Etiket arşivi: Çin

ABD Dışişleri Bakanı: TikTok yasaklanabilir!

Hindistan ile Çin sınırında yaşanana çatışmada 10 Hindistan askerinin ölmesine karşılık olarak Hindistan’ın Çin kaynaklı uygulamaları yasaklamasına benzer bir adım da ABD’den geliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin kaynaklı sosyal medya uygulamalarını yasaklamayı değerlendirdiklerini söyledi. Bunlar arasında TikTok da var.

Pompeo, Fox News’a verdiği mülakatta “bu konuyu çok ciddiye aldıklarını” söyledi.

Başta TikTok olmak üzere Çin kökenli sosyal medya uygulamalarını yasaklamayı düşünüp düşünmedikleri sorusunu Pompeo “… ABD bu konuyu da doğru ele alacak. Başkan’dan (Donald Trump) önce davranmak istemiyorum, ama bu konuyu değerlendiriyoruz” diye yanıtladı.

Pompeo “Özel bilgilerinizin Çin Komünist Partisi’nin eline geçmesini istiyorsanız” bu uygulamayı indirin” dedi.

Pompeo’nun ifadeleri ABD ile Çin arasında ulusal güvenlik, ticaret ve teknoloji gibi alanlarda gerginliğin arttığı bir dönemde gündeme geldi.

Suriye’deki Türk askeri üslerin konumları Strava ile açığa çıktı

TikTok iddiaları reddediyor

Dışişleri Bakanı’nın konuşmasının ardından açıklama yapan bir TikTok sözcüsü ise “TikTok’un başında Amerikalı bir CEO var, ABD’de yüzlerce çalışanı, güvenlik, ürün ve kamu politikası konusunda liderleri var… Çin hükümetine hiçbir kullanıcının bilgisini vermedik, istense de vermeyiz” diye konuştu.

Kullanıcıların kısa video içerikleri yayınlamasını sağlayan TikTok’un sahibi Pekin merkezli ByteDance adlı şirket. Amerikalı siyasetçiler Çin ile bağlantısı nedeniyle şirketin, Çin Komünist Partisi’ne istihbarat aktarmaya zorlanabileceği iddiasıyla ulusal güvenliğe tehdit olarak görüyor.

TikTok ise veri merkezlerinin Çin’in dışaında olduğunu ve Çin yasalarına tabi olmadıklarını, Amerikalı kullanıcıların verilerinin ABD’de muhafaza edildiğini belirtiyor.

Mayıs ayında CNN’e konuşan bir TikTok sözcüsü, ulusal güvenlik kaygılarının “temelsiz” olduğunu söylemişti.

Pentagon’da alarm: Binlerce çalışan şüpheli Çin malı elektronik cihaz satın almış

Üç ayda 300 milyondan fazla indirilme

TikTok ABD ve diğer batılı ülkelerde oldukça popüler. Uygulama, yılın ilk üç ayında 315 milyon kez indirilmiş. Sensor Tower adlı teknoloji analiz şirketine göre, cep telefonu uygulamalarının bir çeyrek dönemde indirilme oranı bakımından bu bugüne dek kaydedilmiş en yüksek rakam.

Ancak TikTok diğer ülkelerde de engellerle karşılaşabiliyor. Geçen hafta Hindistan hükümeti, “ülkenin egemenlik ve bütünlüğüne tehdit” oluşturduğu gerekçesiyle TikTok’u ve diğer tanınmış Çin kökenli uygulamaları yasaklayacağını açıklamıştı.

Hindistan ile Çin arasındaki ihtilaflı Keşmir sınırında geçen ay meydana gelen çatışmanın ardından iki ülke arasındaki gerginlik artmıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Pentagon’a göre Huawei’nin arkasında Çin ordusu var

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Çin ordusunun teknoloji şirketi Huawei’nin de aralarında olduğu 20 Çin firmasına ya sahip olduğu ya da bu firmaları desteklediğini düşünüyor.

Amerikan medyasına göre Pentagon’un hazırladığı listede güvenlik kamerası sistemi firması Hikvision, telekomünikasyon şirketleri China Telecoms ve China Mobile ile Çin Havacılık Sanayii Kurumu (AVIC) da yer alıyor.

Listenin ABD’nin firmalara karşı yeni mali yaptırımlarına zemin hazırlayabileceği belirtiliyor.

Pekin yönetimi uzun zamandır firmalarının Çin ve Komünist Parti tarafından kullanıldıkları iddiasını reddediyor.

Listenin, Çin ordusunun hassas teknolojik bilgileri ele geçirmesini engellemek için ABD Kongresi’ndeki komiteler, ticari kuruluşlar, yatırımcılar ve Çinli firmalar ile muhtemel ortaklık kuracak firmaları bilgilendirmek için hazırlandığı anlaşılıyor. Listedeki firma sayısının artabileceği anlaşılıyor.

ABD yasalarına göre Amerikan Savunma Bakanlığı, ülkede faaliyet gösteren ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun “sahip olduğu veya kontrol ettiği” firmaları izlemek zorunda.

Pentagon da hackerlardan medet umuyor: DEF CON’da işe alacak eleman arıyorlar

İki partiden senatörlerü de Ticaret Bakanına baskı yapıyor

Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kongre üyeleri son aylarda Pentagon, Çin hükümetinin ya da ordusunun kontrol ettiği şirketlerin listesini yayımlamaları ve güncellemeleri konusunda baskı altındaydı.

Kasım ayında, Amerikalı senatörler Tom Cotton ve Chuck Schumer, Ticaret Bakanı Wilbur Ross’a, 2018 İhracat Kontrol Reformu Yasası ve 2019 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası tarafından zorunlu tutulan ABD politikasını güncellemelerinin istendiği bir mektup gönderdi.

Senatörler mektupta, Çin ile bağları olan teknoloji şirketlerine ABD’ye özgü hassas bilgilerin iletileceği endişesini dile getirmişti.

Mektupta ABD Ticaret Bakanlığı’nın neden iki yasa tarafından zorunlu kılınan ihracat kontrol incelemelerini tamamlamak için “yavaş olduğu” da sorgulandı.

Senatörler, Çin Komünist Partisi’nin ABD teknolojisini askeri uygulamalarla çalıp çalmadığını ve Çinli şirketlerin gelişmekte olan sivil teknolojileri askeri amaçlar için kullanıp kullanmadığını değerlendirmek için incelemelerin yapılması gerektiğini vurguladılar.

Senatörler Cotton ve Schumer, “Bu inceleme ve sonuçlarının uygulanması hangi durumda? Bu inceleme, Çin’in casusluk ve zorla teknoloji transferi çabaları için hedeflediği ABD ekonomisindeki sektörleri belirleyecek mi? Çin’deki nihai askeri kullanım ve nihai kullanım için kontrollerin kapsamını değiştirecek misiniz? Bu incelemenin sonuçlarını kamuya açıklayacak mısınız?” sorularını yöneltti.

Mektup, incelemelerin “olabildiğince hızlı ve eksiksiz bir şekilde” yapılması çağrısıyla son bulmuştu.

ABD Başkanı Donald Trump, Huawei’nin de aralarında olduğu “ulusal güvenlik riski” oluşturduğuna inanılan yabancı telekomünikasyon şirketlerine Amerikalı firmaların teknolojilerinin satılmasını yasaklamıştı. Washington yönetimi, Çin ile olan ticaret savaşının ABD’nin ticari sırlarının çalınmasına bir yanıt olduğunu söylemişti.

Washington, müttefiklerine, Huawei’in 5G teknolojisini kullanmamaları konusunda da baskı yapmıştı. Ancak Trump’ın yaptırım kararları Avrupa ülkelerinden destek görmemişti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Türkiye’ye yönelik casus yazılım operasyonu Earth Empusa Uygurları hedef almış

Siber güvenlik firması Trend Micro’ya bağlı araştırmacılar, Earth Empusa grubu tarafından Tibet, Türkiye ve Tayvan’daki Uygurlardan hassas bilgi toplamak için kullanılan yeni bir Android casus yazılım türü belirlediklerini öne sürdü.

Araştırmacılar, ActionSpy olarak adlandırılan daha önce belgelenmemiş bu kötü amaçlı yazılım türünü ilk olarak Nisan 2020’de bulduklarını ancak yazılımın geçmişinin 2017’ye kadar uzandığını belirtti. Ayrıca yayınladıkları yeni bir raporda, “2020’nin ilk çeyreğinde Earth Empusa’nın kapsamını Tayvan’ı da içerecek şekilde genişletmeden önce, Tibet ve Türkiye’deki kullanıcıları hedefleyen etkinliklerini gözlemledik” ifadelerini kullandı.

EARTH EMPUSA KİMLERİ NASIL HEDEF ALIYOR?

Evil Eye veya Poison Camp olarak da bilinen Earth Empusa, Çin ile bağlantılarından şüphelenilen bir hack grubu olarak biliniyor. Grubun Tibet’teki Uygurları hedefleyen bir geçmişi var. Kasım 2018 ve Mayıs 2019 arasında Earth Empusa, Uygurlu STK yöneticilerine ve aktivistlere casus yazılım içeren WhatsApp mesajları gönderdi.

Araştırmacılar, grubun casus yazılımı dağıtmak için Dünya Uygur Kongresi web sitesinden haber sayfalarını taklit eden sahte bir web sitesi kurduğunu belirledi. Bazı yasal ancak güvenliği ihlal edilmiş web siteleri, bilgisayar korsanları tarafından mağdurları hedef almak için de kullanıldı.

Nisan ayında, kullanıcıların Tibet’teki Android kullanıcıları arasında oldukça popüler olan “Ekran” adlı bir Uygur video uygulamasını indirmelerini öneren bir web sitesi keşfedildi. Gerçekte ise bilgisayar korsanları web sitesi sayfasına siteler arası komut dosyası oluşturma (BeEF) ve hedef cihazda ScanBox çerçevesini dağıtmalarını sağlayan iki komut dosyası enjekte etmişlerdi.

ScanBox, bilgisayar korsanlarının sistemi etkilemeden ziyaretçinin sistemi hakkında bilgi toplamasına olanak sağlarken, BeEF ise web tarayıcısına odaklanan bir sızma testi aracıdır.

ActionSpy ÇOK SAYIDA MODÜLÜ DESTEKLİYOR

ActionSpy, bilgisayar korsanlarının, cihaz IMEI’si, kullanıcı telefon numarası ve kişiler de dahil olmak üzere güvenliği ihlal edilmiş cihazlardan gizli bilgi toplamasına olanak tanıyan çok sayıda modülü destekliyor. Modüllerinden biri, cihazdan iletişim bilgileri, arama geçmişi, cihaz konumu ve SMS mesajları topluyor. Başka bir modül, bilgisayar korsanlarının farklı anlık mesajlaşma uygulamalarından sohbet geçmişi toplamasına olanak tanıyor. Casus yazılım ayrıca ekran görüntüsü alıp, kamerayla fotoğraf çekebiliyor ve bir cihazın Wi-Fi’ye bağlanmasını veya bağlantısını kesmesini sağlayabiliyor.

GÜVENİLİR MAĞAZALARDAN UYGULAMALAR İNDİRİN

Araştırmacılar, casus yazılımın bir bellek çöp temizleme servisi gibi görünerek “Kullanıcılardan Erişilebilirlik hizmetini açmasını” istediğini belirtiyor. “Kullanıcı Erişilebilirlik hizmeti” etkinleştirdiğinde, ActionSpy cihazdaki pek çok veriye erişebiliyor. Riski azaltmak için, kullanıcıların cihazlarını güncel tutmaları ve yalnızca Google Play Store veya App Store gibi güvenilir mağazalardan uygulamalar yüklemeleri öneriliyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Covid-19 siber çatışmanın merkezine oturdu: ABD Çin’i aşı için siber saldırıda bulunmakla suçluyor

A man is reflected in a monitor as he takes part in a training session at Cybergym, a cyber-warfare training facility backed by the Israel Electric Corporation, at their training center in Hadera, Israel July 8, 2019. Picture taken July 8, 2019. REUTERS/Ronen Zvulun

FBI ve ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Çinli bilgisayar korsanları ve casuslarının Amerika’da korona virüse karşı geliştirilen aşı ve tedavi yöntemlerine erişmeye çalıştığına dair bir uyarı hazırlığı içerisinde.

Uyarı, İsrailli yetkililerin iddiasını destekleyecek kanıt sunmamasına rağmen İran’ı nisan ayı sonlarında su rezervlerine yönelik siber saldırı iddiasıyla uyarmasıyla aynı dönemde gündeme geliyor. Birçok ülke askeri istihbarat servislerini ve bilgisayar korsanlarını, diğer ülkelerin virüsle mücadele bilgilerini toplamak için konuşlandırdı. Özel güvenlik şirketlerine göre, Güney Kore gibi Amerikan müttefiki ülkeler ve hatta siber casusluk konusunda öne çıkmayan Vietnam gibi ülkeler bile aniden devlet destekli bilgisayar korsanlarını virüsle ilgili bilgilere odaklanmaya yönlendirdiler.

Önümüzdeki günlerde yayınlanmak üzere hazırlanan ‘uyarı’ taslağı, Çin’in ‘yasadışı yollarla aşıya, tedavi ve testlere dair değerli fikri mülkiyet ve halk sağlığı verilerine erişmeye çalıştığını’ söylüyor. ‘Uyarı’ taslağı siber hırsızlık ve “geleneksel olmayan aktörlerin” eylemlerine odaklanıyor. Bu kavram Trump yönetiminin, akademik ve özel laboratuvarlardan başkaları tarafından harekete geçirilen ve veri çaldığını söylediği araştırmacı ve öğrencilere taktığı isim.

TRUMP’IN 2 YIL ÖNCE ÇIKARDIĞI BAŞKANLIK EMRİ DEVREDE

Eski ve mevcut yetkililerin söylediklerine göre, Çin devletince desteklenen hacker ekiplerine karşı özel bir suçlamada bulunma kararının, ABD Siber Komutanlığı ve Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) Trump’ın yaklaşık iki yıl önce verdiği yasal yetkiler nezdinde orantılı karşı saldırılarda bulunmaları için Çinli ve diğer bağlantılara baskıda bulunma gücüne sahipler. Bu durum 18 ay önce 2018 yarı dönem seçimlerine müdahale etmeye çalışan Rus istihbarat gruplarına darbe indirme çalışmalarına; Amerikan kamu kuruluşlarına yapılan saldırılara karşılık bir uyarı olarak Rus enerji nakil şebekesine kötü amaçlı yazılım yüklemelerine benziyor.

Trump ABD’nin ofansif siber operasyonları için kuralları gevşetti

İlerleyen günlerde yapılacak uyarı aynı zamanda Trump yönetiminin Çin hükümetini, salgının kaynağı olmakla ve ardından bu durumu kendi yararına kullanmakla suçlamaya yönelik çabalarının bir tekerrürü.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu ay, virüsün Çin’deki bir laboratuvardan geldiğiyle alakalı ‘önemli kanıtlar’ olduğunu iddia etmişti. ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü ise salgının kaynağının ne olduğunu hâlen araştırdıklarını ancak virüsün insan eliyle üretilmiş gibi görünmediğini belirtmişti. Bilim insanları, koronavirüsün büyük ihtimalle, Vuhan’da egzotik hayvan etlerinin satıldığı bir pazardan yayıldığına inanıyor. Virüsün hayvandan insana geçişinin bu pazarda gerçekleştiği düşünülüyor.

Dışişleri Bakanlığı Cuma günü virüs hakkında yanlış içerikler paylaşan Çinli bir Twitter hesabını açıkladı. Twitter yöneticileri, Dışişleri Bakanlığı’nın bahsettiği bazı twitter hesaplarının aslında Çin hükümetinin açıklamalarını eleştirdiğini ifade ederek herhangi bir girişimde bulunmadı.

Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenlik Ajansı yöneticisi Christopher Krebs ‘Çin’in siber alemdeki kötü davranışlarının uzun tarihinin halihazırda belgelendiğini, böylece Çin’in, ülkenin Covid-19 salgınına müdahalede bulunan kritik kurumlarını takip etmesinin kimseyi şaşırtmayacağını’ söyledi. Kurumun ‘agresif bir şekilde ülke çıkarlarını koruyacağını’ da ekledi.

Geçen hafta, ABD ve Britanya ‘sağlık kuruluşları, ilaç şirketleri, akademik çevreler, tıbbi araştırma kuruluşları ve yerel yönetimlerin’ hedef alınmış olduğuna dair ortak bir uyarı yayınladı. Hedef kelimesi genellikle Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore gibi en aktif siber operatörleri tanımlamak için kullanılsa da belirli bir ülke ismi uyarıda geçmedi.

ABD’nin B planı: Seçim sistemi hacklenseydi, Rusya’ya siber saldırı yapılacaktı

YARIŞTAKİ TEK ÜLKE ÇİN DEĞİL

Güvenlik uzmanları Çinli bilgisayar korsanlarının, Covid-19 aşısı veya etkili bir tedavi bulma yarışında üstünlük kurmak için saldırılarını arttırdığını ancak Çinlilerin bu yarıştaki tek ülke olmadığını söylüyor.

İranlı bilgisayar korsanları da on gün önce klinik denemeler için Gıda ve İlaç İdaresi tarafından onaylanan tedavisel ilacı ele geçirmek üzere ilaç araştırma şirketi ve aynı zamanda remdesivir üreticisi olan Gilead Sciences’a saldırmaya çalışırken yakalandı. Hükümet yetkilileri ve Gilead bu saldırının başarılı olup olmadığını açıklamayı reddetti.

İsrail güvenlik danışmanları 24-25 Nisan tarihlerinde İsrail’in su rezervlerine yönelik gerçekleştirilen siber saldırı hakkında geçen hafta gizli bir toplantı düzenledi. İsrail medyası bu saldırı için İran’ı suçlarken herhangi bir kanıt sunmadı. Yetkililer saldırının erkenden tespit edildiğini ve su rezervlerine zarar vermediğini bildirdi.

Nijeryalı siber suçlular da bu yarışa dahil oluyor. Son zamanlarda Nijeryalı siber suçlular, koronavirüs temalı e-posta saldırılarıyla beraber şirketleri hedeflemeye başladılar. Bu saldırılar aracılığıyla hedefleri para transfer etmekle veya karanlık ağdan gelir sağlayacak kişisel verileri çalmakla ikna etmeyi kapsıyor.

Google’daki güvenlik araştırmacıları, Amerika Birleşik Devletleri hükümeti çalışanlarına gönderilenler de dahil olmak üzere kurumsal ağlara sızmak için virüsle alakalı e-postaları kullanan bir düzineden fazla ulus devlet hack grupları tanımladı. Google özel olarak ülke ismi vermedi. Ancak son sekiz haftada birçok devlet, aralarında siber saldırı konusunda tanınmış olan İran ve Çin gibi hatta bu alanda ön plana çıkmamış olan Vietnam ve Güney Kore gibi ülkelerin milyonlarca çalışanın aniden evden çalışmaya zorlanmasından kaynaklanan güvenlik boşluklarından faydalanmaya çalıştığı biliniyor.

Bir güvenlik firması olan Bugcrowd’un kurucusu Casey Ellis, ‘Saldırıların ve güvenlik açıklarının doğası, dışarıdan gelen tehditlere karşı oluşturulan güvenli alanı radikal bir biçimde değiştirdiğini’ söyledi. Ayrıca Casey Ellis bazı durumlarda ise bilgisayar korsanlarının zaten sıkışmış olan ve saldırıya uğraması kolay görünen hastaneleri hedef olarak seçmesinin ‘yalnızca bebek tekmelemek’ olduğunu söyledi.

KORONAVİRÜS SİBER ALANDA YENİ BİR ‘HEDEF SINIFI’ YARATTI

Koronavirüs bütünüyle yeni bir ‘hedef sınıfı’ yarattı. Son haftalarda siber güvenlik uzmanlarına göre, Vietnamlı bilgisayar korsanları odak noktalarını virüs konusunda çalışma yürüten Çinli hükümet yetkililerine yönlendirdi.

Güney Koreli bilgisayar korsanları Dünya Sağlık Örgütü, Kuzey Kore, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri resmi kurumlarını hedef almış durumda. Özel şirketler için çalışan iki güvenlik uzmanına göre saldırılar, büyük bir olasılıkla virüs önleme düzenlemeleri ve tedavileri hakkında istihbarat toplama amacıyla geniş çaplı bir çalışmanın parçası olarak e-posta hesaplarını kırmaya yönelik bir teşebbüs olarak görünüyor. *Durum böyleyse bu hareketler müttefiklerin bile, hükümet yetkililerinin dünya genelindeki ölüm ve vaka sayılarının yanlış verildiğine yönelik şüphelerinin olduğunu gösteriyor.

Bir siber güvenlik firması olan Darktrace’in siber istihbarat direktörü olan eski bir ulusal güvenlik istihbarat analisti olan Justin Fier ’Bu küresel bir salgın ancak ülkeler bunu global bir problem olarak ele almıyor’ dedi. Justin Fier sözlerini şöyle sürdürdü ‘ Herkes ilaç araştırmaları, kişisel koruyucu donanım siparişleri ve mücadele konularında kimin ilerleme kaydettiğini görmek için geniş çaplı istihbarat toplama faaliyetleri yürütüyor’. Son zamanlarda artan siber saldırılardaki sıklığın alışılmışın dışında olduğunu da ekliyor.

Cambridge Üniversitesi ve İngiliz istihbaratının arkasında olduğu şirket: Darktrace

Salgından önce bile Amerika Birleşik Devletleri, biyolojik araştırmalara ait fikri hakları çalmak için Çin’in şüpheli girişimlerini takip eden davalar hakkında daha da agresif hale geliyordu. Adalet Bakanlığı Ocak ayında yaptığı açıklamada, Harvard Üniversitesi Kimya ve Kimyasal Biyoloji bölümü başkanı Charles M. Lieber’in, Çin’e yabancı teknoloji transferi ve fikri mülkiyete sahip insanları çekmek için oluşturulan Çin’in ‘Bin Yetenek Planı’ndaki rolünü ve dahlini gizlemekle suçlandığını duyurdu. Profesöre yöneltilen suçlamalardan bir diğeri, bu işin karşılığında Pekin yönetiminden aldığı on binlerce dolarlık ödeneği saklamak.

Ancak halihazırda Harvard Üniversitesi ve bir Çin enstitüsü koronavirüs tedavileri ve aşıları hakkında birlikte bir çalışma yürütüyor ve araştırmacılar, küresel bir aşı için eğer umut varsa uluslararası iş birliğinin hayati önem taşıyacağını söylüyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Çin ve Huawei’den Birleşmiş Milletler’e ‘interneti baştan yaratma’ teklifi

Telekomünikasyon devi Huawei, Çin yönetimi ve devlet destekli telekomünikasyon şirketleri ile birlikte internet altyapından radikal değişiklikler içeren öneriler sundu. Financial Times tarafından edinilen bilgiye göre Birleşmiş Milletler’e sunulan öneri, teorik olarak mevcut TCP / IP standardından daha etkili bir adres ve ağ yönetimi sunuyor ancak aynı zamanda otoriter rejimlerin vatandaşlarını   sansürlemesini ve gözetlemesini sağlayan unsurlara da sahip gibi görünüyor.

Çin, Birleşmiş Milletler’e internetin çalışma prensibine ilişkin radikal bir değişiklik önerisinde bulundu. Teklifte hologramlar ve sürücüsüz araçlar gibi ileri teknolojileri mümkün kılacak öneriler bulunuyor ancak bazı uznmanlar bunun otoriterliği güçlendireceğinden endişe ediyor.

Telekomünikasyon devi Huawei, kamu şirketleri China Unicom, China Telecom ve Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı ile birlikte çekirdek ağ teknolojisine yönelik ‘Yeni IP’ adı verilen yeni standartlar konulması önerisinde bulundu. Söz konusu teklif Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne (ITU) sunuldu. Öneri, Birleşik Krallık, İsveç ve ABD gibi batı ülkeleri arasında endişeye yol açtı. Endişenin sebebi sistemin küresel interneti paramparça edeceği ve devlet kontrolündeki internet hizmeti sağlayıcılarının, vatandaşların internet kullanımı üzerinde kontrol gücüne sahip olabileceği düşüncesi.

Birleşmiş Milletler’den “yapay zekaya” yakın mercek

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne göre öneri Rusya’nın desteğini kazandı ve Suudi Arabistan’ın desteğini kazanma potansiyeline sahip görünüyor. Birliğin ismini vermek istemeyen bir Birleşik Krallık delegesi “Buzdağının altında, internetin gelecekte neye benzeyeceği konusunda yürütülen büyük bir savaş var. Bir tarafta oldukça özgür ve açık, devletin elini çektiği bir sistem, diğer tarafta hükümetler tarafından çok daha fazla kontrol edilen ve yönetilen bir ağ”

Huawei, yeni ağ mimarisine yönelik teknolojinin bölümlerinin birçok devletin ve şirketin yardımıyla halihazırda kurulduğunu, ancak bu devlet ve şirketlerin adını vermeyeceğini açıkladı. Ayrıca, bu yeni ağın unsurlarının 2021’in başlarında test edilmeye hazır olacağını söyledi.

Linus Torvalds: Linux’ın Arkasındaki Beyin

‘Mevcut internet, ileri teknolojilerin taleplerini karşılayamayacak’

Financial Times tarafından elde edilen teklifte, Huawei, TCP / IP olarak bilinen küresel ağların temelini oluşturan mevcut internet altyapısını dijital dünyanın gereksinimlerini (sürücüsüz araçlar, ‘nesnelerin interneti’ ve holo-sense ışınlanma gibi) 2030 yılına kadar karşılama noktasında “istikrarsız” ve “büyük ölçüde yetersiz” olarak tanımlıyor. Çin ise Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ne geleceğin ağının yukarıdan aşağıya tasarımına ilişkin sorumluluğu yüklenme ve uzun vadeli bir pozisyon alma önerisinde bulunuyor.

Huawei, Yeni IP’nin sadece ve sadece hızla gelişen bir dijital dünyanın teknik gereksinimlerini karşılamak için geliştirildiğini ve tasarımına herhangi bir kontrol unsuru eklenmediğini söyledi. Bir sözcü, “Yeni IP’nin araştırılması ve inovasyonu, dünya çapında katkıda bulunacak bilim insanlarına ve mühendislere açık” dedi.

Yeni IP’nin farkı ne?

Önerilen yeni IP’nin ne gibi farklılıkları olduğunu anlamak için mevcut internet altyapısını anlamak gerekiyor. İnternetin yapısı yarım yüzyıl önce tasarlandı ve bir posta sistemi gibi çalışıyor. Mühendisler, dünyanın dört bir yanına bilgi gönderme meselesini çözmek üzere, mesajları hedeflerine ulaşana kadar bilgisayarlar aracılığıyla geçebilecek küçük paketlere böldüler. Her bir paket, ulaşmak istediği bilgisayarın adresi (veya IP) ile damgalanıyor, ve bu bilgisayarlar paketleri aldığında hepsini doğru sırada yeniden birleştiriyor. Işık hızında gerçekleşen bu prosedüre “İletim Kontrol Protokolü” veya TCP denmekte. Her bilgisayara ait bir IP adresi bulunmakta ve bunu tanımlamak için  TCP / IP kullanılıyor. John Naughton, “Geleceğin kısa bir tarihi: İnternetin Kökenleri” kitabında şu ifadeleri kullanmıştı: “DNA biyoloji dünyası için ne ise TCP / IP de internet dünyası için odur.”

Huawei firmasının yeni işletim sistemi hazır: HongMeng

Yeni internet ile kullanıcılar üzerindeki kontrol artacak

Yeni IP, Huawei tarafından “daha ​​dinamik bir IP adresleme sistemi” olarak tanımlanıyor. Huawei’in mühendisleri, internetin giderek artan bir şekilde özel iletişim ağları ve uydular tarafından ışınlanan ağlar gibi birkaç ayrı ağa ayrıldığını anlatıyor. “Bu ağlar arasındaki bağlantı, uyumsuz adresleme mekanizmaları nedeniyle büyük bir zorluğa sebep oluyor ve gelişen yeni teknolojiler için daha verimli bir adres sistemine ihtiyaç duyuluyor. Financial Times ile paylaşılan makalede Yeni IP’nin bunu sağlayarak aynı ağdaki cihazların internet üzerinden bilgi göndermek zorunda kalmadan birbirleriyle doğrudan iletişim kurmasını sağladığı belirtiliyor.

Yeni IP konusundaki endişeler, hükümetlerin veya operatörlerin IP adresleri üzerinde ne kadar kontrol sahibi olabileceği üzerine yoğunlaşıyor. Yeni IP’ye eleştirel yaklaşanlar, yeni protokolün, ağa eklenen yeni adreslerin, diğer uçtaki insanların ve web’e gönderilen bilgi paketlerinin kimlik doğrulamasından ve yetkilendirilmesinden sorumlu “izleme özellikleri” olmasını gerektireceğini söylüyor.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’ndeki sunumu sırasında, Huawei ayrıca, Yeni IP’nin, ağdaki merkezi bir noktanın belirli bir adrese veya belirli bir adresten iletişimi etkili bir şekilde kesebileceği bir “kapatma komutu”na  sahip olacağını belirtti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz