Kategori arşivi: Siber Güvenlik

Siber güvenlik sosyal bilimlerin birçok alanıyla olduğu gibi strateji ve güvenlik çalışmaları ile de yakın ilişki içerisindedir. Bu bölümde ülkelerin siber güvenlik stratejileri ile ilgili izledikleri politikaları, attıkları adımları, özel sektör ile ilişkiler, faili bulma, bilgi paylaşımı gibi kritik konularda ki yasal düzenlemelerle ilgili haber ve yorumlar bulunmaktadır.

3D yazıcıda maymuncuk üretildi, kilitler panikte!

Bir grup güvenlik ve kilit açma sevdalısı TSA onaylı kilitlerinin maymuncuk anahtarının resminin internete koyulması ile 3D yazıcısı olan herkesin kolayca anahtarları kopyalayabileceğini kanıtlayarak TSA’ya büyük bir ders verdi.

Bu fotoğraflar aslında geçtiğimiz ay, TSA’nın elindeki bavulların “gizli yaşamı” isimli bir makale ile beraber Washington Post tarafından yayınlamış sonra da hemen silinmişti. Fakat artık olan olmuştu, fotoğrafların internette yayınlanmasının üstünden birkaç saat geçtikten sonra 3D yazıcısı olan bir kişi dosyaları indirmiş, maymuncuk anahtarı çoğaltmış ve anahtarın TSA onaylı bavul kilidini açtığını kanıtlayan bir video yayınlamıştı bile. Fotoğraflar sayesinde 3D yazıcısı ya da bilgisayar kontrollü freze makinesi olan herkes dakikalar içinde anahtarları kopyalayabiliyordu.

Bu güvenlik problemi sadece bir markayı da kapsamıyor, TSA onaylı kilitlere sahip olan bavul markaları Master Lock, Samsonite ve American Tourister şirketlerinin ürünleri de yayınlanan maymuncuk anahtarlarla kolaylıkla açılabilecek. Berkeley Bilgisayar Güvenliği Araştırmacısı Nicholas Weaver’a göre kimse TSA gerekliliklerine uydukları için bu bavul firmalarını suçlayamaz. Weaver asıl güvenlik hatasınının TSA ve Washington Post’a ait olduğunu söyledi. Fiziki güvenlik dünyasında, araştırmacıların yıllardır 60 metreden belirli bir açıyla çekilmiş fotoğrafından bile anahtarların kopyalanabileceğini kanıtlamalarına rağmen maymuncuk anahtarın fotoğraflarını yayınlamak büyük bir hata.

Pennsylvania Üniversitesi bilgisayar bilimi profesörü ve ünlü kilit açıcı Matt Blaze ise TSA maymuncuk anahtarının yayınlanmasını büyük bir güvenlik sorunu olarak görmüyor, TSA onaylı bavul kilitlerinin zaten güvenlikli kilitler olmadığını, yüksek güvenlik amacı ile kimsenin bunları kullanmadığını belirtiyor. TSA’nın kilitlerini anahtarsız açmanın bazen anahtarını bulmaktan daha kolay olduğunu ekliyor. Fotoğrafın yayınlanmasının ardından 3D yazıcı ile kopyalanmasının bu kadar çabuk olması küçük bir hatanın nasıl birden büyük bir güvenlik problemine dönüştüğünü gösteriyor.

 

 

İngiltere’de gözetim Orwell’ın 1984’ünden daha kötü!

Birleşmiş Milletler gizlilik sözcüsü olarak görevine yeni atanan Joseph Cannataci, İngiltere’nin yeni gözetleme sistemini, faturası vatandaşlara kesilmiş kötü bir şaka olarak tanımladı. Gizlilik açısından bakılır ise ülkenin, George Orwell’ın 1984 romanında tanımladığı dünyadan çok daha kötü durumda olduğunu ekledi.

İLGİLİ TED >> Mahremiyet neden hepimiz için önemli?

“En azından 1984 romanının baş karakteri Winston, şehrin dışındaki bir ağacın altında otururken onu izleyen bir ekranın olmaması ihtimalini düşünebiliyordu. Bunun aksine İngiltere kırsal kesimlerine bakıldığında, çoğu yerde George Orwell’ın hayal edebileceğinden çok daha fazla kamera var.”

Cannataci internet şirketlerinin iş modellerine göre rutin gözetim yapmaları konusunda da endişeli olmakla beraber, bu firmaların insanların kişisel bilgilerini para birimi haline dönüştüğü bir sistem yarattıklarını belirtti. Ne yazık ki çoğu kimsenin de kişisel veri kullanım haklarını, farkında olmadan ya da bunun hakkında çok düşünmeden bu gibi şirketlere teslim ettiğini söylüyor.

İLGİLİ HABER >> Rus hackerlar Türk devlet kurumlarında ‘Suriye’yi aramış

Malta Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Cannataci ne Facebook ne de Twitter kullanıyor. Kendisi hükümetlerin dijital gözetim politikalarını gözden geçirerek haklı sebepler olmaksızın gizliliğin korunmasına zarar verecek faaliyetleri tespit etmekle yetkili. Aynı zamanda özel sektörün insan hakları sorumluluklarına nasıl yaklaşmaları gerektiğine dair danışmanlık da yapıyor.

Kendine belirlediği 4 ana görevi bulunmakta:

*Evrensel bir gözetim hukuku oluşturmak,

*Büyük internet şirketlerinin iş modelleri ile mücadele etmek,

*Gizliliğin tam olarak neler gerektirdiğini tanımlamak ve

*Bu konular hakkında kamuda farkındalık yaratmak.

Dünyanin internet için bir Cenevre Sözleşmesine ihitiyacı var, böylece veriler muhafaza edilecek ve gizli kapaklı dijital gözetleme tehditlerine karşı savaşılabilecektir. Cannataci üç yıllık görevi boyunca bunu başaramayacağının farkında, fakat bu durumla uzun dönemli alaka gösterilmesi gerektiğinin de onemini vurguluyor.

İLGİLİ HABER >> NSA belgeleri ABD-İran siber savaşını ortaya koydu

Edward Snowden’in bazıları tarafından kahraman ve bazıları tarafından hain olarak addedildiğini söyleyen Cannataci, sızdırdığı bilgileri bilgi ve gizlilik korunması sektöründe çalışanların tahmin ettiklerini doğruladı. Bu sızdırılan veriler aynı zamanda hükümet gözetlemesinin ne derece kontrolden çıktığını da gözler önüne sermiş oldu.

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”3″]

Akıllı saatler güvenlikte sınıfta kaldı

Teknoloji devlerinin birbiri ardına piyasaya çıkardıkları akıllı saatlerin, siber güvenlik konusunda yeterli olmadığı ileri sürüldü. TrendMicro şirketinin yayınladığı raporda Apple, Samsung, Motorola, LG, Sony, Asus ve Pebble’ın ürettiği akıllı saatlere uygulanan güvenlik testlerinin sonuçları paylaşıldı. Fiziksel güvenlik, data bağlantıları ve bilgi depolanması kategorilerinde yapılan testlerde özellikle fiziksel güvenlik konusunda akıllı saatlerin zayıf olduğu sonucuna varıldı. Parola ile kimlik doğrulama özelliğinin ön tanımlı olmaması en kritik güvenlik açığı olarak tespit edilirken, Apple Watch’da zaman aşımı  özelliğinin bulunmamasına dikkat çekildi.

TrendMicro raporuna göre test edilen saatler güvenlik yerine konfor tercih edilerek tasarlanmış. Saatlerin fotoğraf, adres defteri, takvim hatta uçak biletleri gibi kullanıcıların kişisel bilgilerini depoladığına dikkat çekilen raporda, sadece Apple Watch’un çalınması/kaybolması durumunda uzaktan bu bilgileri silme özelliğine sahip olduğu vurgulandı.

HAFTALIK HABER BÜLTENİNE ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ[wysija_form id=”2″]

Araba hackleme sezonu devam ediyor

Güvenlik uzmanları Charlie Miller ve Chris Valasek’in, Jeep Cherockee marka araçları 10 mil uzaktan hacklemesinin ardından otomobil sektörü bir diğer hackleme olayıyla sarsıldı.

İLGİLİ YAZI >> ARABALARDA İNTERNET İHTİYAÇ MI, SALDIRIYA KAPI AÇAN BİR LÜKS MÜ?

Washington D.C.’de düzenlenen Usenix Güvenlik Konferansı’nda sunum yapan araştırmacılar; sigorta şirketlerinin, sürücülerin araç kullanma alışkanlıklarını tespit etmek için arabalara yerleştirilen internet bağlantılı bir cihazdaki güvenlik açığını istismar etmeyi başardı. Bir SMS mesajıyla dahi istismar edilebilen açıklığı kullanan araştırmacılar, bu sayede aracın fren sistemleri de dahil olmak üzere birçok merkezi mekanizamayı kontrol edebileceklerini açıkladı.

İLGİLİ YAZI >> GM ÜRETTİĞİ ARABALARIN SİBER GÜVENLİĞİ İÇİN AYRI BİRİM KURDU

Bir Fransız firmasının ürettiği teçhizat kilidini kullanan sigorta şirketleri araçların gittikleri yol boyunca çeşitli göstergeleri kullanarak sigorta primini belirlemeyi amaçlıyor. Chrysler geçtiğimiz ay Jeep Cherockee marka araçlarda istismar edilen güvenlik açığı nedeniyle 1.4 milyon aracı geri çağırmıştı.

İngiltere’den KOBİ’ler için siber güvenlik desteği

İngiltere hükümeti küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ) siber dayanıklılığını güçlendirmek amacıyla yaklaşık 1,5 milyon dolarlık destek paketi açıkladı. İnternet üzerinden gerçekleşen ticaretin güvenli şekilde yapılmasını siber güvenlik stratejisinin merkezine yerleştiren İngiltere’nin açıkladığı pakete göre, her alanda faaliyet gösteren ve online varlığı olan KOBİ’lere 7,500 dolara kadar destek verilecek.

Dijital Ekonomi Bakanı Ed Vaizey’in açıkladığı pakete göre, destek alacak firmalara siber güvenlik danışmanlığı verilecek. Bu ay içerisinde başlatılması planlanan insiyatifin bir amacı da ülkenin siber güvenlik sektörünü KOBİ’ler ile buluşturmak. KOBİ’ler danışmanlık hizmetini İngiliz siber güvenlik şirketlerinden alması öngörülen plan, böylece destek finansmanının ülkede kalmasını sağlayacak.

2015 Bilgi Güvenliği Araştırmasının sonuçlarına göre İngiltere çapındaki küçük boy işletmelerin yüzde 74’ü bilgi güvenliği konusunda sorun yaşadı ve bu sorunlar 75 bin ile 310 bin sterlin arasında zararla sonuçlandı.