Makale & Analiz

Çağrı merkezinden Dijital Bakanlığa bir başarı hikayesi: Mounir Mahjoubi

Mounir Mahjoubi
Mounir Mahjoubi

Fransa’nın yeni başkanı Emmanuel Macron’nun beyin takımının en genç ve kendi tabiriyle en “geek” üyesi olan Mounir Mahjoubi, Mayıs ayından bu yana Dijital İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı koltuğunda oturuyor. Başkanlık seçimleri süresince halkın onu Macron’un dijital savunucusu olarak tanıdığını, seçim kampanyasının onun sayesinde asgari hasarla yürütülebildiğini belirtmek gerekiyor. Ancak Mahjoubi hakkında anlatılacaklar yakın tarihle sınırlı değil, onu yakından tanımak için önce geçmişine bakmalıyız.

SİBER LİDERLER DİZİSİNİN TÜM YAZILARINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ

İsminden de anlaşılacağı üzere kendisi Fas asıllı, 1970’lerde Paris’e iş bulma hayalleriyle gelmiş mülteci bir ailenin oğlu. Küçük yaşlardan beri matematiğe ve geometriye ilgi duyan Mahjoubi, Paris bilim müzesinde internetle tanıştığı ilk andan bu yana bilgisayarlara ve kod yazmaya karşı tarif edilemez bir ilgi geliştirmiş. 16 yaşında bu ilgisinden para kazanmak ümidiyle o dönemler Fransa’nın ilk büyük internet servis sağlayıcısı olan Club Internet’te çağrı merkezi teknisyeni olarak işe başlayan Mahjoubi, sekiz sene boyunca kazandıklarıyla Hukuk lisansını ve meşhur Sorbonne ve Sciences-Po Üniversitelerinde lisansüstü eğitimini karşılamış. Ancak yine de genç bakan, geriye dönüp baktığında bugünkü mütevaziliğini 8 sene boyunca cevapladığı 9000 çağrıya borçlu olduğunu söylüyor; “bu insanların sorunlarını çözüp, onları mutlu etmek benim en büyük keyfimdi” diyor.

Her ne kadar eğitimleri ve çok yönlülüğüyle göz doldursa da, işçi sınıfı bir aileden gelmesi ve Arap tınılı bir isme sahip olması nedeniyle yüzüne pek çok kapı kapandığını saklamıyor. Verdiği bir röportajda genç yaşlarda bilişim start-up’larına yönelmesini ve politikaya atılma dürtüsünü tam olarak bu sosyal eşitsizliğin tetiklediğini söylüyor. 2002 yılından bu yana Sosyalist Parti üyesi olan, dijital dünya ile hukuk ve siyaseti kesiştiren birikimiyle Macron’un dijital danışmanlığı görevini üstlenen genç bakan, başarılarının ardında Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarını canlı yayın ve bilgi akışı için ustalıkla kullanmaları olduğunu düşünüyor. Ancak asıl bahsetmemiz gereken konu, Mahjoubi’nin tüm bu süreç boyunca siber güvenlik konusunda attığı, geleceğe dönük önemli dersler çıkarılabilecek adımlar.

İlgili haber >> Uluslararası hukuk açısından Rusların ABD seçimlerine müdahalesi

AB ve NATO yanlısı tutumu, Rusya karşıtı duruşu nedeniyle daha seçim kampanyası başlamadan Macron’un pek çok okun hedefinde olacağı biliniyordu diyor Mahjoubi. Aynı zamanda Hillary Clinton ve Demokrat Parti’nin yaşadıklarını yakından takip etmiş biri olarak, ABD’nin seçimlere yönelik siber tehditleri doğru okuyamadığını ve doğru yönetemediğini de düşünüyordu. Bu kaygıyla, aynı yanlışı kendi ülkesinde tekrarlamamak adına harekete geçen dijital danışman, “siber bulandırma” olarak bilinen bir karşı saldırı stratejisini seçim kampanyasının en başında hayata geçirdi. Bankalar ve şirketlerin sıklıkla faydalandığı bu taktikte, asıl amaç uydurma bilgi ve dokümanlarla dolu sahte mail hesapları yaratarak saldırganların hedeften şaşmalarını (ya da hedefe ulaştıklarını sanmalarını) sağlamak olarak açıklanabilir. Binlerce tuzak hesap kuran Mahjoubi, bu tuzaklarla saldırganları yavaşlattıklarını ve kafalarını karıştırdıklarını söylüyor; “onlara bir dakika bile kaybettirmemiz, bizim için kazançtır” diye de ekliyor.

Mahjoubi, ekibini hedef alan oltalama maillerinde bizzat gerçek üyelerin ve kampanya çalışanlarının isimlerinin kullanıldığını ve bu maillerin oldukça “kaliteli” hazırlandığını belirtiyor. Oltalama saldırılarıyla eş zamanlı olarak Rus medyasından yayılan yalan haberler ve saldırılan sistemlerde rastlanan, Rus yazılımlarının izlerini taşıyan metadata, saldırganların kimliği konusunda ipucu verse de, genç bakan açıkça kimseyi suçlamıyor.

Çizilen mevcut tablo bize siber saldırılarla önemli devlet süreçlerini manipüle etmenin mümkün olduğunu söylese de, Mahjoubi ve ekibinin attığı adımlar, bu saldırıların yenilmez veya önlenemez olmadığını kanıtlıyor. Özellikle ikili ilişkilere, kültürel, ekonomik veya politik süreçlere müdahale etmeyi amaçlayan bilgi harbi teknikleri, erken uyarı ve hareket mekanizmalarıyla kontrol altına alınabiliyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Hiçbir haberi kaçırmayın!

E-Bültenimiz ile gelişmelerden haberdar olun!

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu