Etiket arşivi: IŞİD

İran, Kürtleri casus yazılımla takip ediyor

Bir güvenlik şirketi, İran’ın ülkedeki Kürtleri ve diğer İranlı vatandaşları hedef alan bir gözetleme operasyonu kapsamında casus yazılım kullandığını ortaya çıkardı. Operasyonun ismi, yerli yavru kedi anlamına gelen ‘Domestic Kitten’.

Kurdistan24.net internet sitesinin haberine göre, güvenlik şirketi Check Point, İran’ın sözkonusu programı 2016’dan beri koordine saldırılarda kullandığına dair kanıtlar topladı. Check Point’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Check Point’in araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen son araştırmalar, 2016’dan beri geniş çaplı ve hedefe yönelik saldırıların gerçekleştiğini açığa çıkardı. Bugüne kadar ortaya çıkmamasının sebebi ise saldırganların hedeflerine akıllıca düşünülmüş hilelerle yaklaşmış olması.”

Saldırganların mobil uygulamaları kullandığını belirten güvenlik uzmanları, hedefteki kişiler hakkında hassas bilgiler toplamak için, kurbanları casus yazılımlarla yüklenen bu tür uygulamaları indirmeye ikna ediyorlar. Bunu yaparken de sahte ve tuzağa düşürücü içerik kullanıyorlar.

Hedefteki kurbanları Kürt ve Türk yerli halk ile IŞID taraftarları oluşturuyor. Güvenlik firması ekliyor: “Hepsinden daha ilginci ise hedefte bulunan herkesin aslında İran vatandaşı olması.”

Check Point’e göre kurbanlar ilk önce ilgilerini çekeceği düşünülen uygulamaları indirmeleri yönünde tuzağa düşürülüyor. Araştırmacılarının ortaya koyduğu bilgiye göre uygulamalar arasında IŞID markalı duvar kağıdı değiştiricisi, Kürt yanlısı haber ajansı ANF’den ‘güncelleştirmeler’ ve mesaj uygulaması Vidogram’ın sahte versiyonu bulunuyor.

İLGİLİ HABER>> İran’ın siber faaliyetleri, ABD’yi kaygılandırıyor

Zararlı yazılım, kurbanın mobil cihazında kayıtlı ‘kişiler’ listesi, telefon konuşma kayıtları, SMS mesajları, tarayıcı geçmişi ve yer imleri, kurbanın konumları, fotoğrafları, etraftaki ses kayıtları da dahil olmak üzere çeşitli verileri toplayabiliyor.

Kürt muhalif partilerinden birinin kıdemli bir üyesi, İran devletinin Kürtleri casus yazılım kullanarak hedef aldığını doğruladı. İran Kürdistanı Demokrat Partisi (PDKI) üyesi Loghman H. Ahmadi Kurdistan 24’e yaptığı açıklamada “Özellikle Telegram ve Viber gibi mesajlaşma platformları üzerinden casus yazılım kullanan İranlıların sayısında artış var. İran ayrıca Kürt siyasi partiler hakkında yazan web sitelerindeki farklı dosyalara casus yazılım yerleştiriyor. İnsanlar bu dosyaları indirip başkalarına iletebiliyor ve böyle yaparak cep telefonlarını ve bilgisayarlarını tehlikeye atıyorlar Biz insanları arkadaşlarından ya da ailelerinden gelmiş bile olsa dosyaları ya da mesajları açmamaları konusunda uyarıyoruz .”

Casus yazılımın yanı sıra İran’ın İngilizce yayın yapan sahte sosyal medya hesaplarının da sayısını artırdığını söyleyen bir yetkili, bu hesapların İran’ın Kürt halkına yönelik şiddeti artırdığında ya da İran’ın uluslararası arenada baskı altında kaldığında aktif hale geldiğini ileri sürüyor. Yetkiliye göre bu hesaplarda yer alan yazılar ABD ve Avrupa’daki İranlı lobicilerle aynı argümanları kullanıyor.

 

Kaspersky, Amerikalıların IŞİD operasyonuna darbe indirdi

Rus hükümetinin bir uzantısı olduğu şüphesiyle siber güvenlik devi Kaspersky‘nin ürünlerini yasaklayan ABD hükümeti, Rus şirketle yeni bir kavganın eşiğinde.

CyberScoop.com sitesi, yakın zamanda Kaspersky’nin ABD’nin terörle mücadele kapsamında düzenlediği bir siber casusluk operasyonunu açığa çıkardığını ileri sürdü. Mevcut ve eski ABD’li istihbarat yetkililerine göre, operasyon IŞID ve El Kaide üyelerini hedef alıyordu.

Kaspersky, 9 Mart’ta kamuoyuna Slingshot adı verilen bir zararlı yazılım kampanyasının varlığını duyurdu. Şirketin araştırmacıları kampanyada kullanılan zararlı yazılımın IŞİD ve El Kaide üyelerinin örgüt liderleri ile iletişim kurduğu internet kafelerdeki bilgisayarları hedef aldığını açıkladı. Kaspersky’nin raporuna göre hedef alınan bilgisayarlar Afganistan, Irak, Kenya, Sudan, Somali, Türkiye ve Yemen dâhil çeşitli Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde bulunuyor.

İlgili haber>> Kaspersky’deki iç savaşı Rus istihbaratı mı kazandı?

Kaspersky, Slingshot’u herhangi bir ülke ya da hükümetle bağdaştırmazken “gelişmiş kalıcı tehdit” (APT) olarak değerlendirdi. Ancak mevcut ve eski ABD istihbarat yetkililer CyberScoop’a yaptığı açıklamada, Slingshot’un ABD Ortak Özel Harekât Komutanlığı’nın (JSOC) kullandığı bir askeri program olduğunu ifade söyledi.

Raporun kamuoyuna sızdırılması ile Amerikalıların bu operasyonu askıya aldığı, IŞİD ve El Kaide ile savaşan Amerikan askerlerinin hayatının da tehlikeye girdiği düşünülüyor. JSOC özel keşif misyonunun bir parçası olarak elektronik savaş ve muharebe elektronik istihbaratı birimlerini bünyesinde toplamıştı.

İlgili haber>> Amerika, Kaspersky’yi kapı dışarı etti

Araştırmacıların, en az altı yıldır aktif bir şekilde kullanıldığını düşündüğü kampanya, virüslü bilgisayarda bulunan yüklü miktarda verileri boşaltan zararlı yazılımın yayılmasına imkân veriyor. Araştırmacılar, Slingshot’ın askeri ve  istihbarat teşkilatlarına virüs bulaşmış bilgisayarların sayesinde teröristler hakkında bilgi toplamalarına yardım ettiğini ifade ediyor.  Teröristler sıklıkla bu virüs bulaşmış bilgisayarları kullanıyor.

Sözkonusu ifşanın Kaspersky’nin zor günler yaşadığı bir döneme denk gelmesi dikkat çekti. Şirket ABD ile mahkemelik durumda. ABD hükümeti Kaspersky’yi şirketin Rus hükümeti ile bağları nedeniyle ulusal güvenlik için bir  risk faktörü olarak görüyor. Kaspersky ise iddiaları kesin bir dille inkâr ediyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

 

IŞİD ‘sanal halifeliği’nin kontrolünü yitiriyor mu?

Yıllar boyunca Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün internet ortamındaki propagandasının merkezinde ütopik bir yaşam vizyonu vardı. Peki Suriye ve Irak’ta çok büyük bir alanda toprak kaybeden örgüt, “sanal halifeliği”nin kontrolünü de yitiriyor mu?

IŞİD, Suriye ve Irak’ta çöküşün eşiğinde. Irak’ın Musul ve Tel Afer kentleriyle Suriye’nin Rakka kentindeki yenilgilerinin ardından, Deyrizor’u da kaybetmesinin üzerinden bir hafta bile geçmedi. Ki Deyrizor kenti, IŞİD’in Suriye’deki son kalesiydi.

Artık bir “devlet” fikri olarak IŞİD’den bahsetmek söz konusu değil. Örgüt bugünlerde çeşitli dağınık direniş hareketleri olarak varlık gösteriyor.

Belli bir bölgenin kontrolünü elinde bulundurmak IŞİD için değerli olsa da en önemli amaç değildi. Örgüt uzun süre internet ortamında güçlü bir şekilde varlık gösteriyordu.

IŞİD’in “sanal halifeliğe” çekileceği ve yine çok güçlü olacağını umacağı fikrinde birçok yanlış unsur var.

Evet, örgüt ortadan kaybolmayacak ancak geçtiğimiz birkaç yılda olduğu gibi de büyümeyecek çünkü resmi propagandacıları da adeta lime lime olmuş durumda.

Artık IŞİD markası tamamen savaş ile özdeşleşmiş halde. Örgütün paylaştığı fotoğraflarda parklardaki çocukların yerini cephelerde olan ya da bomba yüklü araçlar süren gençler aldı. Artık dikkatler örgüt üyelerine moral vermeye odaklandı. Savaşçıların örgüt için nasıl öldükleri gösteriliyor, bu yolda şüphesi olanları utandırmak için…

Mevcut durumun üç nedeni var

Bu duruma gelinmesinde üç önemli faktör var.

Birincisi, IŞİD’in toprak kayıpları. Dolayısıyla “normal” bir sivil yaşamın propagandasının yapılmasının neredeyse imkansız hale gelmesi. Suriye ve Irak’ta kalelerini kaybeden örgüt, medya merkezlerini de yitirdi. Bu da, bir dönem endüstriyel düzeyde yaptığı prodüksiyon kabiliyetinden artık yoksun olması demek.

Belki IŞİD’in Suriye-Irak sınırında hala bu tip merkezleri var ama onların sayısı da gün geçtikçe azalıyor.

Son dönemde örgütün propaganda akışında, Mısır ve Afganistan’daki kollar kaynaklı orantısız artış dikkat çekici.

İkinci neden, IŞİD’in insan gücünün de azalması.

Örgütün savaşçılarının yanı sıra medya operasyonlarını yürüten kişiler de uzun süredir koalisyon güçlerinin ve müttefiklerinin hedefi.

IŞİD’in sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnani ve propaganda bakanı Ebu Muhammed el-Furkan geçen yıl öldürüldü.

Sayısız prodüksiyon görevlisi, kamereman, teknik görevli ve prodüktör de koalisyon güçlerinin hava saldırılarında hedef alındı.

Tüm bu kayıplar da kaçınılmaz olarak örgütün medya operasyonunu etkiledi.

Üçüncü ve son olarak da, internet artık eskisi kadar “güvenli bir alan” değil.

Koalisyonun siber saldırılarından mı, internet servis sağlayıcılarının düzenlemelerinden mi bilinmez, IŞİD artık büyük sosyal medya platformlarını ve dosya paylaşım alanlarını eskisi kadar kullanamıyor.

Sorun ortadan kalkmadı, niteliği değişti

Tüm bunların özeti ise IŞİD’in propagandasının yavaş fakat yadsınamaz bir şekilde 180 derecelik bir dönüşümden geçmesi. Bu önemli zira sadece örgütün uluslararası düzeyde eskisi kadar önde gelen bir yapı olmadığını gösteriyor. Propaganda, IŞİD’in organizasyon açısından ne kadar sağlıklı olduğu yolunda önemli bir sınav olacak.

Örgütün markasının bu şekilde zarar görmesi, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta en azından kısa ve orta vadede başarılı olamayacağına işaret ediyor. Bu kesinlikle umut verici bir gelişme ancak tamamen sevindirici bir haber de değil.

IŞİD daha az üretken olabilir ama propagandasının kalitesi hala rakiplerinin kat be kat önünde. Emelleri de…

Örgütün Suriye ve Irak’ta yüzleştiği baskılara karşın, internette yaptığı “terör saldırılarının nasıl planlandığına” yayınlar çok tehlikeli olabilir.

Bir diğer tehdit de, IŞİD’in destekçilerinin hala birbirleriyle ev yapımı patlayıcı ve zehir tarifleri paylaşmaları.

Yani sorun ortadan kalkmış değil. Sadece niteliği değişti.

İster Irak ve Suriye’de, ister “sanal halifelik”te, IŞİD’in sonundan bahsetmek için hala çok erken.

Ancak IŞİD’in sendelediği gerçeğini de gözardı etmemeliyiz.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurun

ABD, İŞİD’e karşı ‘drone-savar’ arıyor

Güvenlikten arama kurtarmaya, nakliyattan emlakçılığa kadar artık hayatın birçok alanında yer alan insansız hava araçları (drone), yeni teknolojileri cepheye adapte etme konusunda becerekli olan terör örgütü IŞİD içinse adeta hava filosu niteleğinde.

Örgüt son iki yıldır droneları Irak ve Suriye’de yaygın bir şekilde kullanıyor. İlk etapta bu küçük hava araçlarından gözetleme ve ‘düşman’ın yerini tespit etmek için istifade eden terör örgütü, geçtiğimiz kıştan bu yana giderek artan oranda hava saldırıları için kullanıyor.

Dronelara yüklenen küçük patlayıcılar ve el bombalarıyla, Irak askerleri, Suriye’deki rakip milis gruplar ve aynı zamanda bölgedeki müttefiklerine danışmanlık hizmeti veren Amerikalı askerleri hedef alıyor. Bombalar ya tespit edilen yere yukarıdan bırakılıyor ya da droneler patlayıcıyla birlikte yerde infilak ettiriliyor.

700 MİLYON DOLARLIK PROGRAM

Örgütün, düşük ücretli bir teknolojiyi etkili bir silaha dönüştürmesi ise ABD’yi alarma geçirmiş durumda. Öyle ki ABD Savunma Bakanlığı, drone tehdidine çözüm bulabilmek, yeni savunma metotları geliştirmek üzere 700 milyon dolarlık bir programı devreye soktu.

İlgili haber>> ABD, IŞİD’i sanal alemde neden yenemiyor?

Bu program kapsamında teknoloji üssü Silicon Vadisi temsilcileri, Boeing ve Raytheon gibi savunma sanayii devleri, ordunun know-how ile ilgili birimleri kafa kafaya verdi. Bu tehididi bertaraf etmek için ortak bilgi ve kaynakların kullanımı için kurulan askerî programın başında ise üst düzey iki general bulunuyor.

NEW MEXICO’DA DRONE YAKALAMA YARIŞMASI

New York Times’ın haberine göre geçtiğimiz şubat ayında startı verilen program kapsamında bu yıl başlarında New Mexico’daki 8 bin 300 kilometrekarelik ‘White Sands Missile Range’ adlı askeri test alanında bir yarışma düzenlendi.

‘Hard Kill Challenge’ (Zor Ölüm Görevi) adı verilen yarışmada yeni gizli teknolojiler ve taktikler denendi. Boeing ve BAE Systems gibi devlerin de yer aldığı beş günlük yarışmada katılımcılardan, yaklaşık 250 yard (228 metre) uzaklıkta, havadaki 30 insansız hava aracını  yok etmeleri veya etkisiz hale getirmeleri istendi. Aralarında dört tane yüksek enerji lazer silahı ile düşman hava araçlarını yakalayacak büyük ağ taşıyan bir insansız hava aracının da bulunduğu 10 sistem yarıştı.

İlgili haber>> İnsansız Hava Araçları siber saldırı için de kullanılacak

‘Drone-savar’ programının başındaki Amerikalı generallerden Michael Shields yarışmanın sonucuna dair spesifik bilgi vermeyerek, “Çeşitli teknolojilerin sınırları olduğunu öğrendik” demekle yetindi.

New York Times’ta yer alan habere göre yarışan sistemler, dronelara karşı istenilen başarıyı yakalamadı. Gazeteye konuşan konuşan Pentagon kaynakları, “Sonuç: Çoğu teknoloji henüz gelişmemiş. Ancak bazı tekonojiler çeşitli ayarlamalar ve geliştirmelerle birlikte işe yarayabilir” yorumunda bulundu.

IŞİD OPERATÖRLERİ HEDEFTE

ABD, IŞİD’in ölümcül drone filosunu yok etmek için bir taraftan etkin formüller ararken diğer yandan da cephede zayiat vermemek için tedbirler aldı. Irak, Suriye ve Afganistan’a Amerikalı askerlere yardımcı olmları ve eğitmeleri için onlarca teknik uzman gönderildi. İŞİD’in sahadaki drone mevkilerine ve bunları kullanan operatörlere karşı hava saldırıları artırıldı. ABD ordusu, droneları bozmak veya yok etmek için jammerlar, toplar ve çeşitli cihazlar da kullanıyor.

DRONELARLA NÜKLEER SANTRALE SALDIRI ENDİŞESİ

Savunma sanayinin önde gelen aktörlerinden Amerikan Raytheon’un askeri programlarının başındaki isim olan emekli general J. D. Johnson, drone tehdiyle ilgili olarak, “Bu şeyler gerçekten çok küçük ve tespit edilmesi zor. Eğer gruplar halinde akın ederlerse, hepsini birden düşürme kabiliyetimizi aşarlar” dedi.

Sorunun sadece Irak ve Suriye ile sınırlı olmadığını ifade eden General Michael Shields de problemin bölgesel ve küresel olduğunu belirtiyor.

ABD, IŞİD veya diğer terör örgütlerinin bu droneları barajlar, nükleer enerji santralleri ve diğer kritik altyapılara saldırmak için de kullanmasından endişe ediyor. IŞİD’in kullandığı insansız hava araçları şu an 4 bomba taşıyabiliyor.

Örgütün drone teknolojisinin ilerletmesi, bunlara daha fazla miktarda patlayıcı yükleme kabiliyetine ulaşma ihtimali Amerikalı yetkilileri korkutuyor.

Diğer bir endişe ise silahlı droneların ABD ve müttefiklerine karşı diğer çatışma bölgelerinde kullanılması. Örneğin İran droneları bu yıl birçok kez Basra Körfezi’ndeki Amerikan savaş gemileri üzerinde alçaktan uçuş yaptı.

Irak ve Afganistan’daki büyük ve güvenli üslerde görev yapmaya alışmış Amerikan askelerine artık, özellikle roket ve füze saldırısı gerçekleştirme kapasitesine sahip Rus dronelarına karşı yerlerini gizlemek için kamuflaj ağlar kullanma ve küçük gruplar halinde hareket etme eğitimi veriliyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için doldurunuz!

ABD, IŞİD’i sanal alemde neden yenemiyor?

ABD, müttefikleriyle birlikte IŞID’e karşı Ağustos 2014’ten bu yana Irak ve Suriye’de operasyonlar gerçekleştiriyor.

‘One mission, Many Nations’  (Tek misyon, Çok Millet) mottosu ile yürütülen operasyonda kaç sortinin gerçekleştirildiği, kaç hedefin vurulduğu gibi detaylar resmi olarak açıklanıyor. Ancak ABD, IŞİD’e karşı sadece konvansiyonel savaş yürütmüyor. Bu terör örgütüne karşı bir de sanal cephe açılmış durumda.

Bir yılı aşkın bir süre önce açılan sanal cephedeki amaç, IŞİD’in internet üzerinden mesaj vermesini önleme, sosyal medyadan propaganda yapıp saflarına yeni elemanlar devşirmesini engelleme, savaşçılarına para transferini kesme, web üzerinden saldırı talimatları vermesinin önüne geçme ve  örgütün gizli iletişimini baltalama. Peki hava operasyonlarıyla IŞİD’in ilerleyişini durduran ve gerileten ABD, siber savaşta ne kadar başarılı?

New York Times gazetesine konuşan ABD’li yetkililere göre siber askerlerin ve siber silahların hızla artırılmasına rağmen sonuç, tam kelimeyle hayal kırıklığı. Siber savaşçıları ile İran’ın nükleer santrifüjlerini berhava eden, Kuzey Kore’nin füze denemelerini sabote eden ABD, aynı başarıyı IŞİD’e karşı gösterebilmiş değil.

İlgili haber >> İkinci Stuxnet’in hedefi Kuzey Kore füze sistemi mi oldu?

İngiltere’de son birkaç ayda düzenlenen saldırılar ve en son İran’daki bombalı saldırı örgütün hâlâ adam devşirebildiğini ve elemanlarıyla iletişime geçebildiğini gösterdi. Mart ayına kadar ABD Uusal Güvenl Konseyi’nde terörle  mücadeleden sorumlu üst düzey direktör olarak görev yapan Joshua Geltzer, New York Times’a yaptığı açıklamada, “Siber operasyonların IŞİD’e büyük bir darbe indirmedeki kabiliyeti konusunda genel olarak hayal kırıklığı hissi var.” değerlendirmesinde bulunuyor.

TELEGRAM’LA MESAJLAŞIYORLAR

ABD Siber Komutanlığı (USCYBERCOM) tarafından yürütülen operayonlarda örgütün interneti kullanmasını engellemek üzere IŞİD teröristlerinin bilgisayarlarına sızılsa da, bilgileriyle oynansa da örgüt hızlı bir şekilde yeniden yapılanabiliyor. İşte siber savaştaki en büyük engel de burada yatıyor. İran ya da Kuzey Kore’nin aksine IŞİD’in ajandası ve taktikleri bu örgütü siber savaş açısından zorlu bir düşman yapıyor.

Çünkü IŞİD, bilgisayarları ve sosyal medyayı silah sistemleri geliştirmek için değil, adam devşirmek, para toplamak ve saldırıları koordine etmek için kullanıyor. Bu tür aktiviteler de İran’ın santrifüjleri gibi bir yere bağlı değil. Teröristler gelişmiş, düşük maliyetli kriptoloma teknolojlerini kullanmanın avantajına sahip. IŞİD mensuplarının  büyük oranda özellikle şifreli mesajlaşma sistemi Telegram’ı kullandıkları biliniyor.

İlgili haber >> İngiltere, uçtan uca şifrelemeyi sınırlandırmak istiyor

SİBER SAVAŞTA YENİDEN YAPILANMA

IŞİD’e karşı verilen siber savaşta istenilen sonucun elde edilememesi sebebiyle Amerikalı yetkililer, ilk olarak nükleer tesisler gibi sabit hedeflere göre belirlenen siber savaş tekniklerinin, interneti silah olarak kullanmaya başlayan terörist gruplara karşı  yeniden değiştirilmesini düşünüyor. Geltzer, IŞİD’e karşı siber operasyonların uygulamada insanların düşündüğünden daha zor olduğunu ifade ederken bunun, bir sisteme girip dataları yok etmek kadar kolay olmadığını söylüyor.

ABD’YE UÇUŞLARDA TABLET YASAĞININ PERDE ARKASI

Örgüte karşı yürütülen siber savaşta elbette bazı başarılar elde edilmiş. Siber operatörler, birkaç ay önce Suriye’de örgütün bomba yapım hücresine sızarak örgütün, laptop veya tablet bataryası gibi görünüp havalimanlarındaki X-ray cihazlarından yakalanmadan geçebilecek patlayıcılar üzerinde çalıştığını tespit etti. İsrail’den gelen bu istihbarat üzerine geçtiğimiz mart ayında aralarında İstanbul’un da bulunduğu 8 ülkedeki 10 havalimanından ABD’ye doğrudan sefer yapacak uçaklarda yolcu kabinine cep telefonundan büyük elektronik cihaz sokulmasına yasak getirildi.

‘YANAN SENFONİ OPERASYONU’

ABD’li yetkililere göre IŞİD’e karşı şimdiye dek en sofistike siber operasyon geçtiğimiz kasım ayında örgütün online video ve propogandasını sabote etmeye yönelik oldu. ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) ve ‘askeri kuzeni’ ABD Siber Komutanlığı tarafından yürütülen ‘Glowing Symphony (Yanan Senfoni) Operasyonu’nda bazı IŞİD liderlerinin hesap şifreleri ele geçirildi ve bunlar, örgüt mensuplarının bloke edilmesi ve içeriğin silinmesi için kullanıldı.

İlgili haber >> FBI, IŞİD’in dijital takımını tek tek avladı

Propaganda videolarının silinmesi ilk etapta başarı gibi görülse de bu tür operasyonlar  kalıcı bir çözüm olmadı. Oysaki ABD’nin ‘Olimpiyat Oyunları’ kod adıyla İran’ın Natanz nükleer tesislerine yönelik siber operasyonda 1000 civarında santrifüj kullanılamaz hale getirilmiş, nükleer programında Tahran’a en az bir yıl kaybettirilirken diplomatik müzakerler için de kapı aralamıştı.

IŞİD’e yönelik siber operasyonlar örgüt elemanlarının yerlerinden çıkıp daha az güvenli yerlere geçerek onları daha  az savunmasız hale getirse de hareket halinde olmaları,  teçhizatlarının kolay bulunabilir şeyler olması sayesinde iletişimi yeniden kurmaları ve yeni sunuculara materyalleri girmeleri çok zor olmuyor. ABD’li istihbarat yetkilileri, hatta bazı dataların şifreli olarak web tabanlı bulut depoloma servislerinde muhafaza edilerek istenildi zaman  kolaylıkla indirildiğini ifade ediyor.

OBAMA NSA DİREKTÖRÜNÜ NEDEN GÖREVDEN ALMAK İSTEDİ?

Eski ABD Başkanı Brack Obama’nın, NSA Direktörü ve Siber Komutanlık Komutanı Amiral Michael S. Rogers’ı görevden alma çabalarının arkasında da IŞİD’e karşı yürütülen siber savaşta başarısızlığın yattığı belirtiliyor. New York Times’a konuşan eski Obama yönentimi yetkilileri, bu iki kurumun geleneksel casusluk metodlarına çok fazla odaklandığından şikayetçi olunduğunu vurguladı.

Ulusal Teröerle Mücadele Merkezi Direktörü Nicholas Rasmussen, geçtiğimiz ay Washington’da yaptığı bir konuşmada  IŞİD’in, Irak ve Suriye’de toprak kaybetmesine rağmen küresel erişimine büyük oranda dokunulmadığını belirtti. Örgütün binlerce sayfa propaganda metni basmaya, mensuplarını organize etmek ve yeni saldırılar gerçekleştirmek için online uygulamalar kullanmaya devam ettiğini söyledi.

SİBER ÖZEL KUVVETLER

Rasmussen’in bu değerlendirmesi Amerikan Özel Kuvvetler timlerinin siber muadili olan siber görev timlerinin kurulmasından bir yıl kadar sonra geldi. En iyilerin seçildiği bu birimin askerleri, dünyanın çeşitli yerlerine gönderilerek ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un korunması ve geleneksel operasyonlarla koordineli olarak siber saldırılar düzenlemekle görevli. Bu birimin, örgütün propaganda uzmanlarının hesaplarının hacklenmesi, telefon ve bilgisayarların izi sürülerek drone saldırıları için hedef belirlenmesi gibi standart görevleri var.

RAKKA VE MUSUL’DA SİBER VURUŞ

Bu birim, Musul ve Rakka’ya yönelik hava harekatlarına entegre bir şekilde siber saldırılar gerçekleştiriyor. ABD önderliğindeki IŞİD karşıtı koalisyonun komutanı General Jeffrey L. Harrigian bunu, geçen aralık ayında verdiği bir mülakatta, “Onları kör edebiliyoruz veya bizi duymalarını engelleyebiliyoruz. Musul ve Rakka’da bile önemli sonuçlar elde etmek için hem uzay hem de siberle etkin bir şekilde senkronize yaptığımız şeyler var.” sözleriyle dile getirmişti.