Etiket arşivi: Japonya

Yurt dışında siber güvenlik uzmanı olmak için gereken 5 şey!

Yurt dışında siber güvenlik uzmanı olmak için gereken 5 şey!Dünya, giderek daha küçük bir yer hâline geliyor. Uluslararası şirketlerden küçük işletmelere kadar birçok kurum ve kuruluş bulut sistemlere geçiş yaptıkça dünyanın küçüldüğü, yurt dışı çalışma imkânlarının da çoğaldığını görüyoruz. Yurt dışında çalışmak isteyen siber güvenlik uzmanları da bu fırsatları değerlendirebilir ve kariyerine yepyeni bir yol çizebilir.

SİBER GÜVENLİK KÜRESEL BİR ALANDIR

Siber güvenlik küresel bir sorun. Dolayısıyla siber güvenlikçilere dünya çapında bir talep var. Farklı bir deneyim, yeni bir ortam veya potansiyel olarak daha yüksek ücret arayan profesyoneller, yurt dışında çalışarak bu fırsatlardan yararlanabilirler.

Uluslararası bir şirkette, o şirketin bulunduğu ülkede veya uzaktan çalışmak isteyen güvenlik uzmanları, maaş, kültür ve hatta çalışma saatlerinde farklılıklar beklemelidir. Bu farklı hususlara uyum sağlayabilirlerse, küresel olarak önemli olan bu meslekte başarılı olabilirler.

Siber güvenlikte istihdam açığı büyüyor: Sadece ABD’de 700 bin uzmana ihtiyaç var!

YURT DIŞINDA ÇALIŞMA KOŞULLARI NASILDIR?

Herhangi bir sektörde başka bir ülkede çalışmak bazı farklı anlayışları da doğalında beraberinde getirecektir. Söz gelimi değişen iş yeri kültürlerinin dışında siber güvenlik uzmanları, farklı talepler ve düzenlemelerle karşılaşmayı bekliyor olmalıdır.

Örneğin Birleşik Krallık’taki siber güvenlik çalışanları, Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ni (NCSC) ve işlerindeki rolünü anlamalıdır. Benzer şekilde AB’deki profesyoneller de GDPR’yi dikkate almalıdır. Söz konusu farklılıkların bazıları çalışanların örneğin ABD’de gördüklerinden daha katı olurken diğerleri olmayacaktır. Yine de yurt dışında çalışanlar için adaptasyon gerektirirler.

Her ülkenin iş standartları, yaşam maliyetleri, ödeme ölçekleri doğal olarak birbirinden farklılık gösterir. Örneğin İsrail’de haftalık çalışma süresi 43 saat olarak bilinirken iş haftası da Pazartesi-Cuma değil, Pazar-Perşembe günleri arasıdır. Farklı kültürlere adapte olmanın gerektireceği yaşam biçiminin yanında örneğin mesai saatleri dışında mesajlara yanıt vermekten sorumlu olmadığınızı belirten Fransız yasalarının sağladığı haklara da hazırlıklı olmanızı tavsiye ederiz.

YURT DIŞINDA ÇALIŞMANIN FAYDALARI

Söz konusu farklılıklara uyum sağlamak zor olsa da yurt dışında çalışmanın birçok avantajı olduğu bir gerçek. Bu avantajların en önemlisiyse tabii ki maddiyat. Gerek Türkiye’de yurt dışı şirketlerinde uzaktan çalışıp Dolar veya Euro cinsinden para kazanmak gerekse yurt dışında yaşayıp orada ortalama üstü maaş almak, yaşam standardınızı oldukça yükseğe çekebilir.  

Siber güvenlik konusunda küresel bir biçimde yaşanan istihdam artışı da arayışlarınızı kolaylaştırabilir. Örneğin ABD dünyadaki herhangi bir ülkeden fazla siber güvenlik uzmanı istihdam ederken Birleşik Krallık, Brezilya, Güney Kore ve Japonya gibi ülkeler de giderek gelişen güvenlik sektörüne sahiptir.

YURT DIŞINDA ÇALIŞMANIN ZORLUKLARI

Yurt dışında çalışmak, benzersiz zorlukları beraberinde getirecektir. Bunlardan bir tanesi başka bir ana dil konusudur. Ana dil konusu karşınıza çıkabilecek en büyük engeldir.

Bunun yanı sıra gerekli beceriler ve istenen yetenekler de ülkeler arasında farklılık gösterebilir. ABD’de nitelikli bir siber güvenlik uzmanı dedirten beceriler, Japonya’da aynı tanımlamayı taşımayabilir.

Tabii bir diğer sorun da bir siber güvenlik çalışanı olarak uzaktan çalıştığınızda veri güvenliğinizin nasıl olacağı yönünde. 

ÇALIŞILACAK EN İYİ ÜLKELER

Her ülke, yurt dışında çalışan siber güvenlik uzmanları için benzersiz avantajlar ve dezavantajlar sunar. Çalışılacak en iyi yer, insanların tercihlerine ve ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebilir ancak genel olarak konuşursak, bazı alanlar siber güvenlik için diğerlerinden daha iyidir.

Örneğin Hindistan, hızla büyüyen BT ve bankacılık sektörlerine sahip ve siber güvenlik uzmanları için birçok fırsat yaratmakta. İsviçre bankacılık sektörü sayesinde güvenlik görevlilerine de yüksek istihdam sağlıyor ve düşük vergi oranı da cazip duruyor. Avrupa Siber Güvenlik Yasası ve GDPR gibi mevzuatlar, güvenlik uzmanlarına olan talebi artırdığı için AB’nin de sunduğu birçok fırsat var.

Ortalama maaşları daha yüksek olan ülkeleri seçmek de önemli olabilir. Örneğin Lüksemburg, siber güvenlik uzmanları için yıllık 110.000 doların üzerinde en yüksek ortalama ücrete sahip fakat aynı zamanda yüksek bir yaşam maliyetine de sahiptir. Japonya, Belçika ve Birleşik Krallık da güvenlik çalışanları için dünya çapında en yüksek maaşlar sunan ülkeler arasındadır.

Japonya, doğum oranını yapay zekayla yükseltmek istiyor

Japonya’da doğum oranını yükseltmek için harekete geçen hükümet, sorunun çözümünü yapay zekada buldu. Tokyo yönetimi, yapay zekanın kullanıldığı eş bulma programları uygulayan belediyelere kaynak aktarma kararı aldı.

Yapay zeka tabanlı programları halen uygulamakta olan ya da uygulamaya başlamak isteyen yerel yönetimlere 2 milyar yen (yaklaşık 19 milyon dolar) fon verilecek.

Japonya’da çiftleri bebek sahibi olmaya teşvik için cömert programlar uygulanmasına karşın geçen yıl doğum oranları rekor seviyede düşmüştü. Yapay zeka kullanılan eş bulma programlarında gelir ve yaş gibi kriterlere bakılıyordu. Yerel medya, yapay zekanın kullanılacağı programlarda hobi ve değerler gibi başka kriterlerin de göz önüne alınacağını söylüyor.

Bir hükümet yetkilisi uluslararası basına yaptığı açıklamada, “Bu mali desteğin ülkenin düşen doğum oranlarını tersine çevirmesini umuyoruz.” ifadelerini kullandı.

İsrailli şirket yarışma açtı, 16 ülkeden 3500 hacker saldırdı

NÜFUS YÜZYILIN SONUNDA YARIYA DÜŞEBİLİR 

Japonya’nın 2017’de 128 milyon olan nüfusunun bu yüzyılın sonunda 53 milyonun altına ineceği tahmin ediliyor. Japonya Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre ülkede 2019’da 864 bin bebek dünyaya geldi. Bunun, kayıtların tutulmaya başlandığı 1889’dan beri görülen en düşük seviye olduğu belirtiliyor.

Geçen yıl bir önceki yıla göre 54 bin daha az bebek doğdu. Ülkede dört yıldır her sene bir milyondan az bebek doğuyor. Ölüm oranı da savaş sonrası dönemde rekor kırdı. Geçen yıl 1 milyon 376 bin kişinin öldüğü belirtiliyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Japonya havada güçleniyor: Elektronik istihbarat için yeni uçak! 

Japonya Hava Kuvvetleri, Japonya’nın başkenti Tokyo’da bulunan Iruma askeri üssünde düzenlediği törenle elektronik istihbarat toplama görevleri (Electronic Intelligence-ELINT) için uygun hale getirilen RC-2 uçağını tanıttı.   

Japonya hava Kuvvetleri envanterinde bulunan Kawasaki C-2 nakliye uçaklarından biri (202 seri numaralı) özel elektronik keşif/gözetleme (ELINT ) sistemleri ile donatıldı ve test uçuşu gerçekleştirildi. Japonya 2011 yılında da 002 numaralı C-2’yi ELINT görevi için modifiye etmişti.  Önceden nakliye görevleri amacı ile kullanılan 202 numaralı C-2, 2018 yılında çeşitli ekipmanlar ile donatılarak ELINT görevleri için kullanıma uygun hale getirildi. 2 yıl boyunca test edilen uçak görevine başlayacak. 

“BÜYÜK ÖNEME SAHİP” 

JASDF’den yapılan açıklamada, “RC-2’nin hizmete alınması geleneksel hava, kara, deniz sahalarının yanı sıra uzay, siber alanları kapsamlı harp açıları çerçevesinde, elektromanyetik dalgalar sahasının emniyet altına alınmasında ve bölgesel operasyonların gerçekleştirilmesinde büyük öneme sahip” ifadeleri kullanıldı. 

TURBOPROP UÇAKLARIN YERİNİ ALACAK 

 Elektronik emisyonları tespit eden, anlayabilen ve sınıflandıran antenlere sahip RC-2’nin, turbo pervane motorlu ELINT uçağı YS-11EB’nin yerine alarak, elektronik istihbarat (ELINT) toplaması, uzun menzilli ve uzun havada kalış süreli gözlem operasyonlarında kullanılması bekleniyor. 

RC-2 elektronik istihbarat uçağı halihazırdı hava filosunda görev yapan dört NAMC YS-11 turboprop uçağın yerini alacak. Ancak RC-2’nin tam olarak NAMC YS-11 turboprob uçakları ile bire bir değişip değişmeyeceği bilinmiyor.  

Savunma Bakanlığı’nın, RC-2’nin tanıtımıyla aynı günde açıkladığı bütçe taslağına göre, ELINT görevler için özelleştirilmiş RC-2’lerin sayısının arttırılması için 67,2 milyon dolarlık bütçe ayrılması planlanıyor.  

“Uygurların toplandığı kamplarda gözetim sistemi kurdu” iddiası Huawei’nin başını derde soktu

BÜTÇE YENİDEN YAPILANDIRILACAK 

Japonya hava platformlarında uzaktan elektronik karıştırma kabiliyetini bütçesel olarak yeniden yapılandırmak istiyor. En son açıklanan bütçe taslağında, yeni bir uzaktan elektronik karıştırma/sinyal bozucu uçak (stand-off jammer)  projesi için 144,9 milyon dolar bütçe ayrılması planlanıyor. 

ELEKTRONİK HARP FİLOSU’NDA HİZMET VERECEK 

Bu uçak muhtemelen iki YS-11EA’nın yerini alacak, yüksek olasılıkla da Kawasaki EC-1 ile birlikte Japonya Hava Öz Savunma Kuvvetleri’nin Iruma hava üssünde yer alan Elektronik Harp Filosu’nda hizmet verecek. 

Kawasaki EC-1’lerin temeli Japonya’nın şu an yerlerini C-2lerle değiştirdiği eski Kawasaki C-1’lere dayanıyor. En son bütçe talebi önümüzdeki mali yıl içerisinde 2 tane daha uçak elde etmek için 487,5 milyon dolara ihtiyaç duyuyor.  Japonya 2014 mali yılı ile 2018 mali yılı için finanse edilen yedi uçakla C-2’yi görece düşük bir orandan satın almıştı. Ancak 2019 mali yılı içinde bu çaba herhangi bir finansman bulamadı. 

Japonya’ya yönelik bir siber saldırı ABD’yi savaşa sokabilir

DENİZ KUVVETLERİ DE GÜÇLENDİRİLECEK 

Son yıllarda Japonya daha ucuz bir seçenek olarak gördüğü ABD’den ‘Lockheed Martin C-130J Super Hercules’ uçaklarını satın alma fikrine de yakındı. Şu anda ise Japonya ek olarak Japonya Deniz Öz Savunma Kuvvetleri tarafından konuşlandırılan dört Lockheed EP-3C Orion uçağının yerini alacak yeni bir elektronik istihbarat (ELINT) sistemi geliştirmek için 47,4 milyon dolar daha arıyor. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

Japonya’ya yönelik bir siber saldırı ABD’yi savaşa sokabilir

Devletlerin müttefikleri ile arasındaki ilişkileri güçlendirerek siber alana taşımaları konusunda geçen hafta önemli bir gelişme yaşandı. Uzun zamandır ABD ve Japonya’nın gündeminde olan siber savunma iki ülke arasındaki savunma işbirliğine resmi şekilde dahil edilmiş oldu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo geçtiğimiz hafta Perşembe günü Japon Savunma Bakanı Takeshi Iyawa’nın ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, “belirli şartlar altında gerçekleşen bir siber saldırının ABD ve Japonya arasındaki Güvenlik Anlaşmasının 5. maddesine göre silahlı saldırı olarak kabul edilebileceğini” açıkladı.

İkinci Dünya Savşı’ndan sonra imzalanan ABD-Japonya güvenlik anlaşmasına göre, Amerikan yönetimi Japonya’nın bir saldırıya uğraması halinde savunma sağlamayı garanti ediyor.

130 MİLYAR SİLBER SALDIRI OLDU

Pompeo’nun açıklamasına göre Japonya’nın ‘silahlı saldırı’ olarak tanımlanabilecek bir siber saldırıya uğraması halinde ABD’nin Japonya’nın yanında yer alacağını bir kez daha teyit etmiş oluyor. Çin ve Kuzey Kore ile sık sık siber çatışma yaşayan Japonya’nın en büyük endişelerinden birini 2020 yılında ülkede düzenlenecek Olimpiyat Oyunlarının siber saldırıya uğraması oluşturuyor.

Japon Bakan Iyawa da Pompeo’nun açıklamasının caydrıcılık bağlamında çok önemli olduğunun altını çizdi.

Siber diplomasi alanında siber saldırının hangi şartlar altında BM Sözleşmesinde yer alan ‘silahlı saldırı’ kapsamında yer alacağına dair herhangi bir konsensüs bulunmuyor. Uzmanlar siber saldırı sonucunda insan kaybı yaşanıyorsa bu durumda hedef ülkenin uluslararası hukuka göre mütekabiliyet hakkının doğabileceğini ifade ediyor.

Japonya’ya yönelik 2016 yılı içerisinde 130 milyar siber saldırı yapıldığı açıklanmıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Japonya’dan Mirai uyarısı

Japonya Ulusal Polis Ajansı, ülkede siber saldırı gibi kötü niyetli internet trafiğinde 2018 yılında artış yaşandığını bildirdi.

Japonya Ulusal Polis Ajansı’nın paylaştığı veriler, ülkedeki kötü niyetli internet trafiğinin arttığını ortaya koydu.

Siber saldırıları tesbit etmek ve siber suçlarla mücadele etmek adına, internet trafiğini analiz eden araştırmacılar, 2018’de, günlük ortalama 2 bin 752 şüpheli etkinlik tespit edildiğini bildirdi.

Aynı kategoride, önceki yıla ait sayının bin 893 olduğu açıklanırken, 2018 yılında çevrimiçi sahtekarlık ve izinsiz giriş işlemleri gibi 9 bin 46 siber suç vakası kaydedildi.

Uzmanlar, şüpheli işlemlerde kullanılan ve internet bağlantısı bulunan cihazlara bulaşan “Mirai” adlı virüs konusunda kullanıcıları uyardı.

>>Kaynak