Etiket arşivi: yapay zeka

Yapay zeka kendi dilini geliştirilince fişi çekildi

Hollywood’un vazgeçilmez senaryolarından biri olan ‘dünyayı ele geçiren robotlar’, beyaz perdede kalmayıp hakikaten gezegenimizi kontrol altına alabilir mi? İlgiyle izlenen Person of Interest dizisinde olduğu gibi insanlığın yararı için geliştirilen bir yapay zeka, insanlığın başına bela olabilir mi?

Stephan Hawking dahil birçok saygın bilim adamının uyarılarda bulunduğu bu konu hakkında Facebook’un bir araştırması sırasında yaşananlar, ikazların ciddiye alınması gerektiğini ortaya koyuyor.

İlgili haber >> Yapay Zeka: Dost mu Düşman mı?

Facebook araştırmacılarının, üzerinde çalıştıkları bir yapay zekayı, programın kendi dilini oluşturmasının ardından kapattığı ortaya çıktı. Digital Journal’ın verdiği habere göre söz konusu sistem, iletişimi daha etkin hale getirmek için kod kelimeler geliştirdi. Uzmanlar, programın İngilizce yerine kendi dilini kullandığını fark edince de sistemi devre dışı bıraktı.

ZUCKERBERG BU KEZ NE DİYECEK?

Temmuz ayı başlarında ortaya çıkarılan gelişme, Tesla CEO’su ünlü girişimci Elon Musk’ın yapay zeka konusundaki uyarılarının temelsiz olmadığını gösterdi. Musk iki hafta önce katıldığı bir topantıda yaptığı açıklamada, yapay zekayı, ‘medeniyetin karşı karşıya olduğu en büyük risk’ olarak nitelemiş, “İnsanlar, sokaklarda insan öldüren robotların gezdiğini görmeye başlamadan bunun farkına varamayacak.” derken, önleyici düzenlemeler getirilmesini istemişti. “Çünkü tepki vermek istediğimizde artık çok geç olacak.” diyen Musk’ın ikazlarına Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ise ‘oldukça sorumsuz’ yorumu yaparken, Tesla CEO’su ise, ‘Zuckerberg’in konuyu anlayışı sınırlı’ karşılığını vermişti.

İLK KEZ YAŞANMIYOR

Facebook’un üzerinde çalıştığı sistemden önce de yapay zekaların benzer şekilde kendi dillerini geliştirdikleri vakalar görülmüştü. Musk’a ait OpenAI lab’ı ile Google’ın Tercüme servisinde geliştirilen yapay zekaların, sessizce kendi dillerini meydana getirdikleri ortaya çıkmıştı.

SİSTEM İNGİLİZCE’Yİ YETERSİZ BULDU

Facebook’un ileri teknoloji yapay zekası, diğer yapay zeka sistemleriyle müzakere etme yeteneğine sahip. Bu sistemin geliştirdiği dil, yüzeysel olarak bakıldığında insanlara bir anlam ifade etmiyor, ancak incelemelerde bunun verilen görevlerde nasıl ilerleneceğine dair komutlar içerdiği anlaşılıyor.

İlgili haber >> Google yapay zekası kendi şifreleme algoritmasını geliştirdi

İngilizce kullanması için programlanan sistemin, zengin  kelime hazinesine sahip bu dildeki cümlelerde gereksiz ifadeler olduğu ya da hedefe ulaşılması konusunda fazla efektif olmadığı için kendi dialektiğini ürettiği düşünülüyor. ‘Ödül’ sistemi üzerine çalışan Facebook’un yapay zekasının, İngilizce ile devam etmenin kendisine ödül getirmeyeceğini hesap ederek kendi dilini oluşturduğu sanılıyor.

Yapay zekaların kendi dillerini icat etmeleri elbette gelecekte makinaların dünyayı ele geçireceklerini ya da insanlar için büyük bir tehdit olduklarını ispatlamıyor. Ancak bu konudaki uyarıların yersiz olmadığını  gözler önüne seriyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

Yapay zeka pokerde 290 bin dolar kazandı

Bir yapay zeka programı Çin’de düzenlenen bir yarışmada altı poker oyuncusundan oluşan bir takımı yenmeyi başardı.

Lengpudashi adlı program beş gün süren müsabakadan zaferle ayrılarak yazılımcılarına 290 bin dolar kazandırdı.

Böylece bu yıl ikinci defa bir yapay zeka programı başarılı poker oyuncularını yendi.

Programın bir önceki versiyonu olan Liberatus da Ocak ayındaki 20 gün süren bir oyunda dünyanın en iyi dört poker oyuncusunu yenmişti.

ABD’deki Carnegie Mellon Üniversitesi’nden Bilgisayar Bilimi Profesörü Tuomas Sandholm ve doktora öğrencisi Noam Brown tarafından geliştirilen yazılımın kazandırdığı ödül de ikilinin kurduğu şirket için harcanacak.

Bilgisayar ‘blöf’ yapmayı öğreniyor

Oyundaki tüm bilgilerin herkes tarafından görülebildiği satranç ve go gibi oyunların aksine poker “kusursuz olmayan bilgi oyunu” olarak tanımlanıyor.

Pokerde oyuncular rakibinin elindeki kartları göremeyen oyuncuların kazanabilmek için karmaşık bahis stratejileri geliştirmeleri ve blöfleri anlamaları gerekiyor.

Programın yazılımcılarından Noam Brown, “Blöf insanlara özgü diye düşünülürdü ama bunun doğru olmadığını gördük. Bilgisayar programları da blöf yapmayı öğrenebiliyor.”

Kaynak: BBC

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

[wysija_form id=”2″]

 

Yapay Zeka: Dost mu Düşman mı?

Dijital düşünür ve yazar Kevin Kelly, 2016’nın Haziran ayında yaptığı Tedtalk konuşmasında birçok kişinin düşüncesinin aksine yapay zekanın insanları işsiz bırakmayacağını; tam tersine insanlar ve yapay zekanın bir arada var olabileceğini anlattı.

Teknoloji Nereye Gidiyor?

Teknoloji geliştikçe bize getirdiği olanaklara şaşırıyoruz. Ama Kelly’ye göre teknolojik gelişmelerin çok tahmin edilebilir yönleri var. Çünkü teknolojik sistemlerin pek çoğu kimya ve fizik kurallarından gelen eğilim ve aciliyetlere sahipler.

Kelly, bu eğilim ve aciliyetleri yerçekimine benzetip şöyle devam ediyor: Bir yağmur damlasının vadiden aşağı doğru nereye gittiğini göremezsiniz; ama kaçınılmaz olan yolunun kesinlikle aşağıya doğru olduğudur. Yani telefonun veya internetin icadı kaçınılmazdı; ama iPhone ya da Twitter’ın değildi.

Günümüzün Eğilimi: Akıllılaştırma

Bu eğilimler günümüzde Kelly’nin deyimiyle bir “cognification” yani akılılaştırmaya doğru gidiyor; başka bir deyişle, yapay zeka önümüzdeki 20 yılın en ilham verici gelişmesi olma yolunda. Zaten hali hazırda sahip olduğumuz yapay zeka teknolojisi giderek daha da gelişiyor ve eskiden video oyunlarında rakip olduğumuz bilgisayar oyunu nasıl oynayacağını iyi biliyor.

Kelly’ye göre bu teknolojik trendi ve yapay zekayı daha iyi anlamak için üç farklı boyut var. Öncelikle insan zekası zeka kavramını anlama konusunda yeterli değil. Zekayı tek boyutta düşündüğümüzü söyleyen Kelly, zekanın aslında farklı notaların karışımından oluşan bir senfoni olarak tanımlıyor ve ekliyor: her nota bizim bilişselliğimizde farklı bir enstruman çalıyor.

SB’de yayınlanan diğer TED konuşma özetleri için tıklayınız

Duygusal zeka, çıkarımsal mantık ve daha pek çok farklı zekalara sahip olduğumuzu ve bu bölümlerin her birinin güçlü yönlerinin farklı olduğunu savunan Kelly, makineleri de aynı şekilde tasarladığımızı söylüyor. Makinelerin çoğu bazı bölümlerde bizden çok daha ilerideyken, bazı alanlarda bize yaklaşamıyorlar; çünkü buna ihtiyaçları yok. Aslında uzun zamandır hesap makinelerimiz aritmetik konusunda bizden daha iyiler, ya da Google’ın hafızası bizden çok daha güçlü; fakat bizim gibi düşünmüyorlar. Bizim gibi gündelik kaygıları yok; sadece iyi oldukları konularda iyiler.

İkinci Endüstriyel Devrim

Kelly ikinci boyutu, yeni endüstriyel devrimi başlatacak olan teknolojinin yapay zekay olmasıyla açıklıyor. Bildiğimiz endüstriyel devrim tamamen insan ve hayvan gücüne üstün gelmesi için ürettiğimiz yapay güç; yani elektrik, buhar gücü ve fosil yakıtlara bağlıydı. İçinde yaşadığımız çağda ise elektrikle çalıştırdığımız her şeyi akıllılaştırarak bu devrimi gerçekleştireceğiz.

Üçüncü boyutun ise yapay zeka ile yapacağımız iş birliğiyle ilgili olduğunu açıklayan Kelly, robotların bizim hali hazırda yaptığımız pek çok işi üstleneceğini ve insanların da şu an yaptıkları işleri yeniden şekillendirmeleri gerektiğini söylüyor. Böylece, aslında yapay zeka düşünüldüğü gibi işlerimizi elimizden almayacak; aksine bizim üretken olmamızı gerektiren birçok işi devralarak bize yeni iş olanakları tanıyacak. Çünkü aslında üretkenlik, insanlar gibi bilim ve sanatla ilgilenmek isteyen bir türe göre değil; üretkenlik robotlara göre bir şey.

Üretken Olmayan İnsanlığın İlk Saatleri

Kelly bilim ve sanat gibi alanların aslında üretken olmadığını şöyle açıklıyor. “Bilim aslında kendisine içkin bir şekilde üretken değil; çünkü hata üzerine hata yaparak gelişen bir alan olarak zamanımızın çoğunu başarısız olacak deneylere harcıyoruz. İnsan ilişkileri de aynı şekilde.” Dolayısıyla aslında önemli olan bir yapay zekanın tek başına olan başarısı değil; insan ile beraber ortaya koyduğu işin başarısı.

Peki gelecekte ne olacak? Kelly’ye göre önümüzdeki 25 yıl içerisinde, şu an aslında internete bile sahip olmadığımızı anlayacağız. Yani şu anda yaşayan insanlık her şeyin en başında. Şu an internete sahip değiliz, yapay zekaya da sahip değiliz. 20 yıl sonra piyasada olacak en popüler yapay zeka ürünü daha icat edilmedi. Kelly’ye göre, teknoloji aslında insanlık tarihinde ilk saatlerini yaşıyor; ve bir şeyler icat etmek için aslında hiç de geç değil.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

[wysija_form id=”2″]

ABD Ordusu’nun en zeki hackerları aslında insan değil! 

DARPA tarafından düzenlenen 2 yıllık bir yarışma, siber güvenlikten makinelerin sorumlu olduğu bir dünyanın temellerini atabilir.

Önümüzdeki ay dünyanın her yerinden insansız bilgisayarlar, ABD ordusu tarafından Las Vegas’ta düzenlenen bir hackleme turnuvası için gerçekleştirilecek bir provoda karşı karşıya gelecekler.

2 milyon dolar değerindeki “Büyük Siber Meydan Okuması (Cyber Grand Challenge)” Pentagon çalışanları tarafından yazılmış kötü niyetli bir koda karşı hackerlarla mücadele eden yazılımları birbiriyle yarıştıracak. 2016’da Vegas’ta yapılacak finalde bu siber robotları inşa eden insanlar da Yirmi Bir oynayabilecek.

İLGİLİ HABER >>> YAPAY ZEKA ORDULARIN EMRİNDE

Bu siber çatışmada söz konusu olan ise devasa bir değişim ve elbette toplumsal minnet. İşte bu yüzden 2 yıllık yarışma boyunca elde edilecek araştırma ve geliştirme hasılatı, makinelerin siber güvenlikten sorumlu olduğu bir dünyanın temellerini atabilir.

En azından yarışmacılarını birçoğu ve programa öncülük eden Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı böyle umuyor.

Makineler henüz kontrolü ellerine almadılar. Yarışmacı takımı hala az da olsa destek vermeye devam ediyor.

Geçtiğimiz Aralık ayında DARPA, her grubun zafiyet-yok etme yazılımının çalışıp çalışmadığını görmek için 24 saatlik gayriresmi bir test gerçekleştirdi.

İLGİLİ HABER >>> DARPA: BİLGİSAYARINIZIN ŞİFRESİ SİZ OLSANIZ? 

Pittsburgh merkezli For All Secure’un kurucularından David Brumley, bu test sürecinde “kesinlikle sadece limonata içmediklerini” söylüyor. Bütün vaktini bu projeye ayırmış olan çalışanlar, monitörlerdeki güvenlik açıklarının sayısını ve düzeltilmiş açıkların sayısını gösteren kayıtlara bakıyorlardı. Takım aynı zamanda sistemin çökmemesini sağlamak istiyordu.

Brumley, “Her ne kadar tamamen otomatik olsa da 24 saatimizin tamamını orada harcamadık. Çocuk bakıcılığı yapmadık. Bunu mümkün olduğunca gerçek bir yarışmaymış gibi çalıştırmaya uğraştık” diye anlatıyor.

O vakitte Brumley’in bir finans toplantısı için Washington’da olması gerekmişti. O ve takımda yer alan 7 çalışan birbirleriyle uzaktan video konferans yoluyla veya sohbet odaları aracılığıyla görüşmüşlerdi. Takımın daha geliştirmenin ilk aşamalarında olduğu geçtiğimiz Ekim ayında Brumley, “İnternet kültürü doğal olarak yaygınlaşıyor, bu yüzden işbirliği yapılacak ikinci doğa haline geliyor” demişti.

SİTEMİZİN HABERLERİNİ TOPLUCA TAKİP ETMEK İÇİN BİZİ TWİTTER’DAN TAKİP EDİN

Yapay zeka tehdit mi?

İnsanlığı “Terminatör” veya “Ben, Robot” adlı filmlerin anlattığı bir gelecek mi yoksa yapay zekaların insanların hayatlarını kolaylaştırıcı bir rol oynadıkları bir gelecek mi bekliyor? Yapay zeka ile ilgili tartışmalarda iki uç arasındaki gelgitler her daim oldu. Bu filmlere de bir şekilde yansıdı.

 

ABD Savunma Bakanlığı da bu tartışmanın peşine düşmüş gözüküyor. Amerika merkezli National Journal dergisinin haberine göre, Savunma Bakanlığı Müsteşarı Frank Kendall, tarihe geçecek bir adım atarak bakanlıktaki Bilim Bürosu’na bir bilgi notu gönderdi. Nota göre, Kendall, bilim bürosunun yapay zeka ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlamasını ve yapay zekaya ne kadar “otonomi” verilebileceği üzerine.

 

Dergiye konuşan bakanlıktan bir yetkili, “Otonomi için gerçek bir rol haritası istiyoruz.” diyerek bilgi notunun amacını da ortaya koyuyor aslında. Dergiye göre, bilim bürosunun, 2015 yılı sonunda ortaya koyacağı rapor, yapay zekanın tehdit olup olmadığına yönelik yıllardır devam eden tartışmalarda bir dönüm noktası olacak.

 

Yapay zeka tartışmalarda uçlardan biri, bu alandaki gelişmelerin insanlığın sonunu getireceğini savunuyor. Ünlü bilim adamı Stephen Hawking ile tanınmış girişimci Elon Musk, bu fikri savunan iki isim. Musk, ağustos ayında attığı bir twitinde, yapay zekanın nükleerden bile daha büyük bir tehdit olduğunu savunurken ekim ayındaki bir twitinde de yapay zekayı geliştirmenin “şeytanı çağırmakla” eş değer olduğunu söylemişti. Stephen Hawking de İngiliz BBC kanalına aralık ayındaki açıklamasında, insani bir yapay zekanın, insan ırkının sonunu getireceğine işaret etmişti.

 

Bu karamsar gelecek tahayyüllerinin aksine Google’da çalışan yapay zeka uzmanı Ray Kurzweil, insani bir yapay zekanın ancak beynin tam bir haritasının çıkarılmasıyla mümkün olabileceğini savunuyor ki bu da çok uzak bir geleceği işaret ediyor Kurzweil’e göre. ABD’nin ünlü üniversitesi MIT’de robot araştırmaları yapan Rodney Brooks, Kurzweil’e benzer bir görüş taşıyor. Brooks, karamsar bir gelecek öngörüsüne sahip olanların “yapay zeka alanındaki ilerlemeler ile insani bir yapay zeka üretme arasındaki farkı gözetmemekle” eleştiriyor.

 

“Ahlaki Makineler” adlı kitabın yazarlarından Wendell Wallach ise tartışmaların temelinde bulunan zeka yerine irade kavramını koymayı tercih ediyor. Wallach, “Birkaç yıl içinde insani gözetimde bulunmayan makinelerin verdikleri kararların meydana getireceği yıkıcı bir olay olacağını tahmin ediyoruz.” diyor. Bu geleceği erken örneklerinden biri olarak da Güney Afrika’da Ekim 2007’de meydana gelen kazadan bahsediyor: “Yarı-otomatik robot bir silah hatayla 9 askeri öldürüp bazılarını yaraladı. Makineler böyle otonom hale geldikçe benzer olaylar da yaşanacaktır.”

 

Dergiye göre insanlar, makinelerin bazı işleri üstlenmeleri istedikleri için trend bu yönde ilerliyor. Yoksa makineler istedikleri için değil. Dergi, bu trendin en rahat görülebileceği yer olarak da Amerikan ordusunu gösteriyor.

 

Artan personel giderleri ve kamuoyunda yükselen savaş karşıtı atmosfer karşısında ABD ordusunun, yükselen tehditleri de bertaraf etmesi gerekiyor. Bu ikilem, orduyu daha çok yapay zekaya yönlendiriyor.

 

Son model savaş uçağı F-35’lerde bulunan yazılım, pilotun yapmak zorunda olduğu zorlu görevlerin bir kısmını halledebiliyor. Deniz Kuvvetleri’nin kasım ayında yaptığı bir test uçuşu sonucunda, yeni nesil savaş uçağındaki yazılım sayesinde uçak gemilerine inişin artık çok kolaylaştığı ortaya çıktı.

 

Bu yükselen trend kendini, insansız hava araçlarında da gösteriyor. Drone’ları uçurmak için iki personel gerekiyor. Ancak yeni geliştirilen sistemler sayesinde artık bir kişinin yeteceği ifade ediliyor. Yeni tip araçların, pilotla iletişim kesilse bile kendi başlarına iş görebilecekleri ve radara yakalanma ihtimallerinin de düşürüleceği kaydediliyor.

 

Pilotsuz dahi görev yapabilme özelliğinin, en büyük nedenlerinden bir olarak da sanal tehditler gösteriliyor. İletişim şifreli olmasına rağmen bu sanal tehditleri tamamen olanak dışı bırakmıyor. Hackerlar bir şekilde sistemi tehdit edebilir. Bu yüzden otonom insansız araçlar daha fazla revaçta oluyor. Ancak yetkililer, öldürücü robotların gündemde olmadığının da altını çiziyor.

 

Yapay zekaya ilişkin tartışmalarda, gelecek yıllarda da sürecek. Ancak Savunma Bakanlığı’ndan bu yıl sonuna kadar çıkması beklenen cevap, bir yol gösterici olacak gibi duruyor.