Etiket arşivi: Rus hackerlar

Clinton’u trafik cezasından avlamayı denemişler

Rusya bağlantılı hackerlar tarafından Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı dönemde Hillary Clinton’un özel e-postasına sisteme virüs bulaştırmayı hedefleyen 5 e-posta atıldığı belirlendi.

3 Ağustos 2011 tarihinde Clinton, New York Eyaleti – Motorlu Araçlar Departmanı’ndan bir dizi zararlı yazılım içeren mail alıyor. E-mail, ekte bulunan trafik cezalarının çıktıısının alınması ve mahkemeye gönderilmesi gerektiğini bildiriyor. Clinton’un bu bu maillere kanarak eklentiye tıklayıp tıklamadığı ise belli değil.

Eylül 2011’de zaralı yazılımı inceleyen güvenlik araştırmacıları, bu tip bir saldırı sonucunda virüs bulaşan bir bilgisayarın bilgilerinin denizaşırı en az üç sunucuya gönderebileceğini söyledi.

İLGİLİ HABER >> CLİNTON’UN VAATLERİ ARASINDA KRİTİK ALTYAPI GÜVENLİĞİ DE VAR

Clinton’un Demokrat başkanlık kampanyasının sözcüsü Nick Merill, bu e-mailin ekinin açıldığına ya da e-maile cevap verildiğine dair hiçbir kanıt olmadığını ve sistemde bir güvenlik ihlali bulunmadığını açıkladı. Bu saldırı girişiminin, Hillary Clinton’un da herkes gibi spam e-mail aldığını gösterdiğini belirtti.

İLGİLİ HABER >> CIA BAŞKANI LİSELİ HACKER KURBANI

Tüm internet kullanıcıları her gün spam veya virüs içeren e-mail alıyor. Fakat bu hackerların Clinton’un adresini ele geçirmiş olması, virüsü New York eyaletinden gelmiş trafik cezası gibi göstererek maile eklemesi durumun ciddiyetini gösteriyor. Çarşamba günü yayınlanan e-mailler öncesinde yetkililer tarafından sıkı bir sansüre maruz kaldı. Dışişleri Bakanı e-maillerinin gizli bilgi içermediğini savünsa da, istihbarat görevlileri maillerde “çok gizli” klasmanında bilgilerin bulunduğunu açıkladı. Clinton saldırı girişimine rağmen sunucunun güvenli olduğu konusunda ısrarcı.

İLGİLİ HABER >> BU KEZ OBAMA’NIN MAİLLERİNİ HACKLEDİLER

Clinton’un görev süresi boyunca, Dışişleri Bakanlığı ve diğer Amerika devlet ajansları bir dizi siber saldırılara maruz kaldı. Resmi makamlar bu saldırıların bir kısmının Çin ve Rusya’dan geldiğini tespit etti.  İdari Şef Anne-Marie Slaughter, kimsenin devlet tarafından verilen eski laptopları iş için kullanmadığını yüksek makamdaki görevlilerin bile işlerini hızlı ve verimli şekilde halletmek için özel e-mail adreslerini kullandığını söyledi. Aynı zamanda siber güvenlik için daha fazla kaynak ayrılması gerektiğini ve meclis üyelerine siber güvenlik gerekliliğini kanıtlamak için böyle bir durumun kullanılabileceğini ekledi. Dışişleri Bakanlığının yayınladığı siber saldırı girişimlerini içeren 6.300 sayfa, Osama bin Laden’in öldürülmesi dahil Arap Baharını da kapsayan bir  dönemi içeriyor.

İLGİLİ HABER >> CLİNTON’UN TÜM YAZIŞMALARI AÇIKLANACAK

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü John Kirby, Çarşamba günkü yayımlamanın bir parçası olarak, yetkililerin 215 e-mail’in sınıflandırma seviyesini arttırdığını açıkladı. Bunların neredeyse tamamı “gizli”, yani en düşük sınıflandırma seviyesine aitti. Üç e-mail “sır” olarak sınıflandırıldı, bunun da yanlış kişilerin eline geçer ise ulusal güvenliğe ciddi zarar verebilecek bilgiyi tanımlamak için kullanılan orta seviye bir sınıflandırma olduğunu belirtti.

HAFTALIK SİBER BÜLTEN RAPORUNA ABONE OLMAK İÇİN FORMU DOLDURUNUZ

[wysija_form id=”2″]

Obama kimseden çekmedi Rus hackerlardan çektiği kadar!

CNN, Rus bilgisayar korsanlarının Beyaz Saray’ın bazı bilgisayarlarına erişim sağlayarak, Obama’nın günlük programları gibi bilgileri elde ettiğini iddia etti.

Haberde  Rus bilgisayar korsanlarının Beyaz Saray’ın bazı bilgisayarlarını “hack”lediğini iddia edilirken, Beyaz Saray, konunun geçen yıl yaşanan ve o dönem basına da açıklanan olay olduğunu bildirdi.

Rusya merkezli “hacker”ların öncelikle ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisayar ağlarına ulaştığını belirten CNN, oradan da kendilerine Beyaz Saray’ın sistemine geçiş imkanını yarattıklarını kaydetti.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcülerinden Mark Stroh ise yaptığı açıklamada, bu haberlerin yeni bir olayla ilgili olmadığını ifade ederek, “Haber, geçen yıl, gizli bilgilerin olmadığı bazı bilgisayar ağlarımıza (siber) eylemlerde bulunulduğuna yönelik yaptığımız açıklamaya atıf yaparak, spekülasyonda bulunuyor” yorumunu yaptı.

Bu tip eylemleri gayet ciddiye aldıklarını belirten Stroh, “O zaman belirttiğimiz (geçen yıl) gibi, bu aktiviteleri ortadan kaldırmak için ivedi önlemleri aldık” açıklamasında bulundu.

CNN’e konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes da Beyaz Saray’ın gizli bilgilerinin yer aldığı sistemlerde ihlal bulunmadığını bildirdi.

Bazı Beyaz Saray yetkilileri de geçen yıl Beyaz Saray’ın bazı gizli bilgilerinin bulunmadığı bilgisayarlara siber saldırı yapıldığını ama hiçbir gizli bilgiye ulaşılmadığını hatırlattı.

KAYNAK: CNN

HAFTALIK BÜLTENİMİZE ABONE OLMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

[wysija_form id=”2″]

Suriye Elektronik Ordusu ile ilgili bilmemiz gereken 10 şey

Geçtiğimiz hafta Suriye Elektronik Ordusu’nun (SEO) Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere diğer bazı devlet kurumlarına ait mailleri sızdırıp yayınlaması uzun bir aradan sonra siber güvenlik konusunu gündemin ön sıralarına taşıdı. Televizyonlar güvenlik uzmanlarını canlı yayınlara çıkardı, yorumcular savaşların artık siber alana taşındığı, Türkiye’nin siber ordusu olması gerektiği gibi meselelerin üzerinde durdular.

Çoğunlukla yapılan analizler Türkiye’yi merkeze alırken, saldrıgan odaklı yorumlar pek üretilmedi. Halbuki SEO geçtiğimiz 3-4 yıl içerisinde siber kabiliyetlerini geliştirerek Türkiye’ye karşı ciddi bir stratejik tehdti haline geldi. Bu noktadan hareket ederek SEO saldırısını daha kapsamlı değerlendirebilmek için bazı önemli noktaları bir araya getirdik:

  1. Nereden çıktı bu SEO?

Tunus’ta başlayan Mısır ve Libya’dan sonra Suriye’ye sıçrayan ve kısaca ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan kitle hareketleri sırasında diktatör yönetimlerin internet politikası genelde ‘sınırlamacı ve reaktif’ olarak nitelendirilebilir. Sitelere erişimin engellenmesi, hesapların askıya alınması ve nihayetinde tüm ülkenin internet erişiminin kapatılması gibi yöntemler bu stratejinin taktiksel adımları olarak öne çıktı. Fakat Esad rejimi bu stratejiyi ‘müdahaleci-proaktif’ bir hale çevirdi. Suriye de Mısır ve Tunus gibi interneti kapattığı oldu fakat, Şam yönetimi siber alanı aynı zamanda bir operasyon sahası olarak da gördü. Sosyal medyada Esad yanlısı hesaplar açıldı. Şam’ı destekleyen hacktivist gruplar oluştu. 2011 Mart ayında başlayan rejime muhalif hareketlerden iki ay sonra ise siber alan SEO ile tanıştı.

  1. Kim bu adamlar?

Bu sorunun cevabı çok net olmasa da önemli ipuçları var. Bir kısmının Suriye’de olduğuna kesin gözüyle bakılsa da, ülke dışında yaşayan Suriyeli mühendislerin de yardımcı olduğuna inanılıyor. Suriye’de devlet yanlısı medyada  kahraman muamelesi görüyorlar. Televizyonlara canlı yayında bağlanıyorlar. Gazetelere demeç veriyorlar. Fakat şu ana kadar gerçek kimliği tespit edilebilen yok. Twitter hesaplarından yaptıkları eylemlerin bilgilerini paylaşıyorlar. Hepsinin Suriyeli olmadığı tahmin ediliyor. Özellikle Rus hackerlardan destek aldıkları düşünülüyor.

  1. Ne tür eylemler gerçekleştirdiler?

 SEO ilk olarak Suriyeli muhalifleri takip-izleme amaçlı çalıştı. DARKCOMET ve XTREME adlı truva  yazılımları ile muhaliflerin bilgisayarlarının kamerasını kontrol etme, bazı anti-virüs programlarını devre dışı bırakma, tuş kullanımını kaydetme, şifre çalma ve ekran görüntüsü alma gibi casusluk faaliyetleri gerçekleştirdi. Bu iki yazılımın da elde ettiği bilgileri Suriye’deki bir IP adresine gönderdikleri belirlenmiştir. BLACKSHADES isimli yazılımın da kaydettiği Skype konuşmalarını Suriye Telekomünikasyon’una gönderdiği tespit edilmiştir.

  1. Kimleri hedef aldı?

 İlk hedefleri Suriye’deki devrimi destekleyen muhalif site ve sosyal medya hesapları oldu. Daha sonra uluslararası medya organları ve küresel popülerliğe sahip kişilerin hespalarını hackleyerek rejim yanlısı mesajlar yerleştirdiler. Al Jazeera, BBC, Reuters, Al Arabia , Sky News Arbia, CNN, CBS, New York Times, Huffington Post, Washington Post, Reuters, BBC, The Guardian, The Financial Times hacklenen medya organları arasında sayılabilir. Bunların yanı sıra, Kaliforniya ve Harvard gibi üniversiteler Linkedin gibi internet platformları da saldırılardan payını almıştır. SEO en sansasyonel eylemini Associated Press (Nisan 2013) ajansının Twitter hesabından attığı ” Beyaz Saray’da iki patlama oldu. Barack Obama yaralandı.” paylaşım ile gerçekleştirmiştir.

  1. Türkiye’den başka devlete saldırdılar mı?

Suriyeli muhaliflere destek veren Türkiye’nin dışında Katar’ın devlet kurumlarından da gizli mailleri sızdırdılar. Bu mailler arasında dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da Katarlı yetkililerle yaptığı temasların ayrıntıları mevcut. Ayrıc Suriye’ye uluslararası müdahalenin tartışıldığı günlerde ABD Deniz Kuvvetleri’nin sitesini hackleyerek müdahale karşıtı resimler konmuştu. SEO’nun saldırıları ile Suriye ile ilgili gelişmeler arasında ciddi bir parallelliğin varlığı dikkat çekiyor.

  1. Siber kapasiteleri gelişme gösteriyor mu?

Kesinlikle. 2011 yılından bu yana gerçekleştirdikleri siber saldırılar giderek daha komplike hale geliyor. SEO’nun faaliyetleri dikkatle incelendiğinde grubun kurulduğu ilk aylarda amatör hackerların kolaylıkla gerçekleştirebileceği sosyal medya hesaplarının çalınmasından, ilerleyen zamanda daha karışık bir işlem olan kullanıcı bilgileri çalma, veri kaçağı, Tango ve Viber gibi akıllı telefon uygulamalarından bilgi sızdırma gibi DNS ayarlarının exploit edilmesi gerektiren eylemlere doğru bir kayma olduğu fark edildi. 2013 Ağustos ayında düzenlenen saldırıda üçüncü taraf olarak domain ismi sağlayan şirketlerin sistemlerinin kullanması, grubun daha gelişmiş hacker yöntemlerine başvurduğunun göstergesi sayılabilir.

  1. SEO’nun küresel bilinilirliği nasıl?

Özellikle ABD’de ve Arap dünyasında Türkiye’den daha fazla popüler olduğu açık. 3 ayrı platformda 2 senedir yaptığım SEO ile ilgili konuşmalardan sadece birinde salondaki bir kişi bu grubun ismini duyduğunu söylemişti. Buna rağmen SEO 2013’ün başında gizli hacker grupları arasında yapılan bir sıralamada en etkili dördüncü grup seçildi.

  1. Dış destek alıyorlar mı?

Kısa zamanda siber kapasitelerini geliştirmelerinin arkasında Rusya, Çin ve İran gibi Şam yönetiminin arkasında duran devletlerin desteği olduğu düşünülüyor. SEO’nun saldırılarını önlemek için Network Solutions’ın Suriye’den alınan domainleri kapatmasının ardından syrianelectronicarmy.com ve sea.sy siteleri Rusya’dan verilen bir host üzerinden domain buldular. Grup üyesi olduğu iddia eden kişiler, internet üzerinden verdikleri röportajlarda herhangi bir dış destek almadıklarını öne sürdüler. Saldırı taktiklerinin Çinli hackerların siber espiyonaj operasyonlarına benzemesi bu ülkeyi ‘olağan şüpheli’ haline getiriyor. Ayrıca bugüne kadar SEO’nun kullandığı tespit edilen SQL injection yazılımı ‘Havij’in de İranlı hackerlar tarafından üretildiği biliniyor. SEO’ya Rus desteğini araştıranların karşısına ise esrarengiz bir isim çıkıyor. Andrey Nebilovich Taame adlı Suriye doğumlu Rus vatandaşı. Suriye’de yaşadığı tahmin ediliyor. 35 yaşındaki Taame akıcı şekilde İngilizce ve Rusça konuşabiliyor. FBI’ın en çok aranan hackerlar listesinde yer alıyordu. Rusya ve Güney Kıbrıs’a seyahat ettiği tespit edildi. Muhtemelen doğum yeri olan Suriye’ye de geçtiği düşünülüyor. Taame Rusya’nın siber alanda Suriye’ye desteğinde anahtar rol oynayabileceği iddia ediliyor.

  1. Suriye devleti ile nasıl bir ilişkileri var?

 Şam yönetimi de SEO için çalışan hackerlar da organik bir bağın varlığını reddediyorlar. Dijital veri kayıtları 2013 nisanına kadar SEO’nun altyapısının büyük bir kısmı Suriye’de devlete ait domain sağlayıcısı kurum tarafından yönetildiğini göstermiştir. SEO kurucuları grubun internet sitesinde kendilerini “Suriye’deki olaylarla ilgili saptırılmış gerçeklere karşı pasif kalmak istemeyen Suriyeli gönüllüler” olarak tanıtmıştır. Devlet Başkanı Beşşar Esad 2011 Haziran ayında Şam Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada SEO’ya atıf yaparak, “Sanal gerçeklikte, gerçek bir ordu gibi davranan bir Elektronik Ordu bulunuyor.” ifadelerini kullanmıştır. SEO bu övgüye karşılık olarak internet sitesinden yaptığı açıklamada Esad’ın konuşmasında kendilerinden bahsetmesinden onurlandıklarını ifade etmiş, buna rağmen rejim ile resmi bir bağlarının olmadığını tekrarlamışlardır.

        10. İyi de, Suriye gibi bir ülkede bu hackerlar nasıl çıktı?

Bu konuda ön yargılı olmamak gerekiyor. Suriye Bilgisayar Topluluğu (Syrian Computer Society) adlı devlet destekli grup 1989’da bilişim konusunda çalışmalar yapmak için kurulmuş. Kurucusu dönemin Devlet Başkanı Hafız Esad’ın oğlu Basil Esad. Basil öldükten sonra kurumun başına şimdiki Devlet Başkanı Beşar Esad geliyor. Makina mühendisi olan Basil’in şahsi merakı ile nispeten erken bir dönemde kurulan SBT’ye Esad’ın oğullarının yönetmesi bu konuya gösterilen önemin bir işareti. SBT’nin bazı eski üyelerinin SEO içerisinde aktif olduğu düşünülüyor. SBT şu anda Suriye’deki domain isimlerinin dağıtılmasından sorumlu.

Ruslar casusluk için Windows açıklığını kullanmış

Rus hackerlarının Microsoft Windows’un ve çeşitli yazılımların açıklıklarını kullanarak birçok ülkede çeşitli kurum ve kuruluşlara sızdığı iddia edildi. Reuters’in, siber güvenlik firması ISight Partners’a dayandırdığı haberine göre, NATO, Avrupa Birliği, Ukrayna siyasi kurum ve kuruluşları, enerji ve telekomünikasyon sektöründen kimi şirketler, saldırıların hedefi oldu. Saldırıların hedef sistemlerden istihbarat toplama amaçlı olduğu açıklandı.

ISight, ne tür verilerin veya bilgilerin sızdırılmasının amaçlandığın bilinmediğini belirtti. Saldırıların amacının, Ukrayna kriziyle ilgili diplomatik, politik, ekonomik, enerji ve telekom ile ilgili bilgiler edinmek olduğundan süpheleniliyor. Saldırıda phishing emailleri ve virüslü dosyalar kullanıldı. iSight ayrıca 5 yıldır süren siber istihbarat operasyonunun halen sürdüğünü savunuyor. Bu operasyonun adı, yazılımların kodunda geçen Dune bilim kurgu serisinden esinlenilerek Sandworm Team olarak isimlendirilmiş.
Rapor ile ilgili Washingotn Post’ta çıkan bir habere göre de, Rus hackerların öncelikli hedefleri arasında NATO sistemleri, (özellikle Ukrayna krizinin yoğunlaştığı zamanlarda), Ukrayna hükümeti, bir Amerikan üniversitesi, Polonya’daki bir enerji şirketi ve bir Fransız telekomünikasyon şirketi bulunuyor. Araştırmacılar, takip edilen sunucuların Almanya’da bulunduğunu fakat, hackerlar tarafından Rusça dosyalar yerleştirildiğini bulduklarını kaydetti.
Bu operasyonun parçası olarak çok çeşitli yöntemler kullanıldı. Ağustos’tan bu yana da Windows’un bir çok versiyonunda bulunan bir açıklıktan yaralanıldı. Salı günü Microsoft tarafından yapılan bir açıklamada, bu açıklığın giderilmesi için bir güncelleme yayınlanacağı belirtildi. Rusya hükümeti, AB veya Ukrayna hükümeti tarafından herhangi bir resmi açıklama yapılmazken, iSight, yazılım kodlarındaki dil özelliklerinin, saldırının arkasında Rus hackerlar olduğu yönünde kuvvetli delil sunduğunu belirtti. ISight siber istihbarat araştırmalar direktörü John Hulquist, saldırının Rus çıkarlarıyla örtüştüğünü anlattı. Saldırıların siber suçtan ziyade istihbarat faaliyeti içermesi, saldırıların arkasında Rus devletinin desteği olduğu yönünde de fikir veriyor.
Buna benzer bir saldırı 2013 Aralık’ında NATO’nun Rus hackerlarca hedef alınması şeklinde gerçekleşmişti. ISight, Rus saldırılarınının arkasındaki Moskova desteğini açıklayan ve bu saldırılardaki ileri seviye teknikleri gözler önüne seren bir dizi araştırma ile biliniyor.

ABD bankalarına saldırıda Rus şüphesi

 

ABD’nin kritik finans kurumlarına son zamanlarda düzenlenen siber saldırıların arkasında Rus hackerların olduğu tahmin ediliyor. FBI’dan yapılan açıklamada siber saldırıların boyutunu belirlemeye çalıştıklarını ve istihbarat servisleriyle işbirliği yapıldığı belirtildi.

Hangi kurumların saldırıya uğradığı konusu herhangi bir netlik kazanmazken, çeşitli medya organlarında çıkan haberlere göre JP Morgan’ın hedefler arasında bulunduğu kaydedildi. Kaynaklar, kurumun kendi içerisinde de bir soruşturma yürüttüğünü söyledi. Bu durum saldırının kurum ağlarını kullanan bir çalışana yönelik oltalama saldırısı sonucu olabileceğini akla getirdi.

Çarşamba günü Bloomberg’de çıkan bir haberde Rus hackerların aralarında JPMorgan’ın da bulunduğu ABD bankalarını hedef alan siber saldırılar düzenlediği yer almıştı. Habere göre JPMorgan saldırı sonucunda hassas bilgilerini çaldırdı.
Konuyla ilgili New York Times’da çıkan haberde de ABD bankalarına yapılan saldırının kısa bir zaman önce Avrupa bankalarının sistemlerine sızmayı başaran hackerların düzenlediği saldırıyla ilişkisi olup olmadığı araştırıldığı ifade edildi.

Saldırganların müşteri hesap numaraları ve şifrelerini çalmasından endişe ediliyor. Fakat saldırıların siyasi motivasyonla yapılması durumunda hackerların sadece bir güç gösterisi ve siber espiyonaj için böyle bir eylem düzenlediği de seçenekler arasında yer alıyor.

Geçtiğimiz yıllarda İranlı olduğu düşünülen hackerlar ABD’nin Tahran yönetimine karşı aldığı yaptırım kararına karşılık olarak dev Amerikan bankalarının sistemlerini belirli bir süre kullanılmaz hale getirmişti.