Etiket arşivi: yapay zeka

STS Turkey Platformunun kış okulunda “Yapay Zeka ve Hukuk” ilişkisi anlatılacak

STS Turkey Platformunun bu yılki  Bilim, Teknoloji ve Toplum Kış Okulu’nda yapay zeka ve hukuk ilişkisi konu edilecek.

Bilim ve Teknoloji Çalışmaları Araştırma Ağı (STS Turkey), tarafından düzenlenen Bilim, Teknoloji ve Toplum Kış Okulu etkinliğinin 3.sü  İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin desteğiyle 3-5 Şubat 2021 tarihlerinde gerçekleşecek.

Pandemi koşulları nedeniyle, etkinlik çevrimiçi formatta gerçekleşecek. Katılımın ücretsiz olduğu Kış Okulu ile ilgilenenler için başvuru formu 15 Ocak 2021 tarihine kadar açık olacak.

Üç gün sürecek olan eğitim boyunca, farklı disiplinlerden araştırmacı ve akademisyenler STS ile ilgili kuram ve yöntem dersleri verecek. Bu kapsamda, Ozan&Ozan Hukuk Bürosundan Avukat Dr. Başak Ozan Özparlak, “Yapay Zeka, Robotik ve Hukuk”, Ankara Bilim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Kayaalp Jurich “İnsan-olmayanların Failliği ve Politika”, İstanbul Bilgi Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Yüksekdağ, “Büyük Veri ve Yapay Zeka Etiği” konularında katılımcıları aydınlatacak.

İki yıl sonra ortaya çıktı: Apple, uçtan-uca şifrelemeden neden vazgeçti?

Katılmaya hak kazanan öğrenciler 20 Ocak 2021’de platformun web sitesinden duyurulacak.

STS TURKEY Kış Okulu STS alanının temel teorik çerçevelerini, önemli kavramlarını ve ilgili tartışmalarını alana giriş düzeyinde aktarmak amacıyla, ilk kez 2019 Ocak ayında Orient-İnstitut İstanbul’un desteğiyle İstanbul’da, ikinci kez ise 2020 Ocak ayında Bilkent Üniversitesi ve ODTÜ Tasarım Fabrikası desteğiyle Ankara’da düzenlenmişti.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Dünya Ekonomik Forumu Geleceğin Mesleklerini Sıraladı: Dijital Güvenlik, Yapay Zeka ve Nesnelerin İnterneti ön planda

Kovid-19 salgınıyla değişen iş yaşamında bazı alışkanlıkların kalıcı olması ön görülürken siber güvenlik ve yapay zekayla ilgili alanların yükselen meslekler arasına girmesi bekleniyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun araştırmasına göre teknolojik yeniliklerin hızlanmasıyla gelişen otomasyon ve Kovid-19 salgını işgücü piyasasını derinden etkiledi. Bu değişimler, kısa vadeli değişimlerden ziyade daha uzun vadeli sonuçları olan dönüşümlere sebep olabilir. Dijital Güvenlik Analistliği,

Araştırma, 2025 yılına kadar ortadan kalkacak istihdamdan daha fazlasının yaratılacağını öngörüyor. İnsanların yerini tamamen makinelerin alacağı bir dünya öngören yıkıcı teorilerin aksine, WEF’in bulguları, yeni talepleri inceleme ve bunlara uyum sağlama imkanı olanlar açısından ortaya çıkan fırsatlara işaret ediyor.

WEF’in Cenevre’deki Yeni Ekonomi ve Toplum Merkezi’nde araştırmacı olan Vesselina Stefanova Ratcheva, “Gelişmekte olan işlerle yaratılacak pek çok fırsat var, ancak işçilerin eğitim alıp yeni işlere geçebilmesi için yatırım gerekiyor.” 

İŞLER İNSANLARLA MAKİNELER ARASINDA EŞİT BÖLÜŞTÜRÜLECEK 

İşgücü, uzmanların beklediğinden daha hızlı bir otomasyon yaşıyor; WEF, gelecek beş yıl içinde 85 milyon işin ortadan kalkacağını öngörüyor. Yeni teknolojilerin benimsenmesi, şirketlerin 2025 yılına kadar ihtiyaç duyacakları görev, iş ve becerilerin değişmesine neden olacak. Bundan beş yıl sonra, işverenler, insanlar ve makineler arasında iş hemen hemen eşit bir şekilde bölüştürecek.

Bazı işler ortadan kalkacağı gibi, yeni fırsatlar da ortaya çıkacak. Teknolojik değişimin hızlanması sayesinde 97 milyon iş yaratılacak. Vesselina Stefanova, yeni işler hakkındaki verilerin her zaman “oldukça şaşırtıcı” bulduklarını söylüyor. Gelişmekte olan meslekler, yeşil ekonomiden veri analizine ve yapay zekaya kadar çok çeşitli sektörleri kapsıyor. WEF’in incelediği istatistikler ayrıca mühendislik, bulut bilgi işlem ve ürün geliştirme alanlarındaki hızlı iş artışına da işaret ediyor.

İki yıl sonra ortaya çıktı: Apple, uçtan-uca şifrelemeden neden vazgeçti?

Bakım, pazarlama, satış, içerik oluşturma (sosyal medya yönetimi gibi), yazılım ve uygulama geliştirme gibi sektörlerin yanı sıra dijital dönüşüme odaklanan işler de yaygınlaşmaya devam edecek. Son zamanlarda işverenler, süreç otomasyon uzmanları, bilgi güvenliği analistleri ve Nesnelerin İnterneti alanında uzmanları işe alma konusunda oldukça istekli. 

GELECEKTE YÜKSELEN 10 MESLEK 

  • Analistler ve veri bilimciler 
  • Yapay zeka ve makine öğrenimi uzmanları 
  • Büyük veri işleme uzmanları 
  • Pazarlama uzmanları ve dijital stratejiler
  • Otomasyon süreci uzmanları 
  • İş geliştirme uzmanları 
  • Dijital dönüşüm uzmanları 
  • Dijital güvenlik analistleri 
  • Yazılım ve uygulama geliştiriciler 
  • Nesnelerin İnterneti uzmanları

2025’TE EN ÇOK GEREK DUYULACAK YETENEKLER 

Analitik düşünme, yaratıcılık ve esneklik, 2025’te en çok aranan beceriler arasında olacak. Bunlara ek olarak, eleştirel düşünme ve sorun çözme yeteneği, farklı profesyonel profillerle kesişen ve gelecekte giderek daha önemli hale gelecek özellikler. Araştırmalar, kendi kendini idare, aktif öğrenme, dayanıklılık ve stres toleransı gibi becerilere de ihtiyaç olduğunu gösteriyor.

LinkedIn ve beceri geliştirmek için kurs düzenleme platformu Coursera ile ölçümlerin birleştirilmesi sonucu elde edilen veriler, işgücü piyasasının ihtiyaç duyacağı özel beceri türlerini WEF’in daha derinlemesine incelemesini sağladı.

En rekabetçi şirketler, çalışanlarının becerilerini geliştirecek Daha rekabetçi özellikleriyle öne çıkan şirketler, çalışanlarının becerilerini geliştirmeye odaklanacak. Tahminlere göre, çalışanların neredeyse yarısı, önümüzdeki yıllarda becerilerini güncellemek için yeniden eğitime ihtiyaç duyacak.

“Hayat boyu öğrenme” konsepti birçok sektörde hızla yayılıyor; öyle ki sürekli eğitim üretkenliğin temel bir parçası olacak görünüyor. Ancak, bu görev sadece özel sektöre özgü olmayacak; çünkü işgücü piyasasındaki bu büyük değişiklikler nedeniyle işlerinden olacak işçileri hükümetlerin desteklemesi gerekecek. Araştırmaya göre, şu anda dünya çapında şirketlerin sadece yüzde 21’i, yeniden iş eğitimleri yoluyla çalışanlarını desteklemek için kamu fonlarını kullanabileceklerini belirtiyor.

EVDEN ÇALIŞMA KALICI HALE GELECEK

Uzaktan (evden) çalışma kalıcı olacak Kovid-19 salgını nedeniyle farklı esnek çalışma biçimleri gündeme geldi. Araştırmaya göre, bunlardan biri olan uzaktan ya da evden çalışma bazı şirketlerde kalıcı olacak. WEF anketine katılan işverenlerin yaklaşık yüzde 84’ü, tele çalışmayı da kapsayacak şekilde iş süreçlerini hızla dijitalleştirmeye hazır olduklarını söylüyor.

Ancak önde gelen işverenlerin yüzde 78’i bunun işçi üretkenliği bakımından bazı olumsuz etkileri olacağını öngörüyor. Bu değişiklikler, internet üzerinden işini yapabilecek durumda olan işgücünün büyük çoğunluğunu etkileyecek. Ancak, başta az gelişmiş ülkelerdekiler olmak üzere birçok işçi, yeni tele çalışma paradigmasının tamamen dışında kalacak. Bu nedenle WEF, teknolojik devrimin ve salgının yol açtığı ekonomik resesyonun, düşük gelirliler, kadınlar, yoksullar ve genç erkekler üzerinde çifte olumsuz etkisi olacağını belirterek eşitsizliğin daha da ağırlaşacağı uyarısında bulunuyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Japonya, doğum oranını yapay zekayla yükseltmek istiyor

Japonya’da doğum oranını yükseltmek için harekete geçen hükümet, sorunun çözümünü yapay zekada buldu. Tokyo yönetimi, yapay zekanın kullanıldığı eş bulma programları uygulayan belediyelere kaynak aktarma kararı aldı.

Yapay zeka tabanlı programları halen uygulamakta olan ya da uygulamaya başlamak isteyen yerel yönetimlere 2 milyar yen (yaklaşık 19 milyon dolar) fon verilecek.

Japonya’da çiftleri bebek sahibi olmaya teşvik için cömert programlar uygulanmasına karşın geçen yıl doğum oranları rekor seviyede düşmüştü. Yapay zeka kullanılan eş bulma programlarında gelir ve yaş gibi kriterlere bakılıyordu. Yerel medya, yapay zekanın kullanılacağı programlarda hobi ve değerler gibi başka kriterlerin de göz önüne alınacağını söylüyor.

Bir hükümet yetkilisi uluslararası basına yaptığı açıklamada, “Bu mali desteğin ülkenin düşen doğum oranlarını tersine çevirmesini umuyoruz.” ifadelerini kullandı.

İsrailli şirket yarışma açtı, 16 ülkeden 3500 hacker saldırdı

NÜFUS YÜZYILIN SONUNDA YARIYA DÜŞEBİLİR 

Japonya’nın 2017’de 128 milyon olan nüfusunun bu yüzyılın sonunda 53 milyonun altına ineceği tahmin ediliyor. Japonya Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre ülkede 2019’da 864 bin bebek dünyaya geldi. Bunun, kayıtların tutulmaya başlandığı 1889’dan beri görülen en düşük seviye olduğu belirtiliyor.

Geçen yıl bir önceki yıla göre 54 bin daha az bebek doğdu. Ülkede dört yıldır her sene bir milyondan az bebek doğuyor. Ölüm oranı da savaş sonrası dönemde rekor kırdı. Geçen yıl 1 milyon 376 bin kişinin öldüğü belirtiliyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İran’da Fahrizade suikastında “yapay zeka” iddiası

İran Devrim Muhafızları’nın önemli ismi Tuğamiral Ali Fadavi, İran’ın nükleer programının önemli isimlerinden Muhsin Fahrizade suikastında yapay zeka kullanıldığını öne sürdü.

Fadavi’nin İran basınına yaptığı açıklamalara göre geçtiğimi hafta ülkeyi sarsan suikastta uydudan kontrol edilen ve “yapay zekaya” sahip bir silah kullanıldı.

Kullanılan silahın Fahrizade’nin yüzüne “odaklandığını” ve 13 el ateş ettiğini belirten Fadavi, olay sırasında Fahrizade’nin yanında 11 koruma görevlisi olduğunu ve yakın korumasına dört merminin isabet ettiğini sözlerine ekledi.

Fadavi, silahın Nissan marka pikabın üstüne yerleştirildiğini vurgulayarak, “Silah yalnızca Fahrizade’nin yüzünü hedef aldı. Kendisine yalnızca 25 santimetre mesafedeki eşinin burnu bile kanamadı.” dedi. Fadavi, silahın uydu üzerinden “internetten kontrol edildiğini” ve hedef alırken gelişmiş kamera ile yapay zeka teknolojilerini kullandığını ifade etti.

İsrailli şirket yarışma açtı, 16 ülkeden 3500 hacker saldırdı

İRAN, İSRAİL VE BİRÇOK ÖRGÜTÜ SUÇLADI

İran’ın nükleer programının mimarı olarak görülen nükleer fizikçi Fahrizade, Kasım ayı sonunda başkent Tahran yakınlarında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.

İranlı yetkililer, daha önce suikasttan dolayı İsrail’i ve Halkın Mücahitleri Örgütü’nü suçlayan açıklamalar yapmıştı.

İran basınında, Fahrizade’nin suikastına ilişkin farklı bilgilere içeren haberler yer almıştı.

Bazı haberlerde, Fahrizade’nin açılan çapraz ateş, diğer haberlerde ise patlama sonucu yaşamını yitirdiği belirtilmişti.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Avrupa Birliği’nden kritik uyarı: Yapay zeka demokratik süreçleri etkileyebilir

Ekim 2020, Avrupa’nın yapay zekâ ve hukuk konusunda önemli adımlar attığı bir ay oldu. Bu adımlar hem Avrupa Birliği (AB) hem de Avrupa Konseyi tarafında görüldü. Avrupa Parlamentosu (AP), yapay zekâ tarafından etik, hukuki sorumluluk ve fikri mülkiyet alanlarında ortaya çıkan uzun vadeli fırsatları ve yasal zorlukları ele alan önerileri onayladı. Bu çerçevede Hukuk İşleri Komitesi, AB’nin yapay zekâyı en iyi şekilde düzenlerken yeniliğin, etik standartların ve teknolojiye olan güvenin nasıl artırılabileceğine ışık tutuyor.

Raporlardan biri, güvenlik, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanması, önyargı ve ayrımcılığın önlenmesi, sosyal ve çevresel sorumluluğun geliştirilmesi ve temel haklara saygı konularına odaklanıyor. Buna göre, AB Komisyonu yazılım, algoritmalar ve veriler dahil olmak üzere birlikte yapay zekâ, robotik ve ilgili teknolojileri geliştirirken, uygularken ve kullanırken uyulması gereken etik ilkeleri ve yasal yükümlülükleri özetleyen yeni bir yasal çerçeve oluşturmalı. Aynı zamanda ilerleyen dönemde oluşturulacak düzenlemeler, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli yol gösterici ilkelere göre yapılmalı:

  • insan merkezli ve insan yapımı bir yapay zeka,
  • güvenlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik,
  • önyargı ve ayrımcılığa karşı koruma sağlama,
  • tazminat hakkı,
  • sosyal ve çevresel sorumluluk; ve gizlilik ve veri korumasına saygı.

Bir diğer rapor ise sorumluluğa ilişkin. Buna göre, yüksek riskli yapay zekâ sistemleri işletenleri ortaya çıkan herhangi bir zarardan kesin bir şekilde sorumlu kılan, geleceğe yönelik bir hukuki sorumluluk çerçevesi oluşturulmalı. Oluşturulacak net bir yasal çerçeve, işletmelere hukuki belirlilik sağlayarak yeniliği teşvik etmek, vatandaşları korurken ve tehlikeli olabilecek faaliyetlerden caydırarak yapay zekâ teknolojilerine olan güvenlerini artıracak. Kurallar sağlığa, fiziksel bütünlüğe, eşyaya zarar veren faaliyetler ile maddi kayıplara neden olan faaliyetler bakımından hem fiziksel hem de sanal ortamda kullanılan yapay zekâ için geçerli olmalı.

“FİKRİ MÜLKİYET HAKKI YALNIZCA İNSANDA OLMALI”

Kabul edilen diğer rapor ise yapay zekâ konusunda etkili bir fikri mülkiyet hakları sistemi (IPR) ve yenilikçi geliştiricileri korumak amacıyla AB’nin patent sistemi için koruyucu önlemlerin alınması gerektiği, bu yapılırken insan yaratıcılarının çıkarları veya birliğin etik ilkelerine aykırı olmaması gerektiği vurgulanıyor. AP üyeleri yapay zekâ destekli insan eserleri ile yapay zekâ yaratımlarını ayırt etmenin önemli olduğuna inanıyor ve yapay zekanın hukuki kişiliğe sahip olmaması gerektiğini belirtiyor. Bu bakımdan, fikri mülkiyet hakkı yalnızca insanda olmalı. https://www.europarl.europa.eu/news/en/press-room/20201016IPR89544/parliament-leads-the-way-on-first-set-of-eu-rules-for-artificial-intelligence

Söz konusu gelişmeler ışığında, Avrupa Birliği Komisyonu’nun düzenleme önerisinin önümüzdeki yılın başlarında yapılması bekleniyor.

“YAPAY ZEKA DEMOKRATİK SÜREÇLERİ ETKİLEYEBİLİR”

Avrupa Konseyi tarafında da yapay zekâ ve hukuk odaklı gelişmeler yaşandı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) toplantısında aralarında Türkiye’den raporların da olduğu çeşitli raporlar sunuldu. https://pace.coe.int/en/pages/session-20201012 Bunlar;

  • Yapay zekânın demokratik yönetişim ihtiyacı
  • Algoritmik adalet
  • Yapay zekâ kullanımından kaynaklı ayrımcılığın önlenmesi
  • Beyin-bilgisayar ara yüzü: İnsan hakları konusunda yeni tehditler mi yeni haklar mı?
  • Sağlık hizmetlerinde yapay zekâ: tıbbi, hukuki ve etik zorluklar
  • İşgücü piyasası: Dost mu düşman mı?
  • Otonom araçlara hukuki yaklaşım

Raporlardan bazılarını özetleyecek olursak;

“Yapay zekânın demokratik yönetişim ihtiyacı” raporu, yapay zekânın demokrasi üzerindeki etkisine odaklanıyor. Yapay zekâ tabanlı teknoloji kullanımının demokratik kurumların ve süreçlerin işleyişini ve vatandaşların sosyopolitik davranışlarını etkileyebileceği ve etkilediği çeşitli yollara genel bir bakış sunuyor. Yapay zekâ kullanımının ve bunun Devletler ve Devlet kurumları ile büyük özel şirketler tarafından suiistimal edilme potansiyeli olduğu, bunun hak temelli demokrasilerimizin kurumları, süreçleri ve normları için gerçek bir tehdit oluşturduğu sonucuna varıyor. https://pace.coe.int/en/files/28723

 

Avrupa’da yapay zeka yarışı kızıştı: 5 ülkenin strateji karşılaştırması

 

“KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN GÜVENLİĞİ DAHA FAZLA TARTIŞILMALI”

“Sağlık hizmetlerinde yapay zekâ: tıbbi, hukuki ve etik zorluklar” raporu, yapay zekânın temel etik ilkeleri etrafında geniş bir küresel fikir birliğine atıfta bulunuyor ve ilgili uluslararası kuruluşların, paydaşların ortak bakış açılarına dayalı olarak sağlık hizmetlerinde yapay zekâya ilişkin etik kılavuz geliştirmeye yönelik çalışmalar destekleniyor. Yapay zekâ hem bireylerin sağlığını hem de halk sağlığını iyileştirme konusunda büyük bir potansiyele sahip, ancak aynı zamanda bireysel hakları ve halk sağlığını yeni risklerle de karşı karşıya getirebiliyor. Yapay zekâ uygulamaları, onları düzenleyen yasal çerçeveden çok daha hızlı gelişim gösteriyor. Hassas kişisel sağlık verilerinin mahremiyeti ve siber güvenliği, bilgilendirmeye dayalı rıza ve paydaşların sorumluluğu için hukuki düzenlemelere ilişkin gereklilikler konusunda daha fazla tartışmaya ihtiyaç var. https://pace.coe.int/en/files/28737/html

“Otonom araçlara hukuki yaklaşım” raporu ise kısaca şunlara vurgu yapıyor: Yarı otonom araçların yollardaki sirkülasyonunun önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artması muhtemel ve bazı çevreler önümüzdeki on yıl içinde tamamen otonom olan araçların kullanıma sunulabileceğini düşünüyor. Bu gelişmeler, cezai ve hukuki sorumluluk, üreticilerin ve sigorta şirketlerinin yükümlülükleri ile karayolu taşımacılığının gelecekteki hukuki düzenlemelerine ilişkin sorular ortaya çıkarıyor. Bunlar aynı zamanda önemli etik ve mahremiyet endişeleri de doğuruyor. Beklenti, otonom araçların, insanlar tarafından kullanılanlara göre önemli ölçüde daha güvenli olacağı yönünde. Bu potansiyeli gerçekleştirmek için uygun düzenlemelere ihtiyaç duyulacak. Başlangıç noktası olarak, bu düzenleme yaşam hakkına tam saygıyı sağlamalı. https://pace.coe.int/en/files/28721/html

Avrupa tarafından yaşanan bu gelişmeler yakın zamanda yapay zeka konusunda bazı hukuki standartların belirleneceğine işaret ediyor.