Makale & Analiz

İnteret özgürlüğüne karşı anti-Batıcı bir başkaldırı: Evgeny Morozov

Bir asır önce petrol ana kaynak olarak düşünülüyordu, lakin dijitalleşme çağında internetin her geçen gün değer kazanarak ve hızla yaygınlaşarak günümüzde sıkça adını duyduğumuz Büyük Veri kitlesini yaratıp, veriyi değerli bir hale getirdiğini görüyoruz. Teknolojik ilerlemeler, internetin gelişmesi ve Büyük Verinin farklı nesnelerden (mobil cihazlar, nesnelerin interneti, sensorlar, kredi kartları, sosyal ağ aktiviteleri vs… ) toplanması endişeleri de beraberinde getiriyor.

Büyük Veri sahiplerinin, Twitter, Google, Facebook gibi Silikon Vadisinin dev teknoloji şirketleri, elinde bugün devletlerin ve toplumların ekonomisinden, diplomasisine kadar geniş bir çerçevede etkileyebilecek güç birikimi yaşanıyor. Bir zamanlar değerli olan petrol sınırlı bir kaynaktı fakat bugün veri dev teknoloji şirketlerinin her gün üretiliyor ve neredeyse sınırsız. Geldiğimiz noktada, küresel ağın getirdiği imkanların yanında yaratmış olduğu endişeleri 2012 yılında basılan ve geniş çevrelerde yankılanan Evgeniy Morozovun “The Net Delusion: The Dark Side of the Internet Freedom” adlı kitabında görüyoruz.

Günümüzde cesur ve yeni bilgi çağı olarak görmüş olduğumuz internet  yeni kültürel dünyamızda bir global spazm yaratmış durumda. Evgeniy Morozov “The Net Delusion: The Dark Side of the Internet Freedom” kitabında zekice ve cesurca internetin dünya siyasetindeki önemli araçlardan biri olduğunu, batı ülkelerinin interneti kullanarak dünya siyasetini etkilediklerini, global ağın otoriter rejimlerin yok olmasında ve global demokratikleşmenin temelini kurabilecek bir kaynak olabileceğini tartışıyor.

CLİNTON HANGİ İNTERNETTEN BAHSEDİYOR?

Genç Belaruslu yazar ve araştırmacı Morozov kitabında internetin dünya siyasetini etkileyen olaylarının yanı sıra, siyasetçilerin de yeni teknolojilere olan yaklaşımlarını ele alıyor. 2010 yılının ocak ayında Hillary Clinton’un internete dair ihtişamlı konuşmasında “Yeni teknolojilerin sunmuş olduğu potansiyeli kullanarak demokrasinin ve insan haklarının dünyada yaygınlaşması için bu araçları dünyanın dört bir yanına yayılmasını savunurken” herhalde 2005 senesinde yapmış olduğu bir başka konuşmada Clinton “İnternetin büyük bir tehlike aracı” ve “bugünün ebeveylerin ve çocuklarının karşılaştığı büyük teknolojik sorunlardan biri” olduğu söylediğine dair konuşmasını unutmuş olduğunu vurgulayan yazar kitabında Clinton’un mesela “Rus arama motorlarındaki en popüler internet aramaları listelerinde “demokrasi nedir?” veya “insan hakları nasıl korunur?” konusu yerine “aşk nedir?” veya “nasıl kilo verilir” şeklindeki konuların daha sık arandığının farkında olmamasının kitabında eleştiriyor.

Yazar kitabında Twitter’in 2009 senesinde İran’da rejim karşıtı gösterilerde oynadığı rolü de gündeme getiriyor. Twitter ve Facebook gibi sosyal medya platformlarının sunmuş olduğu fırsatları otoriter rejimler için fırsat yaratabileceğine inanıyor. 2012 yılında basılan kitaba yıllar sonra bugün baktığımızda Morozov’un haklı olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Yeni teknolojilerin sunduğu fırsatları kullanarak batı ülkelerinden gelebilen saldırılara maruz kalabileceklerine inanan otoriter devletler, kendi web sitelerini devamlı takip ediyor, gerektiği zaman siteleri kapatmakla  veya kısmen engellemekle kalmıyor, sosyal ağlardakı protesto gruplarını gözetleyerek ve sisteme sızarak protestocuları takip ettiği de yazarın kitabında değindiği konular arasında yer alıyor.

Kitapta ele alınan diğer konulardan biri de siber saldırılar. Teknolojik gelişmeler yeni saldırı şekillerinin ortaya çıkmasına neden oldu ve dünyamızda DDOS saldırıları ile bilinen, Estonya ve Gürcüstan hükümetlerine karşı (muhtemelen Rus milliyetçileri tarafından gerçekleştirilen) 2008/2009 yılarındaki saldırı kitabın diğer bir konusunu oluşturuyor. Yazar, DDOS saldırılarını bir çok durumda sokak eylemleriyle eşdeğer olarak siber alandaki sivil itiatsizlik eylemi olarak gösteriyor ve siber saldırıların meşruiyetinin ayrı değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

GLOABAL AĞ SİYASİ BİR ARACA DÖNÜŞTÜ

Kitapta Morozov siber saldırıların “karmaşık bir yapıya sahip olduğununu” söylüyor ve Hillary Clinton’un konuya dair “Siber saldırıları yapan ülkeler veya bireyler uluslararası normlar çerçevesinde yargılanmaya tabi tutulmalı” açıklamasını göz önünde tutarak, üstelik Clinton’un ABD’li hackerlerin farklı hükümetlere siber saldırılarda bulunduğundan  bahsetmediğine dikkat çekiyor. İran’daki protestolar sırasında Amerikalı ve Avrupalı birçok siber aktivist ‘yalan ve propagandanın yayılmasını önlemek amacıyla’ İran’ın resmi sitelerine siber saldırı düzenlediğini hatırlatan yazar, siber alanın artık devletlerin sıkça kullandığı bir alan haline geldiğini de belirtiyor.

Global ağ politik bir araca dönüştügü için artık siber alan özgürce kullanılan bir ortam değil ve internetin özgürlüğü konusu Morozov’un kitabında ele aldığı ana  konularından biri. Yazar Chicago Üniversitesi’nin önde gelen dış siyaset uzmanlarından John Mearshiemer’in “Herkesin anlaması gerekteği bir gerçek var ki, o da Amerikan hükümetinin söylemiş oldukları onun vaad ettikleriniyapacağı anlamına gelmez. Bunu daha da çok global ağ siyasetinde görüyoruz. Amerikan devleti global ağın özgürlügüne dair bir taraftan konuşmalar ve vaatler dizerken, diğer taraftan Pentagon’un interneti kontrol altına almış olduğunu görebiliyoruz” beyanını kitabında vurguluyor.

Evgeny Morozov’un Ted konuşması özeti: İnternet, Orwell’ın korktuğu şey mi?

Kitabında  yazar İnternet özgürlüğün ikiye ayrıldığını söylüyor: “Zayıf” ve “Güçlü”. “Zayıf” yaklaşım internette ifade özgürlüğünü savunurken, “Güçlü” yaklaşım internet aracılığıyla özgürlüğün yayılmasını vurguluyor. İlk yaklaşımı Obama yönetiminin ve dış politikanın liberal uzmanlarının onayladığını, ikinci “Güçlü” yaklaşımın ise daha kararlı bir neo-muhafazakar dış politikanın destekçileri tarafından onaylandığını söylüyor. Kitabın ana konularından olan internetin özgürlüğünü bazı siyasetçilerin istismar etmesi. Bir yandan yurt dışında internetin özgür olması gerektiğini savunurken, bir yandan da siber alanda özgürlüğü kısıtlayıcı politikalar izleyen siyasetçilere Morozov sert eleştirilerde bulunuyor. Amerikalı senatörlerin Mısır’da internetin kapatılmasını kınarken, kendi ülkelerinde hemen böyle bir eylemin kanunlaşması için yasayı Senato’dan geçirmeye çalıştığını hatırlatan yazar, ‘Batı özgür ve bağımsız interneti herkes için savunurken, kendilerine özgür ve bağımsız interneti yasak hale getiriyorlar’ diyor. Aynı zaman Londra eylemleri sırasında David Cameron’un “Facebook” ve “Twitter”ı kapatacağı tehditleri de hatırlatılıyor. Ama aynı İngiliz siyasetçi, internetin otoriter rejimlere pozitif etki yapabileceğini söyleyebiliyor. Sanal devrimler, sanal politika ve yeni dünya düzeni,  yeni teknolojilere – internete düşünürlerin,  siyasetçilerin, akademisyenlerin söylediklerine ve yaklaşımlarına kitabında yer veren Morozov’un kitabı okuması keyifli ve sürükleyici bir eser.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

 

Hiçbir haberi kaçırmayın!

E-Bültenimiz ile gelişmelerden haberdar olun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu