Etiket arşivi: pandemi

İşte her CFO’nun sorması gereken 3 siber güvenlik sorusu!

İşte her CFO'nun sorması gereken 3 siber güvenlik sorusu!Dijitalleşmenin hızlanarak devam ettiği pandemi sonrasında şirketlerin siber güvenliğe vermesi gereken önem her geçen gün artıyor.

Bugbounter firması, siber saldırı tehlikesine karşı karşı her CFO’nun kendi şirketinde sorması gereken 3 soruyu ve cevaplarını paylaştı:

ŞİRKET OLARAK NE KADAR GÜVENDEYİZ?

CFO’ların, şirketinin karşılaşabileceği siber saldırılara karşı dayanıklılığını ve güvenlik ekiplerinin veriler ile sistemleri korumak için neler yaptığına dair belli bir fikir sahibi olması açısından bu soru çok önemli.

Kurumdaki en değerli dijital varlıkların belirlenmiş, en güncel metotlar ile güvenlik testlerinin yapılıyor olduğu, eldeki kaynaklar ve mevcut siber güvenlik ortamı dahilinde mümkün olan en iyi şekilde korunuyor olması, bu soruya verilebilecek en iyi cevaplar arasında yer alıyor. Bu noktada web sitelerine, uygulamalara ve sistemlere yapılan siber saldırıların veya başarılı/başarısız ihlal denemelerinin sayısı, bulunan bir kritik güvenlik açığının ne hızda giderilebildiği gibi metrikler, şirketlerin karşı karşıya olduğu siber tehditleri ölçmesine yardımcı olabiliyor.

Şirketlerin siber güvenlik döngüsünü sürdürebilmeleri için 8 altın kural!

BT departmanlarından sorumlu olmayan yöneticilerin birçoğu şirketin karşılaştığı saldırıların çoğunu bilmiyor ve ilgilenmiyor. Bildikleri saldırılar genellikle medyada büyük yankı yaratanlar oluyor. Konuya dair verilerin tamamı paylaşılırsa bu yöneticilerin siber güvenlik için ayrılacak bütçelere dair daha doğru kararlar verebilmesi mümkün olabiliyor.
 

SEKTÖRDEKİ EN ÖNEMLİ SİBER TEHDİT VE RİSKLER HANGİLERİ?

Bu soru, siber saldırganların en çok hedef aldığı finans, e-ticaret, perakende, yazılım ve sağlık gibi sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin CFO’ları tarafından sorulması çok önemli. Çünkü bu sektörlerde sıkça kullanılan veya kullanılması zorunlu olan altyapıları, uygulamaları, sistemleri ve verileri özel olarak hedef alan saldırı yöntemleri bulunuyor. Sektörlere özel saldırı trendlerini bilen CFO’lar, şirketlerinin bu saldırıların hedefi olmasını engellemek için hangi yatırımları yapacağına karar vermesini sağlayabiliyor.

ZAFİYETLERİ ZAMANINDA ÖĞRENMEMENİN POTANSİYEL MALİYETİ NEDİR?

Siber güvenliğe yapılan yatırımların çıktısının saldırının hiç gerçekleşmemesi gibi yoruma açık olması, yatırımların geri dönüşünü ölçmeyi zorlaştırıyor. Ancak yine de CFO’ların güvenlik yöneticilerine güvenlik açıklarını ne hızda ve çeşitlilikte bulabildiklerini, kötü niyetli bir saldırgan tarafından bulunup sömürülen bir açığın ne kadar zarara neden olabileceğini sorması, şirketin saldırıya uğramasını engellemek açısından doğru ve etkin denetim yöntemlerini kullanmaya başlamasına vesile olabilir.

BugBounter Kurucu Ortağı ve CEO’su Arif Gürdenli, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Siber sistemlerin şirketlerin en büyük yardımcısı haline geldiği günümüzde bu sistemleri hedef alan siber saldırılar, şirketlere itibar ve finansal kayıplar yaşatıyor. Bu yüzden şirketlerdeki üst yönetimin her an siber saldırılara karşı farkında olması gerekiyor ve siber tehditler sürekli geliştiği için yatırımlara da devam etmek şart haline geliyor.”

SolarWinds CEO’su: İş başı yaptıktan birkaç gün sonra tarihi bir siber saldırıya uğradık

                         SolarWinds CEO’su Sudhakar Ramakrishna

SolarWinds CEO’su Sudhakar Ramakrishna, ABD federal hükümetine bağlı birçok şirket, kurum ve bakanlıkta bir dizi büyük veri ihlaliyle sonuçlanan 2020 siber saldırısına ilişkin düşüncelerini kaleme aldı.

Fortune.com’a yazan Ramakrishn, 2020’de gerçekleştirilen saldırı için “tarihin en karmaşık siber saldırılarından biri” ifadesini kullandı. İşte Sudhakar Ramakrishna’nın yazısı: 

Aralık 2020’de bir akşam ailemle birlikte doğum günü yemeğimin tadını çıkarırken, cep telefonum çaldı. Telefonun diğer ucunda, birkaç hafta sonra CEO olarak aralarına katılacağım BT şirketi Solarwinds’in Genel Danışmanı bulunmaktaydı. Telefondaki kişi şirketin az önce bir siber saldırıya uğradığını belirtiyordu.

SolarWinds, bir gecede herkes tarafından bilinen bir şirket haline gelmişti.  Siber saldırının, ABD hükümeti tarafından Rusya’ya atfedilen ve SolarWinds dahil olmak üzere birçok teknoloji şirketini hedef alan son derece sofistike, iyi hazırlanmış bir siber saldırı olduğu anlaşıldı.

ABD’yi sarsan hacklemenin anatomisi: İşte SolarWinds saldırısının 8 maddelik özeti

O akşamdan bu yana edindiğim deneyim, müşteri güvenini yeniden inşa etmenin ve çalışanların motivasyonunu koruma pozisyonunda olan herhangi bir yönetici için bir dizi ders içermekteydi.

Olayın haberi ilk ulaştığında, birçok arkadaşım ve ailem bu pozisyonu üstlenip sayısız zorlukla başa çıkmak durumunda kalacağım düşüncesiyle kararımı sorguladı.

Nihayetinde, hatırlamam gereken tek şeyin çocuklarıma sayısız kez söylediğim şu sözler olduğunu düşündüm: “Bir kere söz verdikten sonra, takip etmek için elinizden gelenin en iyisini yaparsınız.”

CEO olarak, şirketin tonunu siz belirlersiniz ve çalışanlar istikrar noktasında sizin gözünüzün içine bakar. İlk günden itibaren mesajım, bu zorluğa karşı kafa kafaya mücadele edeceğimiz ve bundan daha güçlü çıkacağımızdı. 

SALDIRIYA  PANDEMİYE RAĞMEN BAŞARIYLA YANIT VERDİK

“Solarians” olarak adlandırdığımız yetenekli, becerikli ve özverili bireylerden oluşan bir ekibi miras aldığım için çok şanslıydım.” Çalışanlar hem yönetici değişikliği hem de siber saldırıya yanıt verme bakımından zorlu bir dönemle başarılı bir şekilde yüzleşmekle kalmadılar, aynı zamanda bütün bunları küresel bir salgın sırasında yaptılar.

Birçok “Solarian” günlerce tam mesai çalıştı. Önümüzdeki yolun kısa ya da kolay olmadığını biliyordum. Ekibimizi tükenmişlik sendromundan korumak için net beklentiler ve sınırlar belirlememiz gerekiyordu. Sürekli iletişim, ilerlemeye ilişkin güncel bilgiler ve cesaretlendirme bize yardımcı oldu.

Net ve acil hedefler koymak bizim için çok önemliydi. Öncelikle, olayın temeline inmeliydik. İkinci olarak, bu sorunu çözmeliydik ve üçüncü olarak, müşterilerimize destek vermeli ve kendilerine güvenli bir ortam sağlamalıydık. Bu üç cephede mümkün olan en kısa sürede çalışarak, sorunu tespit edebildik, bir çözüm belirlemek için sektör ortaklarıyla iş birliği yapabildik ve 48 saat içinde bir yazılım düzeltme eki geliştirip yayınlayabildik!

Acil konuların ele alınmasının ardından, yapmanız gereken sistemik iyileştirmelere konsantre olmak ve bunları kaynaklar, yatırımlar ve odaklanma ile uygun şekilde önceliklendirmek. “Tasarım Gereği Güvenli” ekibimizin odak noktası oldu.

MÜŞTERİLERE KARŞI ŞEFFAF OLUN  

Olay 100’den az müşteriyi etkiledi ve biz bunu aylar süren soruşturmamızın ilerleyen zamanlarına kadar bilmiyorduk. En başından beri bildiğimiz her şeyi, en kısa sürede tüm müşterilerimizle paylaştık. Bu, haklı olarak her zaman şeffaf bir şekilde cevapladığımız birçok sorusu olan müşterilerle yapılan birçok toplantı anlamına geliyordu.

Dürüst ve açık iletişime öncelik vermek onların güvenini yeniden kazanmamıza yardımcı oldu ve müşterilerin büyük çoğunluğunun bizimle çalışmaya devam ettiğini paylaşabilmekten mutluluk duyuyorum. Birçoğu şimdilerde kendi sistemlerini güçlendirmelerine yardımcı olmamız için bize geliyor.

Aralık 2020’de o akşam telefona cevap verdiğimde beni ve yeni ekibimi neyin beklediğine dair hiçbir fikrim yoktu. Takip etmemiz gereken bir plan veya yol haritası olmasa da şeffaflık, aciliyet, alçakgönüllülük ve öğrenmeye istekli olmaya ilişkin temel ilkelere odaklanmak suretiyle, tüm liderlik ekibimiz yalnızca müşteri güvenini özenle yeniden inşa etmekle kalmayıp aynı zamanda çalışanları motive edebildi.   

Çocuklarını ekrandan kurtarmak isteyen baba, kasabayı internetsiz bıraktı

Çocuklarının gece geç saatlere kadar internette vakit geçirmesinden rahatsız olan bir baba, yanlışlıkla tüm kasabayı internetsiz bıraktı. Baba, hapis ve ağır para cezasıyla karşı karşıya kaldı.

Fransa’da bir baba, akıllı telefon bağımlısı hâline gelen çocuklarını kurtarmak için sıra dışı bir çözüm yoluna gitti. Online forumlardan araştırdığı çözüm yollarından birini hayat geçiren baba, bir süreliğine sorunu çözdüğünü düşündü. Ancak kesilen sinyal nedeniyle mağdur olan komşuların şikâyeti üzerine adamın jammer kullandığı ortaya çıktı.

Olay Fransa’nın Messanges kasabasında gerçekleşti. Bölge halkı, gece yarısından 3’e kadar internet hizmetinin çalışmadığını fark etti. Mobil operatörlerden birinin, yaşanan sorunu ülkenin radyoelektrik spektrumunu yönetmekten sorumlu Agence Nationale des Fréquences’e (ANFR) bildirdi. Yapılan araştırmanın sonucunda, kasabadaki radyo frekanslarını engellemek için radyo dalgalarını mobil cihazlarla aynı frekansta ileterek onların baz istasyonlarına bağlanmasını ve sinyal almasını engelleyen bir cihaz olan jammer kullanıldığı tespit edildi.

İnternetsiz Kuzey Kore siber saldırılar ile nasıl döviz elde ediyor?

ANFR tarafından hazırlanan bir rapora göre, bir teknisyen jammer sinyalini komşu bir kasabadaki bir eve kadar takip etti. Evin sahibi, sinyali kesenin kendisi olduğunu itiraf ederken, amacının çocuklarını geç saatte internete girmekten alıkoymak olduğunu ifade etti. ANFR, jammer kullanıldığını Cumhuriyet Savcılığına bildirdi. Suçu araştıran Savcılık, cihaza el koydu.

ANFR, durumu raporunda şöyle ifade etti: “Yaşanan olayın açıklaması beklenmedik derecede basit. Jammer cihazını evdeki delikanlıların uykuya dalmak yerine akıllı telefonlarıyla internete erişmelerini engellemek isteyen baba kurmuştu! Kovid-19 salgını nedeniyle uygulanan karantinadan bu yana çocukları, gerçekten de sosyal ağlara ve diğer uygulamalara bağımlı hale gelmişti. Bu aşırılıklara son vermek isteyen baba, internetteki forumlara baktıktan sonra en iyi çözümün sinyal bozucu yani jammer kullanmak olduğuna karar vermiş!”

Gerçekte kendi evinin internetini kesmek istese de bir kasabayı günlerce internetsiz bırakan Fransız baba, ciddi bir cezayla karşı karşıya. Fransız kanunlarına göre, Jammer kullananlar, 6 ay hapis ve 30 bin Euro’ya varan para cezasına çarptırılıyor.

Siber tehlike arttıkça güvenlik şirketlerinin değeri rekor kırıyor

Siber güvenlik açısından zor bir dönem olan 2021, güvenlik start-upları açısından ise rekorlara imza atılan bir yıl olarak tarihe geçti. Geçen yıl 30’un üzerinde girişim 1 milyarın üzerinde değere ulaştı.

Güvenlik sektöründe finansal danışmanlık yapan Momentum Cyber’den alınan son verilere göre, siber güvenlik girişimleri geçen yıl 29,5 milyar dolarlık “rekor kıran” bir risk sermayesi topladı. Bu rakam 2020’de toplanan 12 milyar doların iki katından fazla. 2021 yılında toplanan meblağ önceki iki yılın toplamını aşmış durumda.

Para musluklarının açıldığı binden fazla anlaşmadan 84’ünün bütçesi 100 milyon dolardan fazla. Bunların arasında, endüstriyel siber güvenlik girişimi Dragos’un aldığı 200 milyon dolarlık D Serisi yatırımı, Claroty’nin halka arz öncesi topladığı 140 milyon dolarlık ve parolasız kimlik doğrulama şirketi Transmit Security’nin topladıüı 543 milyon dolarlık A Serisi yatırımı bulunuyor.

Türk adli bilişim girişimi Binalyze’ın yatırım başarısı sırrı: “Hız hayati önem taşıyor”

SİBER GÜVENLİK ENDÜSTRİSİ 2022’DE DAHA DA BÜYÜYECEK

İnovasyon teşvikleri ve siber tehditlerdeki pandemi kaynaklı patlamanın sebep olduğu bu tarihi yatırım hacminin bir sonucu olarak, 2021’de rekor sayıda güvenlik girişimi 1 milyar doların üzerinde değere ulaştı. Bir önceki yıl 6 firmanın ulaşabildiği sınır 2021’de 30’dan fazla girişim tarafından aşıldı.

Momentum Cyber ve NightDragon Security’nin Kurucusu ve Genel Müdürü Dave DeWalt, istatistiklerle ortaya konan büyümeyi “siberin altın çağını” yaşadığımızın göstergesi olarak kabul ediyor. Momentum, artan tehdit ortamının bir sonucu olarak endüstrinin “daha da büyüyeceği” bir 2022’ye hazırlandığı görüşünü ifade ediyor.

2021 yılında ek BT harcamaları tavan yaptı

Geçtiğimiz 2021 yılında firmaların ek BT harcamalarının tavan yaptığı ortaya çıktı.

KPMG ve Harvey Nash tarafından hazırlanan dünyanın en büyük BT araştırmasının sonuçlarına göre, 2020 yılında küresel çapta pandemi sürecinde ortalama ek BT harcamaları yüzde 5 arttı. Türkiye’deki ortalama ek BT harcamaları ise 2021 yılı boyunca yüzde 12 artış kaydetti.

Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ile işe alım danışmanlığı ve BT dış kaynak hizmeti sağlayıcısı Harvey Nash’in CIO Araştırması, birçok farklı sektörden ve coğrafyadan 4.200’ün üzerinde BT liderinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kapsamlı BT araştırması, pandemi sürecinde ortalama ek BT harcamasının yüzde 5 arttığını gösterirken CIO’ların operasyonel önceliklerine bakıldığında; verimlilik, müşteri bağlılığı ve iş gücünü etkin kullanmak öne çıkıyor.

Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 86’sı pandemi sonrası iş gücünü uzaktan çalışmaya geçirdi. CIO’lar yarısından fazlası uzaktan çalışmanın devam edeceğini öngörüyor. Pandemiyle ortaya çıkan ilk beş beceri eksikliği; siber güvenlik (yüzde 35), organizasyon değişim yönetimi (yüzde 26), kurumsal mimari (yüzde 22), teknik mimari (yüzde 22) ve ileri analitik (yüzde 22) olarak sıralanıyor.

Pandeminin başlangıcındaki yatırım öncelikleri arasında siber güvenliğin ilk sırada yer alması da bu yanıtları teyit ediyor. Araştırmaya katılan küresel CIO’ların yüzde 61’i teknoloji liderlerinin pandemi süresince etkisini artırdığını; yüzde 71’i de krizin ekip ve kurum arasındaki iş birliğini pekiştirdiğini düşünüyor.

TÜRKİYE’DEKİ EK BT HARCAMALARI 2021’DE YÜZDE 12 ARTTI

Araştırmanın Türkiye sonuçlarına bakıldığında ise 2021 yılı süresince ortalama ek BT harcamalarında yüzde 12’lik bir artış gözleniyor. CIO’lar, 2022 yılı için bütçelerinde yüzde 80’lik ve çalışan sayısında yüzde 70’lik bir artış öngörüyor.

Araştırmaya katılan BT liderlerinin tamamı, yapılan yatırımların olumlu geri dönüşü olacağını belirtiyor. 2020 yılında siber güvenlik yatırımları ön plana çıkarken 2021 yılında müşteri deneyimi ve iç görü sistemlerinin öncelik kazandığı gözlemleniyor.

Global sonuçlara benzer şekilde, Türkiye’den araştırmaya katılan CIO’ların da neredeyse tamamı, pandeminin teknoloji liderlerinin etkinliği artırdığı konusunda hemfikir ve bu süreçte ekip ve kurum arasında iş birliğinin arttığını düşünüyor.

BT liderlerinin yüzde 52’si ekipte çeşitliliğin önemine dikkati çekerken yalnızca yüzde 26’lık bir kesim teknoloji ekibi bünyesinde kapsayıcı bir kültür oluşturduğunu düşünüyor.

Türkiye’de siber suçlar 2021’de patladı: 436 bin kişinin bilgileri çalındı

 

Araştırmanın Türkiye sonuçlarında şu başlıklar öne çıktı:

  • Enerji ve altyapı hizmetleri, kamu, sağlık hizmetleri ve teknoloji sektörlerindeki kurumlar yoğun bir şekilde yatırım yaparken kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, eğlence ve eğitim sektörlerindeki kurumların ise yatırımlar konusunda frene bastığı gözleniyor.
  • En başarılı dijital iş stratejilerine sahip on kurumdan üçüne; yani yüzde 30’una tekabül eden dijital liderlerin, krizle başa çıkmak için gereken altyapıyı büyük ölçüde önceden oluşturdukları ve yeni teknolojilerin hayata geçirilmesi konusunda ilerleme kaydettikleri belirlendi. Kriz ortaya çıktığında, emsalleri harcamaları azaltırken dijital liderler yatırım yapmaya devam etti.
  • Teknoloji liderlerinin yüzde 38’i çalışanlarının yarısından fazlasının ağırlıklı olarak evden çalışmaya devam edeceğini öngörüyor ve kurumlar lokasyonsuz bir dünyanın ne kadar farklı olduğunu fark etmeye başlıyor. İşe alımlarda potansiyel yetenek havuzu tüm dünya geneline yayılmış durumda.
  • Çalışanların ruh sağlığı önemli sorunlardan biri olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan teknoloji liderlerinin yüzde 84’ü ekipleri için endişelendiklerini belirtti. Ancak bu duruma yönelik uygulamaların hayata geçirildiği gözleniyor.
  • Kadınların teknoloji dünyasına katılımını sağlamak üzere tasarlanmış özel programlardan faydalanılsa da teknoloji liderliği alanında kadınların oranı hala düşük seyrediyor. Araştırma çeşitlilik içeren ekiplerin daha başarılı iş performansı elde ettikleri hususunda ilave kanıtlar ortaya koyuyor. Ayrıca uzaktan çalışmanın esnek yapısının daha fazla katılımı teşvik edebileceği de dolaylı sonuçlardan biri olarak ortaya çıkıyor.
  • Teknoloji liderleri pandemiyle birlikte ortaya çıkan krizin merkezinde yer aldı. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i kriz sonucunda kendini daha etkili hissettiğini belirtti. Ancak araştırma, bu durumun henüz yönetim kurulu üyeliğine yansımadığını gösteriyor. CIO’lar için 2017’de yüzde 71 olan oran günümüzde yüzde 61’e geriledi. Bu düşüş endişe verici bir durum olarak görülmüyor.