Dünyanın dört bir yanındaki liderleri analiz etmek CIA’in en önemli işlerinden biri. Analistlerden oluşan ekipler, casuslar tarafından toplanan istihbaratı ve kamuya açık bilgileri tarayarak liderlerin davranışlarını tahmin edebilecek profiller oluşturur.
Yapay zeka destekli olarak geliştirilen bir chatbot yıllardı insanların yaptığı bu istihbari analizi yapmada CIA’e yardımcı oluyor.
Geçtiğimiz iki yıl içinde CIA, analistlerin yabancı devlet başkanları ve başbakanların sanal versiyonlarıyla konuşmalarına ve onların da kendilerine cevap vermelerine olanak tanıyan bir araç geliştirdi.
CIA’in baş teknoloji sorumlusu Nand Mulchandani, “Bu, hızla devreye alabildiğimiz ve daha ucuz, daha hızlı bir şekilde üretime geçirebildiğimiz harika bir uygulama örneği” dedi.
Chatbot, CIA analistleri ve sahadaki ajanları için mevcut araçları geliştirme ve rakiplerin teknik ilerlemelerini daha iyi anlama çabasının bir parçası.
Son dört yıldır CIA direktörü olan William Burns, teşkilatın teknolojisini ve bu teknolojinin nasıl kullanıldığını anlamayı geliştirmeye öncelik verdi. Trump yönetiminin yeni yetkilileri bu girişimleri yıkmak yerine daha da geliştirmeyi planladıklarını söylüyorlar.
Trump’ın CIA başkanlığına seçtiği John Ratcliffe, onay duruşmasında, teknolojik yeniliklerin kamu sektöründen özel sektöre kayması nedeniyle teşkilatın “ayak uydurmakta zorlandığını” söyledi. Ancak Ratcliffe, Burns’ün çabaları hakkında olumlu konuştu ve bunları genişleteceğini çünkü “bugünün gelişen teknolojilerinde yarışı kazanan ülkenin yarının dünyasına hakim olacağını” söyledi.
CIA uzun zamandır dijital araçları, istihbarat araçlarını ve hatta yapay zekayı kullanıyor. Ancak, chatbot’lara güç veren büyük dil modelleri de dahil olmak üzere yeni yapay zeka biçimlerinin geliştirilmesiyle birlikte, teşkilat yatırımlarını hızlandırdı.
YAPAY ZEKA ÇİN’LE REKABET DE ÖNEMLİ
Burns, yapay zekayı daha iyi kullanmanın ABD’nin Çin’le rekabeti için çok önemli olduğunu söyledi. Ve daha iyi yapay zeka modellerinin, ajansın analistlerinin “dışarıdaki çığ gibi büyüyen açık kaynaklı bilgileri sindirmelerine” yardımcı olduğunu söyledi.
Burns, yeni araçların analistlerin gizlice elde edilen bilgileri işlemesine de yardımcı olduğunu söyledi. Ajans tarafından geliştirilen yeni teknolojiler, hükümetlerin halklarını ve yabancı casusları sürekli gözetlemek için yapay zeka destekli kameralar kullandığı otoriter ülkelerdeki şehirlerde casusların gezinmesine yardımcı oluyor.
Burns, “İyi adımlar atıyoruz,” dedi, “ama daha hızlı ve daha ileri gitmemiz gerektiğini iddia eden ilk kişi ben olurum.”
Burns göreve başladıktan kısa bir süre sonra, CIA’in çabalarını gözden geçirmesi için 2014’ten 2021’e kadar teşkilatın bilim ve teknoloji direktörlüğünü yürüten Dawn Meyerriecks’i seçti.
İnceleme bir tür kültür değişikliği için bastırdı. Meyerriecks, CIA’in uzun zamandır her şeyi kendisinin yapabileceğine inandığını söyledi. Teşkilatın bir ayarlama yapması ve ihtiyaç duyduğu bazı teknolojilerin özel sektör tarafından geliştirildiği ve bilgileri güvende tutmak için tasarlandığı fikrini benimsemesi gerekiyordu.
Meyerriecks, “CIA’in ticari teknolojiyi benimsememesi ve uyarlamaması için hiçbir neden yoktu,” diyor.
ÖZEL SEKTÖRLE İŞBİRLİĞİ HİÇ OLMADIĞI KADAR GÜÇLÜ
Burns yönetimindeki teşkilat, Çin ve diğer rakipler tarafından kullanılan teknolojiyi daha iyi anlamak için teknoloji odaklı bir görev merkezi oluşturdu. Ve Pentagon’un yapay zeka merkezine katılmadan önce bir dizi başarılı girişimin kurulmasına yardımcı olan Mulchandani’yi ajansın ilk baş teknoloji sorumlusu olarak işe aldı.
Mulchandani’nin son iki buçuk yıldaki görevi, yeni teknolojiler geliştiren özel şirketlerin bu uygulamaları ve araçları CIA’e satabilmelerini kolaylaştırmaktı.
Ajansla iş yapmak isteyen herkesin karşılaştığı muammalar iki yönlüdür. Birincisi, ihtiyaçları gizlidir. Ne yaptıklarını ya da neye ihtiyaç duyduklarını bilmiyorsanız Amerika’nın istihbaratçılarına nasıl bir şey satabilirsiniz? İkincisi, bürokrasi var.
Mulchandani çalışma alanında, teşkilatla bir sözleşme yapmak için gereken onay ve diğer adımların katmanlarını detaylandıran 6 fit uzunluğunda bir çizelge açtı.
Kuralların her birinin bir nedeni var – örneğin, bir sözleşmeyle ilgili bir sorunu ya da bir projede ters giden başka bir şeyi ele almak için. Ancak kümülatif sonuç, şirketlerin devletle çalışmasını zorlaştıran bir dizi düzenlemedir.
CIA bu kuralları gözden geçiriyor ve azaltmaya çalışıyor. Ancak aynı zamanda teknoloji şirketleriyle neye ihtiyaç duyduğu konusunda daha açık olmaya çalışıyor.
CIA’in dijital inovasyon direktörlüğünü yürüten Juliane Gallina, “Teknolojiyi nasıl kullandığımızı, teknolojiyi nasıl tedarik ettiğimizi ve onunla ne yapacağımızı ne kadar çok paylaşırsak, şirketler bizimle çalışmak ve bizimle daha fazla ekip kurmak isteyeceklerdir” dedi.
Gallina, ajansın üstesinden gelmeye çalıştığı sorunu “biraz olsun açığa çıkarmak” için bazı materyallerin gizliliğini kaldırma adımı attığını, böylece teknoloji firmalarının ajans sözleşmeleri için rekabet edebileceklerini söylüyor.
In-Q-Tel
Çeyrek asır önce teşkilat, istihbarat camiasına yeni teknolojiler sunabilecek şirketleri teşvik etmek için kar amacı gütmeyen bir yatırım fonu olan In-Q-Tel’in kurulmasına yardımcı oldu. Bu fonun başarıları arasında gizli bir veri analiz şirketi olan Palantir ve Google Earth’e dönüşen şirket gibi firmaların büyümesine yardımcı olmak da var.
Ancak CIA aynı zamanda daha köklü firmaların ya da başka risk sermayesi destekleri olan firmaların da fikirlerini istihbarat teşkilatına sunmalarını istiyor. Bürokratik dağınıklığı azaltma ve casusluk teşkilatının kültürünün en azından bir kısmını değiştirme çabaları da bu noktada devreye giriyor.
CIA’deki pek çok ofis bölmelerden oluşuyor ya da asistanlar için masa kümeleri bulunuyor. Mulchandani işe başladığında kendisine CIA’in üst düzey yöneticileriyle aynı katta bir yer verilmişti ama bundan memnun kalmamıştı.
Mulchandani, kendisini gezdiren istihbarat görevlisinin “Sorun nedir?” diye sorduğunu hatırlıyor. “Her şey” diye yanıtlamış.
YEDİNCİ KAT SİLİKON VADİSİ
Küçük ofisler, doğal ışık eksikliği ve en gizli materyalleri görüntülemek için kullanılan dolap benzeri odalar onu rahatsız etmişti. Bir yenileme emri verdi. Eski ofisler, toplantılar ve fikir alışverişi için hareketli masaların bulunduğu farklı alanlarla değiştirildi. Amaç, Silikon Vadisi’ndeki iş yerlerini andıran bir alan yaratmak ve ziyarete gelen girişimcilere teşkilatın değişime hazır olduğu mesajını vermekti.
Mulchandani, “Mekan, konuşma kültürünü yönlendirecek,” dedi. “Yedinci kat bir nevi Silikon Vadisi.”
Kültürel değişikliklerin kalıcı olup olmayacağı açık bir soru. Kuralları düzenlemek ve bürokrasiyi azaltmak ayların değil yılların işi. Ancak Mulchandani ve teşkilatın ayrılan liderleri umutlu.
Mulchandani, “Teknolojinin bugün dünyadaki en yıkıcı güç olduğu gerçeğini kimse inkar edemez,” diyor ve ekliyor. “Hükümet ve bizim çalışmalarımız tamamen teknolojiye bağımlı olacak ve teknoloji tarafından sekteye uğratılacak. Gelecek yönetim adına konuşamam ama bu konunun onların listesinde üst sıralarda yer aldığına dair en ufak bir şüphem yok.