Dünyada siber güvenlik ile ilgili yayın yapan medya kuruluşlarının sayısı giderek artıyor. Buna rağmen Türkiye’de siber güvenlik özelinde yayın yapan kuruluşların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yayın hayatına 2018 yılında başlayan Arka Kapı dergisi de bu nadide yayınlardan biri.
Arka Kapı’nın editörü Şahin Solmaz ile bugüne kadarki yayın sürecini, derginin hedeflerini ve gelecek planlarını bir yazılı röportaj ile konuştuk.
Kolay Erişim
Siber güvenlik alanında yayın hayatına başlayalı 2 seneyi aşkın bir zaman oldu. Geçmişe dönüp baktığınızda yola çıktığınızda ne hedeflemiştiniz, bugün bulunduğunuz noktada bu hedeflerin ne kadarını gerçekleştirebildiniz?
-Karanlığa söveceğine bir mum da sen yak!- felsefesi ile çıktığımız bu yolda başlıca gayemiz, hacker kültürünü yaşatmak ve yaygınlaştırmaktı ki bu hedefimizi karınca kararınca gerçekleştirebildiğimizi düşünüyoruz.
İkinci hedefimiz, Türkiye’de ürettiğimiz bu değeri tüm dünya ile buluşturmaktı. Bildiğiniz üzere Arka Kapı Dergi henüz 1 yaşını doldurmadan, Arka Kapı MAG adı ile İngilizce ve dijital bir dergi vasıtasıyla ülkemizde üretilen bu değer, tüm dünya ile buluşmuş oldu!
Hedef kitlemiz ve marka bilinirliği ile ilgili hedefimiz ise, Türkiye’de, bu sektörle meşgul olan hemen hemen herkese ulaşmaktı: Öğretmenlerden öğrencilere, hizmet verenlerden hizmet alanlara yani yediden yetmişe hemen herkese ulaşmaktı. Aldığımız geri bildirimlerle görüyoruz ki her geçen gün bu hedefimize bir adım daha yaklaşıyoruz.
Paylaşmadan geçemeyeceğimiz bir husus daha var, yazarlarımız! Onlara ne kadar teşekkür etsek az. En başından beri arzumuz, her ne kadar emeklerinin karşılığı olmasa da hem bir teşekkür hem de teşvik olarak mümkün olduğunca telif bedelleri ödemek ve çam sakızı çoban armağanı hediyeler takdim etmekti. Bu hedefimize henüz tam olarak ulaşamamış olsak da çok şükür başladık ve bu doğrultuda ilerliyoruz.
Basılı yayın online mecralara göre daha zor ve maliyetli bir uğraş. Neden basılı bir dergi?
Doğru ama aynı zamanda basılı bir derginin, kitabın yeri de ayrı. İleride herhangi bir sebepten dolayı tamamen dijital dergiye odaklanacak olsak dahi derginin en azından hatıra olarak kalması için ya da dijital dergiyi okuyamayacak olan okurlarımız için birkaç adet de olsa yine basılı kopyalarının olması isteriz. Cezaevlerinden gelen okur mektupları aslında bu sorunun en büyük cevabı. Keza bazı sağlık problemleri nedeniyle dijital olarak yazılı ürünleri tüketmekte güçlük çekenler de var.
Bu zamana kadar ne gibi zorluklar yaşadınız?
Gönüllülük esaslı çıktığımız bu maceranın ilk adımında basılı bir dergi çıkartmak için gerekli koşulların sağlanmasında bir zorluk yaşamıştık. Bu noktada Abaküs Kitap ile bir ortaklık gerçekleştirerek aşmıştık bu sorunu. Kendilerine buradan tekrar teşekkür ederiz.
Yola çıktığımız ilk gün, daha dün gibi aklımızda ama gelin görün ki üzerinden koca iki buçuk yıl geçmiş ve her geçen gün daha fazla kişiye ulaşmanın kıvancını yaşıyoruz. Mesela, bugün tüm dünyanın gündemine oturmuş olan Corona Virüsü malumunuz. Herkes gibi biz de etkilendik bu durumdan. Hatta bundan dolayı önümüzdeki günlerde yayımlanacak olan, 11. sayıyı sadece dijital olarak çıkartacağız ama bu süreçte biz de naçizane üstümüze düşeni yaptık; kıymetli okurlarımız için bir kampanya başlattık, derginin tüm sayılarını 1 ay boyunca halka açtık.
Derginiz iki ayda bir yayımlanıyor. Ne kadar basılıyor? Hangi dağıtım kanallarını kullanıyorsunuz?
Açıkçası bu döneme göre değişiyor, örneğin, yaz döneminde basılı dergi çok tercih edilmediği için diğer dönemlere göre daha az basılırken en yoğun dönemlerin de yılın son dönemi ve yeni yılın ilk dönemi olduğunu söyleyebiliriz.
Bu zamana kadar ‘Arka Kapı Dergisi Türkiye’de şunu başarmıştır’ diyebileceğiniz bir olgu var mı?
Dergimiz, akademisyenlerden öğrencilere, özel sektörden kamuya kadar ülkemizde sektörle ilgili her kesime ulaşmış ve onlara bir şekilde dokunmuş oldu.
Bankalardan, kolluk kuvvetlerinden, STK’lardan, özel şirketlerden gelen abonelik talepleri, sektörün önde gelenleri ile yaptığımız onlarca etkinlik, üniversitelerde ve kamu kurumlarında verdiğimiz onlarca eğitim – seminer, yine üniversitelere gönderdiğimiz yüzlerce dergi, sektöre kazandırdığımız yeni oyuncular, hatta yeni yazarlar, genç dostlarımıza mentorluk desteği, +150’nin üzerinde dolu dolu teknik ve teknik dışı makale ile hacker kültürünü savunmuş ve bir nebze de olsa göğüslemiş olmanın haklı kıvancını yaşıyor ve bu kıvancı başta yazarlarımız olmak üzere tüm sevenlerimizle paylaşıyoruz.
Bizleri mutlu eden en önemli hususlardan bir diğeri de geçen yıl dergimizin Türkiye’deki 100 büyük kütüphanede yer alması olmuştu. Kim bilir belki bir gün bir kütüphane de biz açarız. 🙂
Bu söyleşiye özel bir haber paylaşalım; dergimizin 11. sayısını da yukarıda bahsettiğimiz kampanyaya dahil edeceğiz yani 11. sayı da belirli bir süreliğine halka açık olarak yayımlanacak! Öte yandan sevgili takipçilerimiz önümüzdeki günlerde paylaşacağımız sürprizlere de hazır olsunlar! 🙂
Yaptığımız bu söyleşi için tüm Siber Bülten ailesine de can-ı gönülden teşekkür ederiz!
Bilgi güçtür. Güç, yüreği adalet ve iyilikle çarpanlarla olsun!
Hepimizin dergisinden sevgiler.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz