Evet, başlığı yanlış okumadınız. Teknofest 2019’un en güzel yanı, oradan ayrılmamız ve eve dönüş yolculuğumuz oldu. Neden mi?
Festival alanından ayrılırken kızımın aklının orada kaldığını yüzünden okuyabiliyordum. “Bir dahaki ne zaman olur, baba?” sorusunun arka planındaki merakı da anlayabiliyordum.
Festival organizasyonunun tişörtü aldığım için mutlu olan ve dahası eve gelince hemen paketini açıp onu giyen kızımın gözlerindeki heyecan, beni de heyecanlandırmıştı. Üstüne döktüğü küçük bir kırıntı, o içerisinde farklı manalar içeren tişörtü kirletti diye de sinirlendi.
Unutmadan ekleyeyim, kızım kendi okuluna da çok kızgın!
Teknofest alanında çeşitli okuldan öğrenciler hazırladığı projeleri gezdik. Bir öğrencinin yaptığı projenin amacı çok ilginç ve yararlıydı: Bir kamera ile okul etrafındaki insanların yüzlerinin tanınması ve eğer çeşitli suçlardan ceza almış insanlar okul etrafından geziniyorsa bunu yönetime ve polise haber vermek. Dahası bu kamerayı, hareketli bir robot üzerine koymayı planlıyordu genç öğrenci. Yüz okumaya ilişkin tartışmalardan biraz uzak gibi duruyordu ama projesini övmeme engel olmadı.
Ayrıca festival alanında tünellerin içindeki ışıklandırmaların sensör aracılığıyla açılıp kapanması, topraksız tarım gibi bir-iki proje çalışması daha aklımızda kalanlardan.
Kolay Erişim
NEDEN BİZİM PROJEMİZ YOK?
Kızım ise Teknofest’e okul olarak proje sunmadıklarından dolayı dertlendi. Bir proje geliştirip gelecek sene festival alanında olmayı şimdiden kafasına koymuş durumda. Hatta bir proje üzerinde çoktan düşünmeye başladı bile.
İşte bu yüzden Teknofest’in geri dönüşü çok güzeldi. Kızımda yarattığı heyecan, hafızasında bıraktığı izler nedeniyle Teknofest çok güzel bir etkinlikti.
Sanırım, Teknofest’in düzenleyicilerinden Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın hedeflerinden biri de bu olmalı.
SAVAŞ UÇAKLARI, İHA’LAR ve HELİKOPTERLER
Teknofest’in en göze çarpan tarafı savaş oyuncaklarıydı. Atatürk Havalimanına yaklaştığımızda sanki gök parçalanıyormuş gibi bir ses geldiğinde bunun SOLOTÜRK ekibi olduğunu anlamamız uzun sürmedi. Havada bir kuş gibi süzülüp insanları hayrette bıraktılar. Alçaktan uçarken katılımcıların yüreklerinin ağızlarına geldiği ve ne kadar heyecanlandıkları dışardan görülebiliyordu. SOLOTÜRK ekibinin gösterisinin ardından Bayraktar’ın geliştirdiği taarruz İHA’sını da görme fırsatımız oldu.
Bunların dışnda festival alanında A400 M uçağı, C160 askeri nakil uçağı, Türk Kara Kuvvetlerinin CH-47 ve Sikorsky helikopterleriyle F4 2020 savaş uçağı, KT1 ve T38 eğitim uçaklarının yanı sıra Sahil Güvenlik CN-235 MSA uçağı ile jandarma ve polis helikopterlerini de vardı.
İnsanların zırhlı araçlara gösterdiği ilgi ise görmeye değerdi. İçeriye girmek için dakikalarca sıra beklemeyi göze almışlardı. Direksiyon koltuğuna geçen ise “dünya fatihi” gibi poz veriyordu.
Rüzgar Tünelindeki kuyruğun ise sonunu göremedim. Git gide uzayan bir insan kalabalığı vardı.
2 MİLYONA YAKIN ZİYARETÇİ
İnsan kalabalığı demişken, festivale son gün gitme fırsatımız oldu. Sabah erkenden kalkıp yola çıkmanın yararını, eve dönüş yolunda gördüm. Beylikdüzü civarında oturan biri olarak, Atatürk Havalimanına gidişin her yönden kilitlenmesi ve trafik sıkışıklığının Küçükçekmece civarına kadar uzaması yoğun ilginin göstergesiydi. Bayraktar’ın açıklamasına göre festivali 1 milyon 700 bin civarında kişi ziyaret etti.
Festival alanındaki organizasyon da başarılıydı. Hangi bölümde neler olduğu net bir şekilde anlaşılıyordu. Festival alanına doğru ilerlerken belli başlı yerlerdeki görevlilerin yönlendirmesi çok yararlı oldu. Festival alanında yiyecek ve su alım yerlerinin olması da festivalin ince ayrıntılarına kadar düşünüldüğünü gösteriyordu.
T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bayraktar, gelecek seneki festivalin nerede ve ne zaman olacağına dair bir bilgi vermedi. Ama kızımla birlikte yüzlerce gencin o festivali iple çektiğine inancım tam.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz