ABD Başkanı Donald Trump’ın bir Amerikan firmasının satın almaması halinde TikTok uygulamasını ülkede yasaklayacağını duyurdu.
Peki uygulama, dünya çapında milyonlarca insanın ilgisini çekmeyi nasıl başardı?
Adele’in “Someone Like You” şarkısının kırmızı jelibon ayılara söyletildiği video dünya çapında milyonlarca insana ulaştı.
Aralık 2018’de yayımlanan aptalca, sevimli ama izlenebilir olan bu video acemi video uygulaması TikTok’a, milyonlarca pazarlama bütçesinden daha fazlasını hediye etti. Videonun diğer sosyal medya ağlarında da kısa sürede yayılması da cabası tabii.
Dünya o andan itibaren TikTok için gözlerini açtı. Ardındansa milyonlarca genç ve yaratıcı seyirci uygulamayı kullanmaya başladı.
Kolay Erişim
GARAJDA DOĞMADI
TikTok, diğer popüler sosyal medya ağlarının bilindik hikâyesinden daha farklı bir geçmişe sahip. Ebeveynlerinin garajında hayata geçirilen bir yazılımdan farklı.
Aslında hayatına üç farklı uygulama olarak başladı.
İlki Şangay’da başlatılan Musical.ly adlı bir uygulamaydı. Güçlü bir pazarda ABD’li iş bağlantıları olan ve sağlıklı bir kitleye sahip uygulamanın temelleri 2014 yılında atıldı.
2016 yılında Çinli teknoloji devi ByteDance, Çin’de Douyin adlı benzer bir hizmet başlattı. Bir yıl içinde Çin ve Tayland’da 100 milyon kullanıcıya sahip oldu.
ByteDance bu büyümeyle birlikte farklı bir marka altında genişlemek istedi. Böylece, 2018’de Musical.ly’yi satın aldı. Yeni uygulamanın adı da TikTok oldu ve uygulamanın küresel çaptaki büyüyüşünün ilk adımları atıldı.
ABD ve Çin arasında veri savaşı kızıştı: TikTok’a ulusal güvenlik soruşturması
ALGORİTMASI OLDUKÇA GÜÇLÜ
TikTok’un sırrı, müzik kullanımında ve kullanıcıların hangi içeriği görmek istediğini öğrenen olağanüstü güçlü algoritmasında yatıyor. Bu açıdan TikTok diğer pek çok uygulamaya göre daha hızlı.
Kullanıcılar videolarını çekerken geniş bir şarkı, filtre ve klip veri tabanından dudak hareketlerini uydurmaya kadar pek çok seçeneğe sahip.
TikTok, Lil Nas X’in ‘Old Town Road’ ya da Curtis Roach’un ‘Bored in the House’ gibi şarkılarına çekilen kliplerinin ilham kaynağı oldu.
Hatta BBC’nin koronavirüs haberlerinde kullandığı melodi dahi viral haline geldi.
Uygulamayı kullananlarının çoğu genellikle vaktini ‘Sizin İçin’ sayfasında geçiriyor. Bu sayfa, kullanıcı deneyimlerinden yola çıkan bir algoritma ile kullanıcıların neleri beğeneceklerini tahmin ettiği videoları gösterdiği yer.
Algoritma ayrıca viral olabileceğini düşündüğü içeriği de öne çıkarıyor. Fikir ve içerik iyi ise, içerik oluşturucunun takipçi sayısına bakmaksızın videoyu hızlı bir şekilde dolaşıma sokuyor.
Hoşlandıkları içerik türleriyle bir araya gelen TikTok toplulukları da ortaya çıktı.
LGBTİ ve fenomen olmayan içerik oluşturucuları da dahil olmak üzere pek çok kullanıcı, uygulamada kendileri gibi düşünen insanlara yönelik bilgilendirici ve eğlenceli içerikler üretiyor.
TikTok’un kardeş uygulaması Douyin de TikTok gibi hızlı bir şekilde büyüdü.
Geçen yıl Temmuz ayında iki uygulamanın da dünya çapında hali hazırda bir milyar indirme sayısı vardı. Uygulamaları indirenlerin 500 milyonu aktif kullanıcıydı.
2020’ye gelindiğinde ise iki milyar indirme ve yaklaşık 800 milyon aktif kullanıcıya ulaştılar.
Çin’in amacı 5G’den sosyal medyaya her şeye hükmetmek, peki başarabilecek mi?
DİPLOMASİNİN MERKEZİNE OTURDU
Uygulamanın hızlı büyümesi politikacıların da gündemine girdi. Bu gündemden çıkan soru ise “Bir Çin uygulamasının bu kadar hızlı bir şekilde modern yaşamın büyük bir parçası olması ne anlama geliyordu” oldu.
Suçlamalar doğrulanmamış olsa da, Hindistan ve ABD’nin TikTok’un, kullanıcılardan Çin hükümeti tarafından casusluk için kullanılabilecek hassas veriler topladığı konusunda endişeleri var.
İki ülke tarafından Çin menşeili büyük girişimlerin, iktidardaki Çin Komünist Partisi’ne karşı sorumlu, gizli bilgiler toplamakla görevlendirilen bir “hücre” olduğu iddia edildi.
Hindistan ilk olarak Nisan 2019’da pornografik görüntüleri yaydığı gerekçesiyle TikTok’u yasakladı. Mahkeme, AppStore ve Google Play’den TikTok’un kaldırılmasını emretse de bu karar daha sonra temyizde düşürüldü.
ABD hükümeti ise 2019’un sonlarında, Demokrat ve Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin uygulamanın bir risk oluşturduğunu öne sürmelerinin ardından platform hakkında ulusal güvenlik incelemesi başlattı.
Daha yakın bir tarihte ise ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, TikTok’un “Çin Komünist Partisi’ne doğrudan veri aktaran” bir dizi Çinli uygulama arasında olduğunu iddia etti.
İngiltere Enformasyon Ofisi ve Avustralya istihbarat ajanslarının uygulamayı inceledikleri bilinse de söz konusu kurumların uygulamayı ne için araştırdıklarını açıklamadı.
Burada ülkeler arası diplomasilerde de her şeyin çok iyi olmadığını; ABD’nin ticari ilişkiler konusunda; Hindistan’ın sınır çatışmaları sebebiyle; İngiltere’nin ise Hong Kong’taki güvenlik yasalarına karşı çıkışı sebebiyle Çin ile ilişkilerinin kötü olduğunu hatırlatmak gerekir.
UYGULAMA HANGİ VERİLERİ TOPLUYOR?
TikTok’un verilerle tam olarak ne yaptığı bir tartışma konusu. Gizlilik politikasından, elde ettiğimiz bilgilere göre uygulamanın kullanıcılarından şu verileri topladığını biliyoruz:
- Hangi videoların izlendiği ve yorumlandığı
- Konum verileri
- Telefon modeli ve işletim sistemi
- İnsanlar yazarken tuş basışlarındaki ritimleri
Uygulamanın, tıpkı Reddit, LinkedIn ve BBC News uygulamaları gibi, kopyala yapıştır verilerini de okuyabildiği keşfedildi. Ancak buradan olumsuz bir sonuç çıkarılmadı.
Çoğu kanıt, TikTok’un veri koleksiyonunun Facebook gibi diğer veriye açık sosyal ağlarla karşılaştırılabilir olduğuna işaret ediyor.
Bununla birlikte, ABD merkezli rakiplerinin aksine, TikTok, veri toplama ve akışıyla ilgili bazı korkuları hafifletmek için benzeri görülmemiş bir şeffaflık seviyesi sunmaya istekli olduğunu söylüyor.
Amerikalı eski bir Disney yöneticisi de olan TikTok’un yeni CEO’su Kevin Mayer, uzmanların algoritmalarının arkasındaki kodu incelemesine izin vereceğini söyledi. Bu açıklama, yazılım endüstrisinde veri ve kodun sıkı bir şekilde korunduğunu hesaba kattığımızda son derece önemli.
Tartışmalar bununla da son bulmuyor. Endişeler sadece hangi verilerin toplandığıyla ilgili değil; aynı zamanda Çin hükümetinin ByteDance’ı verileri teslim etmeye zorlayabileceği ile de bağlantılı.
Aynı endişeler Huawei için de gündeme gelmişti.
Çin’de 2017 yılında hazırlanan Ulusal Güvenlik Kanunu, herhangi bir kuruluşu veya vatandaşı “devletin istihbarat çalışmasını desteklemeye ve işbirliği yapmaya” zorlamakta.
Ancak Çinli telekom devi Huawei gibi TikTok yönetimi de böyle bir talebin gelmesi noktasında cevaplarının kesinlikle “Hayır” olacağını açıkladı.
Diplomasinin teknoloji boyutu: Huawei çalışanlarına vize yasağı
SOSYAL AKTİVİZM VE SANSÜR
Diğer bir endişe ise sansür olasılığı üzerinde toplanıyor. TikTok, birçok gencin sosyal aktivizm içeriğini paylaşmak için başvuracağı ilk platformlardan birisi. Bu sebeple uygulamanın kamusal tartışmaları etkilemek için kullanılmasından endişe ediliyor.
TikTok, Mayıs ayında ABD’de George Floyd’un öldürülmesinin ardından dünya çapında başlayan #BlackLivesMatter (Siyahların Yaşamı Değerlidir) protestolarında bu etiketi bir trend olarak kullanıcılarına sundu. Ancak siyah kullanıcıların videolarını öne çıkarmadığı yönünde de eleştiri oklarının hedefi olmaktan kaçamadı.
TikTok’un algoritması, içeriğin seçilme şekli için ilk kez eleştirilmiyor.
The Intercept tarafından hazırlanan raporda, TikTok moderatörlerinin “çirkin ve fakir” sayılan kimselerin içeriklerinin önceliklerini azalttığını vurguladı.
Geçen yıl İngiliz Guardian gazetesi ise TikTok’un Tiananmen Meydanı protestolarının görüntüleri ve Tibet bağımsızlık talepleri de dahil olmak üzere siyasi olarak hassas kabul edilen birçok materyali sansürlediğini bildirdi.
Amerikan Washington Post gazetesi de uygulamanın Çin’deki moderatörlerin videoların onaylanıp onaylanmadığına dair nihai bir açıklama yapmasını istedi.
ByteDance, bu tür talimatların aşamalı olarak kaldırıldığını söyledi. Ve moderatörlerinin Pekin yönetiminden bağımsız olduklarının altını çizdi.
Tüm bu tartışmaların ötesinde, Microsoft’un TikTok’un ABD operasyonlarını satın alma olasılığı üzerinde yapılan tartışmalar, uygulamanın yıllar içindeki en önemli teknoloji ürünlerinden biri olduğunu gösteriyor.
TikTok 25 yaşından küçükler için bir buluşma yeri olarak ortaya çıkarken, Twitter ve Instagram gibi uygulamalar genellikle daha yaşlı kullanıcılar için görülüyor.
Ancak seslerini duyurmak için TikTok’u kullananlar, uygulamanın ülkelerinde yasaklanma olasılığının kendileri için büyük bir kayıp olacağını söylüyor.
TikTok’un yasaklanma olasılığı kullanıcılar için TikTok’un rakipleri Byte ve Triller’a yönelik ilgiyi boş bir gemide yer kapmak için artırdı.
Ama görünüşe göre, birçok kullanıcı TikTok’ta son ana kadar devam edecek – eğer o an gelirse.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE