Etiket arşivi: Shalev Hulio

Pegasus kötülerle savaşıyor balonu söndü: NSO kurucusunun gizli gündemi mi var?

Pegasus kötülerle savaşıyor balonu söndü: NSO kurucusunun gizli gündemi mi var?Her casus kendini zaman zaman James Bond olarak hayal eder. Ancak İsrailli Shalev Hulio’nun 007 takıntısı, casus olmasından kaynaklanmıyordu.

Nitekim tombul, patavatsız biri olarak bilinen bu adam, hiçbir zaman casus olmadı. Olsa olsa kendini büyük sırların ve paranın kesiştiği yerde bulan İsrailli bir teknoloji hastasıydı. Belki de bu yüzden, birkaç yıl önce, James Bond filmlerinde kurgusal bir karakter olan Q’dan (Quartermaster) esinlenerek Q Suite adı altında siber silah Pegasus’u satmaya başladı.

Ancak Hulio’nun on yıl önce kurduğu İsrail askeri casus yazılım üreticisi NSO Group, Q’nun işlerini yürüttüğü basit atölyenin çok ötesinde bir yapı haline geldi. Kadrosunda İsrail’in seçkin askeri istihbarat birimlerinin baş döndürücü derecede iyi para kazanan eski çalışanlarının olduğu NSO, herhangi bir telefona uzaktan girebilecek, telefonun tüm şifreli uygulamalarını delebilecek ve kamerasını ve mikrofonunu açabilecek kadar güçlü bir yazılım parçası olan Pegasus’un yaratıcısı olarak tanınıyor.

İSRAİL DEVLETİ TARAFINDAN KORUNUYOR

NSO’nun müşterileri, çoğunlukla gerçek dünya casusları ve çok gizli. Yazılım için her türlü ihracat iznini onaylayan ve Pegasus’u yalnızca ülkenin mevcut ya da potansiyel müttefiklerine satılacak bir silah olarak gören İsrail Savunma Bakanlığı tarafından korunuyor. Ancak zaman zaman, NSO’nun genellikle paravan şirketlerin ve gizlilik anlaşmalarının katmanlarının arkasına gizlenmiş olan kendi sırları da açığa çıkabiliyor.

Geçtiğimiz hafta 17 basın kuruluşu, Uluslararası Af Örgütü ile birlikte Pegasus yazılımı üzerinden telefonları takip edildiği ortaya çıkan 50 bin kişilik bir listeyi inceleme altına aldı. Listede çoğu baskıcı rejimlere muhalif olan prensesler, devlet başkanları, krallar ve sarayları ile gazeteciler ve siyasi muhalifler yer alıyordu. Söz konusu liste ile NSO Group’un yazılımlarını otoriter rejimlere satmadığına ilişkin yıllardır ileri sürdüğü tez de çürütülmüş oldu. 

Cihazınızda Pegasus yazılımı olduğunu nasıl öğrenebilirsiniz?

Silikon Vadisi tarzı bir büyüme hikayesine sahip diğer İsrailli girişimciler gibi, Hulio da NSO’nun İsrail’in merkezindeki bir kibbutz’daki bir tavuk kümesinde kariyerine nasıl başladığı hakkında konuşmayı seviyor. İyi eğitimli korumalar tarafından gözetilen bu kişi, şimdilerde ise yakın zamanda patlak veren skandalı temizlemeye çalışıyor. 

PEGASUS KÖTÜ ADAMLARI AVLIYOR EFSANESİ BALON MU?

Hulio yıllardır kötü adamların, pedofillerin, teröristlerin ve uyuşturucu baronlarının yakalanmamak için şifreli uygulamalar kullandığını NSO’nun ise Pegasus’u dikkatli bir incelemeden sonra sadece iyi adamlara ve sadece kötü adamları durdurabilmeleri için sattığını ileri sürüyordu.

Hulio’nun avukatları söz konusu iddialara cevaben “NSO, her zaman olduğu gibi teknolojilerinin kötüye kullanıldığına dair güvenilir kanıtları iyice araştıracak ve gerekirse sistemi kapatacaktır. NSO, bu kısır iftira kampanyasına alet olmayacak.” ifadelerini kullandı.

Hulio’yu uzun süredir tanıyanlar, NSO’nun şimdiye kadar hayatta kalmasının sadece teknik nedenlerle dahi olsa şaşırtıcı olduğunu düşünüyor. Onu liseden beri tanıyan ve adını vermek istemeyen bir kişi, Apple gibi telefon üreticilerinin sonunda onu piyasadan silmenin bir yolunu bulacağını söylüyor. Aynı kişi bu durumu kedi-fare oyununa benzetiyor ve ekliyor: “Her yeni işletim sistemi yeni bir özellik ekliyor ve bir güvenlik açığını kapatsa bile, bir diğeri bulunuyor.”

Yazılımın hayatta kalması, Hulio’yu epeyce zenginleştirdi — şirket yaklaşık 1,5 milyar dolar değerinde ve onda biri Hulio’ya ait. 

SUUDİ ARABİSTAN, BAE VE FAS’A YAZILIM SATIYOR

Şirketin kurucu ortaklardan biri yıllar önce ayrılırken bir diğeri olan Omri Lavie ise 2013’te Financial Times’a yaptığı açıklamda NSO müşterileri hakkında konuşmak istemediğini, çünkü başının kesilmesini istemediği söyleyerek espri yapmıştı. NSO’ya aşina olan insanlar, şirketin Suudi Arabistan, Azerbaycan, Fas ve BAE ile iş yaptığını söylüyor.

Afrika’da bir satış yapmak için kullanıldıktan sonra kendisine hiç ödeme yapmadığını söyleyen bir aracı, şimdilerde resmi olarak NSO ile iş yapmadığından içinin rahat olduğunu söylüyor ve devam ediyor: “Bu teknoloji, iki terörist ya da iki suçluyu yakalamak için kullanılmış olsa da bu şey siyasi amaçlar için tasarlandı.”

HER ZAMAN BİR KAÇIŞ PLANIN OLMALI

Neticede bu Hulio’nun ikilemi olarak öne çıkıyor. Suçluları ve teröristleri yakalamak için tasarlandığı söylenen bir teknoloji devinin başarı hikayesi balonu çeşitli gazeteler, bağımsız bir BM İfade Özgürlüğü Raportörü ve şimdi de bu son konsorsiyum tarafından söndürülmüş oldu.

Dünyayı NSO’nun iyi adamlardan biri olduğuna ikna etmek için Hulio, arkasında büyüyen sır perdesini kaldırmak zorunda kalacak ve aynı zamanda Apple’dan Facebook’a kadar onu kapatmak isteyen teknoloji devleriyle savaşacak.

Q’nun Bond’a verdiği ilk direktifinde (Asla yaralandığını  görmelerine izin verme!) şimdiden başarısız olan şirketin geleceği, Hulio’nun direktiflerden ikincisini ne kadar iyi uyguladığına bağlı olacak gibi görünüyor: Her zaman bir kaçış planın olmalı.

NSO’nun perde arkası: WhatsApp’i hackleyen şirket hakkında bilmemiz gerekenler

Geçtiğimiz günlerde dünyanın en yaygın kullanılan haberleşme uygulaması WhatsApp’taki bir güvenlik açığı nedeniyle belirli sayıda hedef telefona casus yazılım yerleştirildiği ortaya çıktı.

Saldırının arkasında İsrail merkezli, mobil cihazların hacklenmesi üzerine uzmanlaşmış NSO Group adlı şirketinin olduğu iddia edildi. WhatsApp saldırısı NSO Group isminin geniş çevreler tarafından duyulduğu ilk hadise olsa da; şirketin son zamanlarda oldukça kritik olaylarla birlikte anıldığı dikkatlerden kaçmıyor.

Siber Bülten ekibi olarak yoğun bir çalışmanın ardından NSO Group perdesini aralayarak şirket hakkında merak edilenleri derlemeye çalıştık:

NSO GROUP’u kuran iki çocukluk arkadaşı kafadar

Mobil cihazlara uzaktan erişim sağlayan siber istihbarat şirketi NSO Group, 2010 yılında (bazı kaynaklara göre 2009) İsrailli üç girişimci Niv Carmi, Shalev Hulio ve Omri Lavie tarafından Herzliya şehrinde kuruldu. Şirketin adı kurucularının baş harflerinden oluşuyor. Çocukluk arkadaşı olan Hulio ve Lavie’nin beraber kurdukları 3. şirket olan NSO Group’a teknik uzman olarak giren Carmi’nin bugün şirketle bir ilişkisi bulunmuyor. Şirketin CEO koltuğunda Shalev Hulio oturuyor.

“İsrail, ABD ve Avrupa’nın milli güvenliği önceliğimiz”

Şirket, sitesinde ‘İsrail ABD ve Avrupa’nın’ milli güvenliklerini önceliklendirdiğini ve bu ülke yönetimlerden küresel kamu güvenliği ile ilgili ‘yönlendirme’ aldığını ilan ediyor. Bunun yanı sıra NSO Group bünyesinden bulunan İş Etik Komitesi’nin uluslararası güvenlik, istihbarat ve jeopolitik uzmanlardan oluştuğu bilgisi de veriliyor. Yasal kuralların dışında etik değerlerin de şirket için önemli olduğu sık sık vurgulanıyor. Sadece İsrail istihbarat dünyası ile değil aynı zamanda dünyanın değişik ülkelerindeki istihbarat servisleriyle de içli dışlı olan şirketin yatırımcı profili kadar hisse alım satımları da birçok soruyu gündeme getiriyor.

Şirketin kurucuları ucuza sattıkları hisseleri neden yüksek fiyatla geri aldı?

Şirketle ilgili dikkat çekici gelişmelerden bir tanesi bu senenin başında yaşandı. NSO Group’un kontrol hisseleri kurucular tarafından 2014 yılından 180 milyon dolar değerleme ile San Francisco gruba satıldı. (Şirketin bugünkü değerinin 1 milyar doların üzerinde olduğu hesaplanıyor.) Anlaşma sonrasında iki kurucuda şirketin yüzde 15’er hissesi kaldı. 2014’den bu yana kurucu ortakların hisseleri yüzde 10’a (her biri için) geriledi. 2017’de şirket toplam 230 milyon dolar kâr payı dağıttı.

Şirketi yakından tanıyanlar her bir ortağın satışın ardından 80 milyon dolar kazandığını iddia ediyor. Ocak ayında basında çıkan bir habere göre ise, Lavie ve Hulio 50’şer milyon dolar vererek sattıkları hisseleri, şirket değeri yükseldikten sonra ilginç bir şekilde geri almaya başladı. Konu, NSO gibi karanlık bir şirket olunca yatırım dünyası ucuza sat, pahalıya al stratejisine anlam vermekte biraz daha zorlandı.

Hulio ve Lavie’ye gelen esrarengiz telefon NSO Group’un kuruluşuna neden oldu

Shalev Hulio ve Omri Lavie’nin ilk girişimleri NSO Group değil. Bundan önce de çeşitli girişimleri olmuş. Mesela 2007’de -daha 26 yaşındayken- MediAnd adlı bir video reklamcılık firması kurmuşlar. MediAnd’e yatırım yapanlar arasında Genesis Partners adlı bir yatırım firması bulunuyor. Başındaki isim Eddy Shalev, Lavie ve Hulio’nun en büyük destekçisi, bugüne kadarki her girişimlerine yatırım yapmış.

Tel Aviv Üniversitesi’nde İstatistik ve Psikoloji bölümlerini bitiren ve ardından Bilişim Sistemleri yüksek lisansını yapan Shalev, mezuniyetinden hemen sonra 1972 yılında çalışmaya başladığı IBM’de 10 sene sonra İsrail’de teknoloji girişimlerine yatırım yapan girişim sermayedarı şirketlerde çalışmış. Halen aynı işi yapan F2 Capital’in başında bulunuyor. Kurucu ortağı olduğu Genesis Partners’de 23 yıl genel müdürlük yaptıktan sonra 2014 yılında bu görevinden ayrılıyor. Bu kararın arkasında yatırımcısı olduğu NSO Group hisselerinin satılması var mıdır bilinmez.

MediAnd’in kuruluşundan bir yıl sonra ikili mobil cihazlara uzaktan teknik destek veren CommuniTech şirketini kurmuş. CommuniTech ile NSO Group arasında önemli bir bağlantı olduğu açık ve net bir şekilde gözüküyor. Şirket, müşterilerinin mobil telefonlarına uzaktan erişim sağlayarak teknik destek sağlıyor. Cep telefonunuz bozulduğunda ve teknik tamire ihtiyaç duyduğunda servise gitmenize gerek kalmadan CommuniTech teknik danışmanını arıyorsunuz, o da cihazınıza uzaktan bağlanıyor ve sorunu çözüyor.

NSO Group’un mobil cihazlara casus yazılım yüklemekle suçlandığını göz önünde bulundurunca, CommuniTech tecrübesinin NSO’nun kuruluşunda önemli bir kilometre taşı olduğunu kabul etmek gerekiyor. Zaten şirket CEO’su Hulio, medyaya verdiği bir röportajda CommuniTech yılları sırasında Avrupalı bir istihbarat ajansından bir telefon aldığını ve ‘Neden mobil cihazlara sızacak bir casus yazılım yapmayı denemiyorsunuz?’ fikrini ortaya attığını anlattı.

Pegasus’un ilk müşterisi hangi ülke oldu ve Kaşıkçı cinayetindeki rolü nedir?

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilen Cemal Kaşıkçı olayında, Suudi hükümetinin Kaşıkçı’yı NSO grubun geliştirdiği Pegasus adlı casus yazılım ile takip ettiği ve telefonundaki veri akışını izlediği öne sürülmüştü.

Eski ABD Güvenlik Ajansı (NSA) çalışanı Edward Snowden, Kasım 2018’de NSO Group’a ait Pegasus isimli yazılımının, Cemal Kaşıkçı’yı takip etmek için kullanıldığını söyleyip NSO’yu “dijital hırsızlık araçlarını geliştiren” bir şirket olarak tanımlamış, İsrail’i “buna dair herhangi bir sorumluluk üstlenmeyi kabul etmemekle” eleştirmişti.

Bir telefon numarasıyla, cihazın modelini ve operatörünü dahi bilmeden, telefondan gönderilen / alınan sesli çağrılar, mesajlar, e-postalar ve sosyal ağlarda yapılan paylaşımları elde etmenin mümkün olduğu Pegasus programı böylece ortaya çıkmış oldu. 2010’da NSO Group kurulur kurulmaz şirketin ‘marka ürünü’ haline gelen Pegasus kısa zaman içerisinde beklendiği gibi istihbarat örgütlerinin dikkatini çekmişti. Şirketin ilk imzaladığı sözleşmelerden biri 2011 yılında Meksika hükümeti ile oldu. Daha sonra ortaya çıktığına göre, Meksika uzun süredir savaş halinde olduğu uyuşturucu kartelleriyle mücadele yerine iktidara muhalif çevrelere ve gazetecilere karşı Pegasus yazılımını kullanmıştı.

Meksika hükümetinin Al Chapo’yu yakalamasında da Pegasus’un rolü olduğu bildirildi. NSO CEO’su Al Chapo’nun iletişim halinde olduğu bir aktris, bir gazeteci ve bir avukat olduğunu operasyonun başarısı için gazetecinin de telefonuna sızılması gerektiğini gazetelerdeki haberlerden öğrendiğini savunuyor ve ekliyor: “Bin Laden’i yakalamak için 16 yaşındaki oğlunun telefonuna sızmak meşru mudur, değil midir?”

Hulio Suudiler’e Pegasus’u ne kadara sattı?

Müşterilerinin Pegasus’u kimlere karşı kullandıklarını bilmediğini iddia eden İsrailli CEO, röportajın ilerleyen bölümlerinde yazılımın kötüye kullanılması durumunda yazılımın çalışmasını durdurabildiklerini, bunu yapmaları için hem hakları hem de teknolojileri olduğunu söyledi.

NSO CEO’su Hulio şirketinin Kaşıkçı cinayetindeki rolünü kesinlikle inkar ediyor. ‘Cinayetten sonra kontrol ettirdim; geliştirdiğimiz teknoloji ile hiçbir ilişkisi yok cinayetin.’ sözlerini CBCNEWS’deki röportajında dile getiriyor. İsrailli girişimci ‘Riyad’a giderek bizzat Suudilere 55 milyon dolar karşılığında Pegasus’u sattınız mı?’ sorusuna ise gülerek, ‘Gazetelerin yazdığına inanmayın’ deyip sıyrılmaya çalışsa da inkâr edemiyor. NSO’nun Meksika’ya toplam 80 milyon dolarlık siber istihbarat yazılımı sattığı New York Times tarafından ortaya çıkartılmıştı.

Şirket ise ürünlerinin sadece güvenlik amacıyla kullanıldığını savunuyor. Sitesinde verdiği bilgide kaçırılmış çocukların bulunmasından canlı bomba eylemlerini önlemeye kadar birçok önemli güvenlik hadisesinde ürünlerinin kolluk kuvvetlerine ve istihbarat ajanslarına yardımcı olduğu öne sürülüyor.

Şirketin UNIT 8200 ve Mossad ile ilişkileri

Konu İsrailli bir siber istihbarat şirketi olunca, gözler ister istemez şirketin Mossad ve UNIT 8200 ile olan ilişkisine çevriliyor. Hulio ve Lavie’nin NSO’dan önceki şirketi CommuniTech’in teknolojik altyapısını kuran iki kişiden biri İsrail ordusunun sinyal istihbarat birimi UNIT 8200’de (1952’de kurulan birimin adı değişmese de misyonu sinyal istihbaratından kod kırmaya doğru evrildi) çalışmış eski bir asker.

Bu arada belirtmeden geçmeyelim, UNIT 8200’nin eski elemanlarının dijital dünyanın önde gelen şirketleri arasında görmek şaşırtıcı bir olgu değil. UNIT 8200’den ayrılan İsrailli askerlerin kurdukları şirketler hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

NSO Group’un 8 yıllık geçmişinde Herzliya’daki şirket merkezine dair tek bir görüntü bile medyada bulunmuyordu. CNBCNEWS’e kısıtlı da olsa verilen görüntü çekme izninde, çalışanların boş zamanlarında Play Station oynadığı, binanın teras katında spor hocası eşliğinde egzersiz yapılan sempatik, çalışanlarının rahatı ön planda tutulan bir şirket imajı çiziliyor. Diğer taraftan hiçbir çalışanın yüzü ekrana yansıtılmıyor ve binaya girerken sıkı güvenlik tedbirlerinin alındığı haber arasına sıkıştırılıyor. NSO’nun çalışanlarından önemli bir kısmının İsrail askeri istihbarat teşkilatı ve MOSSAD elamanı olduğu da haberde bildiriliyor.

Kendi ürünlerine karşı ürün geliştirdiler: Kaymera

Dünya Lavie ve Hulio ikilisinin kurduğu NSO şirketine odaklansa da, seri yatırımcılar 2013’de Kaymera adlı yeni bir şirket kurdular. CommuniTech ile başlayan NSO ile devam eden  mobil telefon hackleme macerasını Kaymera ile bu sefer defans düzlemine taşıyan Lavie – Hulio yeni şirketleriyle cep telefonlarına yönelik sızma girişimlerini önlemeyi hedefliyor. Başka bir deyişle NSO’nun geliştirdiği Pegasus’un işlevini yerine getirmesini önlemeye çalışıyor.

İsrailli yatırımcılar siber istihbarat alanında önemli bir fırsat görmüş olmalılar ki, bir sonraki yatırımları da yine bu alanda yapmak istediler. Kasım 2108’de Lavie – Hulio’nun Fifth Dimension adlı bir siber istihbarat şirketini satın almayı planladıklarına dair haber medyada yer aldı. Fifth Dimension’ı sıradan şirketlerden ayıran önemli bir özelliği bulunuyor: Şirketin başındaki isim İsrail eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz.

İsrail’de üst düzey eski askerlerin teknoloji şirketlerinin yönetim kurullarında bulunması ya da bu sektörde danışmanlık yapmaları sık karşılaşılan bir durum. Akla ilk gelen örneklerden birisi IoT hackeleme konusunda uzmanlaşan TOKA’nın kurucu ortağı olan İsrail eski başbakanı (savunma bakanlığı da yaptı) Ehud Barak.

İsrail eski genelkurmay başkanı da Pegasus kurbanı mı?

Gantz isminin  Lavie – Hulio ile birlikte geçmesinde ise dikkatli gözlerden kaçmayan önemli bir ayrıntı gizli. Gantz geçtiğimiz nisan ayında yapılan seçimde mevcut başbakan Binyamin Netanyahu’nun (yine kazandı) rakibiydi ve seçimlerden kısa bir süre önce, genelkurmay başkanı olduğu dönemde telefonunun hacklendiği iddia edildi. Kasım ayında çıkan ‘satın alma’ haberinden bir süre sonra  Lavie – Hulio Fifth Domain’i almaktan vazgeçtiler. Ardından şirketin büyük yatırımcılarından bir tanesiyle yaşanan sorunlar nedeniyle şirket battı.

Gantz’ın telefonunun hacklenmesinde olağan şüpheli olarak İranlı hackerlar işaret edilse de, İranlıların bunu nasıl yaptığı henüz ortaya çıkmadı. İranlıların Pegasus kullanması düşük bir ihtimal. Ama yine akılda tutulması gereken bir seçenek.

İsrail’deki şirketlerin yabancılara kritik savunma sanayi ürünleri satabilmesi için İsrail Savunma Bakanlığının İhracat Kontrol Müdürlüğü’nden izin alması gerekiyor. 2016 yılında İsrailli bir şirketin bir Arap şirketine bir siber güvenlik ürününe ait lisans satmasına Savunma Bakanlığının izin verdiği haberi çıktı. Araplara ürün satan İsrailli şirketi tahmin etmek zor olmasa gerek: NSO Group. NSO’nun ismi açıklanmayan Arap şirkete iki farklı Pegasus lisansı sattığını yazan  Times of Israel gazetesi, bunlardan birinin casus yazılımla hedeflenen şahsın telefonuna gelen bir mesajdaki linke tıklamasını gerektirdiğini, diğerinin ise herhangi bir linkte tıklamadan casus yazılımın aktif hale geldiğini belirtti. İsrailli yetkililer, NSO’nun ikinci tip lisansla satış yapmasına izin verdiği bildirildi.

Şirketin eş başkanı Tami Mazal Shachar da, Pegasus’u satma kararı almadan önce şirketin etik komitesinin toplanarak karar verdiğini anlatıyor: “Otokratik eğilimleri olan bir devletin terör saldırısıyla karşılaştığına dair ciddi bir bilgi varsa o zaman karar vermek siyah ve beyaz arasındaki ayrımı belirlemek kadar kolay değil. Bu zor karar ile ilgili ciddi tartışmalar yaşanıyor.” ifadelerini kullanıyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Facebook ile İsrailli NSO arasında savaş kızışıyor: Çalışanların hesapları silindi

Facebook’un İsrailli siber casusluk şirketi NSO Group’a dava açmasından bir gün sonra, şirket çalışanlarının Facebook ve Instagram hesaplarının silindiği ortaya çıktı.
Bir NSO çalışanının aktardığına göre, Instagram hesabının silinmesinin nedeni olarak ‘Şartlara uymadığınız için hesabınız silinmiştir’ mesajı gönderildi. NSO çalışanı Instagram hesabına girmeye çalıştığında ‘Bu hesaba giriş yapamazsınız ve başka biri de bu hesaptaki içerikleri göremez. Benzer kural aykırılıklarından dolayı silinen hesapları yeniden düzeltemiyoruz.’ mesajıyla karşılaştığını söyledi.
Facebook’un NSO hamlesi, şirketin NSO Group’a WhatsApp üzerinden 1400 cihazı hedef alıp sızması suçlamasıyla dava açmasının ardından geldi. WhatsApp dava dosyasına verdiği delillerde 100 hedefin insan hakları savunucusu, hukukçu ve muhalif sivil toplum örgütü üyeleri olduğunu açıkladı.
NSO çalışanlarının Facebook ve Instagram’dan silinmesi İsrail’de ses getiren bir haber oldu. Sosyal medyada atılan gönderilere göre NSO’nun mevcut ve geçmiş çalışanlarının çok büyük bir kısmı (%98’i) sosyal medya platformlarından silinmiş durumda. NSO’nun Küresel İstihbarat Servisleri ve Eğitim Yöneticisi Guy Brenner Linkedin sayfasında yaptığı paylaşımda Facebook’un şahısları cezalandırdığını söyleyerek bu hareketi kınadığını açıkladı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz