Birminghamlı Cüneyt Hüseyin (Junaid Hussein), nam-ı diğer Ebu Hüseyin El Britani, ilk kez 2012 yılında, zamanın İngiltere Başbakanı Tony Blair’in kişisel bilgilerini ele geçirmeye yönelik olarak yaptığı siber saldırıyla ismini duyuran, şimdilerde ise Suriye’de IŞİD bünyesinde savaşan, yetenekli ve bir o kadar da tehlikeli bir bilgisayar korsanı.
Çok erken yaşlarda siber kabiliyetlerini geliştiren ve kendisi gibi çocuk yaştaki bilgisayar korsanlarından oluşan Zehir Takımı adlı bir grubun liderliğini yapan Hüseyin, grubun diğer üyeleriyle birlikte küçük ve orta ölçekli zararlara yol açan, çeşitli bilgisayar korsanlığı girişimlerinde bulunur. Bunlardan en önemlisi, grup üyeleriyle birlikte İngiltere’de bir polis merkezinin terörle mücadele acil arama hattını hacklemesi ve yüzlerce sahte arama yaparak merkezin çalışmalarına zarar vermesidir. Fakat bireysel olarak yaptığı ve ona ün kazandıran siber saldırısı, ülkenin güvenliğini ve siyasilerin bilgi gizliliğini ciddi anlamda tehdit eden bir eylem olacaktır.
Hüseyin 3 yıl önce, henüz 17 yaşındayken İngiltere Başbakanı Tony Blair’in danışmanı Katy Kay’in kişisel mail hesabını bir kimlik hilesiyle ele geçirmeyi başarır. Bu sayede Blair’in, eşinin ve kız kardeşinin kişisel telefon numaralarından Parlamento üyelerine ait gizli iletişim bilgilerine kadar pek çok bilgiye erişir ve bunları sosyal medya aracılığıyla paylaşır. Polis tarafından yakalanan Hüseyin, 6 ay hapis cezasına çarptırılır.
Polisin şartlı olarak tahliye ettiği Müslüman İngiliz vatandaşı Hüseyin’den bir süre sonra haber alınamamaya başlar. Bunun üzerine polisin yürüttüğü araştırmalar sonucunda, Hüseyin’in eşi Sally Jones ve iki arkadaşıyla birlikte IŞİD’e katılmak üzere Suriye’ye gittiği tespit edilir. IŞİD’e katıldıktan sonra Abu Hussain al Britani adını alan ve kişisel Twitter hesabı üzerinden IŞİD ve cihat yanlısı paylaşımlarda bulunan Hüseyin boş durmayacak ve siber kabiliyetlerini bu kez IŞİD için kullanacaktır.
Geçtiğimiz günlerde ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) YouTube ve Twitter hesaplarına siber saldırı düzenlendi. Komutanlığın profil fotoğrafı içerisinde “Siber Halife”, “Seni Seviyorum IŞİD” yazılarının ve IŞİD ambleminin bulunduğu bir fotoğrafla değiştirildi. Aynı zamanda hesaplar üzerinden “Amerikan askerleri, biz geliyoruz. Kendinizi kollayın. IŞİD” şeklinde bir mesaj ve çeşitli propaganda videoları yayınlandı. Saldırı üzerine alarma geçen komutanlık, gerçekleştirilen saldırıyı “siber vandalizm” olarak tanımladı. “Siber Halife” imzalı bu siber saldırının, Amerikan medyasının “IŞİD’in en başarılı bilgisayar sihirbazı” olarak tanımladığı Hüseyin tarafından yapılmış olduğuna inanılıyor.
Hüseyin’in Birminghamlı olması, İngiliz yönetiminin de endişelenmesine sebep oluyor. CENTCOM’a yapılan siber saldırıdan sonra komutanlıkta bulunan İngiliz askerler, “Bizi durduramayacaksınız! Sizinle ilgili her şeyi biliyoruz! Eşlerinizi ve çocuklarınızı tanıyoruz! Sizi izliyoruz!” şeklinde bir mesaj yayınladı. İngiltere’nin en büyük korkusu ise, basınla çok fazla paylaşılmayan, fakat zaman zaman dile getirilen, banka hesaplarına yapılabilecek olası siber saldırılar. IŞİD’in daha önce birçok ülkede sayısız banka hesabına siber saldırı yaptığı ve örgütün hesabına para aktardığı biliniyor. İngiltere’de yakın zamanda pek çok banka hesabına yönelik yapılan siber saldırının arkasında, Hüseyin gibi IŞİD bünyesinde bulunan bilgisayar korsanlarının bulunduğu düşünülüyor.
Henüz 20 yaşında olan ve siber kabiliyetleriyle ciddi bir tehlike teşkil eden Hüseyin, önümüzdeki günlerde IŞİD tarafından gerçekleştirilen siber eylemlerle adından sıkça söz ettireceğe benziyor.
buna Müslüman denmez ki adı Müslüman tamamen İngiliz malı abd menşeili yetiştirilmiş eleman
Sayın Yasemin,
ne zaman dünya bakışından kötü olduğunu düşündüğünüz bir şey görseniz;
“Bu ingiliz ajanı.”
“Böyle müslüman olmaz.”
“Gerçek İslam böyle değil.”
gibi yersiz klişelerle kendinizi yoruyorsunuz. Sorun şu ki neden İslam’ ı katolik baskıda yaşayan bir toplum görsek; kadın değersiz, kafirler öldürülmeli, dinden çıkan asılmalı, eşcinsellerin kafası kesilmeli gibi orta çağdan fırlama insanlığa aykırı olgularla karşılaşıyoruz?
Neden hep İslam doğru, müslümanlar yanlış oluyor? Neden? İşte bunu sormayı öğrenirseniz, akla ve mantığa uygun cevaplar bulamayacağınız için dolaylı yoldan mutlak gerçekliğe ulaşacaksınız.
Dilerim varolan sorgulama hakkınızı gerçeğin lehine kullanırsınız…