Etiket arşivi: disinformation

Youtube, Covid-19 aşısına dair komplo teorilerini yasaklıyor

Covid-19 hakkındaki dezenformasyon ve bilgi kirliliğinin yayılma hızı hastalığın yayılma hızıyla paralellik gösteriyor. Önce virüsün kendisine dair ortaya atılan komplo teorileri ve yalan haberlerin ardından şimdi de virüse karşı geliştirilme aşamasında olan aşı ile ilgili bir bilgi kirliliği söz konusu. Dezenformasyon ve bilgi kirliliği en çok sosyal medya platformlarında özellikle de YouTube’da kendini gösteriyor. Dev video platformu konuyla ilgili geniş kapsamlı önlemler alma yoluna gidiyor. YouTube Covid-19 aşısı hakkında asılsız bilgi ve haber içeren videoları yayından kaldıracağını açıkladı. Şirket bunu pandemi ile ilgili dezenformasyon ve komplo teorilerine karşı halihazırda olan kuralları genişleterek yapacak. 

Buna göre sosyal medya platformu, aşıya dair Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ya da yerel sağlık yetkililerinden gelen açıklamalarla çelişen içerikleri yasaklayacak. 

Zoom, veri ihlali ve veri gizliliği açısından ne kadar güvenli?

‘MİKROÇİP YERLEŞTİRİLECEK’ KOMPLOSUNA YER YOK

YouTube’dan Reuters’a e-posta yoluyla yapılan açıklamada yasağın “aşının insanları öldüreceği, kısırlığa yol açacağı ya da aşı olan insanlara mikroçip yerleştirileceğine” dair iddiaların yer aldığı içerikler için de geçerli olacağı belirtildi. 

YouTube’dan bir sözcü Reuters’a aşıya ilişkin endişeleri içeren genel tartışmaların platformda kalmaya devam edeceğini açıkladı. 

YouTube halihazırda Covid-19’un varlığını ve bulaşıcılığını tartışmaya açan, tıbbi olarak ispatlanmamış tedavi yöntemlerinin tanıtımını yapan, insanları tedaviyi reddetmeye teşvik eden, izolasyon ve sosyal mesafeye dair sağlık yetkililerinin yaptığı uyarılarla ters düşen yayınları kaldırmış durumda. 

200 BİNDEN FAZLA VİDEO KALDIRILDI BİLE

YouTube Reuters’a gönderdiği e-postada şubat ayının başından bu yana Covid-19’a ilişkin tehlikeli ve yanıltıcı olduğu tespit edilen 200 binden fazla videoyu yayından kaldırdığını açıkladı. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün Dijital Çözümler Müdürü Andy Pattison, Reuters’a yaptığı açıklamada DSÖ’nün her hafa YouTube’un Yayın Politikası ekibiyle bir araya gelerek içerik trendlerini ve olası sorunlu videoları tartıştıklarını söyledi. 

YouTube önümüzdeki haftalarda Covid-19 aşısı ile ilgili sağlık yetkilileri tarafından verilen bilgilere ağırlık vereceklerini açıkladılar. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Twitter’dan seçim dezenformasyonuna karşı ‘palavra öncesi’ uyarısı

Twitter, postayla oy verme işlemi ve seçim sonuçlarıyla ilgili dezenformasyonu önlemek adına kullanıcıların yayın akışlarının en üstüne özel mesajlar yerleştirecek. Sosyal medya devi, pazartesi günü yaptığı açıklamada, söz konusu mesajları dezenformasyona karşı yürüttüğü mücadele kapsamında yayınlayacağını belirtti. Mesajlara ‘pre-bunk’ (palavra öncesi) adını veren şirket, seçimlere kadar bu mesajları yayınlamaya devam edecek.

Twitter’da yer alacak mesajlardan biri şu şekilde: “Seçim uzmanları, postayla oy pusulalarındaki artışla dahi postayla oy kullanmanın güvenli olduğunu doğruluyor” Mesajda ‘daha fazla’ ibaresine tıklanınca kullanıcıları şu ifade bekliyor: “Yine de mektupla oy kullanmanın 2020 ABD seçimleri öncesinde seçim yolsuzluğuna yol açtığına dair doğrulanmamış iddialarla karşılaşabilirsiniz.” 

 

KOMPLO TEORİLERİNE KARŞI ETKİLİ MESAJLAR

İlerleyen günlerde karşılaşılacak diğer bir mesajda seçim sonuçlarının zamanlaması hakkındaki dezenformasyonu ele alması planlanıyor. Şirket, her iki mesajın da ABD’deki tüm kullanıcılara ulaştırılacağını söyledi. Bu mesajların insanları yanlış bilgilerle karşılaşabilecekleri konusunda uyaracağını açıklayan Twitter, aynı zamanda onlara konuyla ilgili güvenilir, gerçek bilgiler sağlayacaklarını ifade etti. 

Bazı araştırmalara göre bu tür iletiler kullanıcıları komplo teorilerine karşı koruyan etkili ‘karşı mesajlar’ olabilmekte. 

Yetkililer oyları saymaya hazırlanırken başlarken Twitter, Facebook, Google ve diğer teknoloji şirketleri, hizmetlerini yanlış bilgi, seçim müdahalesi ve hatta sivil ayaklanmada beklenen bir artışa hazırlamak adına son dakika rötuşları yapmaya çalışıyor.

Palo Alto’dan 250 saatlik ücretsiz siber güvenlik eğitimi

HABERLERİ FACT-CHECK İLE DOĞRULAMA İMKANI

Teknoloji şirketlerinin son dönemde yaptığı diğer değişiklikler arasında, oylama hakkında yanlış bilgilerle ilgili fact-check adı verilen doğrulama etiketleri ve oylar sayılırken siyasi reklam yayınlamama yer alıyor.

Başkan Donald Trump, postayla oy kullanmanın seçim yolsuzluğunda bir artışa yol açabileceğini iddia ediyor. Birçok araştırma, posta yoluyla veya başka bir şekilde yapılmasından bağımsız olarak Amerikan seçimlerinde seçim yolsuzluğu olduğu fikrini çürütmüş durumda. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Afrika ülkeleri seçimlere dezenformasyon gölgesinde gidiyor

Gündem ABD’de yaklaşan seçimlere ve seçimler öncesi yaşanabilecek olası dezenformasyon kampanyalarına kilitlenmişken dünyanın bir başka yerinde de aynı endişeler yaşanıyor. Afrika ülkesi Gine’de 18 Ekim’de yapılacak seçimler öncesinde seçmenler artık iyiden iyiye olağan hale gelen bir sorunla karşı karşıya: Dezenformasyon. Ancak demokrasileri henüz çok güçlü olmayan Afrika ülkeleri ABD ve Avrupa ülkelerinden daha savunmasız durumda. 

ABD’de, benzer şikayetler, Donald Trump’ın kazandığı 2016 başkanlık seçimleri sırasında Rusya tarafından sahnelenen kampanyalar ile baş göstermişti. Bu kez daha temkinli davranan Facebook, 3 Kasım’da gerçekleşecek seçimlerden önceki bir hafta boyunca siyasi reklamları yasaklarken Twitter da güvenlik önlemlerini artıracağını açıkladı. 

İnternet, Afrikalıların bilgiye erişimi ve siyasi tartışmalara katılımı noktasında önemli bir mecra haline gelmiş durumda. Güney Afrika merkezli Ichikowitz Aile Vakfı’nın 14 Afrika ülkesinde gerçekleştirdiği bir anket, gençlerin yüzde 54’ünün sosyal medyada haber okuduğunu ve üçte birinin online olarak günde dört saatten fazla zaman geçirdiğini ortaya koydu. Ancak kıtadaki seçim propagandalarında sosyal medyanın karanlık tarafına ilişkin artan bir endişe de var. Stanford Üniversitesi’nin İnternet Gözlemevi ve Siber Politika Merkezi, online mecraların hükümetlerin kontrollerini sıkılaştırmaları noktasında başka bir araç haline geldiğinden endişe duyuyorlar.

AFRİKA ÜLKELERİ BATILI TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNİN DENEME TAHTASI DEĞİL

Afrika ülkelerinin çoğunda geleneksel medyada siyasi reklamları kısıtlamaya yönelik yasalar yürürlükte olsa da Facebook gibi platformlar için yeterli yaptırımlar olmadığını savunan Kenyalı aktivist Nanjala Nyabola, geçen yıl Uluslararası Yönetim İnovasyonu Merkezi’ne yaptığı açıklamada, “Gelişmekte olan ülkelerin, teknolojik fantezilerin hayata geçirileceği bir deneme tahtası olduğu varsayımı gerçekten tehlikeli. Zira sonuçları genellikle sağlam yasal ve politik çerçevelere sahip ülkelerdekinden çok daha vahim olmakta.”

Gine’de, vatansever görünümlü onlarca Facebook sayfası, Başkan Alpha Conde’nin bir kurtarıcı olduğunu ve en büyük rakibinin ülkeyi istikrarsızlaştırmak istediği yönünde yayın yapıyor. Kaldı ki bu, 2008’deki askeri darbeyi hatırlayan vatandaşlar için oldukça korkutucu. Conde’nin iktidar partisinin propagandasını yapmak için çeşitli Facebook sayfalarında düzenli olarak paylaşım yapan ve karşılığında para alan yüzlerce kişi bulunduğundan bahsediliyor. 

Dezenformasyonun farkına var: Özgürlüğünü yalana karşı koru!

GİNE BAŞKANININ PROPOGANDASINI YAPAN FACEBOOK SAYFALARI

Gine örneğine gelirsek Stanford’a göre, üçüncü dönemde de başkan olmak isteyen 82 yaşındaki Başkan Conde’nin propagandasını yapan Facebook sayfalarının çoğu şeffaflıktan yoksun görünüyor. Geçen ay yayınlanan bir raporda, araştırmacılar iktidar partisi ile açık açık bağlantılı 94 sayfa bulduklarını, ancak operatörlerine paylaşımları karşılığında ödeme yapıldığını açıklamadıklarını söylediler. Bu sayfaların yöneticilerinin çoğu “İstikrar, İstikrar” veya “Alfa Demokrat” gibi adlar kullanarak kimliklerini gizliyor. Sayfaların toplamda 800 bin kadar takipçisi bulunuyor, bu da ülkedeki 2,4 milyon internet kullanıcısının yaklaşık üçte biri demek. 

Gine’nin iktidar partisinin sözcülerinden biri olan Alhousseiny Makanera Kake, partisinin yalnızca Facebook’ta değil, çeşitli platformlarda aktif olan özel bir sosyal medya ekibi kurduğunu belirtiyor. 

Facebook, hükümet yanlısı sayfaların standartlarını ihlal etmediğini ileri sürüyor. Facebook’un bir sözcüsü e-posta ile yaptığı açıklamada, bir araştırmaya göre sayfaların gerçek kimlikleri olan gerçek kişiler tarafından işletildiğini ifade etti. Sözcü ayrıca Facebook’un insanların takip ettikleri sayfaları ve arkalarında kimlerin olduğunu daha iyi anlamalarını sağlayan araçlar üzerinde çalıştıklarını da ifade etti. Platformun ABD’de “yanıltıcı bir deneyimden” kaçınmaya yardımcı olmak için “Bu Sayfayı Yöneten Kuruluşlar” adlı bir sekme sunduğu ve Facebook’un bu sekmeyi daha fazla ülkede hizmete sunacağını söyledi. Bu, web okuryazarlığının başlangıç aşamasında olduğu Gine gibi bir ülkede çok anlamlı olmayabilmekte.  

Facebook bir Afrika diktatörünün rüyasını mı gerçekleştiriyor?

GANA’DA 700 KİŞİLİK SOSYAL MEDYA ORDUSU

Gine gibi, diğer Afrika ülkelerinde de sosyal medya kampanyaları büyük sorunları da beraberinde getiriyor. 7 Aralık’ta seçimlere gidecek olan Gana’daki iktidar partisinin halihazırda 700 kişiden oluşan bir sosyal medya ordusuna sahip. Fildişi Sahili’ndeki tüm büyük partiler, 31 Ekim’de gerçekleşecek çekişmeli bir oylama için sosyal medyada kampanya yürütmek üzere ekipler oluşturmuş durumda. 28 Ekim’de başkanlık oylaması yapacak olan Doğu Afrika ülkesi Tanzanya, 2018 ve 2020’de gazetecilerin bazı sosyal medya paylaşımlarını suç sayan ve radyo da dahil olmak üzere çevrimiçi medyanın büyümesini engelleyen yasaları zorlayarak tam tersi bir yol izledi. 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

ABD Başkanlık Seçimleri öncesinde Google’dan kritik hamle: Reklam politikası değişiyor

1 Eylül’den itibaren Google, yanlış bilgilendirme, uydurma haber, dezenformasyon ve şeffaflık konusundaki eksiklikler ve politik olarak etkili içerikleri yaymak gibi sorunlara son vermek için çalışmalara hız verecek.

Amerika Birleşik Devletleri bu yılın Kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminden önce dezenformasyon kampanyalarını engellemek için sonbahar seçim sezonuna girerken Google da kendi reklam politikasında iki değişikliğe gidiyor.

ŞEFFAFLIK ZORUNLU KILINIYOR

Google, politika, sosyal meseleler veya ‘’toplumsal kaygı’’ konularındaki koordineli faaliyetleri önlemek için Google Ads Yanlış Beyan Politikası’nı güncelliyor. Bunun için öncelikle reklam verenlerin kimlikleri konusunda şeffaflık sağlamasını zorunlu kılacak.

Google, 1 Eylül itibariyle ‘’kimliğinizi veya kendinizle ilgili diğer önemli bilgileri gizlemek veya yanlış bilgi vermek’’ konusunda büyük cezalar verileceğinin altını çiziyor.

Google’ın yaptığı açıklamada “Bu politikanın ihlal edildiğini tespit edersek, Google Ads hesaplarınız tespit edilecek ardından herhangi bir uyarı olmaksızın hesabınız askıya alınacak ve bizimle çalışmanıza tekrar izin verilmeyecek” ifadesine yer verildi.*

KOORDİNELİ FAALİYETLER TAKİP EDİLECEK

Viral içerik ve yapay yankı odaları oluşturmak için reklamların diğer sitelerle veya hesaplarla iş birliği içinde kullanılması ‘’koordineli faaliyet’’ kapsamına sokulacak. Bu kampanyaların ayırt edici özellikleri ise dezenformasyon ve sahte haber etkisi sağlaması.

Örneğin bir sosyal medya platformu olan Twitter, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya ve Türkiye’den 32,242 hesabı yanlış bilgi yaydığı iddiasıyla askıya aldı.

DEZENFORMASYON SİBER GÜVENLİK SORUNLARIYLA EŞDEĞER

Google’ın önlemlerini yorumlayan Netenrich’den Brandon Hoffman ‘’Hiç kimse reklamın gücünü inkar edemez. Bu güçle gerçekleştirilebilecek manipülasyonlar ise bir siber güvenlik sorunuyla eşdeğer kabul edilebilir. Politika önlemlerini uygulamaya koymak ve bunları önceden duyurmak seçim döneminde ortaya çıkabilecek yanlış bilgi gelgitinin önüne geçmek için olumlu bir yöntem’’ dedi.

SALDIRIYA UĞRAMIŞ SİYASİ MATERYALLERİN KULLANIMINA KISITLAMA GETİRİLİYOR

1 Eylül’de de geçerli olacak olan ikinci değişiklik ise Google Ads Hacklenmiş Siyasi Materyaller Politikası’nın başlatılmasını içeriyor. Bu politikanın amacı, saldırıya uğramış materyallerin, özellikle de siyaset bağlamında pazarlanmasını engelleyerek dolaşımını önlemek olacak. Böylelikle siyasi olarak şantaj ve benzeri girişimleri azaltılabilir.

Suriye’deki Türk askeri üslerin konumları Strava ile açığa çıktı

HACKLENEREK ELDE EDİLMİŞ BİLGİLERİN ERİŞİMİ KISITLANACAK

Google yaptığı açıklamada “Google’ın seçim reklam politikaları kapsamında politik varlıklarla ilgili saldırıya uğramış materyallere doğrudan erişimi kolaylaştıran reklamlara izin verilmiyor. Bu, üçüncü bir tarafça dağıtılmış olsa bile, bir bilgisayara, bilgisayar ağına veya kişisel elektronik aygıtına izinsiz olarak giriş veya erişim yoluyla elde edilen tüm korumalı malzemeler için geçerlidir. İhlaller öncelikle bir uyarı alır ve ardından uyarının dikkate alınmadığı anlaşılırsa yedi gün sonra askıya alınır’’ ifadelerine yer verdi.

ABD seçimlerinin hacklenmesi iddianamesi ortaya çıktı: Ruslar hedef tahtasında

Ayrıca Google açıklamasında önemli bir denge sağlamaya çalışıyor: “Reklam veya açılış sayfasının bu materyallere doğrudan erişim sağlamaması veya kolaylaştırmaması koşuluyla, saldırıya uğramış siyasi materyallerin tartışılmasına veya yorumlanmasına izin verildiğini unutmayın.”

Acceptto’dan Fausto Oliveira Google’ın yeni politikaları hakkında ‘’Google’ın güçlü bir yayından kaldırma politikasıyla hacklenerek elde edilen siyasi malzemelerin kullanımını önlemeye çalıştığını, bunun üçüncü tarafları kimliklerini yanlış tanıtmaktan caydıran bir politika ile birleştirdiğinde, ABD başkanlık seçimleri öncesinde önleyici bir adım olacağını’’ düşündüğünü belirtti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

EDAM raporu: Tükiye’de veri doğrulama platformları ne durumda?

Bir haberi okuduğumuzda yazılanlara ne kadar güveniyoruz? Verilen haberin bilimsel içeriğini merak ediyor muyuz? Ya da belki de en önemli soru şu:

Haberi kimin verdiğini önemsiyor muyuz?

Veri doğrulama aslında yalan habere karşı bir ilaç gibi olması gerekirken tam da yalan haberin kaynağı haline gelebiliyor. Fakat farklı politik ortamlar ve farklı yerel medya sistemlerinden dolayı bu ilişki spektrumun iki yönünde de seyredebiliyor.

Çeşitli kutuplaşmalardan, bilgi kısıtlılığından ve sansürlerden muzdarip Türk medyasını bu açıdan incelemek önemli, zira Türkiye, diğer gelişen ekonomilere ve demokratik olarak geriye giden ülkelere bir örnek teşkil edebilir. Peki bu ülkede veri kontrolü ne durumda?

Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından EDAM’ın yayınladığı Doç. Dr. Akın Ünver’in kaleminden çıkan Fact-Checkers and Fact-Checking In Turkey  (Türkiye’de Veri Doğrulaması ve Veri Doğrulayıcılar ) rapor ülkedeki fact-checking ekosisteminin ayrıntılı bir fotoğrafını çekiyor. Biz de Siber Bülten olarak bu önemli raporun kısa bir özetini çıkardık.

SOSYAL MEDYA KULLANIMI VE YALAN HABER BİRLİKTE ARTTI

Veri doğrulaması 19. yüzyılın sonlarından itibaren var olsa da asıl önemini 21. yüzyılda yurttaş haberciliğinin ön plana çıkıp global bağlılığın hızının artmasıyla, diğer bir deyişle yalan haber probleminin doğmasıyla kazandı. Ken Layne bu noktada anaakım haber kaynaklarındaki hataların tespit edilip düzeltilmesi gerektiğini savunan bir hareket başlattı. Bunun sonucunda da FactCheck.org (2003), PolitiFact, MediaMatters (2004) ve NewsBusters (2005) gibi platformlar kuruldu.

İnternetin Türkiye’de bireylerin hayatına girişindeki en büyük artış 2006 ve 2009 seneleri arasında oldu. Sosyal medya kullanımının artması ile dezenformasyonun ciddi bir problem olmaya başlaması da paralel seyretti. Özellikle de H1N1 virüsünün yayılması ve bu virüsle alakalı komplo teorilerinin yaygınlaşması ile Türkiye’de de yalan haberlere karşı insiyatifler kurulmaya başladı. Bağımsız ya da çeşitli kurumara bağlı YalanSavar.org, Muhtesip/Malumatfuruş, EvrimAgaci.org, DogrulukPayi.com, Teyit.org, gununyalanlari.com, FactCheck.TR, Dogrula.org gibi oluşumlar farklı alanlarda yaklaşık olarak aynı amacı gütmektedir: haber teyiti ve doğruluğunu garantilemek.

VERİ DOĞRULAMA YALAN HABERİ BİTİREMEZ

Veri doğrulamanın işe yarayıp yaramadığı hala bir soru işareti. Uluslararası Veri Kontrolü Ağı, IFCN direktörü Barbars Örsek’e göre araştırmacı gazeteciliğin yolsuzluk ve görevi kötüye kullanmayı bitiremediği gibi veri doğrulama da yalan haberi bitiremez fakat yine de bu platformlar liderlerin yaptıklarının gözden kaçmadığını bilmeleri için önemliler. Teyit.org kurucusu Mehmet Atakan Foça ise benzer bir yaklaşımla veri doğrulamanın ancak uzun vadede etkili olacağı kanısında. IFCN’in Türkiye bilirkişileri Erkan Saka and Sarphan Uzunoğlu ise veri kontrlüne olan talebin artmasının pozitif bir gelişme olduğunu düşünmekte.

VERİ DOĞRULAMANIN ETKİNLİĞİNİ NASIL ÖLÇEBİLİRİZ?

Veri doğrulamanın etkisinin ölçülebileceği nicel yöntemler mevcut ve bilimsel literatürde erişimin kapsamı/popülarite, veri doğrulamanın çıktısı ve dezenformasyonun azaltılması ölçme yöntemleri olarak belirlenmiş durumda.

 

 

1-Popülarite

Türkiye Raporu’nun (turkiyeraporu.com) yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’deki haber okurlarının büyük bir bölümü (%37) haberleri internetten takip etmemekte; fakat edenler arasında veri doğrulamayı tercih edenlere bakıldığında insanların haberlere eleştirel bir gözle yaklaştığı görülmektedir.

Türkiye’de veri doğrulama durumuna genel bir bakış atılacak olursa, bu konuda bir farkındalığın olduğu, ancak veri kontrol yöntemlerinin hala eski, diğer kaynaklar ve aile/arkadaşlar ile çapraz kontrol yöntemi olduğu gözlemlenmiştir. Cinsiyet bazında, erkekler kadınlara nazaran daha çok veri doğrulama yapıyor. Yaş ve eğitim ise net çizgilerle ayırt edilemiyor. Siyasi parti yakınlığı fark etmeksizin veri doğrulama çok sık yapılmayıp %10 ila 20 arasında görülmüştür. Oy verenler genel olarak yerel ve dış politika ile ekonomi haberlerine ilgi duymuşlardır. Genel olarak ise veri kontrol platformlarına itimat %10 civarındadır.

 

2-Veri kontrol çıktısının oranı

Veri doğrulmanın etkililiğindeki ikinci kriter veri doğrulama çıktısıdır fakat bu kriter biraz problemlidir; zira örneğin Teyit.org, Doğruluk Payı ve Doğrula.org sayıca en fazla çıktıyı veren platformlar olsalar da öte yandan Evrim Ağacı en popüler platform olup sayıca az çıktı vermekte ama detaylı ve bilimsel kanıtlarla dolu çıktılar vermektedir.

 

3-Dezenformasyonun azaltılma oranı

Veri doğrulamadaki etkililiğin son kriteri ise özellikle politik anlamda çalkantılı dönemlerde dezenformasyonun engellenmesi oranıdır. Olgular arasında sebep-sonuç ilişkisini kurmanın ne derece sağıklı olduğu net olmadığı için bu kritere göre araştırma yapmanın birtakım zorlukları bulunmakta. Bununla beraber, Teyit.org’un 2019 yerel seçimlerine dair hazırladığı etki raporu bu konuda bir fikir verebilir. Bu rapora göre, 33 adet dezenformasyon haberinin 25 tanesi veri doğrulama çabalarına rağmen doğru habere göre fazla etkileşim almıştır. Bu 25 haberden 10’unda bu makas ciddi oranda açılmaktadır. Başarılı olan yalan iddia çürütmelerinden en populerler aşağıdaki beş iddiadır:

  1. CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun daha önce Fetullah Gülen Örgütü’nün yakalanan bir elemanı ile aynı evi paylaştığı iddiası
  2. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Millet İttifakı’nı destekleyici broşürler dağıttığı iddiası
  3. HDP eş genel başkanı Sezai Temelli’nin “İstanbul ve Ankara’yı İmamoğlu ve Yavaş değil, HDP yönetecek” dediği iddiası
  4. 1700 oyun AKP adayına geçirildiği iddiası
  5. Japonya’da lise mezunu olmayan vatandaşların oy veremediği iddiası.

Başarısız olup dezenformasyonun çürütmesinden daha fazla etkileşim aldığı en popüler beş iddia ise şöyle:

  1. Yeni seçilen CHP adayı Zeydan Karalar’ın Adana Büyükşehir Belediyesi’nde çok fazla yolsuzluk ve borç olduğu için göreve başlamayı reddettiği iddiası
  2. Balıkesir’in Manyas İlçesi’nde seçimi MHP’nin kazandığı fakat AKP baskılarıyla başkanlığın CHP’ye geçtiği iddiası
  3. Yeni seçilen CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Anıtkabir’de kaligrafik el yazısı ile anı defterine yazı yazdığı iddiası
  4. CHP sandık görevlilerinin İstanbul’da seçim sandıklarını boşalttığı iddiası
  5. İstanbul Gaziosmanpaşa’da AKP sandık görevlilerinin oy çaldığı iddiası.

Bu bilgiler bize bir başarı ya da başarısızlık resmi çizmese de genel olarak dezenformasyon haberlerinin anında müdahale ile teyidinin yapılamayacağı oy çalma iddiaları etrafında yoğunlaştığını görüyoruz.

ÇÜRÜTÜLEN HABERLER PİYASADA VARLIKLARINI DEVAM ETTİRİYOR

EDAM’ın yürüttüğü bir başka araştırma yalan haberin ne kadar uzun süre dayandığını da göstermiştir. Türkiye’de Rus kaynaklardan doğan dezenformasyonunu analiz etmek için başlatılan çalışmada haberlerin çürütülmesine rağmen piyasada hala varlıklarını ve etkilerini uzun süre sürdürdükleri ve etkileşim almaya devam ettikleri görülmüştür. Aşağıdaki beş haber bunun örnekleridir:

  1. Erdoğan’ın Akşener’e “zilli” şeklinde hitap ettiği iddiası
  2. Muharrem İnce’nin camide zeybek oynadığı iddiası
  3. Diyarbakır’da bir lisede oy çalındığı iddiası
  4. Erdaoğan’ın yorgunluk dolayısıyla Bursa mitinginde kalabalığa “Sakarya” şeklinde hitap ettiği iddiası
  5. Hükümet’in muhalefet oyunun çok olduğu seçim bölgelerinde uçan mürekkep kullandırttığı iddiası.

Bu haberlerin teyidi ve çürütülmesinin ardından etkileşimlerin ciddi oranda azaldığı fakat tamamen bitmediği görülmektedir. Yine de bu durum yalan haber ve dezenformasyonun çürütülmesinde hızlı hareket etmenin önemini bir kez daha ortaya koymuş olup Teyit.org ve DoğrulukPayı’nın bu konuda ne derece başarılı olduklarını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

TÜRKİYE’DEKİ VERİ DOĞRULAMA PLATFORMLARININ SWOT ANALİZİ

YalanSavar: YalanSavar’ın güçlü yönü uzmanlıkları. Farkı alanlarda uzman kişiler kendilerine uzak alanlarda da araştırma yapıp sonuca varabiliyorlar. 10 yıllık bir uzmanlığın ardından COVID-19 gibi yeni alanlarda dahi veri teyiti yapmaktalar. Kendilerini finanse etmeleri ise hem bir avantaj hem de bir dezavantaj. Özellikle de kriz zamanlarında gönüllü iş yaptırmakta zorlanabilirler. Zaman zaman hükümet kanallarından gelen bilgileri de sorgulamaları sorun çıkarabilir.

Malumatfuruş: Güçlü yönü kapsamının çok net bir şekilde çizilmiş olmasıdır. Köşe yazarlarının iddiaları ile alakadar oldukları için kendlerini finanse edip küçük bir gönüllü ekiple çalışabiliyorlar. Bu ekibin negatif yönü ise anonim çalıştıkları için kamuoyu fikrinin – içerikleri o yönde olmasa da – hükümet yanlısı oldukları yönünde olmasıdır.

Evrim Ağacı: Daha geniş ve merkezi olmayan bir yöntemle çalışan ekip birçok sayıda gönüllüden oluşmakta ve daha geniş kitlelere ulaşabilmektedir. Özellikle de son pandemi döneminde önemli katkıları olmuştur. Başarılı bir uzman ekipten oluşan Evrim Ağacı’nın bir dezavantajı kendini finanse ederken reklam almasıdır. Bir başka dezavantajı ise laiklik ve LGBTİ+ hakları konularına eğildikleri için mevcut hükümetle problem yaşama ihtimalleridir.

Doğruluk Payı: Özellikle politik meselelerdeki dezenformasyonun önüne geçmekte başarılı olan Doğruluk Payı aynı zamanda uluslararası bir birlik tarafından da kabul gören iki kuruluştan biri olması ile dikkat çekmekte. Mali kaynaklarının Türkiye dışından da olması ise ekibe bir “dış güçlerin ekibi” yakıştırması yapılması olasılığını doğuruyor. Bununla beraber objektif bir şekilde özellikle de kutuplaşmanın tavan yaptığı politik zamanlarda her politikacı ile alakalı yalanlamalarından dolayı her kesimden tepki almaktalar.

Teyit.org: Türkiye’de en iyi finanse edilmiş ve en iyi ekibe sahip platform olan Teyit.org, aynı zamanda Türk veri doğrulama platformları arasında en çok etkilerşime sahip olanıdır. Yüksek çıktı hacmi platformu hem avantajlı hem de dezavantajlı hale gelmektedir, zira kriz zamanlarında mali kaynak ve çalışan kaynağı yetersizliği yaşayabilirler. Öte yandan, geniş etkileşim ağı, geniş ilgi alanı ve Facebook’un da dahil olduğu finansman durumu ülkedeki her kesimden tepki almasına sebep olmaktadır. Fakat her durumda bunun üstesinden gelen ekip Türkiye’nin lider ekibi olmaya aday.

Hükümete yakın olduğu iddia edilen Doğrula.org, Günün Yalanları ve Fact-Checking.TR platformları geniş bir kitleye hâkim olup sosyal, ekonomik ve siyasi konularda hükümetin duruşunu korumayı amaçlamaktadırlar. Hükümet yanlısı Bosphorus Group tarafından finanse edilmektedirler. Bu platformların net bir çizgisi ve belli bir kapsamı olması pozitif yönlerindendir. Negatif yönleri ise hükümet yanlısı olmaları ve bu anlamda IFCN gibi uluslararası mecrada tanınırlığa sahip olamayacaklarıdır. Ayrıca ekiplerin parti içi kalibrasyonlardan da kötü yönde etkilenme olasılıkları her zaman mevcut.

KRİZ ZAMANLARINDA İHTİYAÇ ARTIYOR

Doğrulama platformlarına duyulan ihtiyaç özellikle kriz zamanlarında ortaya çıkmaktadır ve bu anlamda kamuoyunun bu tarz platformlara olan farkındalığı artmış görünmektedir. Fakat haber takipçileri arasında hala “medya kabileciliği” sözkonusudur. Ayrıca yalan haber çürütme konusunda hükümet kadar hükümet karşıtı gruplar da bu platformlara acımasızca yaklaşabilmektedir. Bir başka problem ise Türkiye’de süregelen sansür ve yasaklardır. Kriz zamanlarında uygulanan içerik yasaklamaları ya da kişilerin engellenmesi haber doğrulamanın en gerekli olduğu zamanlarda çalışmayı güç hale getirmektedir. Bu durumda bir içerik yasağının gerçekten gerekli bilginin eksikliğinden mi yoksa bir örtbas girişiminden mi olduğu net olmamaktadır.

HER ZAMAN ÖNEMLİ FİGÜR OLACAKLAR

Sonuç olarak, farklı alanlarda farklı uzmanlıklarla farklı finansman şekilleriyle çalışan Türkiyeli veri doğrulama platformları 2000’lerin başından itibaren aktif halde görev yapmaktadırlar. Doğruluk Payı ve Teyit.org. gibi IFCN üyesi platformlar olduğu gibi EvrimAğacı ve YalanSavar gibi bu platforma dahil olmaya hazır ekipler de bulunmaktadır. Genel olarak veri kontrolü kullanımı halk içerisinde %10’larda görünse de bu oranın artacağı öngörülmektedir. Veri doğrulama mekanizmalarının dezenformasyonu yok etme konusunda başarılı olup olmadığı kesin olmasa da bu mekanizmalara olan ilginin ve bu konudaki farkındalığın artıyor olması umut vadetmektedir. Bununla beraber, Türk ekiplerin baskı ve kısıtlamalara ve finansman konusundaki süpheli yaklaşımlara rağmen başarılı bir şekilde çalışmaya devam ediyor olması da onları dünyadaki en önemli ekiplerden yapmaktadır ve öyle görünüyor ki Türkiye demokratik anlamda geriye gitse bile veri doğrulama ekipleri her zaman önemli birer figür olmaya devam edecekler.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz