Etiket arşivi: NATO

NATO, siber saldırı için yeni merkez kuracak

Geçtiğimiz temmuz ayında düzenlenen Brüksel Zirvesi’nde Siber Alan Operasyon Merkezi kurma kararı alan NATO’nun, 2023 yılına kadar bilgisayar saldırganlarına karşı koymak ve caydırıcı siber saldırı düzenlemek amacıyla yeni bir askeri merkez kuracağı açıklandı.

Reuters’ın NATO’da görevli Alman General Wolfgang Renner’e dayandırdığı haberde, yeni merkezin NATO adına siber saldırı düzenlenmesinin hukuki altyapısının kurulması için hazırlıkların devam ettiği belirtildi.

Temmuz ayında alınan kararın ardından 31 Ağustos’ta Operasyon Merkezi’ni açan NATO, 2016 yılından bu yana siber alanı bir muharebe alanı olarak değerlendirerek savunma gücünü artırma yönünde çalışmalarına devam ediyor.

İLGİLİ HABER>> “NATO, Rusya’ya karşı siber asker kullansın”

Renner, NATO’nun kendi siber silahlarının bulunmadığının altını çizerek, ABD, İngiltere ve Estonya’nın Operasyon Merkezi için siber kabiliyetlerini kullanıma açtığını ifade etti.

Alman generalin siber alanda tehditlerin hızla geliştiğinin altını çizdikten sonra, “Hazırlıklı olmalıyız ve operasyon gerçekleştirecek kapasiteye ulaşmalıyız. Koruma ve önlemenin ötesine geçmiş bulunmaktayız.” ifadelerini kullanması ‘NATO’nun ofansif saldırı kapasitesini arttırma yolunda somut adımlar attığı’ şeklinde yorumlandı.

NATO’ya ve müttefik ülkeleri hedef alan Çin, Rusya ve Kuzey Kore kaynaklı saldırıların artması, İttifak’ın siber güvenliği öncelikli bir konu olarak gündeme almasını sağladı.

2023’e kadar tam anlamıyla teşekkül etmesi beklenen merkezin NATO’nun siber caydırıcılık faaliyetlerini koordine etmesi bekleniyor. Müttefiklerden gelecek askeri istihbarat ve gerçek zamanlı bilgiler ile beslenen merkezin ilk aşamada 70 uzman istihdam etmesi bekleniyor.

NATO’nun siber saldırı prensipleri ve normları üzerinde anlaşması sonrasında siber saldırıların 5. Madde kapsamına alınması öngörülüyor.

NATO komutanlarının konvansiyonel saldırılardan daha az kayba neden olacağı öngörüsünde bulunarak, düşmanın silah sistemlerine yönelik siber saldırı gerçekleştirme yetkisi bulunuyor.

Siber alan diplomasinin merkezine doğru hızlı yürüyüşüne devam ediyor

Cemal Kaşıkçı

Geçtiğimiz hafta istihbarat çalışmaları üzerine yoğunlaşanlar ya da meraklı olmanın ötesine geçenler için yoğun bir dönemdi. Sadece Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ayrıntıları merakla beklenen ‘kayboluşunun’ perde arkası ya da Pastör Brunson olayı bile bir hafta için fazlasıyla okuma/düşünme malzemesini önümüze yığmışken, kafamızı biraz olsun coğrafyamızdan kaldırıp küresel arenadaki hamlelere baktığımızda karşımıza binlerce parçalık bir muamma buluyoruz.

Sadece geçen hafta yaşananlara kısa bir bakış atalım.

Dünyanın en büyük istihbarat paylaşım ittifakı olan, ‘Beş Göz’ün (ABD, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada) Çin’in etki operasyonlarına ve teknoloji yatırımlarına karşı daha güçlü bir cephe oluşturmak için Almanya ve Japonya gibi ülkelerle işbirliğini pekiştirme kararı aldığı ortaya çıktı.

Reuters haberine göre, beşli ittifakın elinde bulunan Çin ile ilgili gizli bilgiler bu ülkelerle de paylaşılması Beş Göz’ün gayri resmi olarak genişlemesi anlamına geliyor. Japonya ve Almanya dışında Fransa’nın da daha az kapsamlı şekilde ittifak ile ortak çalışma yürütüldüğü de ifade edildi.

Haberin sızdırılmasının zamanlaması da dikkat çekici.

Özellikle ABD ve Avustralya’da stratejik sektörlere yönelik yabancı yatırımlarının kısıtlanmasına yönelik yasal düzenlemelerin yapıldığı bir dönemde böyle bir kararın açıklanması Çin’in yabancı teknoloji şirketlerine yönelik politikalarını yeniden düşünmesine yol açar mı bilinmez. Fakat dış borcumuzu kapatmak için sıcak para arayışımızda uğrayacağımız duraklardan birinin de Çin olması Türkiye’deki teknoloji sektörü için ilginç günleri yaşayacağımızın işareti olabilir.

İngiltere ve Hollanda’nın başını çektiği Avrupa ülkeleri de siber saldırı düzenleyen yabancı kuvvetlere karşı yaptırım prosedürlerinin daha sertleşmesi konusunda çalışmalarına hız verdi. Avrupa Birliği’nin halihazırda nükleer ve kimyasal silah antlaşmalarına uymayan ve terörizmi destekleyen ülkeler ile kişileri cezalandırmak için uyguladığı prosedürlerin benzerini, siber saldırı düzenleyenleri de kapsayacak şekilde genişletmesi talep ediliyor.

Hollanda ve İngiltere’nin yanı sıra Estonya, Finlandiya, Letonya ve Romanya’nın diğer AB ülke temsilcilerine ilettiği ve Bloomberg tarafından haberleştirilen metinde ‘Benzer bir (yaptırım) rejiminin kötücül siber aktivitelere karşı da uygulanması acil olarak gereklidir.’ ifadesi yer aldı.

Ekim ayının başında, ABD, İngiltere ve Hollanda makamları Rusya’nın askeri istihbarat birimi GRU’nun, Moskova’nın usulsüz işlere giriştiğini tespit eden kimyasal silahların kullanımını düzenleyen BM birimi ve Rus sporcuların doping yaptığını belirleyen çeşitli anti-doping kurumlarının ağlarına girmeye çalışmakla suçlamıştı.

Rusya’nın siber casusluk dosyasının giderek daha da kabarması 2015 yılından bu yana siber saldırıların da yaptırım kapsamına alınmasını isteyen ülkelerin elini güçlendirmiş durumda. Kim bilir belki benzer bir yaptırım rejimine Türkiye de dahil olmak ister?

Beş Göz cephesinde ‘safları genişletme’ kararına ve Avrupa Birliği’nde Rusya’ya karşı ‘siber yaptırım’ regülasyon talebine göre daha somut ve ofansif bir adım İngiltere’den geldi.

İngiliz savunma bürokratlarına dayandırılan haberde, İngiliz ordusunun savaş oyunu sırasında Moskova’da siber yollarla elektrikleri kesecek bir simülasyon gerçekleştirdiği açıklandı. Eski bir Rus ajanının İngiltere’de zehirlenmesinin arkasında Rus istihbaratının çıkmasının ardından İngiltere, Rusya’ya karşı sert bir politika uygulamaktan çekinmiyor. Kendi toprakları içerisinde çekilen bu operasyonu egemenliğine bir saldırı olarak niteleyen Londra yönetiminin ilk başvurduğu politika setinin içerisinde siber yollardan Moskova’nın elektriklerini kesmek gibi kulağa marjinal gelen yöntemlere başvurmasına sanırım kısa sürede alışacağız çünkü haberden anlaşıldığı üzere, İngiliz ordusu Rusya’ya karşı oluşturulan stratejide siber yollardan kritik altyapılara verilecek zararları da ciddi şekilde hesaba katmış durumda.

‘Siber güvenlik ulusal güvenliğin bir parçası haline gelmiştir,’ atasözümüzü etkinlik mevsimine girdiğimiz şu günlerde çok duyacaksınız. ‘Siber alan diplomasinin merkezine doğru hızlı yürüyüşüne devam ediyor,’ sözünü ise muhtemelen ilk kez duydunuz.

“NATO, Rusya’ya karşı siber asker kullansın”

Hollanda Savunma Bakanı Ank Bijleveld, Rusya ile siber savaş halinde olduklarını söyledi. Bijleveld, NATO’ya Hollanda’nın ‘siber askerlerini’ kullanmasını önerdiklerini belirtti.

Ekim başında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) siber saldırı düzenlediğinden şüphelenilen 4 Rus vatandaşının sınır dışı edildiğini açıklayan Bijleveld, Hollanda televizyonu NPO’ya verdiği demeçte Rusya ile siber savaş halinde olduklarını söyledi.

İLGİLİ HABER>> Rusya’nın siber saldırıları, KGB’den miras bir anlayış

4 Rus’un OPCW’ye yönelik siber saldırısını ‘çok tehlikeli’ olarak niteleyen Bijleveld, Rusya ve Hollanda arasındaki mevcut durumun siber savaş olarak tanımlanıp tanımlanmayacağı sorusuna, “Evet, durum bu” yanıtını verdi.

“İnsanlar, sürekli olarak çeşitli yollardan hayatımıza müdahale etmeye, demokrasimize nüfuz etmeye çalışıyor. Bu konudaki saflığımıza son vererek önlemler almalıyız” diye devam eden Bijleveld, yaşananları görebilmek ve gerektiğinde önlem alabilmek adına istihbarat kurumlarına daha fazla yatırım yaptıklarını vurguladı.

Bijleveld, NATO’ya Hollanda’nın ‘siber askerlerini’ kullanmasını önerdiklerini de ifade etti.

Kaynak: Sputnik

Rusya’nın siber gücü, gözünü Makedonya’ya dikti

Rusya’nın siber araçları da kullanarak başka ülkelerdeki seçimlere müdahale etmesi vaka-i adiyeden sayılmaya başladı bile… ABD başta olmak üzere birçok ülkede seçimleri sabote ettiğine dair güçlü suçlamaların hedefindeki Rusya şimdi de Makedonya’da yaklaşan referandumlara müdahale etmekle suçlanıyor.

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Rusya’nın parası ve nüfuzunu kullanarak Makedonya’nın NATO ‘ya katılımının yolunu açacak referanduma muhalefet etmeye yönelik çabalarını kınadı.

Geçtiğimiz pazartesi günü Üsküp yolunda kendisine eşlik eden gazetecilere açıklama yapan Mattis, Moskova’nın referandum sonuçlarını etkileyecek Rus yanlısı gruplara fon sağladığından şüphesi olmadığını söyleyerek, “Para transferi yapıyorlar, etkileyici kampanyalar düzenliyorlar. Makedonyalı insanları kendi kararlarını vermeleri adına rahat bırakmalıyız” dedi.

Makedonyalılar 30 Eylül’de ülkenin ismi ile ilgili düzenlenecek referandumda oy kullanacak. Makedonya, güney komşusu Yunanistan ile devam eden isim sorunu nedeniyle AB ve NATO’ya üye olamıyor. Referandumda ülkenin isminin Kuzey Makedonya olup olmayacağı oylanacak.

RUSYA, NATO’NUN GENİŞLEMESİNE KARŞI

İsim değişikliği ile ülkenin AB ve NATO üyeliğine engel olan Yunanistan’ı yatıştırmak amaçlanıyor. Ancak Rusya, NATO’nun gücünü eskiden Moskova’nın egemenliği altında bulunan bölgelerde genişletmesini istemediğinden Balkan ülkelerinin üyeliğine şiddetle karşı çıkıyor.

Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ile görüşmesinin ardından açıklama yapan Mattis, Rusya’nın adını anmamakla birlikte, “Demokrasilerimizi tehdit eden zararlı siber saldırıları önlemek adına ABD’nin Makedonya ile siber güvenlik işbirliğini genişletme planı bulunmaktadır” ifadelerini kullandı. Zaev, Makedonyalıların isim değişikliği ve dolayısıyla NATO üyeliği yönünde oy kullanacağına inandığını kaydetti. Makedonya, Türkiye’nin askeri müttefiki.

Makedonya’nın ana muhafazakar partisi VMRO-DPMNE ise Yunanistan ile yapılacak bir anlaşmanın Makedonya tarihindeki en kötü şey olacağını belirtiyor.

Öte yandan Rus yanlısı muhalefet partisi ‘Unique Macedonia’ Mattis’in Moskova’yı hedef alan ifadelerini sert şekilde eleştirdi.

İLGİLİ HABER>> Rusya ile Rumların e-posta anlaşması, Putin muhaliflerini vurdu

Mattis, Rusya’yı seçimlere müdahale etmekle suçlayan ilk kişi değil. Temmuz ayında Yunanistan isim değişikliğini protesto eden gruplara fon sağlamakla suçladığı iki Rus diplomatı sınır dışı etmişti. Rusya ise sınır dışı kararlarını sert bir dille kınamıştı.

Yunanistan, kendi sınırları içinde “Makedonya” isimli bir bölge bulunduğu gerekçesiyle ülkenin isminin değiştirilmesini talep ediyor ve yıllardır Makedonya’nın NATO üyeliğine veto uyguluyor. NATO liderleri temmuz ayında Makedonya’yı üyelik görüşmeleri için resmi olarak davet etmiş, isim değişikliği olmadan üyeliğin olamayacağını belirtmişlerdi. Ancak şimdilerde Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğine dair endişeler bulunuyor.

Rusya, Ukrayna ve Avrasya’dan Sorumlu ABD Savunma Bakan Yardımcısı Laura Cooper şunları söylüyor: “İnsanlara rüşvet vermek ve Rus yanlışı kuruluşlara destek verme amaçlı kampanyalar var. Ödemelere dair ayrıntı veremem ancak ABD, Moskova’nın Rus yanlısı kişilere ve gruplara referandumu sabote etmeleri karşılığında mali destek sağladığının bilincinde.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

NATO’nun ilk kadın siber direktörü gitti; yerine Estonyalı albay geldi

Albay Jaak Tarien

Albay Jaak Tarien, Estonya merkezli NATO Müşterek Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezi’nin (CCDCOE) direktörlüğüne getirildi. 6 yıl boyunca Estonya Hava Kuvvetleri Komutanlığını yapan Albay Tarien, 1 Eylül 2018 tarihi itibariyle yeni görevine başlayacak.

Merkezin şu anki direktörü Merle Maigre ise eylül ayı itibariyle Estonyalı siber güvenlik şirketi CybExer’de görev alacak. Ağustos 2012-Haziran 2018 tarihleri arasında Estonya Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinde bulunan Tarien, ABD Hava Kuvvetleri Akademisi mezunu. Yüksek lisansını ise USAF Air Üniversitesi’ne bağlı Hava Komutanlığı ve Karargah Akademisi’nde tamamlamış bir isim.

Yakın zamanda ayrıca ABD Ulusal Savunma Üniversitesi’nde Ulusal Kaynaklar Stratejisi’nde yüksek lisansını tamamlayan Tarien, ayrıca NATO’nun Müttefik Yüksek Komutanlığı’nda (ACT)  Kurmay Subaylığı, Bölgesel Hava Sahası Gözetleme Koordinasyon Merkezi’nde başkan yardımcılığı ve Litvanya’daki BALTNET Bölgesel Hava Sahası Koordinasyon Merkezi’nde Estonya Ekibi Komutanlığı görevlerinde bulundu.

NATO Siber Savunma İşbirliği Mükemmellik Merkezi; araştırma, eğitim ve çalışmalara odaklanmış NATO onaylı bir siber savunma merkezi. Estonya merkezli uluslararası askeri kuruluş, 21 milletin oluşturduğu ve teknoloji, strateji, operasyon ve hukuk alanlarındaki uzmanlarla siber savunmaya geniş kapsamlı bakış sunan bir topluluk.

CCDCOE aynı zamanda siber operasyonlara uluslararası hukukun nasıl uygulanabileceğine dair en kapsamlı rehber niteliğinde olan Tallinn Manual 2.0’a da ev sahipliği yapıyor. Tallinn Kitapçığı, siber suçlar alanında çalışan hukuk danışmanlarının başucu kaynağı olarak kabul ediliyor.

Merkez ayrıca her yıl küresel siber savunma topluluğunun kilit konumundaki uzmanlarını ve karar vericilerinin bir araya geldiği uluslararası siber çatışma konferansına ev sahipliği yapıyor.

Merkezin sponsorluğunu Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Slovakya, İspanya, İsveç, Türkiye, İngiltere ve ABD, Avustralya, Bulgaristan, Danimarka, Japonya, Norveç, Romanya’dan oluşan NATO üyesi ülkeler yapıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz