Etiket arşivi: pandemi

Teknoloji devleri gözünü 2021’de start-up’lara dikti

Teknoloji devleri 2021'de start-up'lara gözünü diktiPandemi sonrası dönem, bulut güvenliği ve DevOps sektörlerindeki birleşme ve devralmaları büyük ölçüde körükledi.

Geçtiğimiz yıl, 50’den fazla firmanın satın alınmasıyla bu zamana kadar benzeri görülmemiş miktarda faaliyete sahne oldu. Bu, 2021’nin en büyük siber saldırılardan bazılarına sahne olması ile tamamen tutarlılık gösteriyor.  Hemen hemen her durumda, satın alan kuruluşların ya pazarlarındaki konumlarını sağlamlaştırmak ya da yeni pazarlara girmek için start-up’ları satın aldığı gözleniyor. 

BİRLEŞME VE DEVRALMALAR: İKİ UCU KESKİN BIÇAK

Birleşmelere devrimci bir iş anlaşması olarak bakmak da mümkün siber suçlular tarafından kötüye kullanılabilecek çok hassas bir nokta olarak bakmak da… Birleşmeler, bir işletmenin sahip olmadığı hizmetleri başka firmalar yoluyla edinmesini sağlayarak ona büyük ölçüde yardımcı olabilir. Diğer firma, işletmenin mevcut ürünlerini tamamlayan ve genel ürün performansını artıracak yeteneklere de sahip olabilir.

Diğer taraftan birleşmelerin, özellikle iki şirketin bulut altyapılarını birleştirme noktasında güvenliği azalttığı söylenebilir. Güvenlik ekipleri, satın alınan firmanın nüanslarını anlamak suretiyle, güvenliği her iki kuruluşta da birleşik bir şekilde hızlı ve verimli bir şekilde devralmaya ve uygulamaya zorlanıyor. Mühendisler, işlevselliğini henüz tam olarak anlamadan mevcut bir bulut altyapısını devralırsa bu durum birleşme sonrası bilgi boşluğu yaratabilir. 

2021’de karşımıza çıkan satın alma ve birleşmelerden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkün: 

CLOUDKNOX’UN MICROSOFT TARAFINDAN ALINMASI

Microsoft geçtiğimiz yıl kelimenin tam anlamıyla bir “satın alma” çılgınlığı yaşadı ve çeşitlendirilmiş temalar altında bir grup şirket satın aldı. Siber güvenlik başlığı altında satın alınan iki şirketten ilki Cloudknox. Söz konusu start-up, ayrıcalıklı erişime tam görünürlük sağlıyor. Çoklu bulut ve hibrit ortamlarda kaynakları, bulut altyapısını ve kimlikleri koruyor. Aşırı ayrıcalıklı cihazları ve kullanıcıları tespit etmek için etkinliğe dayalı yetkilendirme API’lerini kullanıyor.

Cloudknox’un en büyük cazibesi, birden fazla bulut hizmetini kapsaması. Bu özellik, Azure Active Directory’nin bulut kimliğini ve erişim hizmetlerini güçlendirmek için Microsoft tarafından kullanılabilir. Ayrıca, satın almanın Microsoft’u zero trust (sıfır güven) modeline doğru iteceği düşünülüyor. Bu, Azure müşterilerinin yalnızca sürekli olarak doğrulanmış kullanıcıların ve cihazların hassas verilere erişmesine izin verilmesini sağlayacak “en az ayrıcalık” ilkesini zorlamasını sağlayacaktır.

RISKIQ’NUN MİCROSOFT TARAFINDAN ALINMASI

Fidye yazılımı tehdidinin artması üzerine Microsoft, önde gelen tehdit istihbaratı ve saldırı yönetimi firması RiskIQ’yu 500 milyon dolara satın aldı. Bulut tabanlı siber güvenlik platformu, tehditleri analiz etmek, kaynaklarını belirlemek ve saldırıları hızlı bir şekilde etkisiz hale getirmek için makine öğrenimi uygulamalarını kullanarak cihazlar ve ağlardaki güvenlik açıklarını algılıyor. RiskIQ ayrıca internet üzerinden toplanan küresel tehdit istihbaratını ve makine öğrenimini kullanarak analizleri de mümkün kılıyor. 

Microsoft, çoklu bulut ortamlarındaki tehditleri tespit etmeye, bunlara cevap vermeye ve tehditlere karşı korumaya yardımcı olan uçtan uca bulut tabanlı yerel güvenlik sağlama noktasında uzun süredir lider konumda. RiskIQ’nun satın alınması, Microsoft’un güvenlik portföyüne güçlü bir destek oluşturdu. Ayrıca, devasa boyuttaki dijital mülklerini güvenlik saldırılarına karşı korumalarını sağlıyor.

Apple teknoloji ve yetenek avına çıktı: Şirket son 6 yılda 100’den fazla firma satın aldı

MESH7’IN VMWARE TARAFINDAN SATIN ALINMASI

VMware, bulut tabanlı güvenlik kuruluşu Mesh7’ı, hizmet ağı güvenliği üzerinde çalışmak üzere Tanzu birimleriyle entegre etme umuduyla satın aldı. Mesh7, Kubernetes ve Vm’lerde çalışan mikro hizmetleri güvence altına alan bir niş API ağ geçidi geliştirdi. Mesh7, VMware’in Tanzu Hizmet Ağı’nın da dayandığı Envoy adlı popüler bir açık kaynaklı proxy’ye dayanıyor. T

anzu Service Mesh, mikro hizmet trafiğini yönetmek için tasarlanmış olsa da, uygulamaların birbirleriyle iletişim kurması için Kubernetes’in giriş kaynağına entegre edilebilecek güvenli bir API ağ geçidinden hala yoksun. Bundan böyle, VMware uygulamalar arasında daha iyi bir anlayış sağlamak için Tanzu Mesh ile entegre edilebildiği için Mesh7’nin bağlamsal API davranışını kullanabilecek. Bu satın alma, hem Mesh7’nin bağlamsal API davranış çözümü hem de Tanzu Service Mesh’in Envoy üzerine kurulu olması ve böylece sorunsuz entegrasyona olanak sağlaması nedeniyle mükemmel bir eşleşme olarak değerlendiriliyor. Ayrıca, VMware’in API’lere görünürlük ve daha iyi güvenlik getirmesini sağlayacağı düşünülüyor.

HUMIO’NUN CROWDSTRIKE TARAFINDAN SATIN ALINMASI

Bu yılın başlarında, siber güvenlik platformu CrowdStrike, Log Analizi ve gözlemlenebilirlik start-up’ı Humio’yu 352 milyon dolar nakit ve 40 milyon dolar hisse senedi karşılığında satın aldı. Start-up yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve yapılandırılmamış verileri alma ve analiz etme ve basitleştirilmiş log yönetimini etkinleştirme yeteneğine sahip.

Öte yandan CrowdStrike, işletmeler için uç nokta koruması ve tehdit istihbaratına odaklanan bir siber güvenlik şirketi. Kuruluşların, bir ihlali önleyici olarak engellemeye yönelik çeşitli giriş noktalarından saldırı emarelerini tespit etmelerine yardımcı olmakta. Söz konusu satın alma, CrowdStrike’ın pratik bilgiler ve gerçek zamanlı koruma sağlamak için herhangi bir log veya uygulamadan veri tüketerek algılama ve yanıt verme yeteneklerini artırmasını sağlamakta. 

SCALYR’NIN SENTINELONE TARAFINDAN SATIN ALINMASI

Crowdstrike’ın Humio’yu satın almasıyla aynı şekilde, otonom siber güvenlik şirketi SentinelOne, bulut ölçekli veri analiz platformu Scalyr’ı satın aldı. SentinelOne, yapay zekâ destekli otomatik yanıt yeteneklerine öncülük eden bir firma. Güvenlik tehditlerini izleyerek bir şirket ağına tüm giriş noktalarını koruyor. Öte yandan Scalyr, gerçek zamanlı olarak büyük miktarda makine ve uygulama verisi tüketiyor. Bu veriler birden fazla sistemde makine hızında analiz ediliyor, böylece güvenlik uzmanları tehditleri otonom olarak tespit etmek, bunlara yanıt vermek ve azaltmak için pratik zekaya sahip oluyorlar.

Scalyr’ın SentinelOne tarafından satın alınması, SentinelOne’ın herhangi bir kaynaktan veri almasını ve izlemesini sağlayacak ve erişimini yalnızca uç nokta korumasının ötesine genişletecek. Ayrıca, satın alma Sentinelone’un ürün inovasyonlarını hızlandırırken sürdürülebilir bir büyüme modeli sağlıyor. Scalyr’ın veri analizi ve Sentinelone’un yapay zeka yeteneklerinin birleşimi, yeni bir makine hızı algılama, yanıt verme ve kurumsal ortamdaki saldırıların önlenmesi çağına yol açıyor.

Siber dolandırıcılar İngiltere’de sahte aşı sertifikası satıyor

Siber dolandırıcıların Facebook’ta yaptıkları paylaşımlarla İngiltere’de aşı olmayanları deep web üzerinde sahte aşı sertifikaları sattıklarını söyleyen sitelere yönlendirdiği ortaya çıktı.

Ülkede bazı yerlere girebilmek ya da yurt dışından dönüşte karantinadan kaçınmak için aşı olduğunu belgelemek gerekiyor. Ancak Facebook’ta aşı olmayanlar için sahte sertifika satanların ilanlarına rastlanıyor.

İlanlarda, bu sertifikaların insanların işlerini korumalarına, çeşitli faaliyetlere katılmalarına ve seyahat etmelerine yardımcı olacağı ifade ediliyordu. Bu paylaşımların bazıları Facebook tarafından birkaç gün içinde kaldırıldı, ancak konuya ilişkin başka gönderi ve yorumlar henüz silinmedi.

Intelligent Sanctuary adındaki siber soruşturma şirketinin yöneticisi Jonathan Benton, internette, sahte geçiş izinleri, sertifikalar, kartlar ve aşı kartları bulunduğunu, hatta bunların bazılarında karta hangi aşının yazılmasını istediğinizin bile sorulduğunu belirtiyor.

Eski bir dedektif olan Benton, internette satılan kartların bazılarının yanlış bilgilerle doldurulmuş gerçek kartlar, bazılarının ise tamamen sahte belgeler olduğunu kaydediyor.

Siber dolandırıcılar krizi fırsata çevirmeye çalışıyor: Dark Web’de sahte PCR sonucu satılıyor!

Kovid sertifikaları, tıpkı uyuşturucu madde, silah ve çalıntı mallar gibi deep web’de satılıyor. Pek çok satıcı, aralarında ABD ve Avrupa Birliği üyeleri de bulunan ülkelere ait belgeler sattıklarını iddia ediyor.

Satıcılardan biri, Portekiz, Fransa, Yunanistan, İspanya, Avustralya, Letonya, Fas ve İngiltere de dahil, tam 22 ülkeden aşı sertifikası verebileceğini belirtmiş. Sadece kağıda basılı belge değil, elektronik kodları içeren Covid uygulamaları da sattıklarını, zira sağlık hizmetlerinde çalışan tanıdıkları aracılığıyla bu bilgileri veri tabanına işleyebildiklerini öne sürüyorlar.

Benton, “Maalesef bu iddia, kulağa doğru geliyor” diyor. Eski dedektife göre, satışların ardında kimlerin bulunduğunu bilmek zor, ancak internet ortamında faaliyet gösteren suçluların arttığı bir dönemde, organize suç örgütleri tarafından yürütülüyor olması mümkün.

Kaynak: BBC Türkçe

İşsiz öğrencilerin ekmek kapısı siber dolandırıcılık oldu!

COVID-19 salgının başlangıcından bu yana Nijerya’da siber suçlara bulaşan insan sayısında artış yaşanırken uygulanan yöntemler de gittikçe karmaşıklaşıyor. Ülkede siber dolandırıcılık kendine has müzik tarzına varana kadar apayrı bir yaşam biçimi olarak öne çıkıyor.

COVID-19, ekonomiden eğitime birçok alanda ciddi sarsıntılar meydana getirdi. Bu iki alan başta olmak üzere hayatın her alanında internetin etkisi arttı. Ekonomide yaşanan durgunluk eğitimdeki kesintilerle bir araya gelince gençler için umutsuzluk ve alternatif çare arayışı hat safhaya çıktı. 

Afrika’nın en büyük ekonomilerinden biri olan Nijerya, dünyada sıralamasında da önemli ülkeler arasında yer alıyor. Son beş yılda dörde katlanan işsizlik oranları pandeminin de yıkıcı etkisiyle 33,3’e kadar tırmanmış. Enflasyon yüzde 17. Diğer yandan genç nüfusuyla bilinen Nijerya, teknolojinin en büyük ivme yakaladığı ülkelerden biri konumunda. Ancak eğitim ve ekonomi aynı anda darbe yiyince çok sayıda üniversite öğrencisi siber suçlar başta olmak üzere çeşitli illegal alanlara yöneliyor.

Taramadan önce düşünün: QR kodlarını güvenli kullanmanın yolları

Nijerya Ekonomik ve Mali Suçlar Komisyonu EFCC, pandemi sürecinde siber suçlarla ilgili verileri paylaşmayı reddediyor. Ancak, Ocak 2019’dan Haziran 2021 arasında kurumun Twitter hesabı tarafından paylaşılan siber suç verileri, pandemi boyunca tutuklamalarda ciddi bir artış olduğunu gösteriyor. 2019’da EFCC, toplam 117 siber suçlara bağlı tutuklama tweeti attı. Ocak 2021 ile Haziran 2021 ise bu rakamın 300’ü aştığı görülüyor.

2020 YILINDA 110 MİLYON DOLAR HAKSIZ KAZANÇ

ABD Federal Soruşturma Bürosu tarafından Bilgi Edinme Özgürlüğü Taleplerine cevap olarak yayınlanan verilere göre, Nijeryalı siber tehdit aktörleri 2020 yılında sahte sosyal yardım ve kredi gibi yollarla 110 milyon dolardan fazla kaynak elde etti. Bu 2019 yılı için bildirilmiş olan 33,9 milyon dolarlık rakamın neredeyse üç katı. ABD yönetiminin sosyal yardımları artırması ve başvuru yöntemlerini kolaylaştırmış olması da siber suçluların sistemi kandırmalarını kolaylaştırıyor.

Nijerya’da siber dolandırıcılık, 1980’ler ve 1990’larda ABD’de uyuşturucu çeteleriyle birlikte patlama yapan ‘gangster rap’e benzer şekilde, kendine has müzik tarzına varana kadar apayrı bir yaşam tarzı olarak öne çıkıyor. Ve bu kültür git gide daha yaygın hâle geliyor.

 

Siber saldırıya ortalama cevap verme süresi iki iş gününü geçiyor

Firmaların siber saldırılara yönelik verdiği ortalama karşılık süresinin 2 iş gününü geçtiği ortaya çıktı.

ABD’de gerçekleştirilen bir araştırmaya göre siber saldırıya uğrayan şirketlerin sistemlerini çalışır hale getirmesi, iki iş gününden uzun sürüyor. Bu süre boyunca saldırının hedefi olan sistemler, tam kapasite çalışamadığı gibi kullanım dışı bile kalabiliyor.

Şirketlerin müşterilerine sunduğu hizmetlerin günlerce aksamaması için platformunda 1000’den fazla bağımsız siber güvenlik uzmanı bulunan BugBounter, sistemleri saldırıya uğramadan önce denetletmenin önemine dikkat çekiyor.

Kovid-19 salgınıyla dijitalleşmenin ve evden çalışan ekiplerin artması, şirketlerde yeni siber saldırı alanlarının oluşmasına neden oluyor. ABD’li bir güvenlik şirketi olan Deep Instinct’in gerçekleştirdiği Voice of SecOps raporuna göre şirketlerin bir siber saldırıya karşılık vermesi ortalama 20 saat sürüyor.

ŞİRKET SİSTEM VE UYGULAMALARINI SİBER GÜVENLİK UZMANLARI DENETLEMELİ

Şirketlerin güvenlik açıklarını denetleme, bulma ve doğrulama ihtiyacını bünyesindeki binin üzerinde bağımsız araştırmacıyla hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılayan BugBounter.com, ortalama iki iş gününe mal olan siber saldırıları yaşamaması için şirketleri sistemlerini ve uygulamalarını siber güvenlik uzmanlarına denetletmeye çağırıyor.

Nokia tehdit istihbaratı raporu: En fazla saldırıya Android cihazlar uğruyor

Araştırmadaki diğer bulgulara göre siber saldırılara finans sektörü 16 saatte, büyük şirketler  15 saatte karşılık verirken, küçük şirketlerde bu süre 25 saate kadar artıyor. Bu verilerin arkasında yatan sebepler incelendiğinde ise çalışanların kullandığı tüm sistemlerin güvenlik denetlemelerinin yüzde 1’lik kesimi oluşturması yatıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 26’sı karmaşıklıktan ötürü güvenlik araçlarını yükleyemediklerini belirtirken, yüzde 39’u tehditleri araştırmak için fazla zaman harcanması gerektiğine ve yüzde 35’i de kalifiye SecOps (Güvenlik + Operasyonlar) çalışanının azlığına işaret ediyor.

Youtube aşı karşıtı hesapları kapatacak

Video paylaşım platformu YouTube, yayındaki aşı karşıtı içerikleri sileceğini ve ilgili hesapların kapatılacağını duyurdu.

Firmadan yapılan açıklamada, aşılarla ilgili yanlış bilgiler veren ve aşı karşıtlığı yapan hesapların kapatılacağı kaydedildi. YouTube Baş Ürün Sorumlusu Neil Mohan ise, bununla ilgili bir milyondan fazla videonun kaldırıldığını söyledi

Youtube, Kovid-19’a dair yanlış bilgi veren içeriklere ek olarak aşıların kronik sağlık sorununa neden olduğunu iddia eden ya da aşıların içindeki maddelere dair yanlış bilgi veren içerikler de dahil olmak üzere tüm aşı karşıtı içerikleri engelleyeceğini açıkladı.

The Washington Post’ın Youtube’un Başkan Yardımcısı Matt Halprin’e dayandırdığı habere göre, Alphabet Inc’in sahip olduğu çevrimiçi video şirketi ön plana çıkan aşı karşıtı aktivistleri de engelleyerek platformdaki birkaç kanalı kapatacak.

Söz konusu aktivistler arasında aşı karşıtı hareket içerisinde halk tarafından tanınan Robert F. Kennedy Jr, Joseph Mercola gibi isimler yer alıyor. Youtube ve teknoloji devleri Facebook Inc ve Twitter gibi şirketlerin sağlıkla alakalı yanlış bilgilerin yayılmasını engelleme konusunda yeterli adım atmadıklarına dair eleştirilmelerinin ardından şirket böyle bir adım attı.

DEZENFORMASYON YAPN 1 MİLYONDAN FAZLA HESAP KAPATILDI

YouTube Baş Ürün Sorumlusu Neil Mohan, şirketin sitesinden yaptığı açıklamada, şirketin, 2020 yılı Şubat ayından beri, “salgının sahte olduğunu iddia ederek ya da hastalığa sahte çareler önererek tehlikeli biçimde dezenformasyon yapan” bir milyondan fazla videoyu kaldırdığını belirtti.

YouTube’un politikasının temelinde gerçek dünyada zarar verebilecek içeriği kaldırmak olduğunu vurgulayan Mohan, dezenformasyonu tespit edebilmek için açık doğrulara ihtiyaçları olduğunun altını çizdi.

Mohan, Kovid-19 konusunda bilimsel gelişmeleri takip edebilmek için Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi uzman kurumların fikir birliğine güvendiklerini ifade etti.

Kaynak: Independent Türkçe