Batı ülkelerinin savunma bütçesindeki kesintiler dolayısıyla İsrail savunma sanayi ihracatı 2013 yılına göre 1 milyar dolar azalarak 5.7 milyar dolara düştü. Buna karşın başka bir savunma temelli sektör büyüme gösterdi. Ülkede ilk kez siber güvenlik yazılımları ihracatı, savunma sanayiini geçti. Başbakanlığa bağlı olarak çalışan Milli Siber Büro’nun (MSB) yayınladığı rakamlara göre, 2014 yılında İsrailli şirketler yaklaşık 6 milyar dolar değerinde internet güvenlik yazılımı sattı. Bu rakam küresel siber güvenlik ihracatının yaklaşık yüzde 10’una eşdeğer bir miktar.
Bu ihracatın büyük bir kısmını ev bilgisayarları için ZoneAlarm antivirüs yazılımı ile bilinen Check Point oluşturuyor. Geçtiğimiz yıl 1.5 milyar dolar ciro yapan şirket aynı zamanda işletmeler için de geniş bir yelpazede online güvenlik ürünleri sunuyor. İsrail aynı zamanda birçok start-up siber güvenlik firmalarının beşiği. İsrailli siber güvenlik firmaları geçtiğimiz 5 yılda sayılarını ikiye katlayarak 300’e ulaştı. Ülkeler ve şirketler, bazen zor yoldan da olsa, kendilerini siber saldırılara karşı korumaları gerektiğini anladılar, bu sebeple siber güvenlik sektöründeki şirketlerin ürünlerine olan talep patladı. Neyse ki İsrail’in bu talebi karşılayabilecek yüksek teknoloji araştırma merkezlerinden ve İsrail Savunma Kuvvetlerinden ayrılan çok sayıda deneyimli yazılım mühendisi var.
İLGİLİ HABER >> İSRAİL SİBER İHRACATINI BİR YILDA 2 KAT ARTIRDI
Son zamanlardaki ciddi siber saldırılar bilgisayar sistemlerine, her yoldan saldırı düzenlenebileceğini gösterdi. Eski yazılımlar bilinen bilgisayar virüslerini tespit edebiliyordu fakat kötü amaçlı yazılımların hızlı değişimi, hackerların nereye ve ne yöntemle saldırı yapabileceklerini tespit eden ve buna karşı savunma yapan yazılım hizmeti sunan şirketlerin yükselmesini sağladı. İsrail’in bazı siber güvenlik start-up’ları sektör lideri haline geldiler. Geçtiğimiz yıl ülkede kurulan 8 start-up şirket, yabancı yatırımcılara toplamda 700 milyon dolara satıldı.
İLGİLİ HABER >> MICROSOFT İSRAİLLİ SİBER GÜVENLİK ŞİRKETİ SATIN ALACAK
Buna rağmen birkaç Israilli girişimci siber güvenlik start-up şirketlerinin hızla büyümesinin, balona döneceği konusunda endişeleniyor. İsrail’in önde gelen girişim sermayecilerinden Yigal Erlich, siber piyasada balon oluşuyor gibi göründüğünü, siber güvenlik sektörünün de bir sınırı olduğunu, fakat bu niş pazarın İsrailli yerel şirketlerin dünya devlerine dönüşmesini elverişli kıldığını belirtti.
İLGİLİ HABER >> ALMAN DEVİNİN GÖZÜ İSRAİL SİBER SEKTÖRÜNDE
Kudüs merkezli girişim sermayesi fonu JVP nin yönetici ortağı ve CyberArk’ın yönetim kurulu başkanı Gadı Tirosh, son iki yılda siber alanda 300’e yakın start-up projesi incelediğini fakat bunun boş bir balon oluşturduğuna inanmadığını söyledi. Bu devrim şirketlerin siber saldırıya ne kadar açık olduklarını ve siber saldırının her yerden hatta içeriden bile yapılabileceğini anlamaları ile başladı. Bu korku büyüyor ve siber sektör için de bu, para anlamına geliyor.
İLGİLİ HABER >> İSRAİL SİBER GÜCÜNÜN VİTRİN YÜZÜ: KEREN ELAZARİ
İsrailli firmaların en büyük rakibi start-up kültürünün uzun zamandır süregeldiği Silikon Vadisi merkezli şirketler. İsrailli bir firmanın patronu İsrail merkezli firmaların, Amerikan emsallerine göre çok büyük bir avantajı olduğunu söylüyor. Amerika Milli Güvenlik Ajansı (NSA) Amerikalı teknoloji şirketlerinin ajansla ne kadar işbirliği içinde olduğunu, şirketlerin yazılımlarına gözetim yapılması için arka kapılar koyduğunu açıkladığından beri dünyadaki şirketler veri güvenliği konusunda Amerikan olmayan teknoloji şirketlerine daha çok güvendiğini iddia ediyor. Çoğu zaman İsrail bu konudaki en güçlü alternatif.
HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ
[wysija_form id=”2″]
I feel saefiistd after reading that one.
President GEJ is a humanbeing not God therefore cannot be everywhere or do everything at thesame time. My problem wit our leaders is that they think we’re blind, so they waste time and resources on cheap and wasteful propaganda and self laundering, pity for naija.
Eine weitere sehr positive Tendenz in Deutschland ist das Umweltbewußtsein und die Umweltbedingungen, welche sich die letzten Jahrzehnte Zug um Zug verbessert haben.Positiv sehe ich auch die vielfältigen Eigeninitiativen und Vereine in Deutschland.