Etiket arşivi: donald trump

FBI’dan İran’a dezenformasyon suçlaması: “Trump yanlısı ‘halkın düşmanları’ sitesinin arkasında İran var”

ABD’de geçen ay gerçekleşen başkanlık seçimlerinin sonucu resmi olarak onaylanmış olsa da halkın seçim sürecine olan güvenini zayıflatmak ve toplumu kutuplaştırmaya yönelik dış müdahaleler sürüyor.

2020 seçim sonuçlarını onaylayan devlet yetkililerine karşı tehditler savuran ve ölümcül şiddeti teşvik eden bir kampanyanın arkasında İranlı siber aktörlerin yer aldığı iddia edildi. 

Bleepingcomputer.com sitesinin haberine göre operasyon kapsamında başkanlık seçimlerinde görevli özel sektör temsilcileri ile hükümet yetkililerinin kişisel bilgilerini ve fotoğraflarını ifşa eden bir web sitesi kuruldu. 6 Aralık’ta kurulan “Enemies of the People” (Halkın düşmanları) adlı web sitesinde, görevi Joe Biden’a devretmeye hazırlanan Donald Trump’ın seçimlerde yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddialarını desteklemeyen yetkililerin ve görevlilerin kişisel bilgileri (ev adresleri, e-posta, isimler ve fotoğrafları) gösteriliyor. 

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

SEÇİM YETKİLİLERİNİN KİŞİSEL BİLGİLERİ İFŞA EDİLDİ

Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansından (CISA) yapılan ortak açıklamada  yetkililer şu an kapalı durumda olan web sitesinin arkasında İran’ın olduğundan neredeyse emin olduklarını belirterek iddialarının “son derece güvenilir bilgilere” dayandığını ifade etti. 

Her iki kurum da Aralık 2020 ortalarında web sitesinin ABD seçim yetkililerine yönelik ölüm tehditleri içerdiğini ekledi.  Bunlar arasında valiler, bakanlar, eski CISA Direktörü Christopher Krebs, FBI Direktörü Christopher Wray ve oylama sistemlerinin tedarikçi şirketi Dominion’un çalışanları yer alıyor. 

TEHDİT İÇEREN E-POSTALAR GÖNDERİLDİ

Dominion, başkanın avukatlarının Dominion yazılımının Trump’a verilen oyların Biden’e yazıldığını iddia etmesinin ardından Trump destekçilerinin hedefi olmuştu.

FBI, yetkililere ölüm tehditleri savurmak için kullanılan birden fazla e-posta hesabı tespit etti. Bu hesaplar arasında şunlar yer almakta: enemiesofthepeople@tutanota.com; 6e.nemiesOfThepeople.e9@protonmail.com; 3e.nemiesOfThePeopl.e3@protonmail.com; 3e.nemiesOfThePeopl.e3@gmail.com

İran’ın ABD başkanlık seçimlerine müdahale etme girişimlerine dair resmi kuruluşlardan bir çok uyarı yapılıyor. FBI ve CISA özellikle ekim ayında konuyla ilgili birden çok uyarı yayınlamıştı. Bunlardan biri, e-posta yoluyla Demokrat seçmenleri hedef alan ve bu kişileri Cumhuriyetçi adaya oy vermezlerse şiddete maruz bırakılmakla tehdit eden ‘Proud Boys” adı aşırı sağcı grupla ilgili yapılan bir uyarı. E-postaların konu kısmında “Trump’a oy verin yoksa” yazılı.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Trump’dan SolarWinds’la ilgili ilginç çıkış: Siber saldırıların arkasında Çin de olabilir

ABD Başkanı Donald Trump, ülkedeki birçok üst düzey yetkilinin tersine resmi kurumlara düzenlenen siber saldırıların arkasında Çin olduğunu iddia etti.

Trump, Twitter hesabından bugün paylaştığı mesajda, siber saldırılar hakkında her şeyin kontrol altında olduğunu belirterek, “Rusya, Rusya, Rusya. Herhangi bir şey olduğunda öncelikli terane bu, çünkü ana akım medya, çoğunlukla mali nedenlerden ötürü, Çin’in de (saldırıların arkasında) olabileceği olasılığını tartışmaktan korkuyor (olabilir!).” ifadelerini paylaştı.

Trump, siber saldırıların gerçekte “yalan haber” (fake news) medyasında anlatıldığından çok daha büyük olduğunu vurguladı.

Son başkanlık seçimleri sırasında tuhaf oy kullanma makinelerinin de hedef alınmış olabileceğini aktaran Trump, “Bu durum (seçimlerin) ABD için daha da yozlaşmış bir utanç haline geldiğini ve açık bir şekilde benim kazandığımı gösterir.” değerlendirmesinde bulundu.

Trump’ın Twitter’daki paylaşımı siber saldırı konusunda hükümetteki üst düzey açıklamalardan çok farklı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, cuma akşamı bir radyo programında yaptığı açıklamada, ABD’ye yönelik siber saldırıların arkasında “oldukça net” bir şekilde Rusya’nın olduğunu söyleyebileceklerini öne sürmüştü.

2020’nin en büyük hack olayı FireEye saldırısıyla ilgili bilmeniz gereken 8 şey

 

Kaynak: T24

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

 

Seçimlerde yalan habere karşı ‘sağlıklı iletişim’ nasıl olmalı?

Seçim zamanları bilgi kirliliğinin had safhada olduğu karışık zamanlardır. Öyle ki doğru bilgi ile yanlış bilgi birbirine karışabilir, insanlar ilk bakışta akla hayale sığmayacak haberlere inanabilirler. Peki böyle zamanlarda yanlış haberlere dair iletişimimiz nasıl olmalı, etrafımızdakilerle bu meseleyi nasıl konuşmalıyız?

Amerikalı wired.com’un haberine göre aslında farklı fikirlere sahip olduğumuz ve yanlış yönlendirildiğini düşündüğümüz arkadaşlarla ve aile fertleriyle bu konuda sağlıklı iletişim kurmak mümkün. Amerika seçimlerini baz alan habere göre seçimlerin başlamasıyla konvansiyonel medyada ve sosyal medyada çok ciddi bilgi kirliliği yaşandı. Kimi insanlar yalan haberlere doğrudan inanırken kimileri doğrudan reddetti. Bir de arada kalan “ateş olmayan yerden de duman çıkmaz”cılar var.

Tabii ki bu sorun bireysel bazda bir sorun değil; bu, yalan haberin bilerek ve istenerek körüklendirildiği bir sistem sorunu. Fakat bu haberlere inananlar; aile gruplarında ve diğer sosyal medya ağlarında bunları paylaşıp yayanlar; bu bilgilere inananlar da yine münferit bireyler. Bizim de iletişim kurabileceklerimiz yine onlar.

HERKESİ AYNI ÇİZGİDE BULUŞTURMAK MÜMKÜN MÜ?

Her seçmeni aynı çizgide buluşturmak elbette ki mümkün değil. Bu bir amaç da olmamalı. Fakat yapılabilecek olan şey en azından yalan habere karşı insanların bilinçlenmesi için adımlar atmak ve kırmadan-dökmeden mümkün olabildiğince bu olayın aciliyetine ve ehemmiyetine gözlerini açmak.

NE YAPILABİLİR ?

Wired’ın haberi Amerika özelinde yazılmış olsa da dünya çapında seçmenlerin faydalanabileceği bilgiler içeriyor. En öncelikli ve belki de en önemli şey insanları ötekileştirmemek. Kutuplaşma başlıbaşına yalan haberin yayılabileceği ortamı yaratıyor ve insanların yalnızca kendilerine servis edilen haberleri sorgusuzca kabul edip diğer cephelere kulağını tıkamasına sebep oluyor. İnsanlar doğru haberleri görmüyor değil. Fakat kişiler bir (ya da birden fazla) sebepten dolayı ona değil, kurgulanmış “gerçeğe” inanmayı tercih ediyor. Bu durumda insanları cahillikle ya da medya-okur yazarı olamamakla suçlamak onları ancak daha da yalnızlaştırıyor. Dahası, seçimlerin her cephesi seçmeni için rasyonel veriler sunuyor. Doğru ya da yanlış, akla dayalı çıkarımlar insanları kendisine çekiyor

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

 

YALAN HABER KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRME 

Yalan haberle karşılaşıldığında kullanılabilecek stratejilerinden biri de salt haber yalanlamaktan ziyade insanlara çevrimiçi bilgiye dayalı örgütsel dinamiklerin nasıl çalıştığını anlatmak olabilir. İnsanlar bu konuda bilgilendiklerinde bir haber kendilerine ulaştığında da ona inanacaklarında da bir kere daha düşünebilirler.

SORGULAYICI BİR TAVIR TAKINMAYIN 

Bir başka strateji ise açıklayıcı anlatılarda bulunmak. Yalan haber de dahil her haber özünde bir anlatıdır. Yalan haberin anlatısının üstesinden bir başka anlatı alt edebilir. “X partisinin başkanı Y konusunda yalan söylüyor.” şeklinde doğrudan ifadelerdense o iddianın tarihçesini ve dolayısıyla da o iddianın altında yatan nedenleri anlatabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse, ABD Başkanı Donald Trump’ın oyların çalındığı iddiasının neden seçimleri kaybedeceğini anladığında ortaya attığını ve neden daha öncesinde ileri sürmediğini onu destekleyecek seçmene sorabilirsiniz.

Böyle bir yeni anlatı körü körüne o başkana bağlı kişiyi yolundan çevirmez fakat kararsız seçmenlerin bilinçlenmesini sağlayabilir.

Yanlış yönlendirici anlatıya karşı bir başka yöntem de anlatının tutarsızlıklarını sorgulamak olabilir. Mesela oy çalma gibi bir iddianın mahkemelere götürülmediği durumlarda neden böyle bir şeyin yapılmadığı, ya da oy çalanların neden genel anlamda başarılı olamadığı sorgulanabilir.

EMPATİ YAPTIRIN 

Belki apayrı bir strateji sayılmaz ama diğer stratejilere destek olan bu adım kendinizi insanlara anlatmaya çalışmak olabilir. Sizin neden belirli bir habere inandığınızı ya da başka bir haberi neden reddettiğinizi insanlara düşündürebilirsiniz. Sizin medya tarafından beyninizin yıkandığını iddia ettiklerinde aynısının kendileri için neden geçerli olmayacağını sorabilirsiniz.

ANAHTAR KELİME: SÜKÛNET 

Ailemizle ve arkadaşlarımızla bütün bu tartışmaları yaparken unutmamamız gereken bir strateji varsa o da sükunettir. Agresiflikle, bağırıp çağırmakla hiçbir mesajı iletemeyiz. Dahası mesajı belki de zaten hiçbir zaman hiçbir şekilde de iletemeyebiliriz. Karşı taraf yeni bir fikre kapalıysa onu açmak tek bir tartışmadan fazlasını gerektirecek ve belki de hiçbir zaman bu gerçekleşmeyecektir.

Öncelikle birbirimizi anlayalım. Büyük bir sistematik problem bir-iki kişi ile çözülmez ama bir-iki kişinin koca dünyasını değiştirebilmek için önce o dünyaya da girmek gerekebilir. Bu da esasen basit bir-iki strateji ile sağlanabilir.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Rus manipülasyon ağları ABD’li aşırılıkçı seçmenleri etkiliyor

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Amerika Birleşik Devletleri 59. Başkanlık seçiminde, dört yıldır süren uyarı ve hazırlıkların ardından, Rusya’nın siber saldırı faaliyetlerinin etkilediği düşünülen 2016’daki seçimlerin benzeri senaryolar gerçekleşmedi.

Ancak Amerikalı eski ve mevcut istihbarat yetkililerine ve analistlere göre iyi haber, buraya kadar.

GELECEKTEKİ BAŞARILARININ TEMELLERİNİ ATMAKLA MEŞGULLER

Analistler ve istihbarat yetkililerine göre Ruslar, gelecekteki başarılarının temellerini atmakla meşguller.

Analistler ve yetkililer, Amerikalı seçmenlerin düşüncelerini ve görüşlerini, trol çiftliği ‘troll farms’ veya sahte sosyal medya hesaplarıyla etkilemeye güvenmek yerine, Kremlin’in desteklediği kişilerin, kendilerini aşırı sağ ve aşırı sol seçmenlere entegre edip, ABD’nin haber ve sosyal medya ekosisteminin bir parçası olmayı, böylelikle ABD üzerinde bir yer edinmeyi düşündükleri konusunda uyarılar yapıyor.

Çevrimiçi bilgi ortamını eşleştirmek için çalışan bir yapay zeka ve makine öğrenmesi şirketi olan Omelas’ın CEO’su Evanna Hu, “Bu kampanyaların çoğu milyonlarca katılımcıya ulaşım sağlıyor” dedi. Hu, “Yaptıkları işlerde, seçmenler üzerinde olumsuz veya olumlu bir duygu uyandırmada oldukça başarılılar” yorumunu yapıyor.

Savunma sanayisi için çevrimiçi aşırılıkları izleyen Washington merkezli bir firma olan Omelas, 3 Kasım seçimlerini kapsayan 90 günlük bir süre içinde 1,2 milyon gönderi toplayarak, 11 farklı sosyal medya platformunda ve birden fazla dilde yüzlerce RSS yayınında Rusça içerikleri izliyor. Ayrıca Omelas, Sputnik, TASS, RT ve Izvestia TV gibi devlet destekli Rus medya organlarını da izliyor.

 

ABD, İranlı dezenformasyon sitelerini tespit edip ele geçirdi

Omelas, Rusya’nın propaganda mekanizmalarının gönderilerinin yalnızca yüzde 20’si İngilizce olduğunu, içeriklerinin yüzde 40’ının Rusça, geri kalanı ise İspanyolca, Arapça, Türkçe ve bir avuç başka dilde yayımlandığını belirledi.

Yalnızca aktif etkileşimlere baktıklarını söyleyen Hu, “Bu nedenle bir şeylere fiziksel olarak tıklamanız veya yeniden tweetlemeniz gerekiyor” dedi. Ayrıca Hu, milyonlarca etkileşim için tahmin yürütmenin “kaba bir şekilde” gerçekleştiğini kabul etti.

RUS DESTEKLİ MEDYA

ABD yetkilileri, etkiyi ölçmenin kolay bir yolu olmadığı için, bu çabaların Amerikan vatandaşları üzerindeki etkisi hakkında kamuoyuna konuşmak konusunda çekimser davrandılar.

Örneğin, 2016 seçimlerinden sonra istihbarat yetkilileri, Rusya’nın, o seçimlerde adaylığını koyan Donald Trump’ı tercih ettiğini ve çabalarının karşılığını aldığı halde, sonuç olarak hiçbir Amerikalının bu çabalardan ne ölçüde etkilenip oy kullanma sürecinde görüşlerinin değişip değişmediğini söyleyemediklerini anlattılar.

Yine de konunun hassasiyeti göz önüne alındığında anonim kalmak koşuluyla gazetelere konuşan çok sayıda yetkili, etki operasyonları sonuç vermiyorsa Rusya’nın bu medya girişimlerine para harcamaya devam etmesinin olası olmadığını söyledi.

Ancak Dışişleri Bakanlığı Küresel Katılım Merkezi’nin Ağustos 2020 raporu, herhangi bir rakam paylaşmamakla birlikte, Moskova’nın “propaganda kanallarına, istihbarat servislerine ve vekil sunucularına (ing: Proxy) büyük yatırımlar yaptığı” sonucuna vardı.

ABD seçim güvenliği yetkilileri de Rusya’nın, haberlerde ve sosyal medya platformlarında kendine alan yaratma çabalarıyla ilgili endişelerini tekrar tekrar dile getirdiler.

Bir siber güvenlik şirketinin eski başkanlarından olan Christopher Krebs, Eylül ayında bir siber güvenlik zirvesinde yaptığı konuşmada “Size söyleyeceğim şu ki; RT, Sputnik veya Ruptly gibi arkasında Kremlin olan organlardan bir şeyler geliyorsa, niyetini sorgulayın. Sizden ne yapmanızı istiyorlar? Yüksek olasılıkla iyi bir şey değildir” cümlelerini kullanmıştı.

Üst düzey CISA yetkilileri, Seçim Günü’nde (3 Kasım) gazetecilere brifing verirken, Rus destekli medya konusunda Amerikalılara, Rus bağlantılı kaynaklardan gelen herhangi bir bilgiyi “en, en, en yüksek dozda şüphecilik” ile ele almaları için ciddi uyarılarda bulundu.

UYARILAR MEYVESİNİ VERDİ ANCAK DİKKATLİ OLMAK GEREKİYOR

Yetkililere göre bir dereceye kadar, RT ve Sputnik gibi Rusya destekli yayın organları hakkında tekrarlanan uyarılar, en azından bu ayki cumhurbaşkanlığı seçimleri söz konusu olduğunda, meyvesini verdi.

“Onlar (RT ve Sputnik), seçmen sahtekarlığına ilişkin yanlış anlatılar üzerine yaptığımız analizlerin hiçbirinde öne çıkmadılar” diyen Washington Üniversitesi profesörü ve Election Integrity Partnership baş araştırmacısı Kate Starbird, “Bu kanallar bazen yayılan dezenformasyonu güçlendiriyorlar ancak dezenformasyonun yayılma hızına göre çok yavaş kaldıklarından çok nadir bir şekilde yayılan bilgilerin gidişatını değiştirebiliyorlar” açıklamasında bulundu.

Yıllardır Rus dezenformasyon çabalarını araştıran eski özel FBI ajanı Clint Watts, “Amerika’da hala Rusça içerikler paylaşıldığını görebilirsiniz. Rusça haberlerin Amerika’ya ulaşmasının oranı diğer ülkelere göre çok daha yüksek bu sebeple, bu alana geri dönecekler”

Watts, “Bu geri dönüşün büyümesine yardımcı olmak ve “Rus devlet destekli” olarak belirtilen etiketlerden kaçınmak için, RT ve Sputnik gibi kuruluşların, popüler sosyal medya hesapları aracılığıyla içerik paylaşmaya başladığını” söylüyor. Bir de İnstagram üzerinde Redfish kanalı olduğunu söyleyen Watts, bu kanalın Rusya’ya ‘kayda değer etkileşim’ getirdiğini belirtiyor.

“George Floyd protestoları sırasında içerik üretmek için ek mesai yaptılar, Amerikalılar da bu içerikleri milyarlarca kez paylaştı” diyen Watts, “Dramatik bir biçimde profil rakamlarını yükselttiler, özellikle politik olarak sol görüşe yatkın olan ve afro-amerikanlar arasında.

AŞIRI SAĞ İLE ETKİLEŞİMİN YOLLARINI BULUYORLAR

Rusya, aynı zamanda aşırı sağ ile etkileşimde bulmanın yollarını da buluyor.

Global Engagement Center’ın Ağustos raporuna göre, Kanada’nın Küresel Araştırma internet sitesi ‘globalresearch.ca’ veya Rus devlet destekli Stratejik Kültür Vakfı gibi Rus vekil sunucuları, koronavirüs gibi konularla ilgili komplo teorilerini gittikçe güçlü bir şekilde yayıyor.

Watts gibi araştırmacılar, yapılan propagandanın bazen ZeroHedge veya The Duran gibi aşırı sağcı internet sitelerinde yeniden işe yaramaya başladığını söylüyor.

ANA AKIMA YERLEŞEBİLİYORLAR

Rus propagandasının tümü Amerikan politika alanlarına girmek için mesai harcamıyor. Anlatıların bazıları yeteri kadar tekrar edildiğinde artık görmezden gelmek gittikçe zor bir hale geliyor.

Omelas’tan Hu, “Böylelikle, Amerikan aşırı sağından veya solundan insanlar anlatılardan etkilendikçe bu anlatılar büyük bir kartopu halini alıyor. Büyük bir kartopuna dönüştükçe de Amerikan ana akım medyasına bile yerleşebiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Bazı zamanlarda ise ergilerde veya gazetelerde yazı yazan Rus destekli kimseler de büyüyen kartopuna katkı sağlıyor.

Örneğin, 20 Kasım’da ABD Başkanı Trump, RT için düzenli olarak fikir yazıları yazan Wayne Dupree’yi defalarca retweetledi. Bundan birkaç gün öncesinde ise bir RT yazısında Dupre, “Demokratların hilekar ve utanmazca davranışları seçimlerin bütünlüğünü yok ediyor” gibi söylemlerle Demokratlara hakaretamiz cümleler sarf etmişti.

Bazı araştırmacılar ve ABD karşı istihbarat görevlileri, olayın çok tanıdık bir model haline geldiğini söylüyor.

Ekim ayında Hearst Television’a konuşan Ulusal Karşı İstihbarat ve Güvenlik Merkezi Müdürü William Evanina, “Artık kendi işlerini yapmaları gerekmediğini biliyorlar” sözlerini kullandı. Evanina, “ABD vatandaşlarının bilgilerini alıyorlar ve güçleniyorlar. İster komplo teorisyenleri ister yanlış bilgilerin kaynağı olan normal insanlar olsun, sürekli güçleniyorlar” vurgusunu yaptı.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD seçimlerinde iddialar nasıl gerçeklerden daha çabuk yayıldı?

ABD’nin Michigan eyaletinde ölmüş vatandaşlara oy kullandırıldığı iddiası Twitter’da yüzbinlerce kez paylaşıldı. Peki iddiaların ne kadarı doğruyu yansıtıyordu?

New York Times’ın haberine göre geçen hafta seçimlerin sonuçlandığı ABD’de seçim usulsüzlüğü iddiaları gündeme geldi, fakat bu iddiaların bir çoğu basit yazım hataları ve sistemsel maddi hataların ürünüydü.

Çarşamba günü Twitter’da Michigan eyaletinde ölü vatandaşların adına oy kullanıldığı iddiaları yoğun bir şekilde paylaşıldı. İddianın sahibi sağ görüşlü internet gazetecisi Austin Fletcher, doğum tarihleri 1900 ve 1902 yılları arasında görünen 4 kişinin aktif şekilde oy kullandığını iddia etti. Bir sonraki sabah yine sağ görüşlü yorumcu Candace Owens, Twitter hesabındaki 2,7 milyon takipçisi ile Fletcher’ın videosunu ve iddiasını paylaştı.

ABD seçimlerinin hacklenmesi iddianamesi ortaya çıktı: Ruslar hedef tahtasında

Oysa ki yetkililer bu tarihlerin uzaktan oy kullanmak isteyen vatandaşlara sistem tarafından otomatik olarak atandığını bildirmişti. Ayrıca sistem isim benzerliği ve posta kodu benzerliği vakalarını ayırt edememekte, dolayısıyla ölmüş vatandaşların adına aslında seçmen vatandaşlar için oy pusulası göndermekteydi.

Öte yandan, gazeteciler konuyla ilgili iddiaların seçim esnasında yaşanan adi hatalardan ibaret olduğunu birçok kez kanıtladı.

TEYİT HABERLERİ YALAN HABERLER KADAR YANKILANMADI

Buna rağmen, Fletcher bu sefer de Michigan eyaletinde iddia ettiği şekilde binlerce vaka olduğunu ve bunları açığa çıkaracağını öne sürdü. Fletcher’ın iddiası milyonlarca kişiye ulaşmışken, bu iddiaya cevaben Michigan Eyalet yetkililerinin resmi Twitter hesabından paylaştığı yalanlama haberi sadece 4000 kere tekrar gönderildi.

Yani zehirli ok çoktan atılmıştı ve insanlar zaten yalan haberleri hali hazırda paylaşmışlardı. Teyit haberleri ise yalan haberler kadar yankı yapamadı.

Teksaslı Cumhuriyetçi danışman Matt Mackowiak, kendisinin yaptığı bir hatayı geri çekse de ilk dalganın etkisinin daha büyük olduğunu doğruladı. Mackowiak Twitter’da paylaştığı ekran görüntülerinde Michigan eyaletindeki oylar incelendiğinde tüm oyların Biden’a gittiğine dair bilgi olduğunu ve bunun normal şartlarda mümkün olamayacağını belirtti. Bu haber ve ekran resimleri daha sonra sağ eğilimli internet sitelerince ve nihayet Başkan Trump’ın kendi hesabında paylaşıldı. Fakat bu çığ henüz oluşurken Mackowiak çoktan bunun sistemsel bir hata olduğunu ve düzeltildiğini öğrenmişti. İlk paylaşımını silip bir düzeltme metni yayımlasa da iş çığırından çıkmıştı. Yine Fletcher’ın paylaşımındakine benzer olarak Mackowiak’ın ilk paylaşımı yüzbinlerce kez paylaşılmış olsa da düzeltme metni 4000 kereden daha az paylaşıldı.

Apple’ın açığını bulan Ünüver: Elimizde henüz bildirmediğimiz zafiyet var

Mackowiak amacının bir hatayı yolsuzluk olarak göstermek olmadığını belirtti. Paylaşımın teyidine rağmen Trump bir sonraki gün Demokratlar’ın oy çaldığını ve tamamı Biden’a basılmış oy pusulalarının bulunduğunu açıkladı. Benzer bir üstü kapalı iddiayı Fox News kanalında William Bennett yaptı. Mackowiak’ın aksine Fletcher Twitter’da tekzip yayınlamadığı gibi iddialarına da devam etti. Hatta yakın zamanda üzerinde “Oy verdim” stickerının olduğu mezar taşları paylaştı.

 

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz