Etiket arşivi: Washington Post

Efsane çöktü: Rus troller yalan değil daha çok yerel haber paylaşmış

ABD’lilerin geride bıraktığı ara seçimler bir kez daha ‘sandığa Rusya müdahalesi’ iddialarını alevlendirdi. Trump’ın başkan seçildiği 2016’daki seçimlerde Rus ajanlarının sosyal medyayı aktif kullanarak seçmenleri etkilemeye çalıştığı neredeyse kesinlik kazanırken bu kez de Facebook, Rusya merkezli İnternet Araştırma Ajansı’nın (IRA) son ara seçimlerde müdahale girişiminde bulunduğunu açıkladı. Washington Post gazetesi ise, ABD’li Özel Yetkili Savcı Robert Müller III’ün 2016 seçimlerine müdahale etmekle suçladığı Rus trolleri masaya yatırdı.

Washington Post, New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Politik Katılım Laboratuvarından bir ekiple birlikte, IRA’nın stratejisini anlamak üzere Rus trollerin 2016 seçimlerinden daha önce yaptıklarına odaklandı. Bunun için de IRA’nın yönettiği bilinen bütün Twitter hesaplarını analiz etti. Sonuç olarak bu trollerin seçimlerden önce, beklenilenin aksine ‘junk news’ diye tabir edilen ‘gerçeklikten uzak haberler’den ziyade yerel haber kaynaklarından paylaşım yaptığı ortaya çıktı.

 Araştırmaya göre trollerin Twitter’da paylaştığı linklerin sadece yüzde 6’sı Merrimack College araştırmacıların ‘junk news siteleri’ diye sınıflandırdığı bağlantılara yönlendiriyordu. Junk news siteleri daha çok önyargılı, aşırı taraflı ve dedikodu içerikli haberlerle komplo teorilerinden oluşuyor. Bu tür sitelere link veren troll sayısı, her şartta bu tür sitelere prim veren ortalama politik kullanıcılardan ve ortalama Twitter kullanıcılarından fazla. Ancak troll hesapların kullanıcıları junk news sitelerine yönlendiren paylaşımlarının seçimlere kısa bir süre kala aniden yükselmesi şaşırtıcı bir durum. Araştırmacılar bunu trollerin yalan haber yayma noktasındaki çabalarını seçim gününden hemen önce arttırmasına bağlıyor. Junk news sitelerine yönlendiren link paylaşımlarının zirve yaptığı hafta ise troller bir haftada 2 binden fazla bağlantı paylaşmış. Bu, normal bir haftadaki junk news paylaşımının 10 katına tekabül ediyor.

Washinton Post ekibini en çok şaşırtan sonuç ise, IRA’nın ağırlıklı olarak yerel medyayı kullanmış olması. Paylaşılan bütün linklerin yüzde 30’unun yerel ya da bölgesel bir haber sitesine yönlendiriyor oluşu şaşırtıcı zira bu, trollerin junk news’e oranla 5 kat daha fazla yerel haber içeriği paylaştığı anlamına geliyor. Üstelik bu oran (junk news paylaşma oranı) politik Twitter kullanıcılarında yüzde 1,9, ortalama twitter kullanıcısında ise sadece yüzde 0,3.

Hatta bazı IRA hesaplarının kendisini doğrudan yerel haber kaynağı gibi gösterdiği de ortaya çıkmış. Atlanta Online ya da KansasDailyNews gibi kullanıcı isimleri kullanan bu hesaplar, o bölgeden ağırlıklı olarak haber paylaşımı yapmış. Twitlerinin birçoğu da Trump, Clinton ve politika ile ilgili haberlerden oluşuyormuş.

Bazı IRA hesaplarının ise sağ veya sol kanadın partizanları maskesine girdiği belirlendi. Clemson Üniversitesi’nden Patrick L. Warren ve Darren L. Linvill’in yaptığı sınıflandırmadan yararlanarak Washington Post ekibi de muhafazakar beyaz Amerikalı gibi hareket eden 14 IRA hesabını ve solcu paylaşımlarda bulunan 8 hesabı incelemiş. Sağ kanatta gibi davranan hesaplar “USA Gunslinger ya da ‘SouthLoneStar’ gibi takma adlar alırken, sol eğilimli twitler atan ve genelde siyahiler tarafından kullanıldığı izlenimi veren hesaplar ‘BlackToLive’ ya da ‘TrayneshaCole’ gibi takma adlarla paylaşımda bulunmuşlar.

Bu tür partizan hesapların da kutuplaştırmayı artırıcı yerel haberler paylaştığı gözlenmiş. Sağcı hesaplar genelde azınlıklar tarafından işlenen suçlara ilişkin haberler paylaşırken solcu hesaplar ise azınlıklara karşı işlenen suçlara ve polis şiddetine yönelik haberlere ağırlık vermiş.

IRA’nın yerel haber kaynaklarına bu denli ağırlık vermesi araştırma ekibi tarafından şu şekilde yorumlanıyor: Amerikalılar 2017 tarihli Pew Reseach Center raporunda da belirtildiği üzere kendi yerel medya kaynaklarına diğer bütün kaynaklardan daha fazla güveniyor. İkinci bir ihtimal de IRA’nın basit bir şekilde toplumu kutuplaştırmayı istemesi. Zira güvenilir yerel haber içeriğinin önyargıları doğrulayacak şekillerde haber sunması  kutuplaşmayı artırabilir. Sahte partizan hesaplarından bazıları, paylaştıkları her bağlantıda yüzlerce beğeni ve retweet topladı.

Rusya olimpiyatları hackledi; Kuzey Kore’nin üstüne attı

Rus askeri ajanlar Güney Kore’de düzenlenen 2018 Kış Olimpiyat Oyunları’na ait yüzlerce bilgisayarı hackledi. Üstüne üstlük Rus ajanların, bu siber saldırıyı Kuzey Kore yapmış süsü verdikleri iddia ediliyor.

Siber saldırının, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) Rusya’yı olimpiyat oyunlarından men etmesinin intikamı niteliğinde olduğu düşünülüyor. IOC, Rusya’yı 2014 Soçi ve 2016 Rio de Janeiro oyunlarında doping kullandığı iddiaları ile bu seneki olimpiyat oyunlarına katılımını yasaklamıştı.

Washington Post’tan Ellen Nakashima, geçtiğimiz cumartesi günü verdiği ve iki Amerikalı yetkiliye dayandırdığı haberde Rus askeri istihbarat servisi GRU’nun şubat ayının başında olimpiyat oyunları organizasyonunda kullanılan 300 kadar bilgisayara giriş yaptığını ileri sürdü. Siber saldırganların izlerini kaybettirmek ve şüpheleri Kuzey Kore’ye çekmek amacıyla Kuzey Kore’ye ait IP adresleri kullandığı belirtiliyor.

Kaçırılmayacak etkinlik >> Siber Güvenlikte Başarılı Kariyer -Mentor Burak Sadıç

Pyeongchang’daki yetkililer Kış Oyunları’nın 9 Şubat’taki açılış seremonisi sırasında siber saldırıya uğradığını kabul ediyor ancak kimin yaptığına dair bir açıklama henüz yapılmış değil. Olayın gerçekleştiği gece internet, televizyon yayını sistemi ve olimpiyatların web sitesinde kesintiler olduğu biliniyor. Ayrıca birçok izleyiciye de bilet verilmediği için koltukların boş kaldığı da gelen bilgiler arasında.

Habere göre GRU elemanları ocak ayında Güney Kore ağ yönlendiricilerine  (routers) girdiler ve olimpiyatların başladığı gün de yeni zararlı yazılımlar (malware) gönderdiler. Bu durum saldırganlara bilgi ve ağ saldırısı toplamalarına yardım etti. Oyunlar başladıktan hemen sonra da GRU ile bağlantılı bir Rus siber ajan grubu Fancy Bear, uluslararası bir spor adamına ait olduğu söylenen bir dizi çalınmış e-posta yayınlamıştı.

İlgili haber>> ABD, Kuzey Kore’ye DDoS saldırısı düzenledi, imdadına Rusya yetişti

Aynı hackerlar Rio de Janeiro’da düzenlenen 2016 Yaz Oyunları sırasında da benzer bir eyleme imza atmıştı. Siber saldırganlar, tenisçi Serena Williams ve jimnastikçi Simone Biles gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda atletin ilaç testi dosyalarını sızdırmıştı.

ABD’li yetkililer arasında ise Pazar günü yapılacak kapanış seremonisine yakın GRU’nun siber saldırı düzenleyebileceğine dair bir endişe hakim. Yetkililerden biri Washington Post’a yaptığı açıklamada çok yakından takip ettiklerini ancak bunun temelde Güney Kore’nin bir problem olduğunu ifade etti. Yetkili, talep olması halinde yardım etmeye ise hazır olduklarını söyledi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Ruslar, House of Cards izleyip propaganda yapmışlar

Rusların ABD’deki seçim sonuçlarını etkilemeye yönelik gizli girişimlerine dair çok ilginç detaylar ortaya çıkıyor.

Rus lider Vladimir Putin’in seçimlere müdahale kampanyası kapsamında hayata geçirilen ve ‘Trol fabrikası’ diye adlandırılan ekipte çalışan Rusların ünlü Amerikan dizisi ‘House of Cards’ı izlemek zorunda oldukları ortaya çıktı.

Ajanların diziyi Amerikalıların kendi hükümetlerine karşı gelmelerini sağlayacak mesajları elde etmek için izledikleri iddia ediliyor. İddiayı dile getiren kişi ise bahsi geçen troll fabrikasının eski çalışanlarından biri.

İlgili haber>> 400 bin dolarınız varsa seçimleri manipüle edebilirsiniz

Rus bağımsız TV kanalı Rain’de yayınlanan röportajda eski ajanın anlattıkları, eski adıyla İnternet Araştırma Ajansı olarak bilinen Trol fabrikasının nasıl çalıştığına dair fikir veriyor. Buna göre sözkonusu ekibin çalışanları, New York Times ve Washington Post gibi gazetelerde yayınlanan haberlerin altına Amerikalılar tarafından yazılmış süsü verilen provokatif yorumlar yazıyorlar.

Mesajların ana temasını eşi döneminde gerçekleşen eski skandalları, kişisel servetini, özel bir e-mail sunucusu kullanmasını gündeme getirerek Hillary Clinton’ı şeytan gibi göstermek oluşturuyor.

Sözkonusu bilgileri veren kişi Maksim kod adıyla biliniyor. Röportajda yüzünü gizleyen Maksim, trol fabrikasının elit tabir edilen ‘İngilizce Dil Departmanı’nda çalışıyor.

Maksim, seçimden bir yıl önce, 2015 yılı boyunca sözkonusu birimde çalıştığını belirtti ve şu sözleri kaydetti: “Ana mesaj şuydu; ‘Amerikalı kardeşim, Clinton’lardan artık bıkmadın mı?’”

Maksim ayrıca kendisinin ve çalışma arkadaşlarından sürekli Clinton’ların geçmişteki yolsuzluk skandallarına vurgu yapmalarının istendiğini ifade etti.

Rus gizli servisinin yerel departmanlarında çalışan kişilerden daha önce basına çıkanlar olduysa da Maksim’in verdiği röportaj sözkonusu İngilizce departmanından birinin verdiği ilk röportaj olması itibariyle önem arz ediyor. Geçtiğimiz seçimlerde sonuçları etkilemek adına Facebook’ta gizli 3 bin mesaj yayınlayanların da aynı birimden olduğu söyleniyor.

Rain TV kanalı, Maksim’in söyediklerinde inandırıcı olduğunu çünkü ajanın yaklaşık bir yıl boyunca Internet Araştırma Birimi’nde çalıştığına dair belgelere sahip olduğunu ifade etti. Söz konusu birim Putin’in Şefi olarak bilinen servet sahibi oligark Evgeny Progozhin’e ait olduğu düşünülüyor.

Ajanların ‘House of Cards’ dizisini izlemeleri, çalışanların gerçekçi mesajlar üretmek için Amerikan politikasını iyi anlamaları gerekçesine dayanıyor. Bunun için de Amerikan politikasına dair çok çarpıcı detaylar sunan dizi seçilmiş.

Netflix’in popüler dizisi başkan olmak için her şeyi göze alan acımasız politikacı Güney Carolina Kongre Üyesi Frank Underwood’un hikayesine odaklanıyor. Kevin Spacey’nin canlandırdığı karakter, yolsuzluk yapmak, siyasi rakibi hakkında yalan hikayeler uydurmak ve arkasında iz bırakmamak adına kongre üyesi arkadaşını ve bir gazeteciyi öldürtmek gibi oldukça acımasız yöntemlere başvuran bir kişi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

ABD, Kuzey Kore’ye DDoS saldırısı düzenledi, imdadına Rusya yetişti

Kuzey Kore’nin geçtiğimiz ay yaptığı nükleer füze denemesi sonrası artan Washington-Pyongyang geriliminde tansiyon düşmüyor.

Yeni bir savaşın patlak verebileceği endişelerine yol açan gerilimin son halkasında ABD’den Kuzey Kore’ye karşı siber hamle geldi. Washington Post gazetesi, ABD Siber Komutanlığı’nın Kuzey Kore ordu istihbarat birimi Genel Keşif Bürosu RGB’ye DDoS (Dağıtık Servis Dışı Bırakma) saldırısı gerçekleştirdiğini yazdı.

22 Eylül’de başlatılan saldırının 30 Eylül tarihine kadar devam ettiği bildirildi. RGB’nin bilgisayar sunucularının yoğun bir şekilde hedef alındığı saldırıda ile Kuzey Kore istihbaratının internet erişiminin kesildiği ifade edildi.

İlgili haber>> İnternetsiz Kuzey Kore siber saldırılar ile nasıl döviz elde ediyor?

Saldırı, hem iki ülke arasındaki genel gerilimin bir parçası hem de Kuzey Kore’nin siber saldırılarına cevap olarak değerlendiriliyor. Washington Post’a konuşan ismi verilmeyen üst düzey bir yetkili Pyongyang yönetiminin siber saldırılardan dolayı suçlu olduğunu, ABD’nin kendi ağını ve sistemlerini korumak için uygun tedbirleri alacağını söyledi.

SALDIRI UYARI NİTELİĞİNDE

Saldırının yıkıcı bir etki yapmadığıı belirten gazete, geçici etkileri olan bu hamleyle Washington’ın Kuzey Kore’ye “Menzilimdesin, daha güçlü eylemler yapmaya muktederim.” uyarısında bulunduğunu vurguladı.

İlgili haber>> İkinci Stuxnet’in hedefi Kuzey Kore füze sistemi mi oldu?

ABD’ye yönelik siber saldırıların arkasında olduğu düşünülen Kuzey Kore’nin bu virüs saldırılarını yurtdışından yönlendirdiği ifade ediliyor. Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA tarafından desteklenen istihbarat şirketi Recorded Future’a göre Kuzey Kore siber saldırılarını, Hindistan, Malezya, Nepal, Mozambik ve Endonezya gibi ülkeler üzerinden gerçekleştiriyor. Dolayısıyla RGB’ye yönelik DDoS saldırının Kuzey Kore hackerları üzerinde bir etki yapması beklenmiyor. Ancak bu yolla RGB’nin hackerlarla koordinasyonunun  engellenebileceği kaydedediliyor.

RUSYA’DAN KUZEY KORE’YE İNTERNET HATTI

ABD’nin siber saldırılarını gerçekleştirmesinin hemen ardından Kim Yong’un, Rusya’dan yeni internet erişimi aldığı bildirildi. Kuzey Koresi, internete şimdiye dek sadece Çinli internet sağlayıcısı Unicom üzerinden erişebiliyordu. Bu gelişmenin zamanlamasına dikkat çeken uzmanlar, yeni internet bağlantısının ABD’nin siber saldırısına bir cevap niteliğinde kalıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz

Rusya bu kez de Almanya seçimlerine mı sızdı?

Dünya, Almanya’da Nazi yanlısı aşırı sağcı AfD’nin meclise girmesinin şokunu henüz atlatamamışken, Washington Post’ta konuya farklı bir açıdan bakan oldukça ilginç bir makale yayınlandı.

Gazetenin yayın kurulu tarafından kaleme alınan makalede, aşırı sağcı partiyi meclise taşıyan başarılı seçim kampanyasının ardında Rusya’nın parmağı olduğu ileri sürüldü. Rusya’nın bir soğuk savaş taktiği olarak şimdilerde sosyal medyayı kullandığı ve ABD’deki seçimlerin sonucunu etkileyecek düzeyde Facebook reklamları satın aldığı tartışmaları hala sıcaklığını korurken ortaya çıkan bu yeni iddia kafa karıştıran türden.

İlgili haber>> 100 bin dolar verin, Facebook ile seçim sonucu değişsin!

Washington Post’un haberine göre Rus kaynaklı sahte sosyal medya hesapları, AfD’nin seçim kampanyalarına destek verdi.

Gazete makalesinde, “Almanya için Alternatif Partisi, diğer adıyla AfD, açık bir şekilde göç ve Yunanistan gibi borcu yüksek Avrupa Birliği üyelerine ekonomik yardım yapılmasına karşıtlığıyla biliniyor. Aynı zamanda çok kısa bir süre önce dördüncü dönem için yeniden seçilen Angela Merkel karşıtı bir parti. Yunanistan’a yapılan mali yardımı protesto amaçlı 4 yıl önce kurulan kurulan ve Almanya’ya mülteci akınına karşı çıkan parti geçtiğimiz pazar günü yapılan seçimlerde yüzde 12,6 oranında oy alarak ilk kez Alman meclisinde sandalye sahibi olmayı başardı.

Parti, Rusya’nın daha önce başka ülkelerde kullandığı türden sosyal medya kampanyaları ile desteklendi. ‘Bot’ hesaplar olarak tabir edilen, kimliği belirsiz hesaplar tarafından sürekli destek mesajları atıldı. Bir kez daha Kremlin’in demokrasiye zarar verme, Batı’yı bölme ve kurallara dayalı liberal uluslararası düzeni erezyona uğratma arayışı, bu kez Almanya’da zemin bulmuş olabilir.

İlgili haber>> Kremlin’in tuzağına Twitter da düştü

Almanya’daki seçim gözlemcilerine göre, Rusya geçen yılki ABD’deki seçimlerde gerçekleştirdiği türden bariz bir müdahaleden kaçındı fakat AfD’yi desteklemek için elinden geleni yaptı. Atlantik Adli Bilişim Araştırmaları Laboratuvarı Konseyi’ne göre (Atlantic Council’s Digital Forensic Research Lab) kampanyanın son saatlerinde AfD’nin online destekçileri üstlerini olası bir seçim yolsuzluğuna yönelik uyarmaya başladı ve online alarmların, kimliği belirsiz troll hesaplar tarafından verildi ve Rusça kaynaklı botnet’ler (bir siber saldırı türü) tarafından desteklendi. Daha önceden de Rusya ile bağlantılı troller AfD’ye destek niteliğinde göç karşıtı mesajlar atıyorlardı. Rusya devlet medyası da sık sık partinin liderlerine yer veriyordu.

AfD’nin başarısı Merkel’i koalisyon kurmak için iki küçük parti ile müzakere etmeye zorlayacak. Merkel’in pozisyonunun zayıflamasında, mülteciler konusundaki tutumunun etkili olduğu biliniyor. Bu aynı zamanda Avrupa’da parçalı bir siyasi ortamı yansıtıyor. Bu da AfD ve diğer bağnaz partilere zemin hazırladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bundan istifade etmek için hiç zaman kaybetmedi. Putin, Merkel’in Rusya’nın Ukrayna’yı ilhakına ve Kırım’ı işgaline karşılık olarak uygulanan yaptırımları kararlılıkla savunması karşısındaki tahammülsüzlüğünü gizlemedi. Almanya’nın Avrupa’nın temel direği olduğu konusunda belirsizlik, şüphe yaratmak ise Putin’in en iyi bildiği şey. Açık toplumlarda kaos oluşturmak ve topluma zarar vermekten zevk alan bir yapısı var. Son olayda ise aşırı sağcı AfD’yi desteklemeleri, Nazileri yenmek uğruna milyonlarca Rus’un öldüğü düşünüldüğünde oldukça gülünç kaçıyor” dedi.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun