Etiket arşivi: siber operasyon

İran’ın Kara Şövalyesini öldüren suikast siber saldırıları tetikleyecek mi? CIA’ciler Twitter’da ne diyor?

İran dini lideri Ayetullah Hamaney’in manevi oğlu ve İran Ordusuna bağlı Kudüs Gücü’nün başında bulunan Kasım Süleymani’nin cuma sabahı öldürülmesinin ardından, uzmanlar İran’ın nasıl bir karşılık vereceği tartışılıyor. Bağdat’ta insansız hava araçları ile yapılan saldırıda bulunduğu konvoy vurulan Süleymani’nin ardından Tahran’ın siber saldırıları da bir mukabele vasıtası olarak kullanabileceği belirtiliyor.

ABD Savunma Bakanının ‘Artık oyun değişti’ açıklamasından iki saat sonra Süleymani’nin öldürüldüğü bilgisi Pentagon tarafından paylaşıldı. Açıklamada ABD’nin İran’ın bundan sonra yapacağı saldırıları caydırmak için önleyici bir saldırı yaptığı ifade edildi.

Süleymani’nin öldürülmesinin ardından İranlı yetkililer 3 günlük yasın ardından intikam alınacağını duyurdu. Herkesin cevabını merakla beklediği soru şu: İran ABD’ye nasıl karşılık verecek?

New York Times’ın konuyla ilgili haberinde İran’ın ilk başvuracağı yöntemlerin terör saldırıları ile siber saldırılar olduğu öngörüsü okuyucular ile paylaşıldı.

Süleymani’nin öldürüldüğü suikastın duyulmasının ardından Amerikalı siber güvenlik ve istihbarat uzmanları konuyla ilgili fikirlerini sosyal medyada tartışmaya açtılar.

İRAN’IN ASİMETRİK KAPASİTESİ YÜKSEK

SANS eğitmenlerinden Jorge Orchilles, İran’ın yapacağı siber saldırılara karşı ABD’nin hazırlanması için İran ile birlikte çalışan hacker gruplarından APT 33 ve APT 34’ün saldırı taktiklerinin Amerikalı red team’ler tarafından çalışılması gerektiğini kaydetti. Eski bir asker siber güvenlik uzmanı olan Richard Bejtlich de böyle bir adım için geç kalındığını belirterek Amerikanın siber alandaki çıkarlarına İranlıları taklit ederek saldırmanın bu ‘sıcak’ zamanlarda ortamı iyice karıştıracağını savundu

CIA elemanı olan Douglas Wise, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, İran’ın  konvansiyonel olarak ABD’ye karşılık verecek kadar güçlü olmadığını fakat Lübnan Hizbullah’ı üzerinden yapılacak operasyonlar ile Amerikan hedeflerinin vurulabileceğini kaydetti. Wise ifade etmese de İran’ın siber alandaki faaliyetleri geçtiğimiz on yıl içerisinde güçlenerek arttı. Sadece sahada değil Hizbullah ile İran rejiminin siber alanda da güçlü bir iş birliği bulunuyor:

Tahran İsrail Generkurmay Başkanı’nı hackledi

Eski bir CIA yetkilisi olan Rosa Smothers da, Süleymani’nin öldürülmesinin etkilerini siber alanda görülebileceğini kaydetti. İran’ın bilinen hacker gruplarının yanında ‘uyku halinde’ olan siber ekiplerinin de bulunabileceği ihtimaline dikkat çeken Smothers, Tahran’ın vereceği asimetrik karşılık için bu grupların harekete geçebileceğine dikkat çekti.

İran ile ABD arasında siber çatışma geçtiğimiz yıl oldukça hareketliydi. İran, ABD’nin nükleer antlaşmadan çekilmesinin ardından ABD hedeflerine yönelik oltalama saldırılarını artırmış; bir yandan da defansını güçlendirmişti:

İran “siber savunma kalkanı” geliştirdi

Hürmüz Boğazı’ndan geçen petrol gemilerine yönelik çeşitli operasyonlar düzenleyen İranlılar, dünya petrol arzının engellenmesini istemeyen ABD’nin siber saldırısıyla operasyonlarını sonlandırmak zorunda kalmıştı:

ABD, siber saldırıyla İran’ın kritik veri tabanını sildi

KASIM SÜLEYMANİ KİMDİ?

Kudus Gücü adlı askeri grubun başında bulunan Süleymani rejimin en güçlü isimleri arasında sayılıyordu. İran’ın özellikle Ortadoğu’daki sınır ötesi operasyonlarını üstlenen özel kuvvetler niteliğindeki Kudüs Gücü Devrim Muhafızları bünyesinde olmasına rağmen doğrudan dini lider Hamaney’e bağlıydı.

İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani geçtiğimiz yıl, İran’ın en yüksek askeri nişanı olan Zülfikar Nişanı ile ödüllendirilmişti. General Süleymani, İran İslam Cumhuriyeti tarihinde bu nişanı almaya hak kazanan ilk ve tek kişiydi.

ABD’nin terör kara listesinde buluna Kasım Süleymani, İran ve Şii dünyasında ise yaşayan efsane sayılıyordu. Resmigeçitlerde resimleri Ayetullah Humeyni ve Hamaney ardından üçüncü sırada taşınıyordu.

https://www.youtube.com/watch?v=Zb8viDDrW9s

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD’nin siber adımı interneti “Vahşi Batı”ya çevirecek!

ABD Başkanı Donald Trump ve yardımcısı John Bolton siber dünyada daha aktif olmak için kolları sıvadı ancak uzmanlar siber saldırıların geri tepmesinden endişe duyuyor.

Beyaz Saray bu hafta Başkan Donald Trump’ın ABD’nin bilgisayar sistemini korumak için düşmanlara yönelik agresif siber saldırılar düzenlemeye yönelik seçim kampanyası vaadini gerçekleştirmek için ilk adımı attı. Ancak uzmanlar ABD’nin siber dünyada taarruza geçmesine olanak veren yeni stratejisinin geri tepip interneti, hackleme operasyonlarının ‘Vahşi Batısı’ haline getirebileceğini düşünüyor.

ABD yönetiminin yeni ‘Ulusal Siber Stratejisi’ni görücüye çıkaran Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Trump’ın hücuma yönelik siber operasyonların kullanımı üzerindeki kısıtlamaları kaldırarak yerine Savunma Bakanlığına ve diğer istihbarat birimlerine ABD sistemlerine yönelik saldırıları engellemek için yabancı ağlara sızma noktasında daha geniş yetkiler verecek bir yönetim şekli verdiğini ifade etti. Bolton ayrıca “Obama yönetimindeki gibi elimiz kolumuz bağlı değil” demekten çekinmedi.

Bolton, yeni yetkiyi, düşmanları ilk etapta darbe yapmamaya ikna edecek güçlü bir caydırma yapısı oluşturma çabasının bir parçası olduğunu söyledi. Bir takım saldırılar gerçekleştirmek için karar verme yetkisinin emir komuta zincirinde daha aşağılara çekildiğini söyleyen Bolton, önceleri bu tür hücuma yönelik siber saldırılar için başkanın onayının gerektiğini vurguladı. Bolton, yeni politikada öngörülen saldırı ve savunma eylemlerinin sadece bazılarının kamuoyuna açıklanabileceğini söyledi.

İLGİLİ HABER>> Trump ABD’nin ofansif siber operasyonları için kuralları gevşetti

Yeni strateji, Trump yönetiminin yaklaşan ara seçimlere yönelik olası yabancı müdahaleleri engelleme çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde açıklandı. 2016’da askeri ve istihbarat ajanslarına bağlı Rus hackerlar, Demokrat Parti’ye ait bilgisayarları hacklemiş, çalınan e-postaları yayınlamış ve Trump’ın lehine propaganda yapmışlardı.

Uzmanların endişe ettiği şey ise bu tür saldırgan bir politikanın sanal ortamda kargaşaya sebep olma ihtimali. Bu tür saldırgan siber silahların hedefteki sistemin ötesine geçerek çok boyutlu hasara yol açması beklenen bir durum. 2017’de Rus ajanlar Ukrayna mali sistemini hedef alarak NotPetya adlı fidye yazılımı salmıştı ancak bu çok tehlikeli yazılım dünya genelinde yayılarak milyarlarca dolar zarara sebep olmuş, hastanelerin kapanmasına küresel nakliye ve ticarette büyük karışıklığa yol açmıştı.

ABD Deniz Harp Akademisi’nden Profesör Martin Libicki, Savunma Bakanlığı görevlilerini misilleme niteliğindeki siber saldırılar düzenleme yetkisi ile donatmanın küresel interneti ‘serbest atış bölgesi’ne çevirebileceğini söyledi.

Saldırıya yönelik siber araçların kullanımına odaklanmak, bazı kanun yapıcıları çok sancılı misillemelere davetiye çıkaracağı ihtimali ile endişelendiriyor. Silikon Vadisi, enerji üretimi, hava trafiği kontrolü ve daha fazlası için internete bağımlı, dünyanın en ‘bağlı’ global ekonomilerinden biri olan ABD’nin siber saldırılara karşı birçok potansiyel düşmanından daha fazla hassas olduğu biliniyor.

Trump ABD’nin ofansif siber operasyonları için kuralları gevşetti

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta ülkesinin taarruzi siber operasyon düzenlemesini kolaylaştıracak bir başkanlık emrini imzaladı. WSJ’de yer alan özel habere göre Obama döneminde siber operasyonlara getirilen bazı kısıtlamaları fesheden yeni başkanlık emri, düşman devletlere yönelik siber saldırıların önünü açıyor.

Trump’ın bu hamlesinin İran ile yapılan nükleer antlaşmadan çekilmesi ve İran’a yaptırım uygulama kararı almasından sonra gelmesi dikkat çekti.

ABD’nin siber alanda daha agresif ve hızlı karşılık vermesi gerektiğini düşünenler yeni başkanlık emrini destek verirken, dijital altyapıya büyük ölçüde bağlı ülkenin düşmanlarının siber saldırılarına hedef olmasının büyük zarar getireceğini düşünenler de bulunuyor.

Obama zamanında siber operasyonları düzenleyen başkanlık direktifi (PPD-20) gizli olmasına karşın, Haziran 2013’de Snowden sızıntılarıyla ortaya çıkmıştı.

‘Tedbirli’ olarak nitelenen önceki direktif siber saldırıların istenmeyen sonuçlar doğurma ihtimalinin yüksek olması nedeniyle sadece başkanın emriyle gerçekleşmesini öngörüyordu. Aynı zamanda acil siber aksiyonlar için izlenilmesi gereken onay zinciri de belge de yer alıyordu.

PPD 20’ye göre, ABD’nin düzenlediği siber operasyonlarda altyapı hizmetlerini kullandığı ülkelerin bilgilendirilmesi ve hedef olmayan fakat saldırılardan etkilenen ülkelere de operasyon bilgisi verilmesi, başkanın aksi emri olmadığı sürece, gerekiyor.

Feshedilen belgenin bir başka özelliği ise defans aksiyonlarının ve kolluk kuvvetlerinin aldığı tedbirlerin yetersiz olması durumunda kötücül bir siber faaliyete karşı siber saldırı yapılmasını öngörmesi. Bir başka deyişle hemen siber silahlara sarılmasının önüne geçen bir düzenlemeydi. Obama’nın Libya ve Suriye’ye karşı düzenlenen operasyonlarda siber yollara başvurmaktan kaçındığı biliniyor.

Rusya’nın ABD seçimlerine siber yollarla müdahale ettiği iddiaları üzerine eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD’nin siber kabiliyetlerini kullanarak Kremlin’e karşılık vermesi gerektiğini dile getirmişti. Yeni Başkan Yardımcısı Mike Pence de siber tehditlerle daha iyi mücadele etmek için Kongre’den 1,5 milyar dolar daha fazla bütçe istediklerini açıklamıştı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Siber operasyon beş saati aşmasın

Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA tarafından gerçekleştirilen bir araştırma ile bir siber operasyonda ilk beş saatin kritik olduğu, beş saatin ardından performansın düştüğünü ve çalışanlar arasında gerginliğin arttığı belirlendi.

NSA’nın kıdemli araştırmacısı Celeste Paul, Las Vegas’ta düzenlenen dünyaca ünlü Black Hat konferansında yaptığı açıklamada uzun süren operasyonların, beş saatten az süren operasyonlardan yüzde 10 oranında daha fazla yorgunluk ve gerginliğe sebep olduğunu ifade etti.

Sebebine gelince, araştırmaya göre uzayan operasyonlar daha yorucu oluyor ve daha fazla zihin yorgunluğuna neden oluyor. Ayrıca, hacklemenin karmaşık ve öngörülemez olması ile yüksek risk – yüksek kazançlı bir atmosferde gerçekleştiğinden dolayı çok stresli olduğunu belirtti. Paul’a göre buna ek olarak siber operasyon çalışanlarının yüksek motivasyonla çalışıyor ve operasyonun başarısını her şeyin, hatta kendilerinin bile üstünde görüyorlar.

Bununla birlikte gerginliğin artmasıyla performans geriliyor. Paul basit, kısa bir mola vermemenin bedelinin ise ağır olacağını düşünüyor ve ekliyor: “Bu kısa ara olmazsa, çalışanlar eninde sonunda kronik ve aralıklı olarak stres koşulları ile karşı karşıya kalacaklar.”

NSA’nın 126 siber görevli üzerinde gerçekleştirdiği araştırma, söz konusu kişilerin stres düzeyini ölçme amaçlı olarak yapıldı.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İsrail Siber Biriminin lideri General Rozen: “Siber kabiliyetler fiziksel kabiliyetleri güçlendirir”

Yeni bir mücadele alanının gündemde yer edinmeye başlamasıyla belli başlı ülkeler dikkatlerini ‘siber mücadele’ yöntemlerine vermiş durumda. İsrailli haber sitesi ‘Ynetnews.com’ un siber savunma birimi lideri Yaron Rozen ile yaptığı röportajda bu yeni harekat alanıyla ilgili yetkililerin bakış açısına ışık tutuyor.

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin(IDF) yeni bölüğü ‘Siber Birim’, hava savunma sistemlerini bloke etmeyi hedefleyen, tankları bozabilecek güce sahip ve giderek büyüyen dijital tehditlere karşı sürekli alarmda.

IDF Siber Birimi’nin başındaki isim Tuğgeneral Yaron Rozen, İsrail’in bir an önce bu alanda stratejik hazırlık yapması gerektiğini belirtirken, bu küresel fenomenin geleceği nasıl şekillendireceği bilinmediğinden değişimi yakalamanın şart olduğunu ekledi. “Siber alan yerleşik dünya düzenini yok sayıyor: Kuralları ve sınırları yok! Bu yeni küresel oyunun parçası olan İsrail, diğer ülkelerin de siber savaş kabiliyetiyle öne geçilebileceğini kavramaya başladıklarının farkında” diye konuştu.

İlgili yazı >> İsrail siber gücünün arkasındaki hayalet beyin: Eviatar Matania

Rozen’in siber dünyadaki asimetriyi dikkat çektiği ifadeleri aslında İran’ın son zamanlarda siber operasyon yapma kabiliyetindeki artışın İsrail tarafından yakından izlendiği mesajı olarak yorumlandı.

Rozen’in bütün bu uyarılarla, başta ABD başkanlık seçimlerinde Rusya’nın tartışılan rolü ve gündemdeki jeopolitik etkiye sahip diğer gelişmelere işaret ettiği apaçık: “Bu bir bilgi savaşı, hassas bilgileri ele geçirmek artık çok daha kritik. Ya bir gün IŞİD, İsrailli bir sivilin sunucusunu ele geçirerek bir terör saldırısı yaparsa?”

Peki neden kimyasal silahlarla ilgili ulusal anlaşmalar bu tür saldırılar için de yok? “Bu tamamen sivil dünyaya ait, orduya değil; Kyoto Protokolü’nün imzalanmasının ne kadar sürdüğüne bakın, ‘siber uluslar’ da sadece devletlerden oluşmaz, Google, Facebook ve Kaspersky gibi dev uluslararası şirketleri içinde barındırır.

İlgili haber >> İsrail siber askerlerine Pokemno temalı eğitim

Siber savunmanın yalnızca ‘reaktif’ değil arada ‘aktif’ olarak da yürütülmesi gerektiğini söyleyen Rozen, ‘kinetik gerçeklik’ olarak tarif ettiği kesintisiz operasyonel siber aktivitenin bir AVM’yi korumaktan çok daha farklı olduğunu ifade ediyor. Yine de teknolojik güç olan İsrail’in her şeyin ‘siber’ olduğu bu ortamda dikkatli olması gerektiğini belirtiyor: “Eğer eviniz camdan inşa edilmişse önceliğiniz o eve taş gelmemesi olmalıdır.”

IDF Siber Birimi’nin baş ağrıları, ordunun mücadele sistemlerinin tümünün dijital ortama geçirilmesiyle başladı. Ancak Rozen o kadar tedirgin görünmüyor: “Sanal ortamda her şey mümkün olsa da IDF’in operasyon sistemleri gizliliği kolayca bozulmayacak şekilde tasarlandı. Buna ihtimal vermiyoruz.”

İlgili haber >> İsrail Siber Büro Başkanı: Siber güvenlik yeni sınırları keşfetmemizi sağlayacak

Bir ülkeyi paralize etmek için geniş çaplı bir siber operasyon yapılamaz mı? “Siber kabiliyetler fiziksel kabiliyetleri güçlendirir. Bir ülkenin aydınlatma sistemlerini kapatabilirsiniz ancak bu bir ülkenin egemenliğine yapılmış bir saldırı olarak kabul edilmez. Dolayısıyla savaş sebebi de sayılmaz ki zaten siber saldırılarda kim kime savaş ilan edebilir?” Terör örgütlerinin de bu boşluğu iyi kullanabileceğinin farkında olan Rozen, İran’ın uzantısı olarak tanımladığı Hizbullah’ın da çoktan bu alana yatırım yaptığını iddia ediyor. Ancak siber dünyanın bu bilinmezliğine karşın ileride suçlu teşhisinin de yapılmasının mümkün olduğunu söylüyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

[wysija_form id=”2″]