Etiket arşivi: Black Cube

Ava giden avlandı: Meta, 7 siber casusluk şirketini yasakladı

Facebook, Instagram ve WhatsApp’ın ana şirketi olan Meta, kendi platformlarının, yedi farklı siber casusluk şirketi tarafından içerisinde muhalifler, gazeteciler, aktivistler gibi çeşitli kişilere yönelik çevrimiçi saldırılar düzenlemek için kullanıldığını açıkladığı bir rapor yayımladı.

Meta, yaptığı açıklamayla birlikte yedi izleme şirketini platformlarından yasakladığını, gözetleme şirketlerinin oluşturduğu yüzlerce hesabın da askıya alındığını duyurdu.

Kaddafi’ye siber casusluk hizmeti veren firmalar topun ağzında

MUHALİFLER GAZETECİLER VE AKTİVİSTLER HEDEF ALINIYOR

Sosyal medya devi Meta, yayımladığı raporda, Facebook ve Instagram platformlarında izleme şirketleri tarafından hedeflerini gözlemlemek ve hedeflerini avlamak için açılan 1500 hesabın topluluk standartları ve hizmet şartlarını ihlal etmesi nedeniyle kapatıldığını duyurdu.

Söz konusu hesapların izleme şirketleri tarafından keşif yapmak, hedeflere ulaşmak, hedeflerini zararlı web sitelerine yönlendirmeye çalışmak, kimlik avı yoluyla bilgileri çalmak ve çeşitli güvenlik açıklarını kullanarak cihazları ele geçirmek için açıldığı belirtilirken, hesapları açan izleme şirketlerinin isimleri de paylaşıldı.

Tehdit engelleme direktörü David Agranovich ve siber casusluk soruşturmaları başkanı Mike Dvilyanski paylaştıkları blog yazısında, “Küresel gözetim endüstrisi, insanları internet üzerinden istihbarat toplamak, cihazlarını ve hesaplarını manipüle etmek ve tehlikeye atmak için hedef alıyor” dedi.

Yazıda, “Bu ‘paralı siber askerler’ genellikle hizmetlerinin yalnızca suçluları ve teröristleri hedef aldığını iddia etse de aylarca süren araştırmamız, hedef alınanlar arasında ayrım gözetilmediği ve gazetecileri, muhalifleri, otoriter rejimleri eleştirenleri, muhalefet ailelerini ve insan hakları aktivistlerini kapsadığı sonucuna vardı” açıklaması yapıldı.

ŞİRKETLERİN İSİMLERİ PAYLAŞILDI

Paylaşılan bilgilere göre Cobweb Technologies’in 200, Cognyte’in 100, Black Cube’ün 300, Bluehawk Cl’nin 100, BellTroX’un 400, Cytrox’un 300 hesap açtığı belirtilirken Çin merkezli bir şirketin de 100 hesap açtığı açıklandı. Söz konusu şirketler, Meta tarafından platformlarına yönelik hizmeti kesildi.

Meta’ya göre bu şirketler, dünya genelinde çeşitli müşterileri için 100’den fazla ülkede yaşayan binlerce kişiyi hedef aldı ve bilgi toplamaya çalıştı. Meta ayrıca, söz konusu izleme şirketleri tarafından hedef alındığını düşündüğü yaklaşık 50.000 kişiye uyarı mesajı yolladığını belirtti.

Meta güvenlik politikası başkanı Nathaniel Gleicher, yeni raporun sunumunda “İzleme ve takip endüstrisi bir şirketten çok daha büyük” dedi.

ENGELLENEN YEDİ ŞİRKETİN DÖRDÜ İSRAİLLİ 

Meta’nın yasakladığı şirketlerden CobWebs Technologies, Bluehawk CI, Cognyte ve Black Cube’in İsrail’de bulunması dikkat çekti.

Daha önce de İsrailli şirket NSO Group’un casus yazılımı Pegasus’un da WhatsApp üzerinden binlerce kişiyi hedef aldığı ortaya çıkmıştı. Facebook buna karşı yasal süreçleri başlatacağını açıklamıştı. Pegasus’un sahibi NSO Group’u ABD hükümeti kara listeye almış ve yabancı hükümetler adına bireyleri hedef almakla suçlamıştı.

ŞİRKETLERİN SABIKALARI KABARIK

Meta’nın açıkladığı şirketlerin önceki yıllarda da benzer operasyonlar yürüttüğü kamuoyunca biliniyordu. 

Raporda adı geçen şirketlerin birçoğu gizlilik skandallarına karıştı. Söz konusu şirketler arasında  İsrailli Black Cube isimli şirket, 2016 yılında Harvey Weinstein tarafından cinsel istismar mağdurlarını ve film patronu aleyhindeki iddiaları araştıran gazetecileri gözetlemek için tutulmuştu.

Meta’nın açıklamasıyla aynı gün Kuzey Makedonya merkezli diğer bir casus yazılım üreticisi şirketi Cytrox hakkında, bilgi ve iletişim teknolojileri, insan hakları ve küresel güvenlik konularında çalışan Toronto Üniversitesi’ne bağlı The Citizen Lab, şirketin NSO Group’un Pegasus casus yazılımına benzer şekilde telefonlara sızabildiği iddia edilen Predator adlı casus yazılımını detaylandırdığı bir rapor yayınladı.

Makedonya ve Etiyopya da siber casusluğa karışırsa?

Raporda, “Sürgündeki politikacı Ayman Nour ve kimliği belirsiz kalmak isteyen popüler bir haber programının sunucusu olan iki Mısırlı’nın Haziran 2021’de Cytrox’un Predator casus yazılımıyla saldırıya uğradığı” ifade edildi.

Citizen Lab araştırmacıları, casus yazılım firmalarının, ulusal ve uluslararası kurallar bu tür hizmetlere izin vermeyene kadar otokratik hükümetlerin ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceklerinin altını çizerken, “Uluslararası ve yerel düzenlemeler ve güvenceler olmadan gazeteciler, insan hakları savunucuları ve muhalefet grupları öngörülebilir gelecekte hacklenmeye devam edecek” dedi.

Rusya’nın sinyal krallığı ile İsrail’in siber casusluk şirketleri arasında Türk İHA’ları

Kıbrıs geçtiğimiz asırlarda olduğu gibi 21. yüzyılda da dünyanın en kadim medeniyetleri arasındaki coğrafi konumu gereği uluslararası istihbarat çekişmesinin önemli merkezlerinden biri olarak kalmaya devam edecek gibi gözüküyor.
Geçtiğimiz ay yaşanan iki gelişme Kıbrıs’ta istihbarat savaşlarının boyutunu gözler önüne seriyor.
16 aralık günü sadece Türkiye’nin son yıllarda büyük gelişme gösterdiği İnsansız Hava Aracı (İHA) endüstrisi için değil aynı Akdeniz’deki istihbarat savaşları için de önemli bir gündü çünkü 16 Aralık’ta KKTC’nin Geçitkale havalimanına Türkiye’de üretilen TB2 modeli ilk insansız hava aracı indi. Kıbrıs’taki yeni hava üssümüz olan ve İHA’ların konuşlandığı Geçitkale’nin doğuda İsrail’den batıda Girit adasına kadar olan bölgeyi kontrol etmesi hedefleniyor. Özellikle Rusya’nın Humeymim üssi ile Akdeniz’deki varlığını artırdığı bir dönemde Türkiye’nin ortaya koyduğu İHA hamlesi Libya mutabakatı ile birlikte düşünüldüğünde büyük önem arz ediyor. Rusya’nın ‘sinyal krallığı’ olarak da bilinen üs geçtiğimiz yaz bölgedeki hava trafiğini etkileyecek ölçüde güçlü sinyaller yaydığı haberi ile gündeme gelmişti. Humeymim üssünün Türk İHA’larını da gözetim altından tutacağından kimse kuşku duymuyor.

Anarchist Türk İHA’larını da izleyecek mi?

Kıbrıs’ın istihbari açıdan ne kadar önemli olduğunu gösteren bir başka haberi de biz eski NSA çalışan Edward Snowden’ın sızdırdığı gizli belgelerden edinmiştik. 2016’da ortaya çıkan 2010 tarihli belgelere göre İngiltere’nin Kıbrs’ta bulunan üssü sayesinde İngiliz sinyal istihbarat servisi GCHQ, bölgede faaliyet gösteren İsrail drone’larını “Anarchist” operasyonuyla izlemeye almış ve bilgileri NSA ile paylaşmış. Kıbrıs’ın Trodos dağlarında yer alan ve Doğu Akdeniz havzasından sorumlu olan İngiliz hava üssünün silahlı insansız hava araçlarına müdahalede bulunduğu da belgelerde yer alan bilgiler arasında.

Siber casus şirketleri cirit atıyor

Tal Dilian

Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan bir başka haber Ada’nın sadece sinyal isthbaratı açısından değil siber casusuluk açısından da kadar ısındığını gösteriyor. İsrail askeri istihbaratında üst düzey görev yapmış Tal Dilian’ın CEO’su olduğu casus yazılım şirketi WiSpear’in 3 elemanı hukuk dışı gözetim operasyonları gerçekleştirdikleri gerekçesiyle tutuklandı. Dilian’ın şirketi fiyatı 5 ila 9 milyon dolar arasında değişen ‘dört ayaklı siber casuslar’ üretip satıyordu. Diğer bir deyişle Dilian ‘van’ adı verilen araçları teknolojik donanımlar sağlayarak 500 metre menzilinde bulunan dijital cihazları hackleyip WhatsApp mesajlarından adres defterine kadar bilgilerini çalabiliyor.

İsrailli istihbaratçı muhtemelen şimdi pişman olduğu bu habere konu olmuş.

NSO’nun da Güney Kıbrıs’ta müşterileri var

İsrail, istihbarat ve siber deyince NSO’yu anmadan geçmek olur mu? WhatsApp üzerinden telefonlara sızarak her türlü bilgiye erişim sağlayan casus yazılım Pegasus’u geliştiren NSO geçtiğimiz günlerde Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın suikastındaki rolü nedeniyle gündeme gelmişti. Kıbrıs ile ne ilgisi var derseniz? Mart ayında Kıbrıslı Rum bir avukat olan Christiana Markou NSO’nun Pegasus’u sattığı iki Kıbrıslı şirketin mağdur ettiği kişilerin haklarını savunmak için NSO’ya dava açmıştı. Davanın ardından Markou’nun başına gelenler daha da enteresan. İnsan hakları konusunda uzmanlaşan avukat bir üniversitede ders vermesi için Londra’dan bir davet alır. Dersi Skype üzerinden vermek istese de karşı taraf bizzat tanışmak istediklerini söyler. Londra’daki görüşmede konu birden NSO davalarına gelir, Markou şüphelendiği için doğru cevaplar vermez ve ilk uçakla ülkesine geri döner. Daha sonra çıkan haberler ortaya koyuyor ki, NSO’nun başına dert açanların peşine İsrailli eski istihbaratçıların kurduğu Black Cube şirketi takılıyor.
İsrailli casus yazılım şirketlerinin Ada’yı mesken tutmasının nedenlerinden bir tanesi Güney Kıbrıs’ın sağladığı bazı vergi avantajları. Bu avantajlar sayesinde GKRY tarafında kurulan şirketler özellikle Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine siber silah ihraç edip siber casusuluk hizmeti verebiliyor.
Rum tarafındaki bu hareketlilik Ada’nın güney tarafından bu kadar etkin olan İsrailli siber güvenlik şirketleri acaba Kuzey’de ne kadar faaller? Resmi olarak olmasa bile gayri resmi ilişkileri konusunda bir çalışma yapılmış mıdır? gibi soruları akla getiriyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İsrail’in gizemli NSO şirketini araştıranların peşine ‘Özel Mossad’ düştü

ABD’li teknoloji dergisi Fast Company, İsrail’in gizemli siber şirketi NSO Group’u araştıranların peşine, taciz iddiaları ile gündeme gelen ABD’li film yapımcısı Harvey Weinstein’a destek veren Black Cube’ün takıldığını iddia etti.

Aynı konuda haber yayınlayan İsrail’in Kanal 12 adlı televizyonu, Tel Aviv merkezli tartışmalı istihbarat şirketi Black Cube’un İsrailli siber silah firması NSO Group’u araştıran araştırmacıları, avukatları ve bir gazeteciyi incelemek üzere gizli ajanlarını seferber ettiğini bildirdi. Associated Press haber ajansı da bu casuslarun Kuzey Amerika ve Avrupa’da NSO Group aleyhine devam eden davalarla bağlantılı en az altı kişiyi hedef aldığını yazdı.

GİZLİ KAMERA GÖRÜNTÜLERİ SIZDI

Kanal 12’nin verdiği haberde, NSO’nun casuslarla gerçekleştirdiği iki kritik toplantısının gizli kamera görüntüleri yer aldı. TV haberi, şirkete karşı “karalama kampanyası” yapıldığını iddia ederek NSO aleyhindeki davaları eleştirdi.

İsrail’in Herzliya şehri merkezli NSO Group; muhalifleri, avukatları, gazetecileri ve diğer muhalifleri gözetlemek üzere birçok hükümet tarafından kullanılan gizli bir siber silah üretiyor. Aralık 2018’de NSO’ya açılan davalardan birinde şirketin ‘bir kişinin cep telefonundaki her şeyi silme yeteneği’ne sahip olan karmaşık bir hackleme aracının öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı izlemek için kullanıldığına ilişkin suçlamalar yer alıyordu.

Büyük kısmı Amerikan özel hisse senedi şirketi Francisco Partners’a ait olan NSO, satışlarının yasal olduğunu ve teknolojisinin terörle ve suçla mücadelede kullanılmak için tasarlandığını ileri sürüyor.

BLACK CUBE: ÖZEL MOSSAD

Merkezi Tel Aviv ve Londra’da bulunan Black Cube ise NSO‘nun “karmaşık iş ve davalara yönelik özel çözümler” sunma konusunda uzman, İsrail’in seçkin istihbarat birimlerinde görev yapmış kıdemli kişilerden oluştuğunu iddia ediyor. Kendilerini ‘Özel Mossad’ olarak tanımlayan şirket, istihbarat toplamak için sahte kimlik tasarlamak gibi taktikler kullanıyor. Film yapımcısı Harvey Weinstein’ı cinsel suiistimal ile suçlayan kadınlara yaklaşmak ve eski ABD Başkanı Barack Obama’nın ulusal güvenlik görevlilerini sorgulamak da kullandıkları yöntemler arasında.

Black Cube bağlantılı bir casus, geçen ay bir siber güvenlik araştırmacısı olan John Scott-Railton’ı New York’taki lüks bir öğle yemeğinde tuzağa düşürmeye çalışmıştı. Scott-Railton, NSO’nun casus yazılımlarıyla ilgili araştırmaları medyada ve şirket aleyhine açılan davalarda örnek gösterilen Toronto Üniversitesi’ne bağlı araştırma kuruluşu Citizen Lab’da çalışıyor.

Gizemli kişinin kimliği daha sonra New York Times ve Kanal 12 tarafından, daha önceden Black Cube ile bağlantısı olan emekli bir İsrailli güvenlik sorumlusu Aharon Almog-Assoulin olarak deşifre edildi. “Gary Bowman” ismini kullanan bir başka bilinmeyen ajan, Aralık ayında bir Citizen Lab araştırmacısını hedef almıştı.

AP’den Raphael Satter, operasyonun dört yeni hedefinin yakın zamanda AP’ye ulaşıp yardım istediğini bildirdi. Hedeflerden üçü, siber silah firmasının casus yazılımını, insan hakları ihlalleri konusunda sabıkalı olan hükümetlere sattığını iddia eden davalar üzerinde çalışan avukatlar. Dördüncü kişi ise devam etmekte olan dava üzerinde çalışan Londra merkezli bir gazeteci.

Satter, “İkisi (gazeteci ve Kıbrıs merkezli bir avukat), gizli görevlilerle görüşmeyi  gizlice kaydediyorlardı. Bunların görüntüleri, AP’nin bu haberi yayınlamaya hazırlandığı sırada İsrail televizyonunda yayınlandı. Hedefteki altı kişinin tamamı, casusların onları itibarsızlaştırmak için yürütülen koordineli bir çabanın parçası olduğuna inandıklarını söyledi.” şeklinde konuşuyor.

Black Cube, Fast Company’den gelen sorulara cevap vermedi. Ancak Kanal 12 ve AP’nin haberleri, istihbarat şirketinin NSO odaklı operasyondaki rolüne ve yalnızca istihbarat toplanmasına değil provokasyona dayanan ve gittikçe büyüyen bir casusluk endüstrisine daha fazla ışık tutuyor gibi görünüyor.

NSO’dan CEVAP: BUNLAR BOŞ PR İŞLERİ

NSO’nun büyük kısmına sahip olan San Francisco merkezli özel sermaye şirketi Fancisco Partners’ın sözcüsü, Fast Company’ye gönderdiği bir e-postada şunları kaydetti: “Bu davalar, NSO’nun dünya çapında istihbarat teşkilatlarına suç ve terörle mücadelede yardımcı olmaya yönelik çalışmalarına karşı sürdürülen boş bir PR numarasından başka bir şey değil.”

İsrail televizyonu Kanal 12, davalardan birinin kısmen Katar hükümeti tarafından finanse edildiğini iddia etti. TV kanalına göre hedefteki gazeteci Eyad Hamid, bir Black Cube ajanına NSO Group’a yönelik sürdürülen soruşturmanın kısmen, Hizbullah için casusluk yapan ve şimdilerde Katar Emirliği’ne tavsiyelerde bulunan eski bir Knesset (İsrail Meclisi) üyesi Azmi Bishara tarafından desteklendiğini söyledi.

Londra merkezli gazeteci Hamid, Katar’ın çıkarlarına yönelik direktif aldığına ilişkin iddiaları reddetti. Gazeteci, Fast Company’ye Black Cube’ün kendisini doktora çalışması ve Suriye etnik kökeni itibariyle hedef aldığını ileri sürdü. NSO Group hakkında geçen eylül ayında yazdığı bir haberin ardından, kendisini Mertens-Giraud Partners (MNG) adlı Brüksel merkezli bir varlık yönetimi şirketinin temsilcisi olarak gösteren bir kişi, Hamid’i şirketin sunduğu bir bursla ilgili görüşme bahanesiyle Londra’daki bir otele çekti. Hamid’in adamın daha ziyade haberi yazarken nasıl istihbarat topladığı ve arkasında Katar’ın olup olmadığıyla ilgilendiğini fark etmesi uzun sürmedi.

Hamid, telefon görüşmesinde şunları kaydetti: “Olayın o yönde geliştiğini anlayınca, adamdan çok şüphelendim. Arkasında daha büyük bir şey olduğunu bilmiyordum. Ancak bu tür sorular sorulduğunda, güvenli alanda kalmaya çalışıyorsunuz, bu yüzden makaledeki bilgilere dayanarak soruları cevapladım”

NSO ile bağlantılı kuruluşlara dava açan Kıbrıslı avukat Christiana Markou da Black Cube için çalışan bir kişi tarafından gizlice videoya kaydedildi. Yorumlarının birçoğunun manipüle edildiğini, videoda  söylediği sözlerin ‘NSO Grubu için hiçbir sorumluluk olmayacağı’ şeklinde lanse edildiğini gerçekte ise casusa söylediğinin NSO Grubuna bağlı iki Kıbrıslı şirketi de içeren davada casus yazılım şirketinin doğrudan sorumluluğunun bulunmayacağı olduğunu kaydetti.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

İsrail istihbarat örgütleri ve siber güvenlik şirketleri: İstanbul, Hollywood, Nijerya

İsrail istihbarat örgütleri ile yakın ilişkisi olan şirketler son dönemde dikkatlerin odağına yerleşmiş durumda. Çeşitli kaynaklara göre 2018, bu tür istihbarat ve gözetleme şirketleri için oldukça ilginç bir yıl oldu. Haberlerde sık sık karşımıza çıkan söz konusu firmaların bu durumdan hoşnut oldukları ise şüpheli.

www.calcalistech.com sitesi, bu şirketlerin dördünü okuyucularına tanıttı: Black Cube, Psy-Group, NSO Group ve Fifth Dimension. Bu şirketlerin yetkilileri, çalışanları ve danışmanları kanalıyla İsrail Ordusu istihbarat birimleri ile Mossad ve Shin Bet gibi ülkenin ulusal istihbarat ajansları ile sıkı ilişkileri bulunuyor.

Meir Dagan

2010’da kurulan Black Cube kendisini, tartışmalı işletmelere eski İsrailli ajanların uzmanlığını sunan bir hizmet şirketi olarak tanıtıyor. Şirketin, sayısı 100’den fazla olan çalışanlarının çoğunu Mossad ya da İsrail iç istihbarat örgütü Shin Bet ile İsrail Ordusu istihbarat birimlerinde görev yapan eski kıdemli çalışanlar oluşturuyor. Şirket, eski Mossad Direktörü Meir Dagan’ı onursal başkanı olarak tanıtıyor. Birçok kaynağa göre Dagan, Black Cube’e en erken dönemlerinden itibaren yoğun olarak dahil olmuş bir isim.

Weinstein Skandalı ile Dikkatleri Çekti

Şirketin ilk olarak dikkatleri üstüne çekmesi, 2017 sonlarında The New Yorker’da çıkan bir haberle birlikte olmuştu. Haberde Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein’ın kendisini cinsel istismarla suçlayan kadınları gizlice dinlemek ve takip etmek için Black Cube’dan hizmet aldığı iddia ediliyordu. Weinstein skandalından sonra şirket 2018 başında bir kez daha dikkatleri üzerinde topladı.

Bu kez, Facebook’u büyük çaplı veri ihlali ile suçlayan Cambridge Analytica muhbiri Christopher Wylie‘nin, 2015 yılında Nijerya Başkanını takip etmek üzere özel istihbarat şirketinden hizmet aldığı iddia ediliyordu. Wylie daha sonra bu durumu inkar etmişti. Bugüne kadar, Black Cube Obama yönetimi çalışanları, eski bir Kanadalı hakim ile Macar asıllı Amerikalı George Soros ile bağlantılı bir takım STK’ları takip etmekle ilişkilendirildi. Şirket, son olarak, eski Mossad Başkanı Efraim Halevy’yi danışma kuruluna soktu.

Artık var olmayan İsrail istihbarat şirketi Psy-Group ise Trump’ın başkanlık kampanyası ile bağlantılı olduğu şüphesi ile manşetlere taşınmıştı. Hatta birçok çalışanının Özel Savcı Robert Muller tarafından sorgulandığı iddia edilmişti.

Siyasilere ‘Sahte Haber’ Yardımı

Kıbrıs ve Virgin Adaları’nda kayıtlı birkaç şirket tarafından İsrail’de 2014 yılında Invop Ltd. ismiyle kurulan Psy-Group Avustralyalı medya uzmanı Joel Zamel tarafından yönetiliyordu ve aynı şekilde çalışanları ve yöneticileri kanalıyla İsrail istihbaratı ile bağlantısı olduğu iddia ediliyordu. Psy-Group’un eski CEO’su Royi Burstien, İsrail Ordusu’nda görev yapan eski bir yarbay. Burstien, şirket kurulmadan önce de İsrail hükümeti altında operasyon yürüten bir istihbarat biriminin başındaydı. İsrail ve Kanada’daki mahkeme dosyalarına göre, kendisini İşletme İstihbarat Şirketi olarak tanımlayan Psy-Group’un hedef kitlesini etkilemek ve onlarla etkileşime girmek için yarattığı sahte ‘sosyal avatarlar’la operasyon yaptığı ve müşterilerinin yararına olacak haberleri dolaşıma soktuğu iddia ediliyor.

Şubat ayında Psy-Group, ‘Başarısızlığı kanıtlanmış iki kritik ticari teşebbüs, şirketi meteliksiz bıraktı” diyerek bütün çalışanlarını işten çıkardı. 2017’de Psy-Group’un bazı eski çalışanları politikacılara ve çeşitli markalara kendilerini sahte ve yalan haberlere karşı savunmaları konusunda yardım etmeyi vaat eden Cyabra Strategy adlı şirketi kurdular.

Geçtiğimiz hafta Edward Snowden, İsrailli NSO Group tarafından geliştirilen bir casus yazılımın İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’na girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve öldürüldüğü düşünülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı önceki dönemde izlemek için Suudi ajanlar tarafından kullanıldığını iddia etmişti.

NSO, Pegasus, Truva Atı

2009’da kurulan NSO, akıllı telefonlardan ve diğer cihazlardan istihbarat toplamak için tasarlanan çeşitli siber saldırı araçları geliştiriyor ve bunların satışını yapıyor. Firmanın amiral ürünü Pegasus adlı, insan haklarının ihlal edildiği birçok olayla arasında bağlantı kurulan bir Truva atı yazılımı. Şirket ilk kuruluş yıllarında eski İsrailli General Avigdo (Yanush) Ben-Gal tarafından yönetilmişti.

Yaklaşık iki yıldır NSO’nun operasyonları, Toronto Üniversitesi bünyesinde dijital ve insan hakları araştırma grubu olarak faaliyet gösteren Citizen Lab tarafından takip ediliyor. Eylül ayında yayınlanan ve NSO’ya dair bu zamana kadar yapılmış en geniş kapsamlı rapora göre Pegasus’un 45 ülkedeki gözetleme ve takip faaliyetlerinde kullanıldığından şüpheleniliyor.

2014’te kurulan Fifth Dimension ise İsrail ordusu ve istihbaratından stratejistler tarafından kurulmuş. Fifth Dimension, sıradışı davranışlar ile şüpheli suç ve terör faaliyetlerini tespit edecek yapay zeka üzerine odaklanıyor. Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Doron Cohen, eski bir kıdemli Mossad yöneticisi. Şirketin çalışanlarını eski istihbarat ve savunma elemanları oluşturuyor.