Etiket arşivi: seçim

İsrailli eski ajanın kurduğu grup dünyada 30’dan fazla seçimi etkilemiş!

İsrailli dezenformasyon grubu dünyada 30'dan fazla seçimi etkilemiş!Geniş çaplı dezenformasyon faaliyeti yürüterek dünya çapında 30’dan fazla seçimi etkileyen İsrailli bir grup ifşa edildi.

Uluslararası araştırmacı gazetecilik konsorsiyumu, bilgisayar korsanlığı, siyasi sabotaj ve sosyal medya üzerinden dezenformasyon yoluyla dünya çapında 30’dan fazla seçimi manipüle ettiklerini iddia eden gizli bir İsrailli grubu ortaya çıkardı

“Team Jorge” adıyla faaliyet gösteren grup, eski bir İsrail gizli servis ajanı olan 50 yaşındaki Tal Hanan ve kardeşi tarafından yönetiliyor. Tal Hanan’ın 20 yılı aşkın bir süredir çeşitli ülkelerdeki seçimlere karıştığı iddia ediliyor.

Söz konusu ifşa, aralarında Guardian, Le Monde, Der Spiegel, ZDF, Haaretz ve El Pais gibi tanınmış gazetelerde çalışan gazetecilerin yer aldığı 30 farklı medya kuruluşunun ortak çalışmasında paylaşıldı.

Gruba sızan üç gazeteci, ekibin başı olarak bilinen Tal Hanan ve diğer kişilerle müşteri görünümü altında toplantılar yapıp görüşmelerini gizlice kaydetti.

Hanan ve meslektaşlarıyla yapılan görüşmelerse bazen Tel Aviv’in 30 kilometre dışındaki Modiin’deki bir sanayi parkında yer alan isimsiz ofiste bazen de çevrim içi olarak gerçekleşti.

“TEAM JORGE” NE YAPIYOR?

Grubun kurucuları ve aynı zamanda yöneticileri olan Tal Hanan ve Zohar Hanan’ın gizli servis ajanlığı ve orduda görev yaptığı bilinirken grubun diğer çalışanlarının da siber güvenlik, iletişim ve yapay zekâ alanında uzman olduğu iddia ediliyor.

Hanan, ekibini finans, sosyal medya ve kampanyaların yanı sıra “psikolojik savaş” konularında uzmanlaşmış, dünya çapında altı ofiste faaliyet gösteren “devlet kurumları mezunları” olarak tanımlıyor.

ABD, Rusya ve Çin’i suçluyordu: Pentagon’un da dezenformasyon yaptığı ortaya çıktı!

İsrailli gazetecilerin ifşa ettiği Team Jorge’un hizmetleri arasındaysa aktif istihbarat, psikolojik savaş, kiralık bilgisayar korsanlığı, dijital casusluk ve gözetleme, sosyal medya manipülasyonu ve çevrimiçi dezenformasyonun yayılması için araçlar geliştirmek bulunuyor.

Grubun kurucuları 10 yıldan fazladır bu işi yaptıklarını ve 30’dan fazla ülkede seçimleri manipüle ettiklerini belirtirken grubun müşterileri arasında istihbarat örgütleri, özel şirketler, kurumsal müşteriler (devletler) ve siyasi kampanyalar bulunuyor.

Hanan gazetecilerle gerçekleştirdiği ilk toplantıda “Şu anda Afrika’da bir seçimde yer alıyoruz… Yunanistan’da bir ekibimiz ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde bir ekibimiz var… Başkanlık düzeyinde 33 kampanya tamamladık ve bunların 27’si başarılı oldu. ABD’de iki büyük projede yer aldık ama ABD siyasetiyle doğrudan ilgilenmiyoruz.” dediği belirtiliyor.

Siber güvenlik sektöründe şirketin ismi Team Jorge olsa da resmî olarak şirketin ismi Demoman International olarak biliniyor.

Gazetecilerin ifşa ettiği bir videoda Tal Hanan’ın isminiz nedir sorusuna hitaben, “Adım Jorge. Aslında George bir lakap, gerçek ismim yok. Kapıda yazanı gördünüz mü? Hayır. Biz buyuz. Hiçbir şeyiz.” dediği görülürken yürüttükleri faaliyetlerin gizliliği de göze çarpmış oluyor.

ASIL FONKSİYONU “ETKİ OPERASYONU”

Gazetecilerin çalışması, Team Jorge tarafından dezenformasyonun nasıl silah haline getirildiğine dair olağanüstü ayrıntıları ortaya koyuyor. Müşterilerine birçok hizmet sunan bu grubun asıl hizmeti ise “Etki Operasyonu” olarak adlandırdıkları hizmet olarak biliniyor.

Genel olarak şirketin hizmetleri yukarıdaki gibi “İstihbarat toplamak için e-posta ve şifreli mesajları hackleme, belge sızdırma, iş dünyası veya siyasi rakiplere zarar vermek için uydurma skandallar üretme, “avatar ordular” kullanarak dezenformasyon yayma, sahte haber siteleri ve sahte bloglarla komplolar üretmek ve demokratik sürece ket vurmak için “çalıntı seçim kampanyası yaratmak” olarak biliniyor.

Gazetecilerle yaptığı görüşmelerde etki operasyonunun üç aşamasının olduğunu belirten Hanan, bunları istihbarat toplamak, hikâye oluşturmak ve maksimum etki için harekete geçmek olarak açıklıyor.

Birçok hizmet setine sahip grup ilk aşama olan istihbarat toplama aşamasında bilgisayar korsanlığı ve siber saldırı dahil olmak üzere baş döndürücü bir istihbarat süreci başlatıyor. 

Örneğin rakip bir siyasi kampanyadaki yetkililer hedef olarak seçilmişse Team Jorge bu kişilerin e-postalarını ve Telegram gibi mesajlaşma uygulamalarını hackleyebileceklerini iddia ediyor. Daha sonraki bir aşamada bunlar manipüle edilebiliyor ve hacklenen materyaller sızdırılabiliyor ya da manipüle edilebiliyor. Hanan bunu “aktif istihbarat” olarak adlandırıyor.

Gazetecilere hizmetlerinden örnekler gösterirken bir kurbanın Google hesabına giren Hanan’ın “…Bugün bir e-posta (hesabı) sadece e-postalardan ibaret değildir, değil mi? Bağlantılarınız var, rehberiniz var, bir Drive’ınız var. Bakalım Drive’ında neler varmış…” dediği görülüyor.

Hanan kardeşler, uzmanları şaşkına çeviren hackleme yeteneklerini uluslararası hücresel ağdaki bilinen bir boşluktan, SS7 olarak bilinen zafiyetten yararlanarak gerçekleştirdiklerini ifade ediyor. 

Resmî bir telekom sağlayıcısıyla yaptıkları iş birliği sayesinde dünyadaki hemen her telefonu ve uygulamalara erişmek için hedeflerin verilerini ele geçirebildiklerini iddia ediyorlar.

Bunun yanı sıra grubun hizmetlerinde kullandığı çeşitli araçlar bulunuyor. 

İSTİHBARAT ARACI : PROFILER

Mobil korsanlık yetenekleri Profiler adında bir programa dayanıyor. Profiler, çevrimiçi veri tabanlarını tarayarak hedefler hakkında tam bir istihbarat profili oluşturan açık kaynaklı ve web istihbarat (OSINT ve WEBINT) aracı olarak biliniyor. Ayrıca daha az meşru kaynaklardan da veri toplayabiliyor.

Örneğin Tal Hanan, Profiler’a hedefin telefon numarasını vererek onun SIM kartının kimliğini ya da “uluslararası mobil abone kimliğini” bulmasını sağladığını iddia ediyor. Bu bilgileri de daha sonra uluslararası dolaşım sistemi aracılığıyla coğrafi konum belirlemek ve hatta belki de bunu istismar ederek telefonun iletişimini kesmek için kullandıklarını belirtiyor.

NSO Group’un Pegasus’u gibi casus yazılımların aksine, bu tür bir saldırı cihazda dijital adli tıp izi de bırakmıyor.

Profiler’la yaptıkları işten bir örnek veren Hanan, siyasi zulüm olarak tanımlanabilecek bir projede Körfez’de bir şeyhin Jorge’a anonim bir Twitter hesabı verdiğini, Profiler yardımıyla da hesabın gerçek sahibine kadar iz sürmeyi başardıklarını ve böylece muhalifin kimliğini ortaya çıkardıklarını anlatıyor.

KÜRESEL BANKA TARAMASI

Team Jorge’un kullandığı diğer araç da Küresel Banka Taraması (Global Bank Scan). Hanan bunun küresel bir bankacılık veri tabanına erişerek gizli offshore hesaplar ve banka havaleleri de dâhil olmak üzere hedefler hakkında tam bir mali profil oluşturabileceğini iddia etse de çeşitli kaynaklara göre bu bilgilerin sahte olduğundan şüpheleniyor.

DEZENFORMASYON MAKİNESİ: AIMS

Team Jorge’un hizmetinin merkezinde, bu soruşturmanın ilk kez ortaya çıkardığı gelişmiş bir dezenformasyon sistemi olan Advanced Impact Media Solutions (AIMS) yer alıyor.

Sosyal medyada sahte hesapları tespit edilmeden ve geniş ölçekte oluşturup dağıtabilen bir yazılım sistemi olan AIMS, Team Jorge tarafından çok yönlü bir çevrimiçi etki ve sosyal medya manipülasyon aracı olarak hizmet vermek üzere geliştirilmiş.

Kitlesel bir avatar yönetim sistemi olan AIMS, var olmayan kişiler için gerçek hesaplar oluşturulmasına olanak tanıyor. Bunlar daha sonra bir sürü bot ağına benzer ya da tekil ajanlar olarak konuşlandırılabiliyor.

Tek bir tıklamayla AIMS, kampanyanın konumuna veya ihtiyaçlarına göre yeni avatar için yeni bir isim, etnik köken, milliyet, dil, memleket ve daha fazlasını oluşturuyor. Bir isim seçtikten sonra AIMS, kullanım için bir dizi fotoğraf sunuyor.

Gazeteciler için bir örnek olsun diye Hanan Birleşik Krallık’tan bir avatar oluşturmuş. Sistemin başlangıçta sunduğu genel İngiliz ismini beğenmeyerek yeni bir isim veren Hanan avatara Sophia Wilde adını vermiş. Gazetecilerin yaptığı araştırmaysa Sophie Wilde adındaki avatarın fotoğraflarının, etki operasyonlarını göstermek için kullanıldığından haberi olmayan gerçek bir kadına ait olduğunu ortaya koyuyor.

AIMS avatarlarının fotoğraflarını oluşturmak için yapay zekâ kullanmıyor. Bunlar Facebook ve Twitter gibi sosyal medya siteleri tarafından tespit edilebiliyor. AIMS, avatarlarına gerçek kişilere ait gerçek resimler vererek onlara daha fazla güvenilirlik kazandırıyor. 

Güvenilirlik içinse Hanan, “Peki, güvenilirlik yarattıktan sonra ne yaparsınız? O zaman manipüle edebilirsiniz.” diyerek sonraki aşamaya geçtiklerini aktarıyor.

DİJİTAL AYAK İZİ OLUŞTURULUYOR

Tek bir tıklamayla, sahte kişiliğe dijital bir hayat veriliyor ve otomatik olarak avatarın adı altında, kendi ana dilinde ve kendi ülkesine kayıtlı bir Gmail hesabı açılıyor. Bunların hepsi tespit edilmekten kaçınmak için yapılıyor.

Avatar ayrıca e-posta hesabını doğrulamak için kullanılan yerel bir cep telefonu numarası da alıyor. Toplantıda Hanan, “Tüm avatarlarımız SMS ile doğrulanıyor.” diyor.

Hanan’a göre telefon numarası ve e-posta, avatarın dijital kimliğinin temelini oluşturuyor. Üstelik benzersiz bir dijital ayak izine sahip oluyorlar.

Daha sonra avatara ek katmanlar ekleniyor. Instagram’dan WhatsApp’a kadar belirli platformlardaki hesaplar oluşturuluyor.

Açılır menüden görülebileceği üzere AIMS’in düzinelerce internet sitesinde otomatik olarak doğrulanmış hesaplar oluşturabildiği iddia ediliyor. Bunlar Twitter ve Facebook’un ötesine geçerek iletişim uygulaması Discord ve interaktif canlı yayın hizmeti Twitch’in yanı sıra Reddit, Amazon ve Airbnb gibi internet siteleri ve hatta oyun sitelerini de içeriyor. 

AIMS’in bu yönünün gerçekten tamamen otomatik olup olmadığı belli değil. Ancak Team Jorge, avatarın kimliğini zenginleştirmek ve ona daha fazla güvenilirlik kazandırmak için giriş yapılabilen herhangi bir sitenin eklenebileceğini iddia ediyor.

Hatta bazı avatarların dijital cüzdanları bile var. Hanan, “Birisi avatarımıza bakıp kontrol ederse Bitcoin içeren bir kripto cüzdanı bile olduğunu görecektir.” diyerek avatarlarıyla övünüyor.

POLİTİKACIYA SEKS OYUNCAĞI GÖNDEREN AVATAR: SHANNON AİKEN

Hanan, Shannon Aiken profilini gazetecilere göstererek bir politikacıya seks oyuncakları gönderdiğini iddia ediyor. Aiken’in kredi kartı bile olduğunu söyleyen Hanan, Aiken’i AIMS’in yıldızlarından biri olarak tanımlıyor. Avatarların şaraplar gibi olduğunu söyleyen Hanan, avatarlar ne kadar eskiyse o kadar iyidir diyor. Aiken’in Gmail ve Facebook hesaplarının iki yıldan fazladır aktif olduğunu belirten Hanan, Aiken gibi tekil avatarların siyasi bir skandal yaratmaya yardımcı olan kaos ajanları olarak kullanılabileceğini söylüyor.

Yine de otomatik bir sosyal medya kampanyası yoluyla bunu bir hikâyeye dönüştürmek için başkalarına ihtiyaç duyduklarını belirtiyor.

AVATARLARLA DEZENFORMASYON YAYILIYOR

Gazeteciler, ilk toplantıda son toplantıya kadar AIMS’in ana ekranında belirtilen avatar sayısının 31.000’den 40.000’e çıktığını söylüyor.

Her avatarın adı ve fotoğrafının altında, aktif oldukları sosyal medya platformlarını gösteren bir simgeler listesi yer alıyor. AIMS’te tüm avatarlar eşit oluşturulmadığı belirtiliyor. Sistemde her birinin kalitesini sıralayan bir yıldız sistemi olduğu ifade ediliyor.

Aiken gibi yıldızların yanı sıra, AIMS avatarları dil ve konuma göre düzenliyor böylece kolayca gruplandırılabiliyor ve farklı bağlamlarda kullanılabiliyor.

Bitcoin gibi kripto para birimlerinde ve blok zinciri teknolojisi kullanılarak yaratılan NFT’lerde aktif olan avatarlar da bulunuyor. 

Bir grup avatar seçtikten sonra otomatik kampanya oluşturuluyor. Avatarlar Facebook’ta gönderi yayınlayabiliyor ya da bir mesajı güçlendirmek için birbirlerinin gönderilerini beğenebiliyor ya da yorum yapabiliyor. Twitter’da bir bağlantıyı öne çıkarabiliyor veya belirli bir hashtag’in trend olmasını sağlamaya çalışabiliyorlar.

Avatarlar ayrıca haber bağlantıları da yayınlayabiliyor. Avatarlar, farklı kampanyaların hedefi olan farklı iş adamları ve siyasiler hakkında sızıntılar içeren sahte sitelerin bağlantılarını sosyal medya üzerinden paylaşabiliyorlar.

Team Jorge ve AIMS, faaliyetlerinin yerini gizleyen ve aynı zamanda onlara ve avatarlarına yerel bir kimlik sağlayan karmaşık bir bağlantı sistemi olarak proxy’ler de kullanıyor. Bunun için şirket, bir “konut proxy” sağlayıcısıyla çalışıyor.

Hanan, “Sinyalim Endonezya’dan, WhatsApp Hong Kong’dan, Telegram Almanya’dan… Ve bunların hiçbiri benim numaram değil…” diyerek aslında “Kapıda yazanı gördünüz mü? Hayır. Biz buyuz. Hiçbir şeyiz.” söyleminin ne kadar gerçek olduğunu da gözler önüne seriyor. 

Hanan kardeşler ve Team Jorge hakkında ortaya çıkan ifşalar dünya basınında büyük ses getirirken İsrail hükûmetinden açıklama gelmedi. Tal Hanan yanlış bir şey yapmadığını, kardeşi ise ömründe yasaları çiğnemediğini belirtti.

Macaristan’da muhalefetin ön seçimleri siber saldırı nedeniyle ertelendi

Macaristan’da seçim öncesi düzenlenen siber saldırı nedeniyle Başbakan Viktor Orban’a muhalefet tarafından rakip olacak adayın belirleneceği ön seçimlerin son tarihi uzatıldı.

Ülke genelinde düzenlenen ön seçimde oy kullanma işlemleri sırasında bilgisayar sistemleri çökmüş ve oy verme işlemleri askıya alınmıştı.

Ön seçimi düzenleyen Ulusal Ön Seçim Kurulu (OEVB), ilk tur oylamanın 28 Eylül’e kadar uzatıldığını duyurdu.

Muhalefet saldırıdan Orban ve iktidarı sorumlu tuttu. Seçimin teknik organizasyonunu yapan firma yetkilisi Gergely Hajdu, saldırının büyük ihtimalle dış kaynaklı olduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini bildirdi.

Hajdu söz konusu saldırının hayal ettiklerinin çok ötesinde bir şiddetle gerçekleştiğini vurguladı.

Seçime giden Almanya’dan Rusya’ya siber saldırı uyarısı

Almanya hafta başında Alman politikacıları hedef alan siber saldırılardan Rusya’yı sorumlu tuttu . 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Andrea Sasse, başkent Berlin’de yaptığı açıklamada, “Hükümet olarak Rusya’yı bu kabul edilemez siber faaliyetleri derhal durdurmaya davet ediyoruz.” ifadelerinin kullandı.

Sasse, Almanya’dan bir bakanlık yetkilisinin geçen hafta doğrudan doğruya Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcisine aynı talebi ilettiğini ifade etti.

ALMAN SİYASETÇİLER, KİMLİK AVI SALDIRILARIYLA HEDEF ALINDI

Sasse, Ghostwriter adlı bir hacker grubunun geleneksel siber saldırı yöntemlerini dezenformasyon operasyonlarıyla birleştirdiğini ve bir süredir Almanya’yı hedef aldığını  gözlemlendiklerini söyledi. 

Sasse, Almanya’da 26 Eylül’de gerçekleştirilecek seçim öncesinde, milletvekillerinin kişisel giriş bilgilerini almaya yönelik kimlik avı saldırılarının düzenlendiğini söyledi.

Alman basınında çıkan haberlerde, iktidardaki koalisyona dahil partilerden bazı milletvekillerinin saldırıdan etkilendiği belirtiliyor.

Seçimlerde yalan habere karşı ‘sağlıklı iletişim’ nasıl olmalı?

Seçim zamanları bilgi kirliliğinin had safhada olduğu karışık zamanlardır. Öyle ki doğru bilgi ile yanlış bilgi birbirine karışabilir, insanlar ilk bakışta akla hayale sığmayacak haberlere inanabilirler. Peki böyle zamanlarda yanlış haberlere dair iletişimimiz nasıl olmalı, etrafımızdakilerle bu meseleyi nasıl konuşmalıyız?

Amerikalı wired.com’un haberine göre aslında farklı fikirlere sahip olduğumuz ve yanlış yönlendirildiğini düşündüğümüz arkadaşlarla ve aile fertleriyle bu konuda sağlıklı iletişim kurmak mümkün. Amerika seçimlerini baz alan habere göre seçimlerin başlamasıyla konvansiyonel medyada ve sosyal medyada çok ciddi bilgi kirliliği yaşandı. Kimi insanlar yalan haberlere doğrudan inanırken kimileri doğrudan reddetti. Bir de arada kalan “ateş olmayan yerden de duman çıkmaz”cılar var.

Tabii ki bu sorun bireysel bazda bir sorun değil; bu, yalan haberin bilerek ve istenerek körüklendirildiği bir sistem sorunu. Fakat bu haberlere inananlar; aile gruplarında ve diğer sosyal medya ağlarında bunları paylaşıp yayanlar; bu bilgilere inananlar da yine münferit bireyler. Bizim de iletişim kurabileceklerimiz yine onlar.

HERKESİ AYNI ÇİZGİDE BULUŞTURMAK MÜMKÜN MÜ?

Her seçmeni aynı çizgide buluşturmak elbette ki mümkün değil. Bu bir amaç da olmamalı. Fakat yapılabilecek olan şey en azından yalan habere karşı insanların bilinçlenmesi için adımlar atmak ve kırmadan-dökmeden mümkün olabildiğince bu olayın aciliyetine ve ehemmiyetine gözlerini açmak.

NE YAPILABİLİR ?

Wired’ın haberi Amerika özelinde yazılmış olsa da dünya çapında seçmenlerin faydalanabileceği bilgiler içeriyor. En öncelikli ve belki de en önemli şey insanları ötekileştirmemek. Kutuplaşma başlıbaşına yalan haberin yayılabileceği ortamı yaratıyor ve insanların yalnızca kendilerine servis edilen haberleri sorgusuzca kabul edip diğer cephelere kulağını tıkamasına sebep oluyor. İnsanlar doğru haberleri görmüyor değil. Fakat kişiler bir (ya da birden fazla) sebepten dolayı ona değil, kurgulanmış “gerçeğe” inanmayı tercih ediyor. Bu durumda insanları cahillikle ya da medya-okur yazarı olamamakla suçlamak onları ancak daha da yalnızlaştırıyor. Dahası, seçimlerin her cephesi seçmeni için rasyonel veriler sunuyor. Doğru ya da yanlış, akla dayalı çıkarımlar insanları kendisine çekiyor

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

 

YALAN HABER KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRME 

Yalan haberle karşılaşıldığında kullanılabilecek stratejilerinden biri de salt haber yalanlamaktan ziyade insanlara çevrimiçi bilgiye dayalı örgütsel dinamiklerin nasıl çalıştığını anlatmak olabilir. İnsanlar bu konuda bilgilendiklerinde bir haber kendilerine ulaştığında da ona inanacaklarında da bir kere daha düşünebilirler.

SORGULAYICI BİR TAVIR TAKINMAYIN 

Bir başka strateji ise açıklayıcı anlatılarda bulunmak. Yalan haber de dahil her haber özünde bir anlatıdır. Yalan haberin anlatısının üstesinden bir başka anlatı alt edebilir. “X partisinin başkanı Y konusunda yalan söylüyor.” şeklinde doğrudan ifadelerdense o iddianın tarihçesini ve dolayısıyla da o iddianın altında yatan nedenleri anlatabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, ABD Başkanı Donald Trump’ın oyların çalındığı iddiasının neden seçimleri kaybedeceğini anladığında ortaya attığını ve neden daha öncesinde ileri sürmediğini onu destekleyecek seçmene sorabilirsiniz.

Böyle bir yeni anlatı körü körüne o başkana bağlı kişiyi yolundan çevirmez fakat kararsız seçmenlerin bilinçlenmesini sağlayabilir.

Yanlış yönlendirici anlatıya karşı bir başka yöntem de anlatının tutarsızlıklarını sorgulamak olabilir. Mesela oy çalma gibi bir iddianın mahkemelere götürülmediği durumlarda neden böyle bir şeyin yapılmadığı, ya da oy çalanların neden genel anlamda başarılı olamadığı sorgulanabilir.

EMPATİ YAPTIRIN 

Belki apayrı bir strateji sayılmaz ama diğer stratejilere destek olan bu adım kendinizi insanlara anlatmaya çalışmak olabilir. Sizin neden belirli bir habere inandığınızı ya da başka bir haberi neden reddettiğinizi insanlara düşündürebilirsiniz. Sizin medya tarafından beyninizin yıkandığını iddia ettiklerinde aynısının kendileri için neden geçerli olmayacağını sorabilirsiniz.

ANAHTAR KELİME: SÜKÛNET 

Ailemizle ve arkadaşlarımızla bütün bu tartışmaları yaparken unutmamamız gereken bir strateji varsa o da sükunettir. Agresiflikle, bağırıp çağırmakla hiçbir mesajı iletemeyiz. Dahası mesajı belki de zaten hiçbir zaman hiçbir şekilde de iletemeyebiliriz. Karşı taraf yeni bir fikre kapalıysa onu açmak tek bir tartışmadan fazlasını gerektirecek ve belki de hiçbir zaman bu gerçekleşmeyecektir.

Öncelikle birbirimizi anlayalım. Büyük bir sistematik problem bir-iki kişi ile çözülmez ama bir-iki kişinin koca dünyasını değiştirebilmek için önce o dünyaya da girmek gerekebilir. Bu da esasen basit bir-iki strateji ile sağlanabilir.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD seçimlerindeki dezenformasyonun gerçek hayattaki karşılığı: Maricopa örneği 

ABD’nin seçimi kaybeden başkanı Donald Trump, seçim gecesi birçok eyalette sayım işlemi devam ederken, henüz önde gittiğine dair somut sonuçlar ortada olmamasına rağmen zaferini ilan edip rakibi Joe Biden’ı da seçimlerde usulsüzlük yapmakla suçladı. 

Donald Trump kanıt göstermediği bu temelsiz iddiaları perşembe gecesi de tekrarladı. Trump’ın attığı bir dizi mesaj, Twitter tarafından yanlış yönlendirici ve tartışmalı olarak etiketlendi. 

DEZENFORMASYONUN GERÇEK HAYATTAKİ TEZAHÜRÜ; MARİCOPA 

Amerika Birleşik Devletleri 59. Başkanlık seçiminin iki gün sonrasında 5 Kasım Perşembe günü, Trump yanlısı bir grup protestocu, sabah saatlerinde Arizona’da bulunan Maricopa yerleşim birimindeki bir seçim merkezinin etrafında toplandıTrump yanlısı grup, 2020 ABD Başkanlık seçiminin ‘bir şekilde’ Donald Trump’tan çalındığına, seçimlerde hile olduğuna dair ‘üretilmiş’ anlatıları dillendiren sloganlar attı. 

Trump yanlıları Maricopa’da, yetkilileri ‘oyların tekrar sayılması’ için ‘göreve’ çağırırken, yetkili ağızların seçime hile karıştığına dair bir delil olmadığı söylemlerine rağmen Trump’ın “Seçimi çalmaya çalışıyorlar” tweetini dillendirdi. Twitter üzerinden yayılmaya başlayan bir hashtag olan #StopTheSteal’den (Çalmayı Durdur) devşirme “Çalmayı durdurun” ve “Benim oyumu da say” sloganları üzerine Maricopa’da oyların sayıldığı binaya girişler kapatıldı. Gazeteciler binadan çıkartıldı. Maricopa seçim kurulu ise oy sayım işlemlerinin sürdüğünü açıkladı. 

3 Kasım’dan sonra yayılan dezenformasyon dalgasıyla birlikte 5 Kasım günü Maricopa’da yaşanan olaydan sonra Facebook, 350 bin takipçiye sahip olan Stop The Steal grubuna erişim engeli getirdi. Böylelikle sosyal medya şirketlerinin dezenformasyonu engellemeye yönelik yeterince önlem alıp almadığına dair tartışmaları yeniden tartışılmaya başlandı. 

Facebook eski baş güvenlik görevlisi Alex Stamos yaptığı açıklamada, “Bir başkanın ‘çalınıyor’ gibi bir ifade kullanmasıyla birlikte aklıselim insanların bile buna inandığını gözlemliyoruz” ifadelerini kullandı. Şu anda Standford Üniversitesi’nde çalışan Stamos, politik görüşe sahip olan hesapların, kendi inançlarını destekleyen ‘temelsiz’ iddiaları doğrulamak için sahte kanıtlar kullanmaya, gerçekleri çarpıtmaya ve başka şekillerde yalan haberler yapmaya ‘meyilli’ olduklarını söyledi. 

Ülke genelinde oylar hala sayılırken, yetkililer seçimde hile oluştuğuna dair herhangi bir kanıtın olmadığını dillendirmeye devam ettiler. Yine de Maricopa’da yaşanan olay, sosyal medyada yayılan seçim dezenformasyonunun gerçek dünyadaki tezahürünün simgesi olma konumunda bulunuyor.  

https://siberbulten.com/disinformation/abd-secimlerine-mudahale-operasyonlari-hakkinda-bilmeniz-gereken-4-sey/

DEZENFORMASYON NASIL YAYILDI? 

Arizona Mirror’da yayımlanan haberde, Maricopa Kontluğu’nda toplanan Trump yanlısı gruplar, sosyal medya platformları üzerinden yayılan, Arizona’daki seçim yetkililerinin seçmenlere “delikli kart” makinesiyle oy kullandırdığı ve böylece seçmenlerin oy haklarının çalındığı iddiasına inanmışlardı.  

Oysa iddiaya konu olan delikli kart” makineleri, oy pusulasında adayın isminin yanına delik delinen bir karttır ve seçmek istediğiniz kişinin resminin yanında bulunan deliklerin delinmesi işlemine yarıyordu. Yaygın olarak kullanılan bu yöntem, 2000 yılı ABD başkanlık seçimlerinde özellikle Florida eyaletinde ‘oyların sayımı’ sırasında tartışmalara neden olmuş, bu tartışma sonrasında da pek çok idari bölge delikli kart makinelerini kullanmaktan vazgeçmiş olduğu gerçeği de herkes tarafından biliniyor. 

DEZENFORMASYONUN GERÇEK HAYATA YANSIMALARI ENDİŞE VERİCİ 

Maricopa yerleşim birimi seçim kurulu ise söylentilerin yanlış olduğunu ve oy sayımının usule uygun şekilde devam ettiğini açıkladı. Yerel basın-yayın organında yer alan bir haberde ise yetkili ağızlar bu açıklamaları yaparken bazıları ‘silahlı’ olan protestocular, polisin oyların sayıldığı seçim kuruluna ‘polis yağdırılması’ talebinde bulunduğu iddia edildi. Üstelik gazeteciler de tehdit ediliyordu. 

Dezenformasyonun sosyal medyada yayılmasının gerçek dünyadaki tezahürü olarak Maricopa’daki olaylar büyük bir korkuyu tartışmaya açıyor. Bunun sonucunda da halihazırda yaşanan ve ileride yaşanacak dezenformasyonların gerçek dünyadaki karşılıkları endişeleri artırıyor. 

OYLARIN YAKILDIĞINI İDDİA EDEN GÖRÜNTÜLER

Yaşanan olay sosyal medya şirketlerinin iyi bildiği, daha önce de yaşanan seçimle ilgili yanlış bilgi yayılmasının bir etkisiBuna benzer bir etki, 2016 yılında ABD başkanlık seçimlerini Rus hükümetiyle bağlantılı bir grubun manipüle ettiği, Google, Facebook ve Twitter’da 100 bin dolarlık reklamlar yayınladığı ve ABD’deki vatandaşları gösteri yapmaya çağırmalarıyla hafızalarda yer edinmişti. 

Twitter ve Facebook, seçim dezenformasyonunun hem yabancı hem de yerel kaynaklardan yayılmasını sınırlamak için bazı politikalar yayımlamıştı. Özellikle seçim zamanında ‘erken zafer’ iddialarına yönelik de sıkı tedbirler aldılar. 

Seçim döneminde yaşanan bir başka olayda ise Trump’ın oğlu Eric TrumpTwitter’da yakılan oy pusulalarının olduğu iddia edilen bir video paylaştı. Yetkililer, videoda oy pusulaların yakıldığına dair kanıt olmadığını söyledi ve bu paylaşım kaldırıldı. 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/abd/abd-secimlerinin-hacklenmesi-iddianamesi-ortaya-cikti-ruslar-hedef-tahtasinda/

DEZENFORMASYONU ÖNLEME ÇABALARI NAFİLE Mİ? 

Washington Üniversitesi’nden Kate Starbird ise yaptığı açıklamada, “Dezenformasyona uğramış bilgilere inanmak isteyen, buna gerçekten de inanan azımsanamayacak bir kitle var ve bu noktada sosyal medya şirketleri ne kadar hızlı hareket ederse etsinler, paylaşımların üzerine ne tür mesajlar koyarlarsa koysunlar, bu mesajlar yayılıyor ve takipçiler de onları adete emiyor” ifadelerini kullandı. 

Twitter ve Facebook’ta kalmasına izin verilen yanlış bilgilerin hızlı bir şekilde tekrar yayıldığı da bilinen başka bir gerçek. Dezenformasyon konusunu ele alan diğer araştırmacılar da kalmasına izin verilen yanlış bilgilerin diğer platformlara serbestçe yayılabileceğinden endişe duyduklarını ifade ediyor. 

KONUNUN ÜZERİNE DAHA ÇOK EĞİLMELERİ GEREKİYOR 

Ancak Stamos, sosyal medya platformlarının, gerek Trump’ın iddialarına büyük bir hayranlıkla bağlı olan destekçilerinin sayısından gerek de sosyal medya üzerinde çok hızlı bir şekilde yayılan dezenformasyondan dolayı, konunun daha çok üstüne eğilmeleri gerektiğini söylüyor. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz