Etiket arşivi: Mossad

İran destekli hackerlar Mossad başkanının karısının telefonundan yeni belgeler sızdırdı

İranlı hackerlar Mossad başkanının karısının telefonundan yeni belgeler sızdırdıİran destekli ‘Open Hands’ adlı bir hacker grubu, Mossad Başkanı David Barnea’ya ait olduğu iddia edilen 2020 maaş ve vergi belgelerini yayınladı ve sordu: ‘Yeni belgelerinizi karınızın eski telefonuna mı gönderiyorlar?’ 

İsimsiz bir Telegram kanalı, diğer kişisel bilgileri ve fotoğrafları içeren bir video yayınlamasından birkaç gün sonra Mossad başkanı David Barnea’ya ait olduğu iddia edilen başka belgeler yayınladı.

İbranice yayın yapan bir medya kuruluşu tarafından yayınlanan kaynağı belirtilmeyen haberlere göre, Barnea’nın karısına ait eski bir telefon, İran’la bağlantılı grup tarafından saldırıya uğradı. Haberlere göre telefonda devletin milli güvenliğine zarar verebilecek hassas bir bilgi bulunmuyor.

Cumartesi günü, “Open hands” grubuna ait Telegram kanalı, 2020’den itibaren Barnea’nın ücret ve vergilerine ait bilgilerin yer aldığı belgeleri yayınladı ve söz konusu bilgilerin “yeni” olduğunu iddia etti. Grup ayrıca bir Telegram mesajında şunları sordu: 

“Görünüşe göre Mossad’ın maaş bordroları başkanın karısının ‘ESKİ TELEFONUNDA’ bulunabilir! Bay Bernea, YENİ belgelerinizi karınızın eski telefonuna mı gönderiyorlar?? Sızıntının sadece karınızın eski telefonundan kaynaklandığına emin misiniz?” 

YILLIK MAAŞ VE VERGİ BİLGİLERİ DE AÇIĞA ÇIKTI

Belgeler, Barnea’nın Başbakanlıktan aldığı yıllık maaş ve vergi bilgilerinin beyan edildiği Form 106’ya işaret ediyor. Başbakanlıktan yeni belgeler hakkında henüz bir açıklama gelmedi.

Çarşamba günü Open Hands, birkaç kişisel fotoğraf, Barnea adına düzenlenmiş bir uçak bileti, kimlik kartı, karısına hitaben düzenlenmiş vergi belgeleri ve Hod Hasharon’un merkezindeki özel evi olduğunu iddia ettiği yerin uydu görüntülerini gösteren bir video yayınladı.

İsrail istihbarat kurumlarına hacker şoku! Mossad şefinin fotoğrafları ele geçirildi

Görünüşe göre özel bir görüntülü sohbet sırasında Barnea’nın mimik hareketleri yaptığı bir klip de videoda görülüyor.

Başbakanlık Ofisi, çarşamba günü Mossad adına yaptığı açıklamada, Barnea’nın telefonunun hacklenmediğini ve daha fazla ayrıntıya girmeden “söz konusu materyallerin eski olduğunu” belirtti.

Open Hands bilgilerin kaynağını açıklamadı ancak bir takım İbranice medya organlarında çıkan haberler İran’a işaret ediyordu. İran İslam Devrim Muhafızları Birliği ile bağlantılı bir web sitesi olan Nour News de sızıntının ayrıntılarını yayınladı.

İRANLI HACKERLARIN KİŞİSEL BİLGİLERİ YAYINLAMASI İLK DEĞİL

İran’la bağlantılı bir hacker grubu olan Black Shadow, geçen yıl bir İsrail hosting şirketini hedef aldı, bir dizi web sitesini geçici olarak kapattı ve İsrailli bir LGBT arkadaşlık sitesi olan “Atraf” dan kullanıcı verilerini çaldı. Daha sonra bir takım veriler yayınladı.

Black Shadow ayrıca 2020’de İsrailli sigorta şirketi Shirbit’ten büyük miktarda bilgi çalmış ve firma fidye ödemeyi reddettiğinde karanlık web’de satmıştı. 

Pazartesi akşamı, İsrail hükümetine ait web siteleri, basında çıkan haberlerle İran’a da bağlı olduğu iddia edilen büyük bir siber saldırı nedeniyle bir saatten fazla bir süre boyunca erişime kapatıldı. İsrailli yetkililer daha önce İran’ı 2020’de İsrail’in su sistemini hacklemeye çalışmakla suçlamıştı.

Eski Mossad başkanının siber güvenlik hamlesi: Eski şirketini yatırımcı yaptı

Halihazırda Japon yatırım devi SoftBank’ta yerel yatırım operasyonlarını yöneten eski Mossad başkanı Yossi Cohen’in yeni durağı İsrailli startup Claroty oldu.

Yassi Cohen’in yönetime girmesi, Claroty’nin aldığı fonlardan sonra geldi.

SOFTBANK’TAN CLAROTY’YE 400 MİLYON DOLAR FON

Geçtiğimiz günlerde İsrail’de bu yılın en büyük finansman turlarının biri gerçekleşti. Yatırım turu, SoftBank Vision Fund 2, Bessemer Venture Partners ve Schneider Electric tarafından yönetildi. Mevcut yatırımcılar ISTARI, Team8 ve Standard Investments (eski adıyla North 40) da katıldı.

Yatırım devi SoftBank’ta yerel yatırım operasyonlarını yöneten eski Mossad başkanı Yassi Cohen’in Claroty’nin yönetim kuruluna girmesiyle birlikte, SoftBank’tan 400 milyon dolar fon alan Claroty’nin toplam hacmi 635 milyon dolara çıktı.

 

MOSSAD Başkanı Cohen: Siber alanda her geçen gün daha savunmasız hale geliyoruz

TÜRK ŞİRKET DE YATIRIM YAPTI

Tel Aviv ve New York’ta ofisleri bulunan Claroty, 2014 yılında şu anda CEO görevini yürüten Amir Zilberstein, geliştirme yöneticisi Galina Antova ve Benny Porat tarafından kuruldu. Vardi ise 2020 yılında CEO olarak göreve geldi. Claroty, elektrik tesisleri, petrol ve gaz, kimyasal, su, üretim, yiyecek ve içecek dahil olmak üzere çeşitli segmentlerde tesislerin siber saldırılara karşı güvenliğinden sorumlu. Şirket, 2017’de yüzde 300 büyümesiyle dikkat çekmiş, Türk şirketi Tekfen Holding, İsrailli Claroty’e sahibi olduğu Tekfen Ventures adlı fon aracılığıyla yatırım yamıştı.

Claroty’nin elde ettiği değerlerle birlikte piyasada 1 milyar doların üzerine çıkmasıyla Haziran ayında ‘unicorn’ statüsü kazanmıştı. 

İSRAİL’İN YEREL SİBER GÜVENLİK PAZARINDA BİR İLK GERÇEKLEŞTİ

Claroty, tıbbi konularda ön plana çıkan İsrailli siber güvenlik firması Medigate’i 400 milyon dolara satın alarak yerel siber güvenlik pazarında bir İsrail şirketinin bir başka İsrailli şirket tarafından en büyük satın alımını gerçekleştirdi.

Giderek büyüyen Claroty’nin CEO’su Yaniv Vardi, “Gelirlerimiz, müşteri sayımız ve çalışan sayımız geçen yıla göre iki katına çıktı” açıklamasını yaptı.

Vardi, “Salgın sırasında çeşitli endüstrilere yönelik siber saldırılarda altı kat artış oldu. Endüstriyel dünya, daha verimli ve rekabetçi olmak için giderek daha fazla cihazı internete bağladı. Ancak bu durum kendilerini bilgisayar korsanları gibi belalara maruz bırakıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail’de tıbbi alanlara yönelik siber saldırıların ciddi oranlarda artması, Claroty’nin Medigate’i satın almasının nedenleri arasında gösteriliyor. Halihazırda hastane ve sağlık kuruluşlarını korumak için sistemler geliştiren Medigate, 2017 yılında Jonathan Langer, Ity Kirshenbaum ve Pini Pinhasov tarafından kurulmuştu. Dünya çapında yüzlerce hastaneyle çalışan şirketin yıllık gelirinin on milyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Medigate hakkında yorumda bulunan Vardi, “Bu alanda güçlü bir liderlikleri var. Bu küçük bir satın alma değil” ifadelerini kullandı.

Claroty’nin Medigate’i satın almasının ardından 140 Medigate çalışanı, 280 çalışanı olan Claroty’ye katılacak ve Claroty toplam çalışan kadrosunu 420’ye çıkaracak.

ABD’de sağlık sisteminin başı siber saldırılarla dertte: Hastanelerin yarısı ağını dışarı kapattı

CİHAZ HARİTASI ÇIKARMADA ÖNCÜ SİSTEMLERE SAHİPLER

İki şirketi birbirine bağlayan ana hususlardan birisi de yalnızca sistemleri koruma konusundaki organizasyonları değil, aynı zamanda organizasyonel sisteme bağlı olan tüm cihazların haritalarını çıkarma konusunda uzmanlığa sahip olmaları olarak biliniyor. 

Vardi, “İster bir fabrikadaki denetim sistemleri isterse de bir hastanedeki teşhis ekipmanı olsun. Bu tarz yerlerdeki güvenlik yöneticileri neyin internete bağlı olduğunu bilmiyor ve görmedikleri şeyi de nihayetinde koruyamıyorlar. Bu da bizim rekabet avantajımızı oluşturuyor. Bu ağları haritalıyoruz ve savunmasız noktaları hemen belirleyebiliyoruz” dedi.

Claroty ve Medigate’in karşı karşıya olduğu önemli zorluk, kritik altyapının genellikle yalnızca bilgisayar korsanları için değil, gelişmiş ve karmaşık kaynaklara ve siber saldırı yeteneklerine sahip devletler, hükümetler ve istihbarat örgütleri için de çekici bir hedef olması gerçeğinde yatıyor. 

Bu durum, bu tür altyapıların korunmasını zorlaştırsa da Vardi, “Endüstri şirketleri, gıda üreticileri ve hastaneler, korumasız ürünleri internete bağlayarak kim olduklarına bakılmaksızın bilgisayar korsanlarına açık hale getiriyor. Bir bilgisayar korsanına açılan vektör, ister devlet ister bir grup suçlu olsun, aynı vektördür. Ancak yabancı devletlerin saldırılarına karşı bile kendimizi nasıl savunacağımızı biliyoruz” açıklamasına bulundu.

REKABET KIZIŞIYOR

Claroty’nin girdiği alanda çok fazla rekabet bulunuyor. Claroty’nin rakipleri arasında IoT (nesnelerin interneti) güvenliği ile ilgilenen, internete bağlı cihazları koruyan İsrailli şirketler Axonius ve Aramis ile endüstriye odaklanan ve işlerinin çoğunda Claroty ile rekabet eden Amerikalı şirket Nozomi Networks yer alıyor. Microsoft da yakın zamanda İsrailli şirket CyberX’i satın aldıktan sonra bu alana girmesiyle rekabetin kızışacağı tahmin ediliyor.

Vardi ise Medigate’i satın aldıktan sonra Claroty’nin rakiplerinden daha kapsamlı siber güvenlik çözümleri sunabileceğine inanıyor. 

İsrail istihbarat kurumlarına hacker şoku! Mossad şefinin fotoğrafları ele geçirildi

Dünyanın önde gelen istihbarat örgütlerine sahip olan İsrail, Mossad ve Shin Bet yetkililerine ait gizli bilgilerin ele geçirilmesiyle sarsıldı. 

Justice for Palestine adlı bir hacker grubu, 8 Kasım’da yaptığı açıklamada İsrail istihbaratı ve askeri kurumlarında görev alan yetkililerin gizli bilgilerini yayınladı. “Filistin topraklarında işgalci olan İsrailli yetkililerin özel hayatıyla ilgili” olduğunu söyledikleri veriler arasında yazılı mesajlar, fotoğraf ve videolar da bulunuyor. Hackerlar ele geçirdikleri verileri Farsça yayın yapan bir Telegram kanalında yayınladı. 

İran, İsrail başbakan adayı Gantz’in telefonuna sızmış

Grup bu eylemi masum Filistinlilere zarar veren Siyonist rejimin suç unsurlarını ortaya çıkarmak görevinin bir parçası olduğunu ilan etti. 

Hackerların iddialarına göre ülkenin iç isithbarat örgütü Shin Bet’in Ronen Bar, Mossad eski şefi Yossi Cohen ve İsrail askeri istihbarat örgütü Aman’ın başkanı Aharon Haliva ile ilgili gizli bilgiler ele geçirilerek yayınlandı. 

GEÇEN AY DA BENZER BİR EYLEM YAŞANDI

Gizliliği ile ün yapan İsrailli istihbarat kurumlarının yaşadığı veri sızıntısının geçtiğimiz ay yaşanan başka bir siber saldırının arkasından gelmesi dikkat çekti. Kendilerine Moses Staff adını veren grup İsrail Ordusunda görev yapan birçok askerin kişisel verilerini sızdırmıştı. Ele geçirilen bilgiler arasında İsrail’de zorunlu askerlik yaşına gelmiş binlerce gencin kişisel verileri de bulunuyordu. Bu eylemden bir gün önce de aynı grup İsrail Savunma Bakanı (Eski Genelkurmay Başkanı) Benny Gantz’ın kişisel fotoğraflarını yayınlamıştı.  

Grup aynı zamanda Savunma Bakanlığına ait askeri dökümanlar, haritalar ve birliklerin sevkiyat kayıtlarını da ele geçirdiklilerini açıklamıştı.

MOSSAD Başkanı Cohen: Siber alanda her geçen gün daha savunmasız hale geliyoruz

İran nükleer tesisindeki sabotaj akla Stuxnet’i getirdi

İran’ın Natanz’daki ana uranyum zenginleştirme tesisinde geçtiğimiz pazar günü yaşanan elektrik kesintisinin arkasında siber saldırı olabileceği ihtimali değerlendiriliyor.

Natanz, İsrail ve ABD gizli servislerinin yürüttüğü ve Stuxnet zararlı yazılımının kullanıldığı bir saldırının da hedefi olmuştu. Operasyon 2010 yılında ortaya çıkarken iki ülke de siber saldırıyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınmıştı.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade son saldırının arkasında İsrail olduğunu iddia ederek “Saldırı, şükürler olsun insanlara ya da çevreye zarar vermedi. Ancak bir felaket olabilirdi. Bu insanlık suçudur ve bu tür eylemler yürütmek Siyonist rejimin özüne uygundur” diye konuştu.

İsrail medyasına açıklama yapan batılı kaynaklar, İran’ın ilk başta “kaza” olarak nitelendirdiği saldırıyı Mossad’ın  gerçekleştirdiğini iddia etti. İran da geçtiğimiz pazar günü yaptığı açıklamada saldırının “terörist” bir eylemin sonucu olduğunu itiraf etti.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Akbar Salehi, uluslararası toplumun ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) nükleer terörizm ile mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Salehi ayrıca, İran’ın faillere karşı harekete geçme hakkını saklı tuttuğunu ifade etti.

YAPTIRIMLARIN KALDIRILMASI ÇABALARININ İNTİKAMINI ALDILAR

İran Parlamentosu’nun Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu’nun düzenlediği toplantıda konuşan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de, Natanz’a yönelik gerçekleştirilen saldırıdan İsrail’in sorumlu olduğunu belirterek, intikam alacaklarını ifade etti.  Zarif şu ifadeleri kullandı: “Siyonist rejimin siyasi ve askeri yetkilileri, İran’a yönelik baskıcı yaptırımların kaldırılmasına izin vermeyeceklerini açıkça belirtmişlerdi ve şimdi hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar, ancak Siyonistler cevaplarını alacaklar. Natanz, daha gelişmiş cihazlarla her zamankinden daha güçlü olacak ve müzakerede elimizin zayıf olduğunu düşünüyorlarsa bilsinler ki bu eylem müzakerelerdeki konumumuzu güçlendirecektir.”

Zarif ayrıca şunları söyledi: “Baskıcı yaptırımları kaldırma noktasındaki başarılarından dolayı İran halkından intikam almak istiyorlar, ancak buna izin vermeyeceğiz ve bu eylemlerin intikamını Siyonistlerin kendilerinden alacağız” Zarif, siyonist rejimin tasarladığı kurnaz tuzağa düşmemek için tesislerin ve nükleer bilim adamlarının korunmasına ağırlık verilmesi gerektiğini ifade etti. 

KAZA DEĞİL SİBER SALDIRI

Adını belirtmek istemeyen bir kaynak da Jerusalem Post’a yaptığı açıklamada Natanz’daki olayın bir “kaza” olmadığını ve ortaya çıkan hasarın, İran’ın başlangıçta halka bildirdiğinden daha kötü olduğunu söyledi.  Batılı kaynaklar, tesisin bir siber saldırı tarafından vurulduğunu söyledi.

İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi de, pazar günü yaptığı açıklamada İsrail’in Natanz saldırısına dahil olduğuna işaret eden güçlü bir ipucu verdi. Kohavi, “İsrail Genelkurmay Başkanlığı’nın akıllı operasyonel faaliyetleri sayesinde, geçen yıl İsrail Devleti vatandaşları için en güvenli yıllardan biri oldu. İsrail devletinin güvenliğini sağlamak için güç ve takdir yetkisini, kararlılığı ve sorumluluğu birleştirerek hareket etmeye devam edeceğiz.” dedi. 

Başbakan Benjamin Netanyahu da pazar günü Bağımsızlık Günü etkinliğinde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İran’a, müttefiklerine ve İran’ın silahlanma çabalarına karşı yürüttüğümüz mücadele bizim için büyük bir misyondur” 

Uranyum zenginleştirme cihazlarını piyasaya sürüldükten birkaç saat sonra devre dışı bıraktığı bildirilen Mossad operasyonuna atıfta bulunan Netanyahu, “Bugün olan şeyin yarın da olmaya devam edeceğinin garantisini veremem” dedi. 

İsrailli şirket yarışma açtı, 16 ülkeden 3500 hacker saldırdı

 

DAHA ÖNCE DE STUXNET VİRÜSÜ İLE SALDIRMIŞLARDI

Yabancı kaynaklı haberlere göre, Natanz geçmişte de İsrail siber operasyonların hedefi olmuştu.  2010 yılında, ABD ile ortak düzenlenen bir operasyonda Stuxnet virüsü ile tesise saldırı düzenlenmiş ve binden fazla santrifüj imha edilmişti. 

İran pazar günü gerçekleşen saldırıdan dolayı kimsenin yaralanmadığını veya çevre felaketi gibi bir şey yaşanmadığını açıkladı.  İran Milletvekili ve Parlamentonun Enerji Komisyonu Sözcüsü Malek Shariati-Niasar, olayın İran’ın Ulusal Nükleer Teknoloji Günü’nde ve İslam Cumhuriyeti ile Batılı ülkeler arasında 2015 yılında imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı anlaşmasının yenilendiği bir dönemde meydana geldiği için “sabotaj” ihtimalini göz önünde bulundurduklarını yazdı. Yetkili, İran Parlamentosu’nun olayı araştırdığını ve konuyla ilgili görüşünü araştırmanın ardından bildireceğini söyledi.

Pazar günü erken saatlerde İran, Natanz sahasının Elektrik Dağıtım şebekesiyle ilgili bir sorununun bir kazaya neden olduğunu söyledi.

İRAN GEMİSİNE SALDIRI DA TESADÜF OLMAYABİLİR

Öte yandan İran milletvekili Ali Haddad sorumluluk konusunda İsrail’i işaret eden bir tweet attı: “Dün bir nükleer bilim adamına yönelik gerçekleştirilen suikast, bugün İran gemisi Saviz’e yapılan saldırı ve Natanz nükleer tesisine yönelik sabotaj”

Natanz’a yönelik saldırı, İran’ın Natanz’daki gelişmiş IR-6 ve IR-5 santrifüjlerine uranyum heksaflorür gazı enjekte etmeye başlamasından ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in İsrail’i ziyaret ettiğinin ortaya çıkmasından bir gün sonra gerçekleşti.

Ayrıca son saldırının, IAEA’nın İran’ın Natanz tesisinde uranyum zenginleştirmesini yeniden başlattığını bildirmesinden ve İsrail’in İran’ın nükleer programını önemli ölçüde etkilediği bildirilen tesise yönelik iddia edilen bir saldırı için yabancı kuruluşlar tarafından suçlanmasından sonra gerçekleşmesi dikkat çekti. 

TAHRAN YÖNETİMİ SALDIRIYI BAŞTA HAFİFE ALMIŞTI

Jeruselam Post’un haberine göre, İran, yeni gelişmiş santrifüjleri bir araya getirme kapasitesi açısından Temmuz 2020 patlamasından önceki konumuna hala geri dönemedi. Geçen yıl gerçekleştiği iddia edilen saldırıda, İran raporları başlangıçta patlamayı fazla ayrıntıya girmeden “olay” olarak nitelendirmişti. 

Sputnik News’ün geçen perşembe günü verdiği habere göre, salı günü İran ordusu sözcüsü İsrail ve ABD ‘yi İslam devrim Muhafızları’nın Kızıldeniz’deki Saviz gemisinde patlamaya neden olmakla suçladı. Gazete, sözcünün Tahran’ın Körfez ülkelerinden hiçbirini olaya karışmakla suçlamadığını da sözlerine ekleyerek, “ABD’nin şüphesiz İran’a zarar verme girişimlerinde bir eli var.” dediğini aktardı. 

Netanyahu, geçtiğimiz hafta İsrail’in kendisini İran tehditlerine karşı savunacağı konusunda defalarca uyarmış ve Kudüs’ün Tahran’ın nükleer hırslarıyla mücadele edeceğini vurgulamıştı.

İsrail istihbarat örgütleri ve siber güvenlik şirketleri: İstanbul, Hollywood, Nijerya

İsrail istihbarat örgütleri ile yakın ilişkisi olan şirketler son dönemde dikkatlerin odağına yerleşmiş durumda. Çeşitli kaynaklara göre 2018, bu tür istihbarat ve gözetleme şirketleri için oldukça ilginç bir yıl oldu. Haberlerde sık sık karşımıza çıkan söz konusu firmaların bu durumdan hoşnut oldukları ise şüpheli.

www.calcalistech.com sitesi, bu şirketlerin dördünü okuyucularına tanıttı: Black Cube, Psy-Group, NSO Group ve Fifth Dimension. Bu şirketlerin yetkilileri, çalışanları ve danışmanları kanalıyla İsrail Ordusu istihbarat birimleri ile Mossad ve Shin Bet gibi ülkenin ulusal istihbarat ajansları ile sıkı ilişkileri bulunuyor.

Meir Dagan

2010’da kurulan Black Cube kendisini, tartışmalı işletmelere eski İsrailli ajanların uzmanlığını sunan bir hizmet şirketi olarak tanıtıyor. Şirketin, sayısı 100’den fazla olan çalışanlarının çoğunu Mossad ya da İsrail iç istihbarat örgütü Shin Bet ile İsrail Ordusu istihbarat birimlerinde görev yapan eski kıdemli çalışanlar oluşturuyor. Şirket, eski Mossad Direktörü Meir Dagan’ı onursal başkanı olarak tanıtıyor. Birçok kaynağa göre Dagan, Black Cube’e en erken dönemlerinden itibaren yoğun olarak dahil olmuş bir isim.

Weinstein Skandalı ile Dikkatleri Çekti

Şirketin ilk olarak dikkatleri üstüne çekmesi, 2017 sonlarında The New Yorker’da çıkan bir haberle birlikte olmuştu. Haberde Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’ın kendisini cinsel istismarla suçlayan kadınları gizlice dinlemek ve takip etmek için Black Cube’dan hizmet aldığı iddia ediliyordu. Weinstein skandalından sonra şirket 2018 başında bir kez daha dikkatleri üzerinde topladı.

Bu kez, Facebook’u büyük çaplı veri ihlali ile suçlayan Cambridge Analytica muhbiri Christopher Wylie‘nin, 2015 yılında Nijerya Başkanını takip etmek üzere özel istihbarat şirketinden hizmet aldığı iddia ediliyordu. Wylie daha sonra bu durumu inkar etmişti. Bugüne kadar, Black Cube Obama yönetimi çalışanları, eski bir Kanadalı hakim ile Macar asıllı Amerikalı George Soros ile bağlantılı bir takım STK’ları takip etmekle ilişkilendirildi. Şirket, son olarak, eski Mossad Başkanı Efraim Halevy’yi danışma kuruluna soktu.

Artık var olmayan İsrail istihbarat şirketi Psy-Group ise Trump’ın başkanlık kampanyası ile bağlantılı olduğu şüphesi ile manşetlere taşınmıştı. Hatta birçok çalışanının Özel Savcı Robert Muller tarafından sorgulandığı iddia edilmişti.

Siyasilere ‘Sahte Haber’ Yardımı

Kıbrıs ve Virgin Adaları’nda kayıtlı birkaç şirket tarafından İsrail’de 2014 yılında Invop Ltd. ismiyle kurulan Psy-Group Avustralyalı medya uzmanı Joel Zamel tarafından yönetiliyordu ve aynı şekilde çalışanları ve yöneticileri kanalıyla İsrail istihbaratı ile bağlantısı olduğu iddia ediliyordu. Psy-Group’un eski CEO’su Royi Burstien, İsrail Ordusu’nda görev yapan eski bir yarbay. Burstien, şirket kurulmadan önce de İsrail hükümeti altında operasyon yürüten bir istihbarat biriminin başındaydı. İsrail ve Kanada’daki mahkeme dosyalarına göre, kendisini İşletme İstihbarat Şirketi olarak tanımlayan Psy-Group’un hedef kitlesini etkilemek ve onlarla etkileşime girmek için yarattığı sahte ‘sosyal avatarlar’la operasyon yaptığı ve müşterilerinin yararına olacak haberleri dolaşıma soktuğu iddia ediliyor.

Şubat ayında Psy-Group, ‘Başarısızlığı kanıtlanmış iki kritik ticari teşebbüs, şirketi meteliksiz bıraktı” diyerek bütün çalışanlarını işten çıkardı. 2017’de Psy-Group’un bazı eski çalışanları politikacılara ve çeşitli markalara kendilerini sahte ve yalan haberlere karşı savunmaları konusunda yardım etmeyi vaat eden Cyabra Strategy adlı şirketi kurdular.

Geçtiğimiz hafta Edward Snowden, İsrailli NSO Group tarafından geliştirilen bir casus yazılımın İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve öldürüldüğü düşünülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı önceki dönemde izlemek için Suudi ajanlar tarafından kullanıldığını iddia etmişti.

NSO, Pegasus, Truva Atı

2009’da kurulan NSO, akıllı telefonlardan ve diğer cihazlardan istihbarat toplamak için tasarlanan çeşitli siber saldırı araçları geliştiriyor ve bunların satışını yapıyor. Firmanın amiral ürünü Pegasus adlı, insan haklarının ihlal edildiği birçok olayla arasında bağlantı kurulan bir Truva atı yazılımı. Şirket ilk kuruluş yıllarında eski İsrailli General Avigdo (Yanush) Ben-Gal tarafından yönetilmişti.

Yaklaşık iki yıldır NSO’nun operasyonları, Toronto Üniversitesi bünyesinde dijital ve insan hakları araştırma grubu olarak faaliyet gösteren Citizen Lab tarafından takip ediliyor. Eylül ayında yayınlanan ve NSO’ya dair bu zamana kadar yapılmış en geniş kapsamlı rapora göre Pegasus’un 45 ülkedeki gözetleme ve takip faaliyetlerinde kullanıldığından şüpheleniliyor.

2014’te kurulan Fifth Dimension ise İsrail ordusu ve istihbaratından stratejistler tarafından kurulmuş. Fifth Dimension, sıradışı davranışlar ile şüpheli suç ve terör faaliyetlerini tespit edecek yapay zeka üzerine odaklanıyor. Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Doron Cohen, eski bir kıdemli Mossad yöneticisi. Şirketin çalışanlarını eski istihbarat ve savunma elemanları oluşturuyor.