İsrail Siber Büro’nun başında bulunan Eviatar Matania ile ilgili açık kaynak gerçekleştireceğiniz herhangi bir araştırmada karşınıza çıkan onlarca haber, demeç ve adının geçtiği sayısız makalenin sizi aldatmasına izin vermeyin. Şayet gerçek Matania, başında olduğu İsrail Ulusal Siber Büro’nun aktivitileri veya yol haritasına dair bilgi edinme gayesindeyseniz, tarayacağınız içi dolu gibi gözüken sayısız haber sizi pek de bir sonuca ulaştırmayacak. Bu anlamda İran ve Çin gibi ülkelerin ketum tavırlarının aksine, gerek Matania gerekse İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Ulusal Siber Büro ve İsrail’in siber güvenlik stratejisinden bahsederken çok konuşup hiç bir şey söylememe sanatını ustalıkla kullanmış. Öyle ki, İsrail’in global siber güvenlik ve savunma pazarında neredeyse %10’luk bir paya sahip, 200’ü aşkın önemli start-up ve şirketin merkezi, hem sanal hem de fiziksel dünyada konunun başını çeken ülkelerden olduğu bilinmese, bu adamlar neden bahsediyor tepkisini vermek işten bile değil.
Kaç yaşında olduğu bilgisine ulaşamasam da, oldukça genç (30’larının sonunda) olduğunu tahmin ettiğim Matania, Talpiot Programı olarak adlandırılan, İsrail ordusu bünyesinde teknoloji alanında öne çıkan akademik başarılara sahip ve liderlik potensiyeli taşıyan askerlere sunulan 9 senelik özel bir eğitimden geçmiş. Lisansını Hebrew Üniversitesi’nde Fizik ve Matematik alanında, yüksek lisansını Tel Aviv Üniversitesi Matematik Bölümü’nde oyun teorisi üzerine uzmanlaşarak ve doktorasını ise yine Hebrew Üniversitesi’nde Muhakeme ve Karar Alma (Judgement and Decision-Making) başlığı altında tamamlamış. Daha fazla detaya erişilemese de, oldukça ilginç bir tablo çizen akademik geçmişi, Matania’nın soğukkanlı ve işin köklerinden gelen bir siber lider olmak üzere yetiştirildiği izlenimini veriyor. Özellikle oyun teorisi ve muhakame alanlarında uzmanlaşmış olmasına ek olarak kısa özgeçmişinde Ar&Ge projeleri ve sistem analizi konusunda edindiği belirtilen özel sektör deneyimi, onu eşsiz bir siber lider yapıyor.
İLGİLİ HABER >>> İSRAİL SİBER ORDU İÇİN YETENEK AVINDA
Bir kaç senedir CyberTech konferansına evsahipliği yapan İsrail, siber güvenlik meselelerini oldukça ciddiye aldığını her fırsatta yineliyor. Özellikle son düzenlenen etkinlikte Netanyahu’nun interneti İsrail’in periferisini özellikle güneye doğru geliştirmek için mükemmel bir araç olduğunu belirtmesi, ‘dijital İsrail’i kurarak siber kapasitesi fiziksel boyutuna kıyasla en yüksek devlet olma yolunda önemli aşama kaydedeceklerinin altını çizmesi bu anlamda bir hayli önemli. Netanyahu’nun alıntılanan konuşmasında ‘periferinin geliştirilmesi’ şeklinde bir vurgu yapması da ayrıca kayda değer. Öyle ki, periferi olarak adlandırılan Acre, Afula, Tel Hai, Ashkelon, Be’er Sheva, Kiryat Gat ve Ashdod bölgelerinde yaşayan 15-18 yaş aralığındaki öğrencileri hedefleyen Ulusal Siber Muharebe programı ile İsrail’in siber güvenlik alanında kalifiye işgücü ve elbette ki etkin bir siber ordu oluşturmayı amaçladığı bir çırpıda anlaşılıyor. Netanyahu’nun konuya beslediği şahsi ilgi, Ulusal Siber Büro’yu kendine yakın tutması ve İsrail’i önümüzdeki dönemde siber güvenlik alanında ilk beş ülke arasında görmek istediğini ısrarla belirtmesi, diğer ülkelerdeki siber liderlerin karşı karşıya olduğu yasal ve teknik kısıtlamalara kıyasla, İsrail’deki siber liderlerin bir hayli geniş hareket alanına sahip olduğunu gösteriyor.
HABERLERİMİZİ TOPLU OLARAK TWİTTER ADRESİNDEN TAKİP EDİN!
Hem Matania hem de Netanyahu’nun sanal dünyayı uluslararası siber koalisyonlar yapmak adına önemli bir ortam olarak değerlendirmeleri, bu alanda öne çıkacak işbirlikleri olmaksızın siber savunmanın istenen ölçülerde sağlanamayacağını savunmalarına yol açıyor. Özellikle Matania’nın görevi devralmasından bu yana İsrail-İngiltere arasında uzlaşılan 1.2 Milyon poundluk ortak siber savunam araştırma fonu, her sene düzenlenen sektörün büyük isimlerinin katılımıyla gerçekleştirilen CyberTech etkinlikleri ve İsrail-ABD arasındaki sıkı siber güvenlik münasebetleri İsrail’in ‘birlikte hareket etme’ konusuna yüklediği önemi gösteriyor. Hatta birlikte hareket etme adı altında Matania, bir adım daha ileri giderek İsrail, ABD, Avrupa Birliği, Avusturalya ve diğer Batı ülkelerinin aynı düşman karşısında savaştığını, düşmanın bazen küçük hacker grupları bazense topyekun ulus-devletler olarak karşımıza çıktığını söylüyor. Çin konusu sorulduğunda uyumlu hareket etmek isteyen her devlete kapımız açık dese de, Matania’nın İsrail’i ‘Batı’ ekseninde, ‘Batı’ için hareket eden bir siber güç olarak konumlandırması, bir kaç sene önce şahsen dinleme imkanı bulduğum, siber güvenliğin eskilerinden sayılabilecek Milton Mueller’in öne sürdüğü ‘dijital soğuk savaş’ kavramını akla getiriyor.[1] Özellikle Matania’nın bir demecinde karşı karşıya kaldıkları siber saldırıları Hamas’ın attığı füzelerle kıyaslarsa, İsrail enerji ağının 2013 boyunca günde 2, 2014 yılında ise günde 15 füze tarafından hedef alındığını belirtmesi, İsrail’in siber alanı silahlandırma motivlerini pekiştiren bir savaş terminolojisini su yüzüne çıkarıyor. Mueller, bahsi geçen yazısında soğuk savaşın siber dünyada aslında hiç sona ermediğinden bahsediyor, dijital soğuk savaşın akıbeti gerçeğinden farklı olur mu olmaz mı bilinmese de İsrail, ısrarlı siber güvenlik gündemi, giderek artan siber gücü ve yetiştirdiği etkin teknik kadroyla bu alandaki gidişata en ön sıralardan yön vereceğini şimdiden kanıtlıyor.
HAFTALIK BÜLTENİMİZE ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUN
[wysija_form id=”2″]