Etiket arşivi: fake news

Yapay Zeka’da madalyonun öteki yüzü: DeepFake ve otonom silahlar başımızı ağrıtacak

Yapay zeka alanı son yıllarda çok önemli gelişmelere şahit oldu.Basit yapay zekâ algoritmaları bile kim olduğumuzu, ne yaptığımızı, ne istediğimizi ve neden istediğimizi bizden daha iyi anlayabilecek düzeye ulaştı.

İnsanlık için büyük fırsatlar sunan yapay zeka ürünleri, hayatın her alanında bize eşlik ediyor. Bugün cep telefonlarımızda bile birçok işimizi gören akıllı sanal asistanlar bulunuyor. Yapay zekâ sistemleri bize zaman tasarrufu sağlıyor ve birçok konuda rahatlık sunuyor.

Eğer durum böyle giderse bugün internet olmadan yaşamayı hayal etmemiz zor olduğu gibi, bundan belki de on yıl sonra yapay zekâ sistemleri olmadan eksik hissedeceğiz. Ancak yıllar boyunca Hollywood filmlerine konu olan ve bilim kurgu kitaplarını süsleyen bu gelişmenin getirdiği tüm sonuçlar ne yazık ki olumlu değil.

Yapay zekâ sistemleriyle ilgili en korkutucu gelişmelerden biri de DeepFake adıyla anılan teknoloji. DeepFake gelişmiş bir algoritma kullanarak internette çok sayıda fotoğrafı bulunan ünlü isimlerin yüzlerini farklı videolardaki kişilerin yüzlerine entegre edebiliyor.

Üstelik bunu o kadar başarılı yapıyor ki videodaki kişinin gerçekten kim olduğunu ayırt etmeniz kimi zaman imkânsız hale geliyor. Bu teknoloji çok hızlı gelişiyor ve sahte videolarla insanları kolayca manipüle etmek için kullanılabileceği gibi özel hayatlarımız gibi diğer birçok alanda insanların başını ağrıtabilir.

OTONOM SİLAHLAR KORKUTUYOR

Elon Musk, geçen sene Birleşmiş Milletler’i yapay zekâ tarafından kontrol edilebilecek otonom silahların yaratacağı tehlikeler konusunda uyardı ve 115 diğer uzman da otonom savaş tehdidine dikkat çekti. Teknolojinin giderek daha kolay, ucuz ve kullanıcı dostu hâle geldiğini düşünürsek, herkes tarafından ulaşılabilir olan otonom silahlar gerçekten de tehdit oluşturabilir.

Örneğin, sadece iyi kalite bir kameraya sahip bir drone bile uygun yapay zekâ yazılımı ile otonom olarak uçabilecek hâle getirilebilir. Yüklenecek yüz tanıma teknolojisi ise, drone kamerasının belirli bir kişiyi saptamasına ve drone’un o kişiyi takip etmesine olanak tanıyabilir.

Yapay zekânın bir bilgisayar sistemine bağlı diye tarafsız olacağını sakın düşünmeyin. Yapay zekâ algoritmaları önyargılı veriler içeren kümelerle beslenebilir ve bu durum yapay zekâyı geliştiren kişi ya da kurumun sahip olduğu önyargıları sistemin mantıksal olarak onaylamasına neden olabilir. Bugün bile, etnik azınlıkları beyaz nüfustan daha fazla dezavantajlı duruma getiren birçok yapay zekâ örneği bulunuyor. İnsanlar ise yapay zekânın, algoritmasının elde ettiği verilere göre sonuca nasıl ulaştığını bilmeden bu sonuçları kabul etme eğilimi gösterebilir ve asıl tehlike de burada yatıyor.

‘Kemal Sunal’lı Banka Reklamı ‘Deepfake’ Tartışmalarını Canlandırdı: Ölmüş Kişilerin Hakları Nasıl Savunulabilir?

SAHTE İÇERİK ÜRETİMİ KOLAYLAŞABİLİR

Sahte içerik oluşturmak üzere tasarlanmış yapay zekâ sistemleri, şirketler ve hükümetler tarafından manipülasyon için kullanılabilir. Bunun için hazırlanmış bir algoritma, son derece hızlı ve geniş bir ölçekte sahte içerik üretilebilir. Bu da toplumsal ölçekte insanların fikirlerinin etkilenmesine neden olabilir.

Yapay zekâ sistemleri günümüzde tıp alanından askeri alanlara kadar birçok farklı alanda kullanılıyor. Gün geçtikçe insanların yerini daha fazla alıyor ve bir noktadan sonra her şeyi yapay zekânın ellerine teslim ettiğimizde bizim için yapacak çok bir şey kalmayacak. Dolayısıyla körelen becerilerimizin kurbanı olabiliriz.

Bugün bile farkında olmadan bunun etkilerini yaşıyoruz. Elle not tutma, zihinden hesap yapma ya da yakınlarımızın telefon numaralarını hatırlama gibi basit yeteneklerimizi bile akıllı telefonlarımız yüzünden çoktan rafa kaldırmış durumdayız.

Kaynak: Redbull Blog

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Facebook’tan dezenformasyonla mücadelede geri adım: Haber akışında ‘ana akım’ önceliğine son verildi 

Facebook’un ‘ana akım’ önceliğine son vererek ‘partizan’ sitelerden haber almaya devam edeceği bildirildi.

Sosyal medya platformu, ABD başkanlık seçimlerini etkilemeye yönelik yanlış bilgi ve dezenformasyon akışını durdurmak adına seçimlerin ardından ‘aşırı partizan kaynaklar’dan gelen haber akışlarını kaldıran ve ana akım haber kaynaklarına ağırlık veren bir değişikliğe imza atmıştı. New York Times’ın haberine göre Facebook haber akışında yaptığı bu değişikliği kaldırdı ve eski usule döndü. 

SEÇİM BİTTİ DEZENFORMASYONLA MÜCADELE DE BİTTİ

Sosyal medya devi, söz konusu değişikliği, seçimlerden hemen sonra dezenformasyonla mücadele kapsamında hayata geçirmişti. Değişiklik, CNN, NPR ve The New York Times gibi ana akım medya kuruluşlarının haberlerinin Facebook trafiğindeki görünürlüğünü artırırken Breitbart ve Occupy Democrats gibi partizan sitelerin haberlerinin görünürlüğünü azaltmıştı. Seçimden sonra, bazı Facebook çalışanlarının bir şirket toplantısında bu değişiklikle birlikte ortaya çıkan “daha hoş haber akışının” devam edip edemeyeceğini sorduğu biliniyor. Çalışanlara verilen cevap ise ‘bu değişikliğin hiçbir şekilde kalıcı’ olarak düşünülmediği yönündeydi. 

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

Facebook sözcüsü Joe Osborne, “Bu, seçimle ilgili asılsız iddiaların yayılmasını sınırlamaya yönelik yaptığımız geçici bir değişiklikti” açıklamasını yaptı. Bazı Facebook çalışanları ise geçtiğimiz ay The Times’a yaptığı açıklamada Facebook’un siyasi dezenformasyon ve nefret söylemiyle mücadele kapsamında aldığı diğer önlemlerin Facebook’un kullanıcı sayısına zarar verdiği gerekçesiyle bazı yöneticiler tarafından veto edildiğini belirtmişlerdi. 

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Seçimlerde yalan habere karşı ‘sağlıklı iletişim’ nasıl olmalı?

Seçim zamanları bilgi kirliliğinin had safhada olduğu karışık zamanlardır. Öyle ki doğru bilgi ile yanlış bilgi birbirine karışabilir, insanlar ilk bakışta akla hayale sığmayacak haberlere inanabilirler. Peki böyle zamanlarda yanlış haberlere dair iletişimimiz nasıl olmalı, etrafımızdakilerle bu meseleyi nasıl konuşmalıyız?

Amerikalı wired.com’un haberine göre aslında farklı fikirlere sahip olduğumuz ve yanlış yönlendirildiğini düşündüğümüz arkadaşlarla ve aile fertleriyle bu konuda sağlıklı iletişim kurmak mümkün. Amerika seçimlerini baz alan habere göre seçimlerin başlamasıyla konvansiyonel medyada ve sosyal medyada çok ciddi bilgi kirliliği yaşandı. Kimi insanlar yalan haberlere doğrudan inanırken kimileri doğrudan reddetti. Bir de arada kalan “ateş olmayan yerden de duman çıkmaz”cılar var.

Tabii ki bu sorun bireysel bazda bir sorun değil; bu, yalan haberin bilerek ve istenerek körüklendirildiği bir sistem sorunu. Fakat bu haberlere inananlar; aile gruplarında ve diğer sosyal medya ağlarında bunları paylaşıp yayanlar; bu bilgilere inananlar da yine münferit bireyler. Bizim de iletişim kurabileceklerimiz yine onlar.

HERKESİ AYNI ÇİZGİDE BULUŞTURMAK MÜMKÜN MÜ?

Her seçmeni aynı çizgide buluşturmak elbette ki mümkün değil. Bu bir amaç da olmamalı. Fakat yapılabilecek olan şey en azından yalan habere karşı insanların bilinçlenmesi için adımlar atmak ve kırmadan-dökmeden mümkün olabildiğince bu olayın aciliyetine ve ehemmiyetine gözlerini açmak.

NE YAPILABİLİR ?

Wired’ın haberi Amerika özelinde yazılmış olsa da dünya çapında seçmenlerin faydalanabileceği bilgiler içeriyor. En öncelikli ve belki de en önemli şey insanları ötekileştirmemek. Kutuplaşma başlıbaşına yalan haberin yayılabileceği ortamı yaratıyor ve insanların yalnızca kendilerine servis edilen haberleri sorgusuzca kabul edip diğer cephelere kulağını tıkamasına sebep oluyor. İnsanlar doğru haberleri görmüyor değil. Fakat kişiler bir (ya da birden fazla) sebepten dolayı ona değil, kurgulanmış “gerçeğe” inanmayı tercih ediyor. Bu durumda insanları cahillikle ya da medya-okur yazarı olamamakla suçlamak onları ancak daha da yalnızlaştırıyor. Dahası, seçimlerin her cephesi seçmeni için rasyonel veriler sunuyor. Doğru ya da yanlış, akla dayalı çıkarımlar insanları kendisine çekiyor

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

 

YALAN HABER KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRME 

Yalan haberle karşılaşıldığında kullanılabilecek stratejilerinden biri de salt haber yalanlamaktan ziyade insanlara çevrimiçi bilgiye dayalı örgütsel dinamiklerin nasıl çalıştığını anlatmak olabilir. İnsanlar bu konuda bilgilendiklerinde bir haber kendilerine ulaştığında da ona inanacaklarında da bir kere daha düşünebilirler.

SORGULAYICI BİR TAVIR TAKINMAYIN 

Bir başka strateji ise açıklayıcı anlatılarda bulunmak. Yalan haber de dahil her haber özünde bir anlatıdır. Yalan haberin anlatısının üstesinden bir başka anlatı alt edebilir. “X partisinin başkanı Y konusunda yalan söylüyor.” şeklinde doğrudan ifadelerdense o iddianın tarihçesini ve dolayısıyla da o iddianın altında yatan nedenleri anlatabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, ABD Başkanı Donald Trump’ın oyların çalındığı iddiasının neden seçimleri kaybedeceğini anladığında ortaya attığını ve neden daha öncesinde ileri sürmediğini onu destekleyecek seçmene sorabilirsiniz.

Böyle bir yeni anlatı körü körüne o başkana bağlı kişiyi yolundan çevirmez fakat kararsız seçmenlerin bilinçlenmesini sağlayabilir.

Yanlış yönlendirici anlatıya karşı bir başka yöntem de anlatının tutarsızlıklarını sorgulamak olabilir. Mesela oy çalma gibi bir iddianın mahkemelere götürülmediği durumlarda neden böyle bir şeyin yapılmadığı, ya da oy çalanların neden genel anlamda başarılı olamadığı sorgulanabilir.

EMPATİ YAPTIRIN 

Belki apayrı bir strateji sayılmaz ama diğer stratejilere destek olan bu adım kendinizi insanlara anlatmaya çalışmak olabilir. Sizin neden belirli bir habere inandığınızı ya da başka bir haberi neden reddettiğinizi insanlara düşündürebilirsiniz. Sizin medya tarafından beyninizin yıkandığını iddia ettiklerinde aynısının kendileri için neden geçerli olmayacağını sorabilirsiniz.

ANAHTAR KELİME: SÜKÛNET 

Ailemizle ve arkadaşlarımızla bütün bu tartışmaları yaparken unutmamamız gereken bir strateji varsa o da sükunettir. Agresiflikle, bağırıp çağırmakla hiçbir mesajı iletemeyiz. Dahası mesajı belki de zaten hiçbir zaman hiçbir şekilde de iletemeyebiliriz. Karşı taraf yeni bir fikre kapalıysa onu açmak tek bir tartışmadan fazlasını gerektirecek ve belki de hiçbir zaman bu gerçekleşmeyecektir.

Öncelikle birbirimizi anlayalım. Büyük bir sistematik problem bir-iki kişi ile çözülmez ama bir-iki kişinin koca dünyasını değiştirebilmek için önce o dünyaya da girmek gerekebilir. Bu da esasen basit bir-iki strateji ile sağlanabilir.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

RDM Projesi: Dezenformasyonla eğitimi kullanarak mücadele ediyorlar

Dijitalleşmenin her alanda yaygınlaşmasıyla, farklı bir boyut kazanan dezenformasyon faaliyetlerine karşı Türkiye’de de yeni bir eğitim girişimi başlatıldı.

NATO tarafından desteklenen “Türkiye’de Dezenformasyon Direnci İnşa Etmek: Eğitimsel Bir Yaklaşım” başlıklı eğitim projesi, etkileşimli görsel-işitsel araçların kullanımı ve karşı direnç araç seti geliştirme olmak üzere üç seviyeli bir stratejiye dayanıyor.

Projeyle, dezenformasyona karşı daha az dirençli olan ve sosyal medyaya en fazla maruz kalan gençleri, farklı öğrenme yöntemlerini bir arada kullanarak bilgilendirmek ve toplumun genelinde nasıl daha “sorumlu” medya okuyucusu ve sosyal medya kullanıcısı olunacağı konusunda farkındalık uyandırmak hedefleniyor.

Projede doğrulama mekanizmalarına başvuru, yanlış bilgilere karşı koyma ve yalan haberlerin yayılmasını önleme araçlarının etkin kullanımı gibi yöntemler dezenformasyona karşı direncin inşasında uygulanıyor. Bu amaçla proje kapsamında öncelikle üniversite öğrencilerine yönelik bir çevrimiçi seminer serisi ve sertifika programı düzenleniyor.

Kasım ayında başlayan seminer serisi ile ilgili bilgiyi Ana Sayfa (rdmedu.com) adresinden alabilirsiniz.

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

 

KATILIMCILAR DEZENFORMASYON TESTİNDEN GEÇECEK

Katılımcılara sunmak üzere çeşitli eğitim materyallerini içeren özgün bir öğretim müfredatı geliştirilmesi hedeflenen projede katılımcıların kapasite değişimi ön testler ve son testler aracılığıyla ölçülecek. Dezenformasyonla mücadele araçları ve doğruluk kontrol mekanizmalarına ilişkin infografikler projenin internet sitesinde yer alacak.

Proje çerçevesinde ayrıca “Dezenformasyon nedir?”, “Güvenlik açısından tehdit unsuru mudur? Siber güvenlik nedir, dezenformasyona karşı nasıl direnç gösterilir, infodemik nedir?” gibi konuların ele alınacağı seminer serisi, eğitici kısa videolar ve playbook gibi çeşitli aktivite ve çalışmalar gerçekleştirilecek.

Eğitim programı 23 Aralık’a kadar devam edecek.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Seçim dezenformasyonunun kurbanı olmayın!

Joe Biden, bir dizi söylenti, yalan haber ve erken zafer ilanlarıyla noktalanan Beyaz Saray yarışında Donald Trump’ı yenerek ABD’nin yeni başkanı oldu. Ancak seçimin sona ermesi, dezenformasyonun sonu anlamına gelmiyor. cnet.com seçmenleri ve internet kullanıcılarını yalan habere karşı duyarlı hale getirecek birtakım önerilerde bulundu.

Trump’ın seçimin çalındığını iddia eden sosyal medya paylaşımları internette büyük bir hıza yayıldı. Eski başkanın tartışmalı bilgiler içeren paylaşımları tweetlemeye ve retweetlemeye devam etmesi, Twitter’ın bu gönderilere uyarı etiketleri eklemesini tetikledi. Çeşitli kaynaklardan gelen ve temeli olmayan seçim dolandırıcılığı iddiaları Twitter’ın yanı sıra YouTube ve Facebook’ta da ortaya çıktı.

Arizona’nın Maricopa bölgesinden Cumhuriyetçi seçmenlere oy pusulası tarama cihazlarıyla çalışmayan Sharpie kalemleri verildiğine dair yanıltıcı haberler gelirken seçim kurulu iddiayı yalanladı. Öte yandan Michigan, Detroit’te ölü bir kişiye oy kullandırıldığına dair Facebook, Reddit ve YouTube’da yayılan bir haber, bir yetkilinin oy kullanan kişinin aynı isimle başka bir kişi olduğunu söylemesi ile yalanlandı.

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

 

PAYLAŞMADAN ÖNCE DÜŞÜNÜN

Bu örnekler tek değil ve dünyanın başka yerlerinde başka seçimlerde de gelmeye devam edeceği benziyor. Peki bu dezenformasyon kampanyaları karşısında seçmenlere ne görev düşüyor?

ABD’nin üst düzey seçim güvenlik yetkilisi Chris Krebs, bir siber güvenlik konferansında “Paylaşmadan önce düşünün.” diyerek, insanları seçim haberleri konusunda dikkatli olmaya çağırdı.

SÖYLENTİ KONTROLÜ SİTESİ İLE HABERLERİN DOĞRULUĞUNU TEYİT ETMEK MÜMKÜN

Krebs’in 17 Kasım’a kadar başında bulunduğu ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) ise seçmenlerin seçim sahtekârlığı ve oy kullanma ile ilgili verilen haberlerin doğru olup olmadığını anlamalarına yardımcı olmak için Rumour Control (Söylenti Kontrolü) adlı bir web sitesi kurdu.

Seçim dezenformasyonu, önümüzdeki yıllarda da önemli bir sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor. Peki yalan ve yanlış bilgileri tespit etmemiz ve kendimizi dezenformasyona karşı korumamızın yolları neler? Cnet.com konuyla ilgili bir haber hazırladı. İşte seçim spekülasyonlarından ve yalan haberleri doğru bilgi kaynaklarından ayırt etmenin yolları:

BİLGİNİN KAYNAĞINA ULAŞIN

Medya okuryazarlığı uzmanları, çevrim içi ortamda karşılaşılan bilgilerin doğruluğunu test etmeye yönelik bir takım tekniklerden bahsediyor. Buna göre ilk yapılması gereken şey bilginin kaynağına bakmak. Haberde yer alan olası önyargılar veya siyasi bağlantılar hakkında bilgi almak için çevrimiçi kaynaklar mevcut. AllSides, NewsGuard ve Ad Fontes Media gibi kuruluşlar haber kaynakları ve tek tek haberler için ‘önyargı derecelendirme’ ölçeği geliştirmiş durumda. Pew Araştırma Merkezi de haber okuyucularının politik eğilimlerini en çok güvendikleri mecralarla eşleştirmiş durumda. Bu durum, okuyucuya haberin içeriğinin doğruluğu noktasında daha fazla bağlam sağlayabilir.

HABERİ PAYLAŞAN DOĞRULANMIŞ BİR HESAP MI?

İkinci bir öneri ise, sosyal medyada karşılaştığınız haberlerin kaynağının bir haber ajansının veya muhabirin doğrulanmış hesabı olup olmadığını kontrol etmek. Twitter’da haber kaynağının ya da muhabirin adlarının yanında mavi tık işareti ve Facebook’ta “doğrulanmış” bir rozet olup olmadığını kontrol etmek güvenli bir seçenek. Bu, tek başına haberin doğruluğunu kanıtlamayabilir ancak içeriğin geldiği kaynağın doğru olup olmadığını göstermesi bakımından önemli.

HABERLERİ BİRKAÇ KAYNAKTAN OKUYUN

Ayrıca sadece ilk karşılaştığınız haberi değil konuyla ilgili yapılmış diğer haberleri okumak da etkili bir yöntem. Haberde verilen bilgileri başka bir yerde teyit etmek, dezenformasyon olup olmadığını anlamak bakımından iyi bir yöntem olabilir.

GOOGLE’IN GÖRSEL ARAMA ÖZELLİĞİNİ KULLANIN

İçerik, bir görsel içeriyorsa, Google’ın görsel arama özelliğini kullanabilir fotoğrafın nereden geldiği ve gerçekte ne gösterdiği hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Bu arama sonucunda fotoğrafın bağlam dışında çekilmiş olduğunu veya tamamen farklı bir konudaki eski bir haberden geldiği ihtimali ile karşılaşmak mümkün. Haberleri ve ‘internet meme’ denilen çeşitli göndermeler bulunan mizah yönü ağır görsel malzemeleri çürüten veya doğrulayan Snopes gibi siteler ile bir gönderi veya haberin yanlış olup olmadığını size söyleyebilecek Poynter Institute’un PolitiFact gibi politik doğrulama web sitesi de oldukça işe yarayabiliyor.

Daha ayrıntılı ve derinlemesine bilgi sahip olmak isteyenler için yaşadıkları yerin kütüphanesini ziyaret etmek de mantıklı bir seçenek olacaktır.

Dezenformasyon denilen kasıtlı yanlış bilgilendirme bu zamanlara özgü bir problem değil. Araştırmacılara ve ABD istihbarat ajanslarının verdiği bilgiye göre, hem devlet destekli aktörler hem de tık sayısının peşine düşen web siteleri bu yöntemi çok uzun zamandan beri kullanıyor. Bugün olan şey ise bunun gittikçe kötüye gitmesi. Rice Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri profesörü Dan Wallach, “En basit tahminle ileride çok daha fazla dezenformasyon göreceğimizi söyleyebilirim.” diyor ve ekliyor: “Üstelik bu kez sadece Rus hükümeti tarafından desteklenen troller olmayacak. Pek çok ülkenin bizi yanlış bilgilendirme konusunda kararlar aldığını görebiliyorum.”

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz