Baltıkların yüz ölçümü ve nüfus yoğunluğu açısından en büyük ülkelerinden biri olan Litvanya’nın başkenti Vilnius’a NATO Enerji Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi’nde (NATO ENSEC COE- Energy Security Center of Excellence) misafir araştırmacı olarak çalışmak için yerleşeli yaklaşık üç hafta oldu. İstanbul’dan gelen bir “misafir” olarak, soğuk havaya, “tenha” cadde ve sokaklara alışmak epey zaman alıyor. Soğuk havanın getirdiği olumsuzlukların yanı sıra, oldukça profesyonel bir basketbol anlayışı ve henüz keşfedemediğim birçok doğal güzellik var. Bunun yanında, “dondurucu soğuğu” ile meşhur olan Litvanya’da siber güvenlik çalışmaları da bir o kadar dikkat çekici.
“Baltıklarda Dijitalleşme Serüveni”
Deneyimlediğim kadarıyla, ülkedeki en gelişmiş altyapılardan biri (özellikle Bankacılık ve servis sektörlerine kıyasla) hem hızı hem de kapsama alanı itibari ile “internet” ve dijital dünya. Bunun yanı sıra, ülkenin genç nüfusunda bilişim teknolojilerine karşı da yoğun bir ilgi söz konusu. Hal böyle olunca da bilgi güvenliği ve siber güvenlik konuları oldukça ön plana çıkmış durumda. Her ne kadar siber güvenlik dendiğinde, akla ilk gelen ülke, Baltıkların diğer incisi Estonya olsa da Litvanya’da da bu alandaki çalışmalar da göz ardı edilemeyecek seviyede.
Kritik Altyapılar için siber güvenlik endişesi
Rusya Federasyonu ile “çetrefilli” ve gelgitli ilişkileri olan Baltık ülkeleri için jeopolitik ve etnik tansiyonların yanında bir diğer hassas konu da “enerji ve kritik altyapı güvenliği”. Özellikle, ülkenin tamamında büyük bir krize sebep olmuş 2007’deki Estonya saldırıları ve Ukrayna’yı tam da yılbaşında bir anda karanlığa gömen siber saldırıların ardından, her iki ülke de kritik altyapıların siber güvenliği konusuna büyük bir önem veriyor. Bu çerçevede, çalıştığım merkez olan ENSEC COE’nin ana çalışma konularından biri enerji güvenliğinin jeopolitik ve askeri anlamlarının yanı sıra, “enerji sektöründe siber güvenlik” olarak öne çıkıyor.
İşbirliği ve kapasiteyi arttırmak
Siber terörün geleceği ve enerji altyapılar üzerindeki olası etkisi, siber risk ve tehdit değerlendirmeleri, petrol ve boru hatlarına yönelik siber tehditler gibi konuları çalışma alanları arasına katan Merkez, bu çerçevede, NATO, NATO üye ülkeleri, Türkiye’nin de içinde bulunduğu sponsor ve partner ülkelerin enerji sektöründe siber güvenlik kapasitelerini geliştirmeleri için öncülük ediyor ve projeler yürütüyor. Bölgesel enerji güvenliği & işbirliği için kapasite geliştirme ve Table-Top-Exercise (TTX) olarak da adlandırılan senaryo bazlı ve gerçek zamanlı çalışmalar uluslararası çapta katılımın olduğu ilgi gören projeler arasında. Bu noktada, hatırlatılabilecek bir diğer unsur da Merkez’in özellikle akademi, endüstri ve benzer alanda çalışmalar yürüten kurumlarla iş birliği ve ortaklıklara açık olması. Enerji güvenliği & enerji sektöründe siber güvenlik alanında çalışan uzmanlar da değişim ya da staj gibi olanaklarla dönemsel olarak istihdam edilme fırsatı bulabiliyor.
Enerji sektöründe siber tehdit
Enerji sektöründe siber güvenlik kaygıları son gelişmeler göz önüne alındığında oldukça anlamlı. Nitekim, enerji güvenliği, – ucuz ve erişilebilir enerji temelli- konvansiyonel tanım ve anlamından uzaklaşırken, sektörün dijitalleşmesi hem tehdit hem de fırsatları beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde enerji sektörü ve sektörün içinde bulunduğu dinamikler tamamen kabuk değiştirecek. Bloomberg Finans’ın verilerine göre, 2025 yılında, enerji sektöründe dijitalleşme pazarının 25 milyar doları bulması bekleniyor.
Söz konusu dijitalleşmenin tüketicilere ve hizmet alıcılara hem kullanım hem de maliyet anlamında büyük avantajlar sağlayacağı oldukça açık. Dijitalleşme dalgası fırsatlar kadar tehditleri de bünyesinde barındırdığından güvenlik önlemlerinin de sektördeki gelişmelerle eş zamanlı olarak ilerlemesi gerekliliği oldukça anlamlı görünüyor. Nitekim, uzmanlara göre, bugüne kadar herhangi bir örneği yaşanmamış olsa da terörist gruplar tarafından siber silahların kullanılma kapasitesinin geliştirilmesi an meselesi. Bu noktada, konu bazlı uzmanlaşmış kişilerin yetiştirilmesinin yanı sıra, özel sektörün ve kamu kurumlarının sahip oldukları geniş bilgi birikimi ve kapasiteyi işbirliği içerisinde kullanarak bütüncül yaklaşımlar geliştirmesi oldukça kritik bir önem taşıyor.
Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz