Etiket arşivi: GCHQ

İngiltere’nin siber istihbarat karargahında bir gün nasıl geçiyor?

İngiltere-Galler sınırına yakın Gloucestershire şehrine bağlı Cheltenham, yaklaşık 100 bin nüfuslu şirin bir kasaba. Normal şartlarda birçok İngilizin varlığından dahi haberdar olmayacağı bu küçük kasaba ilginç bir şekilde ‘boyundan büyük işlerle’ anılıyor. Sebebi, İngiltere’yi siber saldırılardan korumak gibi çok önemli bir misyonu yerine getiren GCHQ’ya ev sahipliği yapması. Oldukça hassas bir görev icra eden bu kuruluş, sadece misyonuyla değil ilginç mimari yapısıyla da Cheltenham’a değer katıyor. Üstten bakınca yanyana konulmuş iki ‘donut’ı  andıran dev yapı, bünyesinde ülkenin en iyi hackerlarını ve siber casuslarını isitihdam ediyor.  

İngiltere’yi siber saldırılardan korumak amacıyla kurulan GCHQ’nun şifre kırıcılıktan kritik bir savunma kurumuna dönüşmesinin öyküsü çarpıcı. Şeklinden ötürü ‘Donut’ olarak adlandırılan Cheltenham’daki 180 metre çapındaki dev bina, İngiltere’nin Güvenlik ve İstihbarat Dairesi GCHQ’ya ev sahipliği yapıyor. Burası ülkenin en iyi hackerları, teknoloji meraklıları ve ajanlarının casusluk icra ettikleri yer. Tahmin edileceği üzere medya ziyaretleri çok sık gerçekleşen bir durum değil. National Geographic, merkeze kabul edilen az sayıdaki medya kuruluşundan biri. Ekip doğal olarak, Gloucestershire banliyölerinin ‘Checkpoint Charlie’si olarak nitelendirilen merkezde çok katı bir güvenlik protokolüne tabi tutuluyor.  

BİTMEK BİLMEYEN GÜVENLİK KONTROLLERİ 

National Geographic GCHQ’ya yaptıkları ziyaretin ardından bir haber kaleme aldı. Yazıyı kaleme alanlar binaya girişlerinden itibaren maruz kaldıkları güvenlik kontrollerini şu sözlerle anlatıyor: “Ana girişte kimliklerimiz kontrol edilir edilmez salyangoz hızında üç ayrı güvenlik kapısından geçirilerek ziyaretçi girişi önünde aracımızı park ediyoruz. Burada hem kendimiz hem çantalarımız x-ray cihazına girdikten sonra giriş kartlarımız için fotoğraflarımız çekiliyor. Kendimizi ana binada bulmadan önce bunun gibi birçok aramaya daha tabi tutuluyoruz. Şu bir gerçek ki, en sinsi suçluların dahi buraya girmesi mümkün değil. 24 saat mesai yapan bu ‘güvenlik halkası’ ofis çalışanlarının her türlü ihtiyacını barındırıyor.  

National Geographic’e brifing veren kişi ajansın gözü pek emektarlarından biri olan Paul. Güvenlik gerekçesiyle burada müdürlerden mütevellit bir avuç görevlinin dışında herkes sadece ilk isimleri ile anılıyor. Paul, ısrarla istihbarat toplamanın “yasal ve etik olması ve yersiz yere yapılmamasının’ önemine vurgu yapıyor. GCHQ tarafından kişisel verilerin ve haberleşmelerin kitlesel bir şekilde takip edildiğini açığa çıkaran Edward Snowden’ın bu konuda hemfikir olduğunu söylemek zor olabilir. 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/abd/unutulan-siyasi-surgun-edward-snowden/

DONUT’TA ÇALIŞTIĞINI GİZLEMEK KOLAY DEĞİL 

Paul, GCHQ personelinin kimliklerini düşük profilde tutmayı kabul etmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Örneğin, sosyal medyada var olan çok az kişi kendilerini “memur” olarak nitelendiriyor. Ancak ajans, Gloucestershire’daki geniş ölçekli tek işveren konumunda olduğu için, yerel halk genellikle komşularının Donut’ta çalışıp çalışmadığını biliyor. Çalışanlardan birinin bu konuyla ilgili yorumu şöyle: “Çalıştığımız yer gizli değil; gizli olan yaptığımız şey. “ 

Dönemin başbakanı Margaret Thatcher’ın parlamentoda GCHQ’dan ilk kez söz ettiği tarih olan 1982’de ajansın varlığı resmen kabul edilmiş oldu. O zamana kadar Britanya’nın casusluk ajanslarının kamuoyundaki bilinirliği Ian FlemingGraham Greene ve John Le Carré gibi romancıların eline bırakılmıştı. Romancılar dışındaki yazarlara ise fazla müsamaha gösterilmiyordu. Örneğin Amerikalı bir gazeteci “1976 yılında ajans hakkında bir ifşa yayınladıktan hemen sonra ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle sınırdışı edilmişti.  

Tabi şimdilerde devir değişti. Son on yılda daha çok bilinir hale gelen GCHQ, şu anda iş gücünü çok daha çeşitlendirmiş durumda. Merkezinin Cheltenham’ın burjuva ortamında olması çok iyi bir şey değil.  Ajansın kısa süre önce Manchester’da yeni bir istasyon açmasının nedenlerinden biri de farklı geçmişlere sahip çalışanları kendisine çekmek istemesi. Ajans, muhtemelen farklı sosyal sınıf, ırk, dil ve nörolojik çeşitliliğin casuslukta daha etkili olabileceğini düşünmekte.  

Bu durum ajansın gittikçe daha esnek bir yapıya kavuştuğu anlamına gelmiyor. National Geographic ekibi yöneticilerin toplantı odasından çıkıp, kıdemli operasyon sorumlusu Caroline’ınpersonelin terörist saldırılar veya adam kaçırma gibi krizlere müdahaleyi koordine etmeye hazır bir şekilde günde 24 saat çalıştığını anlattığı “Etkinlik Yönetim Merkezi”ne gidiyor 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/ingiltere/ingilterenin-genc-hackerlarini-yetistiren-askeri-uste-siradisi-bir-gun/

İÇERİSİ AYRI BİR ŞEHİR GİBİ 

Ekibin GCHQ ziyareti aşağıda devam ediyor. Donut, aralarında The Street’ adı verilen kapalı bir geçitin bulunduğu iki daire şeklindeki binadan oluşmakta. Bu, çalışanların binanın içinde olabildiğince hızlı hareket etmelerine olanak tanıyan bir tasarımAmaç her bir çalışanın herhangi bir meai arkadaşının masasına en fazla beş dakikalık bir mesafede olmasının sağlanması 

The Street denilen alanda GreggsCosta CoffeeStarbuckssüpermarket, kantin gibi çalışanların ihtiyaç duyabileceği tüm olanakların sunulduğu ve tüm vardiyalar boyunca güvenlik çemberinin içinde kalmalarını sağlayacak yerler bulunmaktaAyrıca İkinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin Bletchley Park’taki Alman kodlarını deşifre etmesine yardımcı olan Enigma makinesi ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ile Meksika arasında askeri bir ittifak öneren ve İngilizler tarafından durdurulduktan sonra ABD’nin savaşa girişini hızlandıran Zimmermann Telgrafı gibi kötü şöhretli güvenlik öğelerini barındıran küçük bir müze de yer alıyor.  

GCHQ’nun tam merkezinde, Royal Albert Hall’u barındıracak kadar büyük bir açık hava bahçesi bulunmaktaBurada çimlere dağılmış bir düzine kadar şezlong, yağmur yağarken oturulabilecek bir cam bölme ve bir sigara içme odası bulunmaktaDaha uzakta, üzerinde görev sırasında ölen GCHQ çalışanlarının adının yazılı olduğu bir anıt var. 

SİBER İSTİHBARAT MÜZESİ TARİHE TANIKLIK EDİYOR 

GCHQ binasının içerisinden çekilen ilk fotoğraf (2015)

Kimliği soyadı ile birlikte açıklanan bir avuç çalışandan biri GCHQ’nun yeni atanan tarihçisi Dr. David Abrutat. Yönetici Jeremy Fleming ile birlikte yasal olarak yüzünü ve tam adını kamuya açıklamasına izin verilen az sayıdaki personelden biri.  

Eski bir Kraliyet Deniz Komandosu ve tarih yazarı olan Abrutat, askeri tarih tutkusu dolayısıyla bu işe alınmış bir isim. Görevi kendisine ajansın tüm tarih arşivine hatta halkın asla öğrenemeyeceği çok gizli şeylere dahi erişim hakkı veriyor. İşini ‘bir hazine’ olarak tanımlayıp ekliyor: “Benim için bu âdeta bir şekerci dükkânına girmek gibi” 

GCHQ tarafından saklanan sırların bazıları üzerinden 30 yıl geçtikten sonra halka açıklanabiliyor. 20 yıl önce gerçekleşen bir trafik kazasının ardından tekerlekli sandalyeye bağımlı hale gelen görevli, nispeten daha az hassas olan bilgi ve nesneleri gururla sergiliyor. Arşivdeki en eski öğe, denizaşırı diplomatlara iletişimlerini nasıl şifreleyeceklerini açıklayan 1809 tarihli bir Dış işleri Bakanlığı parşömeni. 

Bir başka belge ise İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Kraliyet Donanması’na gönderilen ve Amerika Birleşik Devletleri’ni 1. Dünya savaşına sürükleyen olay olarak bilinen İngiliz okyanus gemisi RMS Lusitania’nın Almanlar tarafından batırıldığını haber veren 1915 tarihli telegraf 

  1. Dünya Savaşı’ndan kalma, kurşun kaplıbir Kraliyet Donanmasışifre kitabını gösteren Abrutat, kitabın garip bir şekilde ağır olduğunu belirtirken ekliyor: Kitap, düşmanların gemiye binmesi durumunda kaptanın onu hızla denizin dibine atabileceği şekilde tasarlandı. 

Müzedeki en küçük şey ise GCHQ’nun ilk başkanı Alastair Denniston’un günlüğü. Abrutat, 8 Aralık 1941’de Denniston’ın büyük harflerle sadece bir kelime yazdığı girişe dikkat çekiyor: “JAPONYA” ve ekliyor: “Bu Pearl Harbor saldırılarından sonraki gündü”  

GCHQ’DA GÜNEŞ ASLA BATMAZ  

GCHQ, İngiltere’yi güvende tutmakla görevli bir kuruluş. Yaklaşık 10 bin kişiyi istihdam eden merkez, Londra’da bulunan Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ni de kapsamakta. Çalışanların yaklaşık yarısı Cheltenham’daki Donut’ta, diğer yarısı Londra, Manchester, Bude (Cornwall’da), Scarborough ve RAF Menwith Hill (Kuzey Yorkshire’da), RAF Digby (Lincolnshire’da) istasyonlarında çalışıyor. Ajans kabul etmese de yaygın söylentilere göre kurumun İngiltere’nin Denizaşırı Toprakları ve yabancı ülkelerde de istasyonları bulunmakta. Bir çalışan, bu durumu GCHQ’da güneş asla batmaz” sözleriyle anlatıyor. 

Ajansın web sitesinde, yönetici Jeremy Fleming kurumun temel işlevini şu sözlerle açıklıyor: “Ülkemizin siber güvenliğine ve düşmanlarımızın haberleşme yolları üzerine odaklanıyoruz: Birleşik Krallık’ın düşmanlarının haberleşme kaynaklarına nasıl erişilir, bunlar nasıl analiz edilir ve hatta gerektiğinde nasıl engellenir konusuna odaklanmış durumdayız”  

Fleming, görev alanlarını ise şöyle açıklıyor: “Terörist saldırıları önlemek, hassas ve organize suçları engellemek, silahlı kuvvetleri desteklemeksiber güvenlik ve düşman devletlerden gelen tehditleri yönetmeyi, İngiltere’nin refahını artırmayı ve uluslararası ortamı şekillendirmeyi içeren stratejik avantajlar yaratmak” 

https://siberbulten.com/uluslararasi-iliskiler/ingiltere/ingiliz-istihbaratinin-en-genc-direktoru-siber-savas-ve-makine-ogrenmesine-odaklanacak/

 

BİR YILDA 19 TERÖRİST SALDIRI ÖNLENDİ 

Peki, tüm bunların gerçek dünyadaki karşılığı ne? National Geographic ekibinin ajanstan biraz daha ayrıntılı bilgi istemesinin karşılığı ser verip sır vermeme noktasında kalıyor. Ancak şu örnekleri vermekten de geri durmuyorlar: 2018 ile 2019 arasında 19 terörist saldırının engellenmesine yardım edildiyaklaşık 1,5 milyar sterlin vergi kaçırılması önlendi. Seks suçluları Matthew Falder ve James Alexander’ın tutuklanmasına katkıda bulunuldu; 2018’de IŞİD’e karşı “örgütün saldırıları koordine etme ve savaş alanındaki koalisyon güçlerini koruma kabiliyetlerine ket vuran” bir siber kampanya yürütüldü; 2020’de Rusya’nın koronavirüs aşılarının geliştirilmesine yönelik saldırıları ifşa edildi  

Diğer önemli çalışmalar arasında ise İngiliz vatandaşlarını, işletmeleri ve kurumları siber saldırılardan korumak ve ülkeyi zaman zaman provokatif Rusya, Çin, İran ve Örneğin Kuzey Kore gibi ülkelerin saldırılarından korumak bulunuyor. 

GCHQ, bir asırdan fazla bir süredir varlığını sürdürüyor. Bu, casusluk dünyasından birçok belge ve hatıra toplamak için oldukça geniş bir zaman. Teşkilatın kökeni Birinci Dünya Savaşı sırasında ordunun elektronik istihbaratının başarısının ardından, Londra’nın merkezindeki Watergate House’da Devlet Kod ve Şifre Okulu adlı yeni bir istihbarat biriminin kurulduğu Kasım 1919’a dayanıyor. 

Kuruluş, İkinci Dünya Savaşı sırasında Buckinghamshire’daki Bletchley Park’a taşınıyor ve adını GCHQ olarak değiştiriyor. Londra banliyölerindeki Eastcote’taki kısa bir aranın ardından, operasyonlar 1951’de Cheltenham’a taşınıyor. 2003 yılında GCHQ, şu anki merkezi olan Donut’a taşınıyor.  

Abrutat, halkı GCHQ’nun ulusal güvenlikteki rolü hakkında bilgilendirmenin önemi üzerinde duruyor. Zaman zaman kendisi ve diğer çalışanlar okul çocuklarına ve seçkin davetlilere müze turları düzenliyor. Ayrıca, Ekim 2020’de yayınlanacak olan ajansın resmi geçmişi konusunda bir yazarla görüşmelere de devam ediyor.  

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

  

 

RUSI: İngiliz gizli servisleri tehditlere karşı koymak için yapay zekaya muhtaç

Hükümet kaynaklı habere göre İngiltere gizli servisi, son dönemde artış gösteren tehditlere karşı gelmek için yapay zekaya ihtiyaç duyuyor. 

Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (RUSI) tarafından yayınlanan bir rapor, İngiliz casusluk servislerinin saldırılara karşılık vermede yapay zeka kullanmasını şiddetle tavsiye ediyor.

Britanya’nın ana istihbarat ve güvenlik organizasyonu olan Government Communication Headquarters (GCHQ), yapay zeka teknolojisinin ulusal güvenlik amacıyla kullanılması üzerine bir çalışma yürütmesi için RUSI’yi görevlendirdi.

Çalışmayı yürütmek için RUSI’deki uzmanlar, Britanya’daki birtakım ulusal güvenlik topluluklarından çeşitli hissedarlarla detaylı toplantılar düzenledi. Aynı zamanda hukuk ve akademi uzmanlarından, çeşitli özel sektör firmalarından ve sivil toplum temsilcilerinden de yardım alındı. Çalışma, yapay zeka teknolojisinin mevcut süreçlerin etkinliğini ve verimliliğini sağlamlaştırmak adına Birleşik Krallık ulusal güvenlik topluluğu için birçok fırsat barındırdığını tespit etti.

Raporda Birleşik Krallık’a saldıranların gelecekte, hem İngiliz siyasi sistemine ve siber alandaki menfaatlerine yönelik karşı saldırılar düzenlemek için yapay zeka teknolojisini kullanma olasılıklarının yüksek olduğu belirtiliyor.

Akıllı akvaryumu hackleyip kumarhaneyi soydular

SİBER SALDIRI DÜZENLEMEK İÇİN YAPAY ZEKA KULLANILABİLİR

Devlet destekli veya diğer tehdit grupları, İngiltere’deki seçim sürecinde insanların görüşlerini etkilemek üzere hedeflenmiş kampanyalarda sahte videolar veya görüntüler kullanabilirler. Bu gruplar bu tarz sahte videolar ve görüntüler yaratmak için gerçek bir insanın sesini ya da görüntüsünü taklit etmeye olanak tanıyan yapay zeka teknolojisinden veya diğer çeşitli teknolojilerden faydalanacaklar.

Dahası, devlet destekli siber aktörler, gizli ve hassas içerikli verileri işleyen sistemleri bütünüyle sekteye uğratıp saldırılar da başlatabilirler.

Ek olarak, Britanya topraklarında terör eylemleri gerçekleştirmek için saldırganların insansız hava araçlarını kullanma ihtimallerinin de var olduğu düşünülüyor.

İngiliz istihbarat topluluğunun, saldırganların ortaya çıkardığı bu tarz tehditlere karşı koymak için yeni yapay zeka tabanlı savunma önlemleri bulmaya çalışması gerektiği de raporda öne sürülüyor.

YAPAY ZEKA İNSAN MUHAKEMESİNİN YERİNİ ALAMAZ

Ancak uzmanlara göre yapay zeka teknolojisi, saldırganların Britanya’ya karşı yapmak üzere olduğu saldırıların ciddi bir suç olup olmayacağını tahmin edemeyeceği için, yapay zeka teknolojisinin insan muhakemesinin yerini alamayacağı yönünde.

Yapay zekanın istihbarat kurumlarınca yürürlüğe konulması, gizliliğe herhangi bir müdahalenin gerekli ve uygun olmasını sağlamak adına yeni yönergeler de gerektirebilir.

Raporda, “Yapay zeka, UKIC’ye devam etmekte olan sürecin verimliliğini ve etkinliğini artırmak için çok sayıda fırsat sunsa da, bu yeni olanaklar mevcut yasal düzenin ve mevzuatın çerçevesinde değerlendirilmesi gereken ek gizlilik ve insan hakları konularındaki endişeleri artırıyor.” denildi.

Endişeleri gidermenin de ulusal güvenlik toplumu için başlıca öncelik olduğu belirtildi.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İngiliz istihbaratının en genç direktörü siber savaş ve makine öğrenmesine odaklanacak

İngiltere’nin istihbarat kurumlarından MI5’in yeni direktörü, Ken McCallen oldu. Kurumun başkan yardımcılığını yapan McCallum’un terörizmle ilgili geniş bir tecrübesi bulunuyor. İngiliz istihbarat kurumunda 25 yıldır hizmet veren tecrübeli ajan, İngiltere’de eski bir Rus gizli servis elemanı olan Sergei Skirpal’e yönelik 2018’deki suikast teşebbüsü üzerine geniş bir soruşturma yürütmüştü.

Son üç yıldır Rusya üzerine yoğunlaştığı belirtilen Ken McCallum’un dezenformasyon, siber güvenlik ve yapay zeka çalışmalarına daha fazla önem vereceği değerlendirmesi yapılıyor.

Gizli servisin internet sitesinden yapılan açıklamada da McCallum’un kariyerindeki siber güvenlik ayrıntısı dikkat çekti. Açıklamaya göre, McCallum servisin siber güvenlik biriminin bir dönem yöneticiliğini yaptı ve özel sektör ile ilişkilerin genişlemesinde katkıda bulundu. İngiliz istihbarat kurumları arasında sinyal istihabratı üzerine yoğunlaşan GCHQ ile MI5’in ilişkilerinin geliştirilmesinde de McCallum’un kilit bir rol oynadığı belirtiliyor.

İngiltere’nin genç hackerlarını yetiştiren askeri üste sıradışı bir gün

MAKİNA ÖĞRENMESİ DETAYI 

Andrew Parker

MI5’in atamayla ilgili açıklamasında dikkat çeken bir başka detay da yeni direktörün öncelikleri arasında servisin yeni gelişen teknolojik imkanlardan mümkün olan en yüksek seviyede faydalanması amacında olduğunu belirtmesi oldu. Açıklamada makine öğrenmesinin özellikle vurgulanması gözden kaçmadı.

The Telegraph’da konuyla ilgili yayınlanan kulis haberinde, MI5 koridorlarında yeni direktörün Çin kaynaklı siber espiyonaj tehdidine karşı net bir karşılık hazırlanması gerektiğine dair çalışmalara ağırlık vereceğinin konuşulduğu aktarıldı. McCallum Skirpal olayından sonra Rus çıkarlarını hedef alan operasyonların düzenlenmesinde görev almıştı.

Gizli servisin en genç yöneticisi olacak olan McCallum görevi nisan ayında yedi yıldır görevi sürdüren Andrew Parker’dan devralacak.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Avrupa’dan İngiltere’ye Snowden cezası

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İngiltere Güvenlik ve İstihbarat Dairesi’nin (GCHQ) kitlesel veri toplama ve izleme programının, bu uygulamaya hedef olanların gizlilik hakkını ihlal ettiğine hükmetti.

Strasbourg’daki mahkeme ayrıca GCHQ’nun dijital istihbarat bilgilerini yabancı hükümetlerle paylaşmasının da yasadışı olduğu sonucuna vardı.

GCHQ’nun uygulamaları, Amerikalı eski CIA ajanı ve Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Snowden’ın basına sızdırdığı gizli belgelerle açığa çıkmıştı.

Snowden’ın sızdırdığı belgelere göre GCHQ, gizlice ve ayrım yapmadan milyonlarca insanın şahsi internet yazışmalarını ve telefon görüşmelerini takip etti, kayda aldı, dosyaladı.

Dava, İngiltere’deki istihbarat birimlerinin şahsi görüşmelere kitlesel müdahalesinin ne kadar meşru olduğunu sorgulaması açısından bir ilk olma özelliği taşıyor.

Uzun zamandır beklenen karar, aynı zamanda AİHM’nin bu konudaki en kapsamlı değerlendirmelerinden biri.

İLGİLİ HABER>> Unutulan siyasi sürgün: Edward Snowden

Dava, bir grup gazeteci ve aralarında Uluslararası Af Örgütü, Liberty, Privacy International ve Big Brother Watch’un da bulunduğu 14 insan hakları örgütünün girişimiyle açılmıştı.

Edward Snowden, 2013’te NSA ve diğer Amerikan istihbarat kurumları tarafından özellikle internet yazışmaları ve telefon görüşmelerinde yürütülen gizli izleme faaliyetlerini medyaya sızdırmış, ardından Rusya, Snowden’a geçici sığınma hakkı vermişti.

ABD, Snowden’ı “kamu malını çalmak” ve “gizli iletişim istihbaratını izinsiz paylaşmakla” suçluyor.

Snowden’a yönelik her bir suçlamaya karşılık 10’ar yıl hapis cezası talebi bulunuyor.

Kaynak: BBC Türkçe

İngiltere’nin genç hackerlarını yetiştiren askeri üste sıradışı bir gün

Londra’nın batısındaki Wiltshire şehrinde bulunan askeri üs 17 Ağustos günü her zamankinden daha hareketli bir gün geçiriyordu. Polis şefleri ve istihbarat görevlileri kariyerlerinde yaşamadıkları farklı bir tecrübe için bir araya gelmişlerdi. Birçoğunun çocuğuyla yaşıt olan hackerlar bilgisayar başında marifetlerini göstermek için kolları sıvamış kendilerine verilen testleri en iyi şekilde geçmeye çalışıyorlardı.

14 yaşında olan Ben Abrahamson İngiltere’yi siber suçlulardan oluşan bir grubun saldırısına karşı simülasyon ortamında mücadele ederken, Londra’dan gelen 18 yaşındaki Christopher Williams ülkesinin kritik altyapı tesislerini siber saldırılara karşı korumak için ter döküyordu.

Guardian’da yayınlanan habere göre, İngiltere genelinde milli siber savunmaya katkı sağlayacak yetenekleri keşfetmek için kurulan Cyber Security Challenge UK‘nin başındaki isim olan Colin Lobley yarışma katılımcıların yüksek kabiliyetlere sahip olduğunu fakat onlara bir iş teklif etmek için yaşlarının küçük olduğunu söyledi.

İLGİLİ HABER>> NSA, liseli gençlere kapısını staj için açtı

Yarışmanın amacını bu hackerların siber savunmaya olan ilgilerini aynı seviyede tutmak olduğunu da ifade etti. “Bu sayede İnternetin karanlık tarafına geçmelerini önlüyoruz” diyen Lobley İngiltere’nin bir gün içinde binlerce siber saldırıya maruz kaldığını da sözlerini ekledi.

İngiliz hükümetine bağlı ‘Ulusal Siber Güvenlik Merkezi’ yayınladığı yıllık değerlendirmesinde aralarında İngiliz hükümeti ve ulusal sağlık sisteminin de olduğu kritik sistemler de olmak üzere toplam 590 büyük saldırıyı hükümet güçlerinin savuşturduğunu açıkladı.

İngiltere düzenlediği programlarla bir yandan ülkenin genç yeteneklerini siber savunma cephesine çekmeye çalışırken diğer taraftan da siber güvenlik sektörünün her geçen gün büyüyen eleman açığına çare bulmaya çalışıyor. İngiltere’nin istihbarat ajansı GCHQ’nun eski şefine göre 2025 yılında eleman açığı zirveye ulaşacak. Ulusal Suç Ajansı’nından Craig Jones ise farklı bir boyuta dikkat çekiyor: “Burada seçilen gençlerin 30 yıl boyunca devlette çalışmayacağını biliyoruz.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz