Siber güvenliğin ulusal güvenlik ile olan ilişkisinin her geçen gün daha yoğun hale geldiği bir dünyada, Türkiye’den çıkarak global pazarda başarılarını kanıtlayan siber güvenlik şirketleri ile devlet kurumları arasında kurulan yapıcı iş birliği güçlenerek devam ediyor.
Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde 2017 yılında kurulan Siber Güvenlik Kümelenmesi böyle bir çabanın başarılı bir örneği. Türkiye’deki siber güvenlik ekosisteminde eş güdüm ve iş birliğini artırmak amacıyla kurulan Kümelenme’nin, Şubat ayında yaptığı yıllık değerlendirme toplantısında Türkiye’yi dünyada temsil eden siber güvenlik şirketlerinden Picus, Trapmine ve Usishi’ye ‘Sektörün Parlayan Yıldızları’ ödülü verildi.
Atak Simülasyonu alanında geliştirdiği ürünle birçok ülkeye satış yapmayı başaran Picus’un kurucularından Dr. Süleyman Özarslan, ödülün Picus’un küresel arenada gösterdiği başarının bir sonucu olduğunu söyledi: “Ödülün önemli sebeplerinden bir tanesi global bir firma haline gelmiş olmamız. Gartner raporunda Atak Simülasyonu alanında Picus’un olgun bir ürün olduğu belirtiliyor. Şirketimiz henüz Atak Simülasyonu alanı tanımlanmadan önce bu alanda bir ürün geliştirdi.”
“Kümelenme, zirve öncesinde çalışmalarını çok ciddi bir şekilde tamamlamış. Beklentimin de ötesinde bir hazırlıkla karşılaştım. Savunma Sanayii Başkanı sayın Prof. Dr. İsmail Demir ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı sayın Dr. Ali Taha Koç’un zirveye katılmaları konunun stratejik seviyede ele alındığını gösteriyor.” diyen Özarslan, etkinlikte global bir firma yaratma ve marka oluşturma konularında Picus’un tecrübesini aktardığını belirtti.
Siber Güvenlik Kümelenmesi’ne üye 99 paydaşın bir araya getirildiği zirveye köklü firmaların yanı sıra sektöre yeni girmiş firmaların da katılması oluşumun kapsayıcı karakterini ortaya koyan bir durum olarak değerlendirildi. 120 katılımcının iştirak ettiği zirvenin ilk gününde yıllık değerlendirme yapılırken, vizyon sunumu ile birlikte ihracat rakamları paylaşıldı.
Ödül alan bir başka şirket Trapmine’ın kurucusu ve CEO’su Celil Ünüver de Siber Bülten’e verdiği röportajda Trapmine’ın Estonya merkezli bir şirket olduğuna dikkat çekerek, Kümelenmenin ‘kapsayıcı stratejisinin’ bir göstergesi olarak Türkiye’den çıkmış güvenlik şirketlerinin de yapı bünyesine dahil olabildiğini söyledi.
Bir ürünün kendi ülkesinde güçlü olması, global pazarda elini çok güçlendiriyor.
Ünüver, Kümelenme’nin üretici konumundaki firmaların sorunlarına çözüm üretebilecek bir yol haritası üzerinde çalıştığını söyledi. Şartnamelerdeki bazı sıkıntıların yerli şirketler lehine olması için aksiyon alındığına dikkat çeken Ünüver, Türkiye’de geliştirilen siber güvenlik ürünlerinin Devlet Malzeme Ofisi’ne girmesine yönelik kolaylıklar yapıldığını açıkladı.
Türkiye’de geliştirilen siber güvenlik ürünlerinin devlet kurumlarında tercih edilmesinde bazı zorluklar bulunduğunun altını çizen Süleyman Özarslan da, kurumların yerli güvenlik ürünlerine olan güveninin artırılması için test ve sertifikasyon süreçlerinin hayata geçirilmesinin zirvede konuşulan konular arasında olduğunu belirtti. Özarslan, Picus’un Türkiye’deki kurumlarda kullanılmasında global bir firma olmasının da belirleyici bir faktör olduğuna dikkat çekerek “Yerli ürün kullanılmayan kurumlarda bile Picus’un memnuniyetle kullanıldığını görüyoruz. Bu bizim için gurur verici.” dedi.
Kümelenme’nin bundan sonraki dönemdeki çalışmaları hakkında fikirleri sorulan Trapmine CEO’su Celil Ünüver, oluşumun siber güvenlik alanında serpilmeye çalışan girişimlerin ihracat yapabilmesi için kolaylaştırıcı bir rol oynayabileceğini vurguladı. Yurtdışındaki yabancı temsilciliklerimizde bulunan ticaret ataşelerinin bu konuda etkin olabileceğinin altını çizen Ünüver: “Benzer şekilde dünyadaki yatırım fonlarında farkındalık çalışmaları yapılabilir. Özellikle savunma sanayinde iş birliği içerisinde olduğumuz Azerbaycan ve Pakistan gibi dost ve müttefik ülkelere siber güvenlik şirketlerinin açılmasına ön ayak olunabilir.” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev alan Özarslan, yerli ürünlerin kendi ülkelerinde gösterdikleri başarının yurt dışı satışlarındaki başarıyı ve güveni artıran bir faktör olduğunu da sözlerine ekledi. Özarslan, ülkemizdeki kurumların yerli ürünleri satın almasında ürünün daha önce farklı kurumlarda kullanılarak kendini kanıtlamış olması ve kurumsal devamlılığını gösterebilmesi gibi handikaplar bulunduğunun altını çizdi. Özarslan ayrıca, yerli siber güvenlik ürünlerinin global firmalarla rekabet edebilmesi için sürekli inovasyon yaparak kendilerini geliştirmeleri gerektiğini vurguladı.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz