Sosyal medya fenomeni Fuat Avni’nin bir yıldan fazla süredir Türkiye siyasetinde gündem belirleyen aktörler arasında yer aldığını söylemek abartılı olmaz. Gözaltı operasyonlarının ne zamanı yapılacağını bilmesi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kişisel yaşamı hakkında çok az kişinin bildiği düşünülen –ve bir türlü ispatlanamayan- iddiaları ile Fuat Avni bir kesim tarafından neredeyse kanaat önderi muamalesi görüyor. Medyanın ilgisi de hayli yüksek. Sadece yerel medya organları değil, Foreign Policy ve New York Times gibi önde gelen küresel yayın araçları da mezkur sosyal medya fenomeni hakkında haberler yayınlıyor. Son olarak Erdoğan da katıldığı bir mitingde Fuat Avni’ye “Delikanlıysan çık ortaya!” diye seslenerek, bu hesabın yeniden gündeme gelmesine vesile oldu.
Yaklaşık 700 bin takipçisi bulunan ve bir kaç kez hesabı askıya alınan Fuat Avni son aylarda devletin ilgili kurumlarının da önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Özellikle siber güvenlik uzmanlarının çalıştığı kurumlar Fuat Avni hesabının arkasında kim ya da kimler olduğunu bulabilmek için gayret sarf ediyorlar. Çeşitli iddialara göre MİT ve emniyet birimlerinde dair başkanlığı seviyesindeki yetkililer bu konuyla hesabın yönetildiği gerçek IP adresinin bulunabilmesi için bizzat ilgileniyorlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda da hesabın sahibinin ortaya çıkarılması için soruşturmalar açıldı.
Devletin tepesinde nelerin yaşandığını dünya ile paylaşan bir hesabın arkasında kimler olduğunu bulmak ilgili kurumların görev ve sorumluluğu içerisinde yer alıp almadığı bu yazının konusu değil. Asıl dikkat çekilmek istenen nokta ‘siber güvenlik’ olgusunun bir sosyal medya hesabının peşine düşülmesine indirgenmesidir. Siber güvenlik farkındalığının emekleme seviyesinde olan ülkemizde, terör örgütlerinin siber araçları kullanarak neler yapabileceği, dünyayı sarsan siber suçlar ve NSA’in yaptığı siber operasyonlar bile haber olarak görülmezken; bir twitter hesabının arkasındaki IP’nin ortaya çıkarılması için devletin seferber edildiği algısını oluşturmak siber güvenlik farkındalığının gelişmesine yardımcı olmayacağı gibi bu kavramın geniş şekilde anlaşılabilmesinin önüne geçecektir.
Siber Güvenlik = Fuat Avni’yi Bul! yanlış algısını güçlendiren gelişmelerden birine geçtiğimiz hafta rastladım. Siber Güvenlik Teknolojileri Derneği isimli bir dernek kuran 20 kadar hacker hedeflerini Fuat Avni’yi bulmak olarak açıkladı. Dernek kurucularından Vahap Eren, Fuat Avni’nin bulunması konusunda ‘ellerini taşın altına koymaya’ karar verdiklerini belirterek, “Bu konudaki bunca bilgi ve birikime sahip olup da bir şey yapmadan durmamız düşünülemez.” ifadelerini kullanmış. Siber güvenlik gibi zor bir konuda sivil toplumun attığı her olumlu adım desteklenmeli fakat, kurulan yeni bir derneğin hedefini daha vizyoner bir şekilde koyması beklenirdi. Fuat Avni’nin kim olduğunu devlet tarafından bilindiğini iddia eden siber güvenlik uzmanları olsa da, sadece Fuat Avni’yi bulma misyonuyla kurulan bir derneğin isminin ‘Siber Güvenlik Teknolojileri Derneği’ yerine ‘Fuat Avni’yi Bulma Derneği’ olması daha isabetli olurdu.
Fuat Avni siber güvenlik ilişkisine –briaz zor da olsa- olumlu şekilde yaklaşılmaya da çalışılabilir. Bu mesele bir fırsat olarak değerlendirilip siber güvenliğin devletleri yakından ilgilendiren çok boyutlu bir konu olduğu, müstear bir sosyal medya fenomeninin neler yapabileceğini görüldüğünü ve siber güvenlik ile daha kapsamlı şekilde stratejik olarak ele alınması konusunda kamu görüşü oluşturulabilir. Sadece Fuat Avni’ye odaklanmak da günün sonunda siber alanda ‘faili bulmanın’ (attribution) ne kadar zor olduğuna yönelik bir farkındalık geliştirebilir.
Fakat medyada konunun ele alınış biçimi açısından umutlu olmak zor. Umarım bu indirgemeci tutum sadece Türkiye medyasında sınırlı kalır ve devletin istihbarat birimlerine yansımaz. Sıfırıncı gün açıklığı ve İleri Seviye Sürekli Tehditler (APT) gibi konular varken, IP adreslerinin takibi gibi ikincil olarak görülebilecek bir konuya odaklanmak, siber güvenlik birimlerinin kaynaklarının bu konuya sarf etmeleri verimlilik açısından yanlış olarak değerlendirilmelidir. Kamu ile özel sektör işbirliğinin stratejik konular üzerine yoğunlaşması yerine, ‘Fuat Avni’yi bulacaksan beraber çalışabiliriz’ anlayışı ciddi zaman kaybına neden olacaktır.
[wysija_form id=”2″]
Türkiye bu durum maalesef var, siber güvenlik denince Fuat Avni’yi bulmak, facebook/twitter hesabı hacklemek ilk akla gelenler. Hatta yöneticilerin bile bir güvenlik ürünü hakkında Fuat Avni’yi bulabilir mi diye sorduğuna tanık oldum. İlginç bir durum.