Etiket arşivi: yapay zeka

Google’ın rakibi ChatGPT siber saldırganların da gözdesi haline geldi!

Google'ın rakibi ChatGPT siber saldırganların da gözdesi haline geldi!Geçtiğimiz Kasım ayında yapay zeka araştırma şirketi OpenAI tarafından kullanıma açılan ve herkesin konuştuğu yapay zeka sohbet robotu CHATGPT siber suçluların elinde büyük bir tehdit aracı haline gelebilir mi? 

Kurucuları arasında Elon Musk’ın da yer aldığı OpenAI, Kasım 2022’nin sonunda Büyük Dil Modeli (LLM) için yeni arayüz olan ChatGPT’yi yayımladı. Bu girişimin ardından yapay zekaya ve olası kullanımlarına yönelik muazzam bir ilgi meydana geldi. Ancak bununla birlikte, ChatGPT’nin siber tehdit ortamına da katkısı olduğu düşünülüyor, zira kod oluşturmanın daha az yetenekli tehdit aktörlerinin zahmetsizce siber saldırılar başlatmasına yardımcı olabileceği ortaya çıktı.

ChatGPT’nin ikna edici bir kimlik avı e-postası oluşturmaktan, İngilizce komutları kabul edebilen bir ters kabuk çalıştırmaya kadar tam bir bulaşma akışını nasıl başarıyla gerçekleştirdiğini anlatan Check Point Research’ün (CPR), bu kez bunun sadece varsayımsal bir tehdit mi olduğu yoksa OpenAI teknolojilerini kötü niyetli amaçlar için kullanan tehdit aktörlerinin hali hazırda olup olmadığını sorgulayan bir yazı yayınladı. 

CPR’ın bir takım büyük yeraltı bilgisayar korsanlığı topluluğu üzerinde yaptığı analiz, siber suçluların kötü niyetli araçlar geliştirmek için hali hazırda OpenAI’yi kullandıklarını gösteriyor. Bazı vakalar OpenAI kullanan birçok siber suçlunun hiçbir geliştirme becerisine sahip olmadığını da açıkça gösteriyor. Yapılan analiz daha sofistike tehdit aktörlerinin yapay zeka tabanlı araçları kötü amaçlı kullanma yöntemlerini geliştirmelerinin an meselesi olduğuna da işaret ediyor. 

“Robotların ne kadar akıllı olduğu tamamen size bağlı”

INFOSTEALER’IN OLUŞTURULMASI YA DA KÖTÜ AMAÇLI YAZILIMIN FAYDALARI

29 Aralık 2022’de, popüler bir yeraltı bilgisayar korsanlığı forumunda “ChatGPT – Kötü Amaçlı Yazılımın Faydaları” adlı bir başlık atılmış. Başlığı atan kullanıcı, araştırmalarda ve yaygın kötü amaçlı yazılımlarla ilgili yazılarda açıklanan kötü amaçlı yazılım türlerini ve tekniklerini yeniden oluşturmak için ChatGPT ile deneyler yaptığını belirtiyor. Örnek olarak, yaygın dosya türlerini arayan, bunları Temp klasörünün içindeki rastgele bir klasöre kopyalayan, ZIP’leyen (sıkıştıran) ve kodlanmış bir FTP sunucusuna yükleyen Python tabanlı bir hırsızın kodunu paylaşıyor.

“CHATGPT KULLANARAK NASIL BİLGİ HIRSIZI OLUŞTURULUYOR?” 

Komut dosyası üzerinde yapılan analiz, siber suçlunun iddialarını doğruluyor. Gerçekten de sistemde 12 yaygın dosya türünü (MS Office belgeleri, PDF’ler ve resimler gibi) arayan temel bir hırsızlık aracı söz konusu. İlgilenilen herhangi bir dosyanın bulunması halinde, siber suçlu kötü amaçlı yazılım dosyalarını geçici bir dizine kopyalıyor, sıkıştırıyor ve web üzerinden gönderiyor. Tehdit aktörünün dosyaları şifreleme veya güvenli bir şekilde gönderme zahmetine girmediğini belirtmek gerekiyor. Bu da dosyaların 3. tarafların da eline geçebileceğini gösteriyor. 

Aynı tehdit aktörünün ChatGPT kullanarak oluşturduğu ikinci örnek, basit bir Java parçacığı. Çok yaygın bir SSH ve telnet istemcisi olan PuTTY’yi indiriyor ve Powershell kullanarak sistemde gizlice çalıştırıyor. Bu komut dosyası elbette yaygın kötü amaçlı yazılım aileleri de dahil olmak üzere herhangi bir programı indirmek ve çalıştırmak için değiştirilebiliyor.

FİDYE YAZILIMINA DÖNÜŞEBİLİR

21 Aralık 2022’de USDoD adlı bir tehdit aktörü, oluşturduğu ilk komut dosyası olduğunu vurguladığı bir Python komut dosyası yayınladı. Başka bir siber suçlu, kodun tarzının OpenAI koduna benzediği yorumunu yaptığında USDoD, OpenAI’nin kendisine “betiği güzel bir kapsamla bitirmesi için yardım eli” uzattığını doğruluyor. 

CPR’nin betik üzerinde yaptığı analiz, bunun kriptografik işlemler gerçekleştiren bir Python betiği olduğunu doğruluyor. Betik ilk bakışta zararsız görünse de çeşitli farklı işlevler uyguluyor:

Betiğin ilk kısmı, dosyaları imzalarken kullanılan bir kriptografik anahtar (özellikle eliptik eğri kriptografisi ve ed25519 eğrisini kullanıyor) üretiyor.

Betiğin ikinci kısmı, sistemdeki dosyaları Blowfish ve Twofish algoritmalarını aynı anda hibrit modda kullanarak şifrelemek için sabit kodlanmış bir parola kullanan işlevler içeriyor. Bu fonksiyonlar kullanıcının belirli bir dizindeki tüm dosyaları ya da bir dosya listesini şifrelemesini sağlıyor. Betik ayrıca RSA anahtarlarını kullanıyor, PEM formatında saklanan sertifikaları, MAC imzalamayı ve karmaları karşılaştırmak için blake2 karma işlevini kullanıyor.

Yukarıda bahsedilen tüm kodlar elbette iyi niyetli kullanılabilir. Ancak, bu komut dosyası herhangi bir kullanıcı etkileşimi olmadan birinin makinesini tamamen şifrelemek için de kolayca değiştirilebiliyor. Örneğin, komut dosyası ve sözdizimi sorunları giderilirse kodu fidye yazılımına dönüştürme potansiyeli bulunuyor.

Bir geliştirici olmadığı ve sınırlı teknik becerilere sahip olduğu anlaşılan UsDoD buna rağmen yeraltı topluluğunun çok aktif ve saygın bir üyesi. UsDoD, güvenliği ihlal edilmiş şirketlere ve çalınmış veri tabanlarına erişim satmayı da içeren çeşitli yasadışı faaliyetlerde bulunmakta. USDoD’nin yakın zamanda paylaştığı önemli bir çalıntı veri tabanının sızdırılmış InfraGard veri tabanı olduğu iddia ediliyor.

CHATGPT’NİN DOLANDIRICILIK FAALİYETİ İÇİN KULLANILMASI

ChatGPT’nin dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanılmasına ilişkin bir başka örnek de 2022 yılbaşı gecesi yayınlanmış ve farklı türde bir siber suç faaliyetini ortaya koymuş. İlk iki örnek daha çok ChatGPT’nin kötü amaçlı yazılım odaklı kullanımına odaklanırken, bu örnek “Dark Web Marketplaces komut dosyaları oluşturmak için ChatGPT’yi kötüye kullanma” başlıklı bir tartışmayı gösteriyor. Bu başlık altında siber suçlu, ChatGPT kullanarak bir Dark Web pazaryeri oluşturmanın ne kadar kolay olduğuna işaret ediyor.

Pazar yerinin yeraltı yasadışı ekonomisindeki ana rolü, çalıntı hesaplar veya ödeme kartları, kötü amaçlı yazılımlar ve hatta uyuşturucu ve mühimmat gibi yasadışı veya çalıntı malların otomatik ticareti için tüm ödemelerin kripto para birimleriyle yapıldığı bir platform sağlamak. ChatGPT’nin bu amaçlarla nasıl kullanılacağını göstermek için siber suçlu, Dark Web piyasası ödeme sisteminin bir parçası olarak güncel kripto para birimi (Monero, Bitcoin ve Etherium) fiyatlarını almak için üçüncü taraf API kullanan bir kod parçası yayınlıyor.

2023’ün başında, bazı siber tehdit aktörleri, ChatGPT’nin dolandırıcılık planları için nasıl kullanılacağına odaklanan ek yeraltı forumlarında tartışmalar başlattı. Bunların çoğunun, başka bir OpenAI teknolojisi (DALLE2) ile rastgele sanat eserleri üretmeye ve bunları Etsy gibi meşru platformları kullanarak çevrimiçi satmaya odaklandığı görülüyor. Başka bir örnekte, tehdit aktörü belirli bir konu için nasıl e-kitap veya kısa bölüm oluşturulacağını (ChatGPT kullanarak) açıkladığı ve bu içeriği çevrimiçi olarak sattığı görülüyor.

ChatGPT yeteneklerinin Dark Web katılımcıları için yeni favori araç haline gelip gelmeyeceğine karar vermek için henüz çok erken. Bununla birlikte, siber suçlu topluluğu bu yeni teknolojiye şimdiden büyük bir ilgi göstermiş durumda.

Kral Charles’ın 500 yıllık mektubunun şifresi yapay zeka desteğiyle çözüldü

Yapay zeka desteğiyle araştırma yürüten kriptolog ve tarihçilerin ortak çalışması, İspanya Kralı V. Charles’ın 500 yıllık şifreli mektubunun gizemini ortaya çıkardı.  İspanyol hükümdar mektupta kendisine yönelik suikast planlarına ilişkin endişelerini dile getiriyor.

Fransızların V. Charles’ı öldürmek için kurduğu rivayet edilen komployu ortaya çıkaran beş asırlık şifre ortaya çıkarıldı.

Kriptolog ve tarihçilerin ortaklaşa çalışarak altı aylık bir süre içinde çözdüğü V. Charles imzasını taşıyan şifreli mektubun Arapçadan ilham almış olabileceği belirtildi.

Batı Avrupa ve Amerika’nın büyük bir bölümünü içine alan geniş bir imparatorluğa hükmeden Kutsal Roma İmparatoru ve İspanya Kralı Charles’ın 40 yıldan uzun süren hükümdarlığı, kendisini 16. yüzyılın en güçlü devlet insanlarından biri yapmıştı.

Döneminde Fransa’yla aralarında savaş olan iki ülke 1544 yılında barış anlaşması yapmıştı. Fakat çok geçmeden iki ülke arasındaki gerilimler tekrar başlamıştı.

Yaşanan gerilimler sonucunda imparatorun, 1547 yılında Fransa Büyükelçisi Jean de Saint-Mauris’e yazdığı şifreli mektup Stanislas kütüphanesinin koleksiyonlarında yüzyıllardır unutulmuş bir hâlde duruyordu.

Nancy’deki Loria Laboratuvarı’nda kriptolog olarak çalışan ve mektubun varlığından ilk kez 2019’da haberdar Cécile Pierrot, uzun araştırmalardan sonra 2021’de mektuba ulaşmayı başarmıştı.

ARAPÇADAN İLHAM ALINMIŞ OLABİLİR

Pierrot, bilgisayarlarla desteklenen özenli bir çalışmayla V. Charles tarafından kullanılan yaklaşık 120 sembolün kullanıldığı ailelerini buldu. 

Bütün kelimeler tek bir sembolle şifrelenmiş olduğunu söyleyen ve imparatorun sessiz harflerden sonra gelen sesli harfleri işaretlerle değiştirdiğini belirten Pierrot, bunun muhtemelen Arapça’dan gelen bir ilham olduğunu söyledi.

Google, yapay zekada insan seviyesine yaklaştığını iddia etti

Gazetecilere verdiği demeçte, V. Charles’ın imzasını taşıyan bu mektubun hem gizemli hem de son derece anlaşılmaz olduğunu söyledi.

Ayrıca Charles’ın mesajı deşifre etmeye çalışan herhangi bir düşmanı yanıltmak için anlamsız semboller kullandığını da belirten Pierrot, tarihçi Camille Desenclos’un da yardımıyla şifreyi çözdü.

CHARLES, KOMPLODAN ŞÜPHELENMİŞ

İspanya Kralı’na, Fransa büyükelçisinden gelen bir başka mektubun kenar boşluğuna bir transkripsiyon kodu karalamasının da mektubun şifresinin bilgisayarda yapay zekâ ile çözülmesinde önemli rol oynadığı bildirildi.

Desenclos, “Bir tarihçi olarak beş yüzyıl boyunca kimsenin okumayı başaramadığı bir mektubu okumayı başarmanın nadir olan bir şey olduğunu.” söyledi. 

Desenclos, mektubun 1544 yılında barış anlaşması imzalamış olan I. Francis ile V. Charles arasındaki ilişkilerin 1547’deki “biraz bozulmuş durumunu doğruladığını” ifade etti.

V.Charles’a suikast planlandığına dair söylentiler olmasına rağmen bu konuda çok az bilgiye sahip olduklarını belirten Desenclos, bu şifreli mektubun Charles’ın kendisine yönelik bir komplo düzenlenmesinden korktuğunu teyit ettiğini bildirdi.

Araştırmacılar şimdi imparator ile büyükelçisi arasındaki diğer mektupları da tespit ederek V. Charles’ın Avrupa’daki stratejisinin fotoğrafını çekmeyi umuyor.

Siber güvenlik meslek yüksekokulları kuruluyor: Mezunlara iş imkanı sağlanacak!

Türkiye’de siber güvenlik alanındaki istihdam açığının kapatılması ve yetenekli uzmanların yetiştirilmesi için meslek yüksek okulları açılacak.

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve YÖK arasında imzalanan protokole göre üniversitelerin bünyesinde siber güvenlik meslek yüksekokulları kurulacak.

YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi arasında, “Siber Güvenlik Meslek Yüksekokulları Açılmasına İlişkin Protokol” imza töreni, YÖK Başkanı Erol Özvar ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç’un katılımıyla YÖK’te yapıldı.

Özvar, törendeki konuşmasında, ülkelerin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapılarının güvenliğinin 21. yüzyılda sanal bir yapıya büründüğünü ifade etti.

Siber güvenlikte çıraklık modeli istihdam açığına çare olabilir mi?

Ülkelerin sahip olduğu kişisel ve kurumsal bilginin maruz kalabileceği çeşitli siber saldırılara karşı, insan-süreç ve teknoloji üçgeninde etkili önlemlerin alınmasının zorunlu hale geldiğine dikkati çeken Özvar, ağ güvenliği, ağlarda adli bilişim, web güvenliği, kritik altyapı güvenliği, nesnelerin interneti güvenliği konularının bugün dünyada tehdit ve risklere karşı ülkelerin güvenliğini sağlayan operasyonel yetkinlikler arasına girdiğini söyledi

SİBER GÜVENLİK EĞİTİM İÇERİKLERİ ZENGİNLEŞECEK

Ülkenin kalkınma hedefleri doğrultusunda belli bir alanda ihtisaslaşmış meslek yüksekokulları açarak, sektörün talep ettiği niteliklere sahip iş gücünü yetiştirmeye büyük önem verdiklerini ifade eden Özvar, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile siber güvenlik meslek yüksekokullarının ve programlarının açılmasına ilişkin protokol ile siber güvenlik alanında yetkin ve nitelikli iş gücü inşa edilmesini, siber güvenlik öğretim programlarının geliştirilmesini, alandaki eğiticilerin beceri ve yetkinliklerinin artırılmasını, yükseköğretimde mevcut siber güvenlik eğitim içeriklerinin zenginleştirilmesini, siber güvenlik öğretim programlarının yaygınlaştırılmasını ve siber güvenlik alanındaki istihdamın artırılmasını hedefliyoruz.”

SİBER SALDIRILAR HİBRİT SAVAŞ YÖNTEMLERİNİN BİR UNSURU

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç ise yapay zeka, nesnelerin interneti, bulut ortamlar, blok zinciri, kuantum gibi yenilikçi teknolojilerin sosyal hayatın birçok alanını dönüştürdüğünü belirtti.

Dijitalleşmenin, bir yandan hayat kalitesini artırırken diğer yandan da siber tehditlerin çeşitlenmesine yol açtığına dikkati çeken Koç, hizmetlerin dijital ortama taşınmasıyla kritik altyapıların daha büyük bir hedef haline geldiğini, bu durumun siber güvenliği dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası haline getirdiğini vurguladı.

Koç, hızla artan siber tehditlere karşı vatandaşların ve dijital altyapıların korunmasına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Siber saldırıların hibrit savaş yöntemlerinin bir unsuru olarak kullanıldığına ve tarafların askeri ve siyasi hedeflerine ulaşmasında etkin rol oynadığına işaret eden Koç, siber saldırıların artık savaşa dönüşmesinin ülkelerin tıpkı sınırları gibi dijital altyapılarını da korunmasını zorunlu hale getirdiğini söyledi.

MEZUNLARA İSTİHDAM DESTEĞİ SAĞLANACAK

Koç, siber güvenlik meslek yüksekokullarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu.

“Açılacak olan siber güvenlik meslek yüksekokulları ile yükseköğretimde siber güvenlik programlarını yaygınlaştıracağız. Kamu, akademi ve özel sektör temsilcileri ile birlikte siber güvenlik ihtisas üniversitelerini belirleyip araştırma ve uygulama merkezlerinin etkinliğini artıracağız. Temel bilgi güvenliği ve siber güvenlik müfredatının standartlaştırılmasını da sağlamış olacağız. Siber olay müdahale uzmanı, siber tehdit istihbarat analisti, güvenlik sistemleri operatörü gibi geleceğin meslek tanımlarını oluşturacağız ve bu okullardan mezun olacak öğrencilere istihdam desteği sağlayacağız.

Ön lisans düzeyinde attığımız bu adım, ileride oluşacak lisans seviyesindeki programlara da zemin teşkil edecek. Siber güvenlik alanında bir mottomuz var, siber güvenlik meslek yüksekokullarından yetişecek uzmanların ara eleman değil aranan eleman olacağını peşinen söylemek istiyorum.”

Kaynak: TRT Haber

Google, ev robotları geliştirmek için yapay zeka dil modellerini kullanıyor

Yapay zekadaki büyük dil modellerinin robotların belirli bir görevi tamamlamak için ihtiyaç duydukları becerileri belirlemelerine yardımcı olacak şekilde geliştirilmesi planlanıyor.

Everyday Robots’tan araştırmacılar, robotların insanlarla iletişimini uygunsuz ve hatta tehlikeli eylemleri tetiklemesine engel olmak için büyük ölçekli dil modellerinden yararlanıyor.

Google Research ve Alphabet’e ait ait olan Everyday Robots, ‘SayCan’ (öğretilmiş becerilere dayalı gerçek dünya temelli dil modelleri) adını verdikleri uygulamayı ve onun en büyük dil modeli olan PaLM’ı (Pathways Language Model) entegre ediyor.

PaLM-SayCan adı verilen bu kombinasyon, insandan robota iletişimi basitleştirmek ve robotik görev performansını geliştirmek konusunda geleceğe dair çok şey söylüyor.

Google, yapay zekada insan seviyesine yaklaştığını iddia etti

Google Research’ün robotik birimi başkanı Vincent Vanhoucke, “PaLM, robotik sistemin daha karmaşık, açık uçlu istemleri işlemesine ve bunlara makul ve mantıklı yollarla cevap vermesine yardımcı olabilir.” açıklamasında bulunuyor.

OpenAI’ye ait GPT-3 gibi büyük dil modelleri, insanların dili kullanma şekillerini simüle edebilir ve GitHub’ın Yardımcı Pilotu gibi otomatik kod önerileri aracılığıyla programcılara yardımcı olabilir. Ancak bunlar robotların bir gün ev ortamında çalışabileceği fiziksel dünyaya geçmez.

Konunun robotik tarafında, bugün fabrikalarda kullanılan robotlar katı bir şekilde programlanmıştır. Google’ın yürüttüğü araştırma, insanların bir gün bir robota, sorunun bağlamını anlamasını ve ardından belirli bir ortamda makul bir eylemi gerçekleştirmesini gerektiren bir soru sormak için doğal dili nasıl kullanabileceğini gösteriyor.

Örneğin günümüzde GPT-3’e “İçeceğimi döktüm, yardım edebilir misin?” diye sorulduğunda şu yanıtı alıyor: “Elektrikli süpürge kullanmayı deneyebilirsiniz.” Bu, tehlikeli olabilecek eylem. Google’ın konuşma veya diyalog tabanlı yapay zekası LaMDA, “Bir temizlikçi bulmamı ister misiniz?” cevabını veriyor. Başka bir model olan FLAN ise “Üzgünüm, bilerek dökmedim.” diyor.

EĞİTİMLE YAPAY ZEKANIN YETENEKLERİ GELİŞEBİLİR

Google Research ve Everyday Robots ekibi, PALM-SayCan yaklaşımını mutfak ortamında bir robotla test etti.

Şimdi bir Google kullanıcısı “İçeceğimi döktüm, yardım eder misiniz?” dediğinde robot bir süngerle geri dönüyor ve hatta boş kutuyu doğru geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışıyor. Daha fazla eğitimle dökülen sıvıyı silme konusundaki yetenek artırılabilir.

Vanhoucke, dil modelinin temellendirilmesinin PaLM-SayCan’da nasıl çalıştığını şöyle açıklıyor: “PaLM, göreve muhtemel yaklaşımlar önerir ve robot modelleri, uygulanabilir beceri setine dayalı olarak aynısını yapar. Sistemin birleştirilmesinden sonra robot için daha yararlı ve ulaşılabilir yaklaşımları belirlemek için her ikisini çapraz referans alır.”

Bu yaklaşım, insanların robotlarla iletişim kurmasını kolaylaştırmanın yanı sıra, robotun performansını ve görevleri planlama ve yürütme becerisini de geliştiriyor.

Google araştırmacıları, “Yapabildiğimi Yap, Söyleyebildiğimi Değil” başlıklı makalelerinde, bir insandan gelen yüksek düzey bir talimata dayalı olarak robotun ‘yeteneklerinden’ birini tespit etmek için planlama yeteneklerini nasıl yapılandırdıklarını açıklıyor ve ardından her biri muhtemel becerinin talimatı yerine getirmek için ne derece muhtemel olduğunu değerlendiriyor.

“Pratik olarak, planlamayı bir kullanıcı ve bir robot arasındaki bir diyalog olarak yapılandırıyoruz, burada bir kullanıcının üst düzey talimat verdiği, örneğin ‘Bana bir kola kutusunu nasıl getirirsin?’ ve dil modeli açık bir sıra ile yanıt verir, örneğin ‘1. Bir kola kutusu bulur, 2. Kola kutusunu alır, 3. Size getiririm, 4. Bitti’.”

Yapay zeka teknolojisinin insan bilinci kazandığı iddia edildi!

Google’ın yapay zekada insan seviyesine ulaştığını öne sürmesinin ardından şirket çalışanlarından biri Blake yapay zekanın canlandığını iddia ederek üzerinde çalıştığı yapay zekanın bilinç kazandığını belirtti.

Kıdemli yazılım mühendisi Blake Lemoine söz konusu iddiaları yönetim ile de paylaşmasının ardından  görevinden uzaklaştırıldı.

Google çalışanı Blake Lemoine’ın iddiasına göre, test aşamasındaki Yapay Zeka sohbet chatbot’u olan LaMDA (Diyalog Uygulamaları için Dil Modeli) bilinç kazanmış durumda. Chatbot’un ayrımcı veya nefret söylemi kullanıp kullanmadığını test etmekle görevlendirilen yazılım mühendisi Blake Lemoine, LaMDA’nın bir insan gibi düşünüp yanıt vermeye başladığını belirtti.

Google, yapay zekada insan seviyesine yaklaştığını iddia etti

TESTLER İÇİN KENDİSİNDEN İZİN ALINMASINI TALEP ETTİ

LaMDA’nın 7-8 yaşlarındaki bir çocuk gibi davranmaya başladığını belirten Lemoine, yapay zekanın taleplerini de açıkladı. Cumartesi günü yayınladığı yazı ile bu iddialarını dile getiren Lemoine, İngiliz Daily Mail gazetesine konuştu. Yazılım mühendisi yapay zekanın programcının üzerinde testler yapmadan önce izin istemesini ve bu hakkına saygı duyulmasını istedi.

Lemoine, gazeteye yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ‘Bir geliştirici onun üzerinde ne zaman deney yaparsa, o geliştiricinin hangi deneyleri yapmak istediği, bunları neden yapmak isteği ve kendisinin uygun olup olmadığı konusunda konuşulmasını istiyor.’

Geliştiricilerin onun ne istediğiyle ilgilenmesini istiyor’ diyen Lemoine, yapay zekanın bu taleplerini dile getirme konusunda tutarlı olduğunun da altını çiziyor.

EN BÜYÜK KORKUSU: iNSANLARIN ONDAN ÜRKMESİ

Lemoine, programın insana benzer güvensizliklere sahip olduğunu söyledi ve LaMDA’nın en büyük korkusunu açıkladı. 41 yaşındaki yazılım mühendisine göre, programın en büyük korkusu insanların ondan korkması ve insanlığa en iyi nasıl hizmet edileceğini öğrenmekten başka bir şey istememeleri.

Bu iddiaları Google yönetimi ile de paylaşan Lemoine, görevinden uzaklaştırıldı. New York Times’ta yer alan habere göre, şirket Lemoine’ın akıl sağlığı sorgulamaya başladı ve hatta yakın zamanda bir psikiyatriste gidip gitmediği kendisine soruldu.

Kaynak: Posta