Bu seneki CyCon konferansının en çok merak edilen konuşmacılarından biri şüphesiz ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve Siber Komutanlık’ın başında bulunan Amiral Michael Rogers’dı. Estonya Cumhurbaşkanı Thomas Hendrik Ilves’in açılış konuşmasının ardından sahneye çıkan Rogers, selefi Keith Alexander’ın sahne performansının yanına bile yaklaşamayarak dinleyelenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Konuşmasında ABD’nin rolüne pek değinmeden siber alanda uluslararası işbirliğinin önemine dikkat çeken Amiral, güvenlik – özgürlük dengesi açısından –görevi gereği- güvenlik ağırlıklı bir profil çizdi. Bilginin serbest dolaşımına yaptığı vurgu, dinleyiciler arasında bıyıkaltı gülüşmelere yol açsa da asıl sürpriz soru cevap bölümünde geldi.
Güvenlik camiasının saldırganların bir adım gerisinden gitmesinin nedenini ‘imza-bazlı güvenlik anlayışı’ (signature-based approach) olarak açıklayan Amerikalı komutan, güvenlikçilerin daha fazla sıfırıncı gün açıklığı (0-day) bulmak için çalışmasını siber alanı daha güvenli hale getireceğini ifade etti. Bu bağlamda siber tehdit analizi ekseninde ‘öngörülü modelleme’ (predective modelling) üzerinde çalışmanın siber güvenlik için en önemli mücadele alanı olarak tanımladı. Rogers, isim vermeden Çin gibi bazı ülkelerin siber alana ‘sınır çizme’ faaliyetlerini ‘Internet’in Balkanlaştırılması’ olarak gördüğünü dile getirdi.
Çalıştığı yerden gelen sorularla keyiflenen Rogers’ın bu mutlu anları uzun sürmedi. Özgürlükçü akademisyenler, siyasi aktivistler ve dişli gazetecilerin dinleme/izleme operasyonları ile ilgili soruları Rogers’ı bir daha hatırlamak istemeyeceği durumlara düşürdü.
“Neden dünyayı dinliyorsunuz?” mealindeki sorulara, ‘dinliyoruz ama bunu hukuk çerçevesinde yapıyoruz’ tadında cevaplar veren Rogers’ın art arda gelen bunaltıcı sorular üzerine cevap verirken bazen gözlerini kapaması, bazen sadece yere bakarak birşeyler anlatması gözlerden kaçmadı. Finli bir gazetecinin ‘İki sene önce selefiniz Keith Alexander’ı dinlemiştim. Ondan bu yana iyi giden bir şey göremiyorum. Dinleme konusunda daha açık bir duruşunuz var mı?’ sorusuna yaklaşık on saniye hiç birşey söyleyemeden eli çenesinde düşünerek karşılık vermesi, CyCon’un unutulmaz anları arasında yerini aldı diye düşünüyorum.
CyCon katılımcıların heyecanla beklediği konulardan biri de, geçtiğimiz haftalarda Çin ve Rusya arasında imzalanan ‘siber saldırmazlık paktı’ hakkında ABD’li resmi bir yetkilinin yapacağı değerlendirmedeydi. Reuters muhabiri konuyla ilgili sorduğu soruya, ‘Bu konuyla ilgili detaylı bilgiye sahip değilim.’ diye geçiştirmesi bazı katılımcıların dayanamayıp salon dışına çıkmasına neden oldu.
‘Rogers’a sahnede dayak’ şovunun kapanışını ise wired.com muhabiri yaptı. Siber saldırganların sadece sıfırıncı gün açıklığı bulup bunları istismar etmekle yetinmediğini ifade eden ABD’li muhabir, ‘dijital sertifikaların kötü niyetli kişiler tarafından çalınıp saldırılarda kullanılmasına karşı nasıl bir önlem geliştiriyorsunuz?’ sorusu, salonun hepsinde olmasa da bu sorunun aslında ne anlama geldiğini anlayanlar için ‘Rocky’nin Ivan Drogan’a attığı ölümcül yumruk etkisi’ yarattı. Rogers karşılık olarak ABD’nin siber stratejisinin önceliğinin ‘savunma’ olduğunu hatırlatıp, bu durumun ABD Başkanı tarafından da dile getirildiğini söyledi. Halbuki NSA’den sızan Snowden belgelerinde, ABD ordusunun ofansif siber operasyonlar yapmasına yetki veren Başkanlık Emri dünya gündemini oldukça meşgul etmişti. Rogers’ın karşısındaki dinleyici kitlesinin bunu bilmemesini düşünmesi stratejik bir hataydı.
Wired.com’dan gelen sorunun refere ettiği ikinci bir nokta daha bulunuyor. Stuxnet saldırısının hazırlık aşamasında güvenilir şirketlerin sistemlerine sızılarak dijital sertifika çalındığı ortaya çıkmıştı. Rogers’ın burada konuyla ilgili söyleyeceği bir iki cümle, Stuxnet saldırısının legal olarak da ABD yönetimine mal edilmesinin önünü açabilirdi. Böyle çetrefilli bir konuya girmeyen Amerikalı Amiral kariyerini de bir anlamda kurtarmış oldu.
Rogers’ın konuşmasını nasıl bulduğunu sorduğum ABD istihbaratına yakın bir isim ‘sanırım operasyonel işlerle çok meşguldü; fazla hazırlanamadı’ gibi dokundurmalı bir yorumda bulundu. Dünyadan gelen tepkiler artsa bile, bu ABD’nin dinleme/izleme operasyonlarından vazgeçmesini sağlayamıyor. Rogers’ın sık sık gözlerini kapatıp ‘bitse de gitsek’ izlenimi verdiği konuşmasının da ima ettiği gibi, ABD’nin duruşu ‘dünyayı dinliyorum gözlerim kapalı’ şeklinde özetlenebilir.
HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ!
[wysija_form id=”2″]