyetçilerin güçlü isimlerinden Senatör Lindsey Graham, “Bu durum, İngiltere’nin 31 Ocak’ta Avrupa Birliği’nden çıkmasından sonra yeni bir ticaret sözleşmesi imzalanmasını büyük ölçüde zorlaştıracak” diyerek İngiltere’nin kararını eleştirdi.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir İngiliz yetkili, Huawei’i dışlamanın 5G’yi geciktireceğini ve tüketicilere pahalıya mal olacağını söyledi. 5G’nin çok daha yüksek olan veri hızı ve artan kapasitesi, onu çok sayıda sektörün mihenk taşı ve ekonomik büyümenin itici gücü haline getirecek. Bazı kesimler, durumu soğuk savaş dönemindeki Sovyet düşmanlığına benzetirken, ABD 5G hâkimiyetinin, Çin’in 21. Yüzyılın jeopolitik şekillenmesini belirleyebilecek teknolojik üstünlüğüne doğru giden bir kilometre taşı olmasından endişe ediyor.

Ancak Çin’in Avrupa’daki yatırımı, ticareti ve bankacılığının merkezi konumunda olan İngiltere, Washington ile on yıllardır süren ve en büyük anlaşmazlıklardan biri olan bu konuda Pekin’in tarafını tuttu.

Huawei, İstanbul Üniversitesi’nde Ağ Akademisi kurdu

Huawei’in 5G teknolojisinin kullanıp kullanmama noktasında karar vermek durumunda olan Kanada ise İngiltere’nin kararını incelediklerini ifade etti.

Yakın zamana kadar Beyaz Saray Güvenlik Konseyi kıdemli direktör olarak görev yapan Tim Morrison, ise şunları söyledi: “Huawei’in ağınızın herhangi bir bölümünde olmasına izin verirseniz, bu ağınızın her bölümünde olmasına izin vermeniz anlamına gelir”

Huawei Başkan yardımcısı Victor Zhang ise habercilere yaptığı açıklamada “Kanıta dayalı bu karar, geleceğe uygun daha gelişmiş, daha güvenli ve daha uygun maliyetli bir telekomünikasyon alt yapısına yol açacaktır ”dedi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz