Bilgi güvenliği uzmanı Andy Yen, insanoğlunun hayatını baştan aşağı değiştirmiş olan siber dünyanın güvenlik açıklarını tartışmaya açarak, TEDTalks platformunda sıklıkla tartışılan mahremiyet kavramını gündeme getiriyor.
Yen, hepimizin sıklıkla kullandığı ve “Bir emailde ne tür önemli kişisel bilgi olabilir ki?” dediği emailleri tartışmaya açarak, bir kişinin hayatı boyunca gönderdiği tüm emaillerden elde edilen bilgi sayesinde, sözkonusu kişinin nerelere gittiği, kimlerle ne tür ilişki içinde bulunduğu bilgilerinin ele geçirilebileceğini vurguluyor. Dahası, bu bilgi, ölümsüz olarak bir yerlerde kaydediliyor. İnternet’in 25. yılında, tüm bu gerçeklere yeniden göz atılması gerektiğini vurgulayan Yen, internetsiz zamanı hatırlamayan bu son jenerasyonun her şeyi online dünyada paylaştığı için bir önceki jenerasyondan tamamen farklı bir mahremiyet algısı olacağını kaydediyor.
Bu konuda yapılabilecek ne var, diye soran Yen, cevabı konuşması boyunca kendi veriyor. Email gönderirken, bir emailin, kapalı zarfa koyulup gönderilen bir mektuptan ziyade, tüm bilgilerin açıkça üzerinde yazılı olup herkesçe görülebildiği bir bir kartpostala benzediği benzetmesi ile yola çıkıyor. Bunun çaresi ise encryption (şifreleme)den geçiyor.
Yen konuşmasının önemli bir kısmını privacy/mahremiyet sağlayıcı araçların herkes tarafından daha ulaşılır hale getirilmesi gerektiği vurgusuna ayırıyor. CERN’de diğer bilim insanları ile yaptıkları ProtonMail adındaki bir proje hakkında detaylıca konuşan Yen, aradaki server tarafından okunamayacak şekilde iki kişi arasında email trafiği yaratmayı başardıklarını söyleyerek bu projeyi görsellerle dinleyicilere aktarıyor. Bu projeyle vurgulanmak istenen en önemli nokta ise, mahremiyetin zor olmak zorunda olmadığı, aksine, kolay şekilde ulaşılabilir ve uygulanabilir olduğu.
Yen’in anlattığı ProtonMail kapsamında, 122 ülkeden binlerce kullanıcı bu email platformunu kullanmaya başladı. Bu, mahremiyetin sadece Amerikan veya Avrupa meselesi değil, küresel bir kaygı olduğunu gösteriyor.
