Kategori arşivi: Çin

Çin’in siber güvenlik alanında attığı adımları, siber casusluk iddiaları internet kısıtlamaları ve hükümet politikaları ile ilgili haberlere bu bölümden ulaşabilirsiniz.

Çin ABD için en büyük siber tehdit, peki ya Almanya için? 

Amerika Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’ne (DNI) göre Çin ABD için bir numaralı ulusal güvenlik tehdidi. Bu birçok başka platformda daha defalarca dile getirilen bir gerçek. Peki Avrupa ve Avrupa’nın lokomotif ülkesi Almanya için durum ne?

Çin’in ‘Savaşçı Kurt’ olarak adlandırılan diplomasisi ve ekonomik casusluk faaliyetleri Almanya’nın ulusal güvenliği için de bir tehdit oluşturuyor mu? Bir süredir Almanya’da yaşayan Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele Analisti Ajmal Sohail, moderndiplomacy.eu sitesinde konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Sohail’e göre konuyla ilgili net bir kanıt bulunmasa da Çin’in Almanya için de tehdit olduğunu düşünüyor. 

DNI: ÇİN DÜNYA ÇAPINDA TEHLİKE

DNI’a göre Çin dünya çapında demokrasi ve özgürlüğe yönelik en büyük tehlike. Hatta ABD’nin gözünde Çin eşittir faşizm demek hiç yanlış olmaz. DNI, Pekin’in Amerika’yı ve dünyanın geri kalanını ekonomik, askeri ve teknolojik olarak ele geçirmeye çalıştığını öngörürken bir başka değerlendirme de Çin’in kilit konumundaki kamu teşebbüsleri ve şirketlerinin Komünist Partinin faaliyetlerini gizlemek için birer araç olduğu yönünde.

‘HUAWEI VE DİĞER TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNİ KULLANIYORLAR’

DNI’ın açıklamasında Çin’in Amerikan şirketlerinin fikri mülkiyetini çalmak, teknolojilerini taklit etmek ve küresel pazarda bunları kullanmak için ekonomik casusluk faaliyetleri yürüttüğü, söz konusu şirketlerin değerini düşürdüğü ve istihdamları ile oynadığı belirtildi. İddialara göre Çin, üst düzey yabancı bilim adamlarına kendileri lehine bilgi çalmaları karşılığında ödeme yapıyor. FBI’ın AR&GE sırlarını çalan Çin vatandaşlarını sık sık tutukladığı bilinmekte. ABD hükümetinin tahminlerine göre Çin’in her yıl Amerikan fikri mülkiyetini çalmasının neden olduğu zarar yaklaşık yarım trilyon dolar. Çin, askeri alanda öncü ülke olabilmek adına savunma teknolojilerini çalıyor. Ülkenin istihbarat örgütleri, Huawei ve benzeri ticari firmaları kendi amaçları doğrultusunda kullanabiliyor. Bu nedenle, ABD müttefiklerini Çin teknolojilerini uygulama noktasında uyarıyor.

2020’nin en büyük hack olayı FireEye saldırısıyla ilgili bilmeniz gereken 8 şey

ALMANYA’DA ABD’DE OLDUĞU GİBİ RAHAT HAREKET EDEMEZ

Baştaki soruya geri dönecek olursak, Evet Çin’in ekonomik casusluğu ve teknolojik hırsızlığı Almanya’ya da milyarlarca dolara mal olabilir. Bununla birlikte, açık kaynaklarda bunu kanıtlayan somut bir veri henüz yok. Ancak verileri ifşa etmek, bilgileri ele geçirmek ve istihbarat toplamak adına Almanya ve Avrupa’da faaliyet gösteren çok sayıda Çinli gizli servis ve istihbarat elemanlarının olduğu birçok kuruluş ve önde gelen yetkili tarafından bilinen bir gerçek. Zira Çin’in savunma ve askeri teknolojiler, otomotiv endüstrisi, uçak mühendisliği ve denizcilik üretimi gibi birçok alanda casusluk yapma noktasında çıkarları bulunmakta. Ayrıca bazı Alman askeri ve savunma teknolojileri verimlilikten oldukça yoksun. Mevcut verilere göre Amerikan teknolojilerine kıyasla, Alman teknolojileri Afganistan, Irak ve Suriye’de daha az uygulanabilir durumda. 

Devlet ve karşı istihbarat ve siber güvenlik aygıtlarındaki tüm eksikliklerden bağımsız olarak, Almanya’nın durumu seçme ve seçilme hakkına sahip Çinli göçmenlerden oluşan bir topluluğu barındıran Amerika Birleşik Devletleri’nden farklı. Amerika’nın aksine lobicilik Almanya’da pek mümkün değil, hatta bir suç eylemi sayılıyor. Dahası, Çin’in Almanya’daki çıkarlarını desteklemek için, Pekin’in ekonomik avantajlarından faydalanma olasılığı daha düşük. Zira Amerika örneği oldukça farklı. Soğuk savaşın bitiminden hemen sonra Çin, gizli ve sessiz bir şekilde, ABD’ye istihbarat görevlileri gönderdi, kasıtlı olarak Çinli vatandaşları Amerikalılarla evlendirdi ve çocuk sahibi olmalarını ve bu çocukların Amerikan okullarında, kolejlerinde ve üniversitelerinde okumasını sağladı. Böyle bir Çin-Amerika neslinin Amerika’nın Çin ile ilgili politikasını etkilemesi bekleniyordu. Çin’in ABD’nin aksine, Almanya’da bu tür avantajlardan yararlanma ihtimali en azından şimdilik olası görülmüyor.  

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Çinli hackerlar Katolik gazeteci taklidi yaparak Vatikan hakkında bilgi toplamış

Vatikan ve Pekin arasında diplomasi yürüten kuruluşları hedef alan bir hackleme kampanyasının açığa çıkmasından aylar sonra, bilgisayar korsanlarının operasyonlarına devam ettiği ortaya çıktı.

Recorded Future adlı güvenlik şirketinden araştırmacılar Mustang Panda adlı bir grupla bağlantılı hackerları, ilk olarak temmuz ayında gündeme getirmiş, söz konusu grubu tarihsel olarak hassas bir konu olan Çin’deki Katolik Kilisesi’nin operasyonlarıyla ilgili müzakereleri yürüten hedeflere karşı casusluk yaptıkları iddiası ile suçlamıştı.

Recorded Future, hackerlık hakkındaki araştırmasını yayınladıktan sonra, saldırganlar operasyonlarını yalnızca iki hafta ara vermek suretiyle aynı araçlarla devam ettirmişlerdi.

FARK EDİLMEMEK İÇİN SALDIRI ARAÇLARINI GÜNCELLEDİLER

Son yayınlanan Proofpoint araştırmasına göre, bu kez saldırganlar fark edilmemek için kötü amaçlı yazılım yerleştirme tekniklerinde güncellemeye gitti. Proofpoint’e göre hackerlar bu yılın başlarında, “RedDelta PlugX” adlı bir PlugX varyantı olan uzaktan erişim truva atını kullanarak diplomatik varlıkları hedef alırken, şimdi hedeflerinin peşinden gitmek için bir programlama dili olan Golang’de yazılmış yeni bir tür kötü amaçlı yazılım kullanıyorlar.

Son hacker saldırısı, Katolik Asya Haberleri Birliği’nden gazetecileri taklit ettiği anlaşılan aldatıcı e-posta başlıklarını içeriyor. Saldırı ayrıca Vatikan ile Çin Komünist Partisi arasında yakın zamanda yenilenen geçici anlaşmaya atıfta bulunan sosyal mühendislik yemlerinin kullanımını içeriyor.

Apple’ın açığını bulan Ünüver: Elimizde henüz bildirmediğimiz zafiyet var

Proofpoint araştırmacıları, son değişikliklerin “RedDelta” veya “TA416” olarak da bilinen Çin bağlantılı aktörleri izlemeyi kısmen daha zor hale getirirken araştırmacıları tamamen karanlıkta bırakmadığını söyledi.

Araştırmacılar konuyla ilgili bir blog yazısında şu değerlendirmelere yer verdi: “Söz konusu grup, güvenlik araştırmacıları tarafından deşifre edildikçe, saldırı araçlarını değiştirme yoluna gidiyorlar. Böylece haklarında yapılan analizleri boşa çıkartıyorlar ve tespit edilmelerinin önüne geçmiş oluyorlar. Veri yüklerindeki temel değişiklikler, operasyonları TA416 ile ilişkilendirme zorluğunu büyük ölçüde artırmasa da virüs bulaştırma zincirinden bağımsız kötü amaçlı yazılım bileşenlerinin otomatik olarak algılanmasını araştırmacılar için daha zor hale getiriyor.”

HEDEFTE ÇİN-VATİKAN DİPLOMATİK İLİŞKİLERİ VAR

En son bulgular, hackerların Vatikan ile Çin Komünist Partisi arasında diplomatik faaliyetlerde bulunan kuruluşlar hakkında istihbarat toplama niyetinde olduklarının kanıtı. Proofpoint’e göre, saldırıların yeniden başlatılması, Vatikan’ın Pekin ile Çin’deki piskoposların atanması konusunda anlaşmayı uzattığını resmi olarak açıklamasından birkaç gün önce gerçekleşti. Pekin daha önce eylül ayında Çin’deki Katolik Kilisesi’nin statüsü konusunda bir uzlaşmaya varıldığını duyurmuş olsa da Vatikan 1951’de Çin ile diplomatik ilişkileri kestiğinden beri Çin’deki Katoliklik hakkındaki bilgiler Çin hükümeti tarafından uzun yıllardır büyük ilgi görüyordu.

MYANMAR VE AFRİKA DA SALDIRGANLARIN HEDEFİNDE

Bilgisayar korsanları, son zamanlarda Myanmar’daki kuruluşları ve Afrika’da diplomasi yürüten kuruluşları da hedef alıyordu. Son bulgular bilgisayar korsanlarının son aylarda görev değişiklikleri yapmış olabileceğini öne sürüyor. Recorded Future araştırmasına göre hackerlar, son aylarda Hindistan ve Endonezya’daki devlet kuruluşlarının yanı sıra Hong Kong ve Avustralya’daki kimliği belirsiz kuruluşları da hedef alıyor.

Proofpoint, kötü amaçlı dosyaların ilk olarak nasıl yerleştirildiğine dair bir bilgiye sahip değil, ancak hacker grubu, geçmişte, PlugX adlı kötü amaçlı yazılımları dağıtabilen spam içerikli Google Drive veya Dropbox URL’lerine sahip kimlik avı e-postalarını kullandığı bilinen bir durum.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

ABD’den TikTok’a 15 gün ek süre

ABD ve Çin arasında  yaşanan gerginliğin merkezinde TikTok yer alıyor

Çin ve ABD arasında yaşanan TikTok gerginliğinde Hazine Bakanlığının kararıyla yeni bir aşamaya geçildi.

ABD, Çinli sosyal medya devi TikTok uygulamasının sahibi ByteDance’a  ülkedeki operasyonlarını elden çıkarmasına ilişkin karar için 15 gün mühlet daha verdi.

Hazine Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, milli güvenliğe ilişkin alınan kararla ilgili durumu çözmeleri taraflara ve Komite’ye 15 gün ek süre tanındığı belirtildi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 14 Ağustos’ta Çinli teknoloji şirketi ByteDance’in ABD’deki operasyonlarını 90 gün içinde elden çıkarmasına yönelik kararname imzalamıştı.

TikTok’un sahibi Bytedance Trump’ı yalanladı: ABD’ye bağış yaptığımızdan haberimiz yok!

TİK TOK’LA İLGİLİ SÜREÇTE NELER YAŞANDI?

Trump, 3 Ağustos’ta ABD’deki temsilciliği bir Amerikan firmasına devredilmediği sürece 15 Eylül’den itibaren TikTok’un ülkede faaliyet yapmaktan men edileceğini kaydetmişti.

ABD Başkanı, 6 Ağustos’ta ise milli güvenliği muhafaza etmek için  ABD’li birey veya tüzel kişilerin TikTok’un yanısıra ve Çinli mesajlaşma yazılımı WeChat’i kullanmalarını yasaklamaya yönelik 2 kararnameyi onaylamıştı.

Kararname sonrası Microsoft’un TikTok’u devralmak için görüşmeler yaptığı öne sürülmüştü. Microsoft’la anlaşma sağlanamazken ByteDance firması Oracle-Wallmart ortaklığı ile anlaşmıştı. Sürecin uzamasının ardından Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamayla TikTok’un 20 Eylül’den itibaren ülkede indirilmesinin yasaklanacağı duyurulmuştu.

Trump’ın satın alma işlemiyle ilgili yapılabilecek bir anlaşmayı imzalayacağını açıklaması sonrası, men kararı 27 Eylül’e ertelenmişti. Karar yürürlüğe gireceği gün de Washington’da bir federal mahkeme yasağını geçici olarak askıya almıştı.

Kaynak: Haber Global

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Çin’den e-ticaret devlerini üzen düzenleme: Bir günde 200 milyar dolar kaybettiler

Çin’de e-ticareti domine eden şirketler yeni düzenlemeyle büyük kayıp yaşadı

Çin hükümeti, ülkedeki e-ticaret şirketlerini ekonomik gücünü sınırlayan bir düzenlemeye imza attı. İnternet alışveriş sitlerinin sektörde oluşturduğu hegemonyayı kırmak isteyen Pekin yönetimi, koyduğu yeni kurallarla Alibaba, Ant Group, Tencent ve yemek sipariş sitesi Meituan’ı derinden sarsması bekleniyor.

Çin’de kabul edilen tasarı ülkede internet üzerinden en fazla alışverişin yapıldığı gün olan “Bekarlar Günü’nden (11.11- 11’inci ayın 11’inci günü) hemen önce açıklanmasıyla e-ticaret şirketlerinin hisselerinin değeri hızla düşüşe geçti. Hisselerdeki düşüş bugün de devam ederken Alibaba, JD.com, Tencent, Xiaomi ile Meituan’ın hisselerinin toplam değerinin 200 milyar dolardan fazla azaldığı bildirildi.

Bloomberg Haber Ajansı, toplam piyasa değeri 2 trilyon doların üzerinde olduğu tahmin edilen Alibaba, Ant Group ve Tencent’in Çin’deki kamu bankalarından Bank of China’nın değerinin çok üzerinde olduğu bilgisini paylaştı.

Bulut bilişim, Türkiye’de 130 bin kişiye istihdam yaratacak!

Çin Piyasa Düzenleme Kurumu (SAMR), online alışveriş devlerine el attı

TASARIDA NELER YER ALIYOR?

Piyasa Düzenleme Kurulu (SAMR) tarafından hazırlanan 22 sayfalık taslak düzenleme, teknoloji sektöründe rekabet karşıtı uygulamaları tanımlamaya yönelik ilk girişim olarak değerlendiriliyor.

Yeni kurallar, şirketlerin hassas tüketici bilgilerini paylaşmasını ve küçük rakipleri ortadan kaldırmak için iş birliği yapmasını önlemeyi amaçlıyor. Yeni düzenlemelerle büyük şirketlerin küçük işletmelere yönelik uyguladığı özel anlaşma dayatmasının engellenmesi amaçlanıyor.

Alibaba, küçük şirketler ve rakipleri tarafından bu şekilde davranmakla suçlanıyordu. SAMR, ay sonuna kadar tekelin önlenmesine yönelik düzenlemeler konusunda kamuoyundan görüş bildirmesini istedi.

Çin’deki perakende piyasasında büyük bir hakimiyet kuran Alibaba ve JD.com ,ülkede e-ticaretin yaklaşık üçte ikisini elinde bulunduruyor. Alibaba’nın aktif mobil kullanıcı sayısı, Eylül başında 881 milyona ulaştı.

Nüfusu yaklaşık 1 milyar 400 milyon olan Çin’de, yüzde 33’ü Alibaba’ya ait olan Ant Group, geçen hafta halka arz kararını ertelemişti. Şirket dünyanın en büyük halka arzını gerçekleştirmeye hazırlanıyordu.

Ant Group bu kararını, düzenleyici kurumların internet üzerinden kredi sağlayan şirketlerin artan gücünün mali sisteme olası etkileri konusunda kaygılarını bildirmesinden sonra almıştı. Çin’in en büyük dijital ödeme sistemi olan Alipay’i de çatısı altında bulunduran Ant’ın yaklaşık 1,3 milyar kullanıcısı bulunuyor. Dünyanın en büyük oyun şirketi Tencent’in de Alipay’e rakip bir ödeme sistemi bulunuyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz

Kritik gelişme: Huawei, ABD ambargosunu delmek için paravan şirket kullanmış

ABD’nin Çinli teknoloji devi Huawei’e ve şirketin finans müdürü aleyhine açtığı davanın tam kalbinde Hong Kong merkezli bir şirket yer alıyor.

ABD’li yetkililer, dev telekomünikasyon donanımı üreticisinin, söz konusu firmayı 2007 ile 2014 yılları arasında Amerika’nın İran’a yönelik ekonomik yaptırımlarını aşmak için kullandığını iddia ediyordu. Huawei, şirketi 2007’de sattığını belirterek suçlamaları reddediyordu.

Reuters ise Huawei ile Skycom Tech Co Ltd şirketi arasında Brezilya’da, gizli bağlantıları ortaya çıkardı. Reuters’ın bu ifşası, teknoloji devine ve aynı zamanda kurucusunun kızı olan şirketin finans müdürü Meng Wanzhou’ya karşı açılan davada ABD’nin elini güçlendireceğe benziyor. Brezilya’nın Sao Paulo eyaletinde kayıtlı olan kurumsal belgeler,  Huawei ve Skycom’un ilişkilerinin, Huawei’nin 2007’de Skycom’daki hisselerini elinden çıkardıktan sonraki beş yıl boyunca da devam ettiğini ortaya koyuyor.

Facebook bir Afrika diktatörünün rüyasını mı gerçekleştiriyor?

Brezilya ve Hong Kong’da kayıtlı kurumsal belgelere göre,  Huawei’in diğer iki üst düzey yöneticisinin de 2007’nin sonlarına kadar, Skycom ile yakın bağları bulunmaktaydı. Ken Hu ve Guo Ping adlı her iki yönetici, hâlihazırda Huawei’in başkan yardımcılığını yapmakta. Ayrıca dönüşümlü olarak şirket başkanı olarak hizmet vermekteler. Şu anda Guo şirketin genel başkanlığını yapıyor.

Dava, Amerika’nın Çin ile genişleyen soğuk savaşında bir cephe olan Huawei’nin gücünü kontrol altına almak adına Washington’un yürüttüğü çok yönlü, küresel kampanyanın bir parçası. Amerika Birleşik Devletleri, 5G olarak bilinen yeni nesil mobil telekomünikasyon sistemlerinde Huawei ekipmanlarını kullanmamaları için müttefiklere lobi faaliyetleri yürütüyor. Washington, Çin’in bu teknolojiyi kritik altyapıya saldırmak ve istihbarat paylaşımını tehlikeye atmak için kullanabileceğini düşünüyor. Huawei ve Çin ise bu iddiaları şiddetle reddediyor.

ŞİRKET İLE İLİŞKİMİZ BİTTİ DEMİŞLERDİ

Huawei ile Skycom arasında olduğu iddia edilen ilişki, yüksek öneme sahip davanın tam merkezinde yer almakta. İddianamede, Huawei’in Skycom’u kontrolü altında tuttuğu ve İran’da ambargolu bir ABD bilgisayar ekipmanı elde etmek suretiyle Amerikan yaptırımlarını ihlal etmek üzere söz konusu şirketi kullandığı iddia ediliyor.

Huawei ve Meng, Huawei’in bir zamanlar Skycom’a sahip olmakla birlikte, şirketin daha sonraki süreçte mesafeli bir iş ortağı haline geldiğini iddia ediyorlar. Bununla birlikte, davaya ilişkin yakın tarihli bir mahkeme dosyasında, Meng’in avukatlarının Huawei’in “Skycom üzerinde belli düzeyde kontrol uyguladığını” kabul ettiği belirtiliyor.

Siber diplomaside sürpriz ittifak: AB ve Brezilya’nın beklenmeyen yakınlaşması

TEK BAĞLANTI İRAN ÜZERİNDEN DEĞİL, BREZİLYA DA VAR

Reuters’ın yeni ortaya çıkarttığı bilgiler ise Huawei’in Skycom üzerindeki denetiminin Amerikalı savcılarının iddia ettiğinden daha fazla olduğunu ileri sürüyor. Kurumsal  belgelere göre Skycom’un sahibi olduğu bir şirketi yalnızca savcıların ‘tek yönetici’ olarak tespit ettiği Meng’in değil, iki ilave Huawei yöneticisinin yönettiğini gösteriyor. Kayıtlar ayrıca, Huawei’nin Skycom üzerindeki kontrolünün sadece İran’a değil Brezilya’ya uzandığını ve Çinli teknoloji devinin şirketin hisselerinin tamamını sattığını iddia ettikten çok sonra da yaptırım ihlallerinin devam ettiğini gösteriyor.

Şimdiye kadar, Skycom’un yalnızca İran’daki ticari faaliyetleri kamuoyunun dikkatini çekmişti. Ancak Sao Paulo’da kayıtlı şirket belgeleri, Skycom’un 2002 ve 2012 yılları arasında Brezilya’da da az bilinen bir varlığının olduğunu gösteriyor.

Belgeler, Hu’nun  o zamanlar yönetici olduğu Skycom’un  Huawei Brezilya’da küçük bir hisse satın aldığı Mayıs 2002’de Sao Paulo’da olduğunu gösteriyor. Hu’nun LinkedIn profilinde, o sıralarda Huawei’nin Latin Amerika bölgesinin başkanı olduğu da belirtiliyor.

Hu daha sonra Brezilya’dan ayrılıyor ancak Skycom ile başka bir şekilde bağlantısı devam ediyor. Hong Kong şirket kayıtları, 2007 yılında Hu ve Guo’nun Skycom’un sahibi olduğu Huawei iştiraki Hua Ying Management Co Ltd’nin müdürleri olduklarını gösteriyor. Hua Ying, o yıl Skycom’daki hisselerini başka bir şirkete devretmiş. Meng ise o sırada Hua Ying’in kurumsal sekreteri olarak zikredilmişti.

Intel çiplerde zafiyet ortaya çıktı, yama performansı %19 düşürüyor

HİSSE SATIŞI GÖSTERMELİK

ABD’de devam eden davada Amerikalı yetkililer tarafından kayıt altına alınan belgeler, hisse devrini sahte bir işlem olarak tanımlamakta ve Huawei’in Skycom’u “resmi olmayan bir yan kuruluş” olarak kontrol etmeye devam ettiğini iddia etmekte.

Hu, Guo ve Meng halihazırda Hong Kong şirket sicil kayıtlarında Hua Ying’in üç yöneticisi zikrediliyor. Hu Houkun olarak da bilinen Hu ve Guo’nun isimleri ABD’de devam eden davada geçmiyor. Zira, bu isimlerin Skycom ile bağlantıları ve Brezilya’daki faaliyetleri daha önce rapor edilmemişti. Huawei’in 2007’deki sözde hisse satışından sonra da devam eden İran’daki Skycom ile olan yakın bağlantıları daha önce Reuters tarafından belgelenmişti. Sao Paulo şirket sicil kayıtlarında yer alan Brezilya belgeleri, Huawei ve Skycom’un da Brezilya’da beş yıl daha yakın bağlantıda kalmaya devam ettiğini gösteriyor.

Örneğin, Temmuz 2008’de, Huawei Brezilya’nın o zamanki iki hissedarı olan Skycom ve Huawei Tech Investment Co Ltd.’nin her biri kendilerini Huawei Brezilya’da temsil etmesi için aynı Çinli kişiyi atadı. Belgeler ayrıca, o sırada her iki hissedar şirketin yönetim kurullarında görev yapan Meng’in atamalara izin verdiğini gösteriyor.

Siber Bülten abone listesine kaydolmak için formu doldurunuz