Etiket arşivi: Kovid-19

2021 yılında ek BT harcamaları tavan yaptı

2021 yılında ek BT harcamaları tavan yaptıGeçtiğimiz 2021 yılında firmaların ek BT harcamalarının tavan yaptığı ortaya çıktı.

KPMG ve Harvey Nash tarafından hazırlanan dünyanın en büyük BT araştırmasının sonuçlarına göre, 2020 yılında küresel çapta pandemi sürecinde ortalama ek BT harcamaları yüzde 5 arttı. Türkiye’deki ortalama ek BT harcamaları ise 2021 yılı boyunca yüzde 12 artış kaydetti.

Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ile işe alım danışmanlığı ve BT dış kaynak hizmeti sağlayıcısı Harvey Nash’in CIO Araştırması, birçok farklı sektörden ve coğrafyadan 4.200’ün üzerinde BT liderinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kapsamlı BT araştırması, pandemi sürecinde ortalama ek BT harcamasının yüzde 5 arttığını gösterirken CIO’ların operasyonel önceliklerine bakıldığında; verimlilik, müşteri bağlılığı ve iş gücünü etkin kullanmak öne çıkıyor.

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 86’sı pandemi sonrası iş gücünü uzaktan çalışmaya geçirdi. CIO’lar yarısından fazlası uzaktan çalışmanın devam edeceğini öngörüyor. Pandemiyle ortaya çıkan ilk beş beceri eksikliği; siber güvenlik (yüzde 35), organizasyon değişim yönetimi (yüzde 26), kurumsal mimari (yüzde 22), teknik mimari (yüzde 22) ve ileri analitik (yüzde 22) olarak sıralanıyor.

Pandeminin başlangıcındaki yatırım öncelikleri arasında siber güvenliğin ilk sırada yer alması da bu yanıtları teyit ediyor. Araştırmaya katılan küresel CIO’ların yüzde 61’i teknoloji liderlerinin pandemi süresince etkisini artırdığını; yüzde 71’i de krizin ekip ve kurum arasındaki iş birliğini pekiştirdiğini düşünüyor.

TÜRKİYE’DEKİ EK BT HARCAMALARI 2021’DE YÜZDE 12 ARTTI

Araştırmanın Türkiye sonuçlarına bakıldığında ise 2021 yılı süresince ortalama ek BT harcamalarında yüzde 12’lik bir artış gözleniyor. CIO’lar, 2022 yılı için bütçelerinde yüzde 80’lik ve çalışan sayısında yüzde 70’lik bir artış öngörüyor.

Araştırmaya katılan BT liderlerinin tamamı, yapılan yatırımların olumlu geri dönüşü olacağını belirtiyor. 2020 yılında siber güvenlik yatırımları ön plana çıkarken 2021 yılında müşteri deneyimi ve iç görü sistemlerinin öncelik kazandığı gözlemleniyor.

Global sonuçlara benzer şekilde, Türkiye’den araştırmaya katılan CIO’ların da neredeyse tamamı, pandeminin teknoloji liderlerinin etkinliği artırdığı konusunda hemfikir ve bu süreçte ekip ve kurum arasında iş birliğinin arttığını düşünüyor.

BT liderlerinin yüzde 52’si ekipte çeşitliliğin önemine dikkati çekerken yalnızca yüzde 26’lık bir kesim teknoloji ekibi bünyesinde kapsayıcı bir kültür oluşturduğunu düşünüyor.

Türkiye’de siber suçlar 2021’de patladı: 436 bin kişinin bilgileri çalındı

 

Araştırmanın Türkiye sonuçlarında şu başlıklar öne çıktı:

  • Enerji ve altyapı hizmetleri, kamu, sağlık hizmetleri ve teknoloji sektörlerindeki kurumlar yoğun bir şekilde yatırım yaparken kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, eğlence ve eğitim sektörlerindeki kurumların ise yatırımlar konusunda frene bastığı gözleniyor.
  • En başarılı dijital iş stratejilerine sahip on kurumdan üçüne; yani yüzde 30’una tekabül eden dijital liderlerin, krizle başa çıkmak için gereken altyapıyı büyük ölçüde önceden oluşturdukları ve yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi konusunda ilerleme kaydettikleri belirlendi. Kriz ortaya çıktığında, emsalleri harcamaları azaltırken dijital liderler yatırım yapmaya devam etti.
  • Teknoloji liderlerinin yüzde 38’i çalışanlarının yarısından fazlasının ağırlıklı olarak evden çalışmaya devam edeceğini öngörüyor ve kurumlar lokasyonsuz bir dünyanın ne kadar farklı olduğunu fark etmeye başlıyor. İşe alımlarda potansiyel yetenek havuzu tüm dünya geneline yayılmış durumda.
  • Çalışanların ruh sağlığı önemli sorunlardan biri olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan teknoloji liderlerinin yüzde 84’ü ekipleri için endişelendiklerini belirtti. Ancak bu duruma yönelik uygulamaların hayata geçirildiği gözleniyor.
  • Kadınların teknoloji dünyasına katılımını sağlamak üzere tasarlanmış özel programlardan faydalanılsa da teknoloji liderliği alanında kadınların oranı hala düşük seyrediyor. Araştırma çeşitlilik içeren ekiplerin daha başarılı iş performansı elde ettikleri hususunda ilave kanıtlar ortaya koyuyor. Ayrıca uzaktan çalışmanın esnek yapısının daha fazla katılımı teşvik edebileceği de dolaylı sonuçlardan biri olarak ortaya çıkıyor.
  • Teknoloji liderleri pandemiyle birlikte ortaya çıkan krizin merkezinde yer aldı. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i kriz sonucunda kendini daha etkili hissettiğini belirtti. Ancak araştırma, bu durumun henüz yönetim kurulu üyeliğine yansımadığını gösteriyor. CIO’lar için 2017’de yüzde 71 olan oran günümüzde yüzde 61’e geriledi. Bu düşüş endişe verici bir durum olarak görülmüyor.

Siber saldırılar iş dünyasının en büyük kabusu oldu

Geçen yıl iş dünyasının en büyük kabusu siber saldırılar ve getirdiği ekonomi riskler oldu.

İş dünyası liderlerinin gündemindeki en önemli risk olarak siber saldırılar ön plana çıkıyor. Diğer riskler arasında ise iş kesintisi, ekonomik yavaşlama, emtia fiyat riski ve marka itibarının zedelenmesi yer alıyor.

Yönetim danışmanlık firması Aon’un iki yılda bir yayımladığı ve küresel iş dünyasının karşı karşıya olduğu riskleri değerlendiren Küresel Risk Yönetimi Anketi’nin sonuçları açıklandı. 60 ülke ve 16 farklı sektörü kapsayan ankete iki bin 300’ün üzerinde risk yöneticisi katıldı.

Teknolojiye verilen önem ve duyulan ihtiyaç sonucunda siber risk, küresel riskler listesinde mevcut ve öngörülen riskler içerisinde ilk sırada yer alırken anketin ilk yapıldığı günden bu yana en yüksek risk skoruna ulaştı. Siber risk ayrıca, tüm bölge, sektör ve anket katılımcıları kapsamında ilk 10 risk arasında gösterildi. 2021 Küresel Risk Yönetimi Anketi sonucunda küresel iş dünyasının gündemindeki ilk 10 risk şöyle sıralandı:

  1. Siber Saldırılar/Veri İhlalleri
  2. İş Kesintisi
  3. Ekonomik Yavaşlama/Yavaş Toparlama
  4. Emtia Fiyat Riski/Malzeme Kıtlığı
  5. İtibar/Marka Hasarı
  6. Mevzuat/Yasa Değişiklikleri
  7. Salgın Riski/Sağlık Krizleri
  8. Tedarik Zinciri ya da Dağıtım Kesintileri
  9. Rekabette Artış
  10.  İnovasyon ve Müşteri İhtiyaçlarını Karşılama Başarısızlığı

Anket kapsamında belirlenen ilk 10 küresel riskin, mevcut konjonktürü yansıttığını ifade eden Aon Türkiye Eş-CEO’su Ferhan Özay şu değerlendirmelerde bulundu:

“Geride kalan iki yılda, küresel Kovid-19 salgınının tetiklediği, siber ve itibar gibi risklerin yönetiminin önem kazandığı, oldukça dalgalı bir seyre tanık olduk. İş dünyasının gündemindeki en büyük 10 risk de Kovid-19’un kurumlar üzerindeki etkisini yansıtıyor. Koşullar firmaların bu dalgalı seyri yönetme ve daha iyi kararlar verme yeteneklerini sınıyor. Kurumlar da bu doğrultuda odak noktalarını ‘olay tabanlı’ risk değerlendirme yaklaşımından ‘etki tabanlı’ risk değerlendirme yaklaşımına kaydırıyor. Örneğin iş kesintisi önceleri doğrusal bir riskti ancak Kovid-19 salgını iş kesintisinin birden fazla sektörü ve şirketi hem aynı anda hem de küresel olarak nasıl etkileyebileceğini gösterdi.”

Pandemide veri ihlalleri rekor kırdı: Ortalama zarar 4 milyon doların üstünde

Aon Küresel Risk Yönetimi Anketi Raporu, iş dünyası liderlerinin gündemindeki en büyük 10 riskin yanı sıra her riske ilişkin hazırlık, ilgili kayıplar ve yönetim adımlarına da yer veriyor. Raporda öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor:

  • Salgın Riski/Sağlık Krizleri, 2019’da yapılan ankette 60’ıncı sıradayken, 2021’de yedinci sıraya yükseldi ve Kuzey Amerika dışındaki tüm bölgelerde en önemli 10 risk arasında yer aldı.
  • İş kesintisi küresel çapta en yüksek ikinci tehdit oldu. Asya Pasifik ve Avrupa’daki anket katılımcıları ise bu riski en yüksek tehdit olarak tanımladı.
  • Emtia Fiyat Riski/Malzeme Kıtlığının gelecekteki en büyük risk olacağı öngörülüyor.
  • Tüm bölgelerde istikrarlı olarak ilk 10 risk arasında yer alan dört risk şöyle sıralanıyor: Siber Saldırılar/Veri İhlalleri, İş Kesintisi, Ekonomik Yavaşlama/Yavaş Toparlanma ve Mevzuat/Yasa Değişiklikleri.
  • Tedarik zinciri ya da dağıtım kesintileri yeniden ilk 10 risk arasına girerken, salgın ve jeopolitik etkiler nedeniyle Avrupa ve Kuzey Amerika’da en yüksek risk olarak tanımlandı.
  • En yüksek küresel riskler arasında yer almasa da iş gücü kıtlığı ve yeteneği muhafaza etmeye ilişkin sorunlar Asya Pasifik ve Kuzey Amerika bölgelerinde yüksek risk skorları aldı.
  • Enerji ve Doğal Kaynaklar, Konuk Ağırlama, Seyahat ve Dinlence ve Yaşam Bilimleri alanlarında çalışan yöneticiler İş Kesintisini bir numaralı risk olarak tanımladı.
  • Emtia Fiyat Riski/Malzeme Kıtlığı, Gıda, Tarım ve İçecek ile Endüstriyel & Üretim sektörlerinden katılımcılar tarafından bir numaralı risk olarak tanımlandı. Emtia Fiyat Riski/Malzeme Kıtlığının hem dünyada hem de Avrupa’da 2024 itibarıyla en yüksek beş risk arasına girmesi bekleniyor.

Küresel çip krizi 2024’e kadar devam edebilir

Bütün dünyada teknoloji üretimini derinden sarsan çip krizinin en az 2 yıl daha sürebilebileceği belirtiliyor.

Syracuse Üniversitesinde tedarik zinciri sistemi profesörü olan Patrick Penfield, çip krizi için “Şu an küresel bir tedarik zinciri krizi var. Daha önce hiç bu kadar büyük bir şeyin bizi etkilediğini görmemiştik.” değerlendirmesinde bulundu.

Nissan, çip kıtlığı sebebiyle 500.000 araç eksik üreteceğini söylüyor. Yarı iletken çip eksikliği sebebiyle açık kamyonet üretiminin bir bölümünü kesmek zorunda kalan Genel Motors, üretimi tamamlanan fakat ihtiyaç duyulan çipleri henüz bulunmayan binlerce taşıtı bekletiyor. Apple CEO’su Tim Cook ise Temmuz ayında çip kıtlığının telefon ve tablet satışlarını etkileyeceğini söyleyerek uyarıda bulunmuştu.

Intel başkanı Pat Gelsinger, arzın talebi bir ya da iki yıldan önce karşılayamayacağını tahmin ediyor. Uzmanlar, alışverişe çıktığımızda alışık olduğumuz çeşitlilik ve seçenekleri göremeyebileceğimizi söylüyor.

Peki küresel çip kıtlığı nasıl yaşandı ve ne zaman sona erebilir?

ÇİPLERİN YAPISINDA NELER BULUNUYOR?

Genelde yarıiletken ve bazen de mikroçip şeklinde adlandırılan çipler, elektronik cihazlarımızın beyinleri gibi davranıyor. İçlerinde milyarlarca transistör barındıran bu cihazlar küçük birer teknoloji harikası. (Transistörler, elektronların geçişine izin veren veya onları engelleyen küçük birer kapıya benziyor.) Fakat boyutları değişiklik gösterebiliyor. Üretim süreçleri birçok adım, gün ve uzman gerektiriyor. Örneğin IBM’in en yeni çipi, iki nanometrelik tırnak boyutundaki bir alana 50 milyar transistör sığdırıyor.

Northeastern Üniversitesinde elektrik ve bilgisayar mühendisliği profesörü olan Matteo Rinaldi, “Dünya çapında her gün 100 milyardan fazla çip kullanıldığını düşünüyorum. Gündelik yaşamlarımızda ne kadar transistör ve yarıiletken kullandığımızı düşünün.”

Bu çipler, çağdaş toplumun can damarı. Fakat çip talebi, salgından önce bile arzı geçmiş durumdaydı. Bu yıl yarıiletkenlerin “yeni petrol” olduğunu belirten iktisatçı Rory Green, günümüzde çip üretiminde aslan payını Tayvan ve Kore’nin kaptığını belirtiyor. Bu çipler her ne kadar Amerika’da icat edilse de, çip üreten ABD’li üreticilerin sayısında ciddi bir düşüş görülmüş. CSIS Stratejik Teknolojiler Programı’nın başkan yardımcısı James Lewis, 1990 yılında çiplerin yüzde 37’sinin ABD’de üretildiğini söylüyor. 2020 yılında bu rakam sadece yüzde 12’de kalmış.

Intel’in eş kurucusu Gordon Moore’un 1965 yılında yaptığı bir tahmin, teknoloji endüstrisine onlarca yıl boyunca yön vermiş. Bu tahmine göre bir çipe yerleştirilen transistör miktarı, her 24 ayda bir hemen hemen iki katına çıkıyor. Yıllar yılı sürekli küçülen bu çipleri üretebilen bir fabrikanın kurulması ise 10 milyar doları bulabiliyor. Bu meblağ, çoğu şirket için imkansız boyutta.

ÇİP KRİZİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Dünyanın Kovid-19 salgını sebebiyle kapanması, beraberinde birçok fabrikanın da kapanmasına neden oldu ve çip üretimi için gereken tedarik malzemelerine aylarca ulaşılamadı. Tüketici elektroniğinde yaşanan talep artışı, tedarik zincirini sarsan değişimlere sebep oldu. Üreticiler artan talep seviyelerine yetişmek için yeterli miktarda çip üretmeye çalışırken, siparişler birikti. Yığılmalar başladı ve giderek büyüdü.

Ford gibi araba şirketleri, arabaları üretmek için gerekecek çip miktarını tahmin ederek önceden sipariş vermek zorunda kaldı. An itibariyle Penfield, bir çip siparişinin en az yarım yıl sonra alınabileceğini söylüyor. Mevcut çip talebi, üreticilerin bu noktada karşılayamayacağı kadar fazla. Dolayısıyla tüketiciler, yakında daha az ürün ve daha yüksek fiyatlar görecek.

Tayvan’ın pandemiyi hackleyen Dijital Bakanı: Audrey Tang

Fakat sorun sadece üretimle ilgili değil. COVID salgını Asya’da ilerlerken, limanlar bazen aylarca kapalı kaldı. Dünya’daki elektronik cihazların yaklaşık yüzde 90’ı, Çin’in Yantian limanından geçiyor. Limanın kısa süre önce kapanması, yüzlerce konteyner gemisinin limana yanaşmak için beklemesine yol açtı.

Limanlar yeniden açıldığında ise taşınmayı bekleyen ürünlerin birikmesi yüzünden darboğazlar ortaya çıktı. Nakil tedarik zincirinin birçok bölümü, oluşan birikmeyle başa çıkabilecek kapasiteye sahip değil. Bunun yanısıra işgücü açıklarının meydana gelmesi, tedarik zinciri krizinin daha da büyümesine sebep oldu.

ÇİP KRİZİNİN KAYNAĞI

“Kötü kararlar, kötü şans ve sonrasında artan talep. Bu üçünü birleştirdiğinizde, bir kıtlık ortaya çıkıyor.” diyor Lewis. Salgın, cihazlarda patlayıcı bir talep yükselişine sebep oldu. İnsanlar evlerinde kalıp hiç olmadığı kadar fazla tablet, telefon ve diğer yayın cihazları kullandılar. Ortaya çıkan ihtiyaç, üreticilerin yetişemeyeceği kadar arttı.

Otomobil endüstrisinin verdiği kötü kararlar da kıtlığı büyüttü. Lewis, Kovid-19 salgını başladığında pek çok şirketin ekonominin uzun süre darbe alacağını düşündüğü için çip siparişini iptal ettiğini söylüyor. Siparişleri özellikle araba şirketleri iptal etmiş. Dolayısıyla çip şirketleri, salgının sebep olduğu patlayıcı talebe yetişmeye çalışarak tüketici ürünleri için çip üretmeye geçmiş. Tesisler araba yerine tüketici ürünlerine yönelik çip üretimi için uyumlu hale getirilince, araba çipi kıtlığı patlak vermiş.

Dünyada fazla çip üretim tesisi bulunmuyor. Salgın sırasında çalışmayı sürdüren az miktarda tesis ise, üretim sürecini daha da geciktiren bir dizi talihsiz hava olayına maruz kalmış. Dünya çapındaki arabalarda kullanılan çiplerin yaklaşık üçte birini üreten Japonya’daki Renesas tesisi, yangın sebebiyle ciddi zarar görmüş. Teksas’ta meydana gelen kış fırtınaları ise Amerika’nın az sayıdaki çip tesisinde üretimin durmasına yol açmış. Bu çiplerin üretilmesi fazla miktarda su da gerektirdiğinden, Tayvan’da gerçekleşen şiddetli kuraklık da üretime darbe vurmuş.

ÇİP KRİZİNDE ÇİN’İN NASIL BİR KONUMU BULUNUYOR?

Jeopolitik endişeler bu çip krizinin ana sebebi olmasa da, devam eden bir endişe de Tayvan’ın Çin ile olan gerilimli ilişkisi. Tayvan dünyanın önde gelen çip üreticisi. Çin ve Tayvan arasındaki kuramsal savaş olasılığı, Amerika’nın çip endüstrisine erişiminde muhtemel bir tehlike yaratıyor. Bu durum, bel bağladıkları çipleri alamayacak pek çok endüstri için felaket olabilir.

ABD Başkanı Joe Biden, çip endüstrisine 50 milyar dolarlık bir yatırım yapılmasını isteyerek Amerika’daki çip üretimine yatırım çağrısı yapıyor. ABD Senatosu, çip üreticileri için vergi kredileri ve diğer teşvikler sunan bir yasa geçirdi.

Amerikan çip üreticisi Intel, çip üretimini artırmayı planladığını duyurdu. Tayvan Yarıilekten Üretim Şirketi ve Samsung ise Amerika’da kurmayı planladıkları fabrikalar için yer arayışında. Bu planlar umut verici olsa da, söz konusu fabrikaların üretim seviyelerini artırabilmesi yıllar alacak.

ÇİP KRİZİNİN OLUMSUZ SONUÇLARI NELER?

Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesinde çalışan ve Intel yönetim kurulunda neredeyse otuz yıl hizmet vermiş olan Profesör David Yoffie, “Fiyatlar, yarıiletken gerektiren birçok cihazda kesinlikle yükselecek.Bazı ürünler kelimenin tam anlamıyla gönderilemeyecek veya gecikecekler.” ifadelerini kullandı.

Otomobil endüstrisi de büyük bir darbe alıyor. Bazı tahminlere göre ABD’li üreticiler bu yıl en az 1,5 ila 5 milyon daha az araba üretecek. Ford ve General Motors, halihazırda üretimlerini sınırlandırmış durumda. Tesla, üretim seviyelerini sürdürmek için alternaif çip sağlamak amacıyla kendi yazılımını yeniden elden geçirdi.

Apple ve Samsung gibi tüketici elektroniği şirketleri çipleri önceden stoklamaya başlayıp bunları otomobil endüstrisinin karşı karşıya kaldığı muazzam gecikmelerden korumuşsa da, Apple geçenlerde çip kıtlığı sebebiyle iPhone üretiminin gecikmesinin beklendiğini ve krizin halihazırda iPad ve Mac’lerin satışını etkilediğini duyurdu. Xbox’lar ve PlayStation’larda da kıtlık yaşanıyor.

KRİZ DAHA UZUN SÜRE ETKİSİNİ SÜRDÜREBİLİR

Kıtlığın biteceği zamana yönelik değişik görüşler var. Çip üreticisi STMicro’nun CEO’su, kıtlığın 2023 başlarında sona ereceğini tahmin ediyor. Otomobil üreticisi Stellantis’in CEO’su ise kıtlığın “2022’de de görüleceğini” belirtiyor. Intel CEO’su Patrick Gelsinger, kıtlığın en az iki yıl daha devam edebileceğini söylüyor.

Lewis, “Muhtemelen 9-10 ayı daha var.Bekleyebilirseniz, fiyatlar düşecek.” ifadelerini kullandı.

Yoffie’nin tahmini, önümüzdeki 6 ila 12 ayda talebin biraz düşmeye başlayacağı yönünde. Fakat arz talebe yetişene ve dengeye ulaşılana kadar iki yıl geçebileceğini düşünüyor.

Yoffie, “Sonraki nesil teknolojiden bahsettiğimiz seviyeler olan üç ile iki nanometreye ulaştığınızda, bu artık roket bilimidir ve roket bilimi bir nanosaniyede çözülen bir şey değildir.Sabırlı olmanız gerekecek.” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Popular Science

TikTok internet trafiği açısından en popüler platform oldu

Çinli ByteDance firmasının sahip olduğu video paylaşım platformu TikTok, ABD’li teknoloji devi Google’ın önüne geçerek internet trafiği açısından en popüler online platform haline geldi.

Siber güvenlik şirketi Cloudflare’e göre, viral video uygulaması TikTok, Google’dan daha fazla kullanılıyor. Yıl içinde bazı aylar öne geçen TikTok, Ağustos ayından bu yana birinciliği Google’dan aldı.

Google geçen yıl internet trafiği bakımından birinci sıradayken, TikTok 7. sıradaydı ve Amazon, Apple, Facebook, Microsoft ve Netflix de ilk 10’da yer alıyordu.

Kovid-19 salgını nedeniyle evlerine kapanan insanların eğlence arayışının TikTok’un ilk sıraya yerleşmesinde etkili olduğu tahmin ediliyor.

PLATFORMLARIN 2021’DEKİ İNTERNET TRAFİĞİ SIRALAMASI

  • TikTok
  • Google
  • Facebook
  • Microsoft
  • Apple
  • Amazon
  • Netflix
  • YouTube
  • Twitter
  • WhatsApp

Sensor Tower veri şirketine göre, bu yıl Temmuz ayında TikTok uygulamasının yüklenme sayısı 3 milyarı aşmıştı.

TikTok uygulamasının bir milyardan fazla aktif kullanıcısı var ve bu sayı giderek artıyor.

Çin’de sansüre karşı kullanılan bu uygulama Douyin adıyla biliniyor ve farklı bir ağ üzerinden işliyor.

Douyin Eylül 2016’da aktif hale geldi. Çin, bir süre önce, 14 yaşından küçük kullanıcıların uygulamada geçirebileceği zamanı günlük 40 dakika ile sınırlamıştı.

GÜVENLİK ENDİŞELERİ HEP TARTIŞMA KONUSU OLDU

TikTok, bir başka Çin merkezli sosyal medya şirketi Musical.ly ile birleştikten sonra 2018’de uluslararası operasyonlarını başlattı.

TikTok o günden beri tartışmalı bir platform oldu. 2019’da Hindistan platformu geçici olarak yasakladı. Platfom, ABD’de açılan soruştura yasal yaş sınırından küçük kullanıcıların içerik yayımlaması gerekçesiyle 5 milyon dolar civarında cezaya tabi tutuldu.

Uluslararası başarı kazanmış Çin merkezli uygulamalardan biri olarak TikTok hakkında Çin dışındaki politikacılar ve düzenleyici kuruluşlar güvenlik ve mahremiyet kaygılarını dile getirdi.

TikTok’ta popülerleşen işaret dili işe yaradı: Kaçırılan kız çocuğunun hayatı kurtuldu

TikTok geçen yıl Çin hükümeti tarafından kontrol edildiği iddialarını reddetmiş, veri devri konusunda hükümetten talep gelse de bunu geri çevireceğini duyurmuştu.

TİKTOK’TAKİ PEYNİRLİ MAKARNA VİDEOSU, EN FAZL ARANAN TARİF OLDU

Yemek sektörü TikTok’un başarısında yemek tarifleri içeren ve milyonlarca kez izlenen videolar önemli rol oynuyor.

Mart ayında ABD’de TikTok Kitchen adıyla yeni bir yemek sipariş teslimi hizmeti başlatıldı. Peynirli makarna tarifini içeren video, 2021’de Google’da en fazla aranan yemek tarifi oldu.

TikTok Kitchen’ın Amerikalı ortağı Planet Hollywood, Buca di Beppo ve Bertucci’s gibi yemek şirketlerinin sahibi Robert Earl, ilk aşamada ülke çapında 300 TikTok restoranı kuracaklarını ve 2022 yılı sonunda bu sayıyı 1000’e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. TikTok Kitchen ayrıca Earl’ün işlettiği diğer zincirlerde de hizmet verecek.

Kaynak:BBC Türkçe

Siber dolandırıcılar İngiltere’de sahte aşı sertifikası satıyor

Siber dolandırıcıların Facebook’ta yaptıkları paylaşımlarla İngiltere’de aşı olmayanları deep web üzerinde sahte aşı sertifikaları sattıklarını söyleyen sitelere yönlendirdiği ortaya çıktı.

Ülkede bazı yerlere girebilmek ya da yurt dışından dönüşte karantinadan kaçınmak için aşı olduğunu belgelemek gerekiyor. Ancak Facebook’ta aşı olmayanlar için sahte sertifika satanların ilanlarına rastlanıyor.

İlanlarda, bu sertifikaların insanların işlerini korumalarına, çeşitli faaliyetlere katılmalarına ve seyahat etmelerine yardımcı olacağı ifade ediliyordu. Bu paylaşımların bazıları Facebook tarafından birkaç gün içinde kaldırıldı, ancak konuya ilişkin başka gönderi ve yorumlar henüz silinmedi.

Intelligent Sanctuary adındaki siber soruşturma şirketinin yöneticisi Jonathan Benton, internette, sahte geçiş izinleri, sertifikalar, kartlar ve aşı kartları bulunduğunu, hatta bunların bazılarında karta hangi aşının yazılmasını istediğinizin bile sorulduğunu belirtiyor.

Eski bir dedektif olan Benton, internette satılan kartların bazılarının yanlış bilgilerle doldurulmuş gerçek kartlar, bazılarının ise tamamen sahte belgeler olduğunu kaydediyor.

Siber dolandırıcılar krizi fırsata çevirmeye çalışıyor: Dark Web’de sahte PCR sonucu satılıyor!

Kovid sertifikaları, tıpkı uyuşturucu madde, silah ve çalıntı mallar gibi deep web’de satılıyor. Pek çok satıcı, aralarında ABD ve Avrupa Birliği üyeleri de bulunan ülkelere ait belgeler sattıklarını iddia ediyor.

Satıcılardan biri, Portekiz, Fransa, Yunanistan, İspanya, Avustralya, Letonya, Fas ve İngiltere de dahil, tam 22 ülkeden aşı sertifikası verebileceğini belirtmiş. Sadece kağıda basılı belge değil, elektronik kodları içeren Covid uygulamaları da sattıklarını, zira sağlık hizmetlerinde çalışan tanıdıkları aracılığıyla bu bilgileri veri tabanına işleyebildiklerini öne sürüyorlar.

Benton, “Maalesef bu iddia, kulağa doğru geliyor” diyor. Eski dedektife göre, satışların ardında kimlerin bulunduğunu bilmek zor, ancak internet ortamında faaliyet gösteren suçluların arttığı bir dönemde, organize suç örgütleri tarafından yürütülüyor olması mümkün.

Kaynak: BBC Türkçe